Fotoğraflar: Emrah TARIM

 7 Güzel Adam şiir ve dizinin buluşması gibi… Bilmeyenlere hikâyesini anlatır mısınız?
‘Yedi Güzel Adam’ bir dizi olmakla birlikte Türk edebiyat tarihine ışık tutan bir başyapıt. Kahramanmaraş’ta yasamış 7 usta şairin hayatını, 80'li yıllarda yaşanan üzücü sağ-sol ve Maraş olaylarını anlatıyor. İçinde şiir olan, 
edebiyat olan, aşk olan, şiir gibi dizidir.
KAHRAMAN, ADAM GİBİ ADAM
“80’li yıllarda yaşanan sağ-sol olaylarını ve Maraş Katliamı’nı anlatıyor” diyorsunuz. Peki, tarihin tozlu sayfalarından neler öğrendiniz? 
O tarihlerde yaşanan olayları ekip olarak tekrar yaşıyoruz. Çoğumuz o tarihlerde dünyada değildik, okuduğumuz her bölümle daha çok bilgi sahibi oluyor ve daha çok üzülüyoruz. Çok fazla ölümlerin, acıların yaşandığı bu tarihlerde yaşananları objektif gözle anlatmak, hikâye etmek de bir o kadar zor. Oynamak daha da zor! En ufak bir kelime hatası bile çok büyük sonuçlar yaratabilir. Çünkü hassas konular. Bu yüzden de çok dikkatli çalışıyoruz.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, dizinin her bölümünü izlediğini söyledi. Neler söylersiniz?
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı o kadar yoğun programında bizi izliyor, seviyor ve vakit yaratıp setimizi ziyarete geliyorsa; bu bizim için çok büyük onurdur, çook.
 
Kekeme Şair Kahraman’ı bize anlatır mısınız?
Kahraman dizinin sağcı karakteri, ülkü ocağı reisi ve tam bir edebiyat aşığı… Şiir okurken kekelemiyor. Çünkü aşkını, nefretini, sevincini çoğu zaman şiirle anlatıyor. Adam gibi adam Kahraman. 
ATTİLÂ İLHAN HAYRANIYIMDIR!
Şimdi biraz da sizi tanıyalım. Can Güreler kimdir, nasıl bir eğitim almıştır? Ya da ‘Kahraman’ gibi o da sevgilisine şiir okumuş mudur?
İstanbul da doğup büyümüş, 27 yaşlarında Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü öğrencisi, genç bir delikanlıdır Can Güreler. Benim de şiir okumuşluğum olmuştur tabii ki Kahraman kadar olmasa da... Sadece sevgiliye okunmuş da değildir. Bazen öyle şiirler okuyor ki insan illaki kendi hayatından bir şeyler bulabiliyor.
Şiirlerle aranız hep iyiydi o zaman…
Şiirle aram fena değildi ama diziyle birlikte bu durum daha ciddi bir hal aldı… 
Hangi şairi kendinize yakın buluyorsunuz?
Beğendiğim ve okuduğum şairler; Attilâ İlhan, Cemal Süreyya ve Cahit Zarifoğlu’dur. Koyu bir Attilâ İlhan hayranıyımdır. ‘An Gelir’ ve ‘Ben Sana Mecburum’ şiirini çok severim.
İNSAN TARİHİNİ BİLMELİ!
Okul yıllarında tarih dersini sever miydiniz? 
Hiçbir zaman parlak bir öğrenci olmadım açıkçası... O zar zor sınıf geçen çocuk hep bendim ama üniversite de bu biraz değişmişti. Çünkü hayalimi okuyordum... Tarihle aram da kendi tarihimizi iyi bilecek kadar iyiydi... Bu konudaki cahilliği hiç hoş göremem, insan tarihini bilmeli! 
Twitter’ınızda ‘Küçükken oyuncu olmak istiyordum, babam büyütmedi’ diye yazmışsınız. Oyunculuk macerası zor bir süreç miydi?
Tiyatro sahnesinde gerçek repliğimi unutunca saçmaladım. Ağzımdan o cümle çıktı ve seyirciler çok güldü. Bende Twitter’ıma yazdım, kaldı öyle (gülüyor). Bu gibi süreçlerde aile faktörü çok önemli... Rahmetli babama ve anneme bu 
konuda çok minnettarım. Hep inandılar hep destek verdiler. Bu güveni boşa çıkarmamak için de elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım, çalışacağım...
İLK GÜNKÜ KADAR HEYECANLIYIM
Oyunculuk hayali nasıl başladı peki?
Liseden sonra kendi isteğimle hayalim olan bu alana yöneldim... Beykent Üniversitesi Oyunculuk Bölümü’nü burslu kazandım ve maceram başladı... Daha sonra dışarıda tiyatro yapmaya başladım ve giderek bu işe çok daha fazla gönül verdim.
Meslekte en çok hayalini kurduğunuz şey ne?
Sinema... Başlangıç hayalim, olmam gereken tek yer.
İlk kez kamera karşısına geçtiğinizdeneler hissetmiştiniz?
Heyecan doruk noktasındaydı (gülüyor). Repliklerimi unutmuştum ama kameraya alışmam çok uzun sürmemişti.
İlk rol aldığınız diziye kıyasla şimdi aynaya baktığınızda ne görüyorsunuz?
Bayağı bir değişiklik var, gerek oyunculuk adına gerek tip olarak... Ama aynaya baktığımda gözümde hâlâ ilk günün heyecanını görebiliyorum...
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Fazla fazla her şeyi sordunuz (gülüyor).
Her gün yeni bir şey getirir
En son nokta nedir sizin için? 
Yaşadığımız sürece nokta olabilir mi? Her gün yeni bir şey getirir insana!

Başınıza gelen ilginç bir anınız var mı?

12. ayın 12'sinde, saat 12'de , annemle babam evlendikten 12 sene sonra dünyaya geldim bütün ilginçlikler öyle başladı (gülüyor).
Oyunculuk dışında ilgilenmekten keyif aldığınız, bilinmeyen bir hobiniz var mı? 
Spor yapıyorum, çok seviyorum sporu, yoğunluktan pek bir şeye de vakit kalmıyor açıkçası.
Nasıl bir çocukluk dönemi geçirmişsiniz?
Çok mutlu, çok huzurlu, çok yaramaz, çok üretken bir çocukluk dönemi geçirdim. Ki hâlâ çocuk olduğumu iddia ediyorum. Yaşa pek önem vermem. Kendini çocuk say ve her zaman büyü. Prensibim budur!
Ya aileniz?
Makedonya göçmeni bir ailenin çocuğuyum. Koskoca bir aile apartmanında büyüdüm. Bayramlaşmamız 4 saat sürerdi oradan hesaplayın (gülüyor). Böyle bir kalabalıkta mutluluk ve huzur kaçınılmaz oluyor haliyle. Kocaman bir ailem vardı anlayacağınız... (Röportaj: Emine BIYIK, Akşam internet sitesi)
Editör: TE Bilisim