CEYDA ATEŞ, 'ÇIRAĞAN BASKINI'NDA II. ABDÜLHAMİD İÇİN AJANLIK YAPACAK!

Röportaj: OLCAY ÜNAL SERT

 Hayırlı uğurlu olsun Ceyda hanım yeni bir projeye başladınız. Yeni dizinizden bahseder misiniz?
-Teşekkür ederim.  'Çırağan Baskını'  45'er dakikalık 8 bölümden oluşan mini bir dizi,  90 dakikalık  4 bölüm halinde de yayınlanabilir. II. Abdülhamit dönemini anlatan yarı belgesel tadında bir dizi diyebiliriz. Öyle bildiğimiz uzun soluklu dizilerden değil.
-Sizin rolünüz nasıl?
-Elektra karakterini canlandırıyorum. İlerleyen bölümlerde seyirciler aslında bir ismimin daha olduğunu öğrenecekler. Bunu şimdi söyleyemiyorum ama sadece bu kız etrafında dönen yalanları çözmeye çalışan tek başına kalmış birisi. Elektra son derece masum ve sakin sadece etrafında dönen olayları çözmeye çalışıyor. Fazla detay veremiyorum çünkü sürprizi kaçar!
-'Çırağan Baskını' 20 Mayıs 1878'de gerçekleşmiş. 5. Murat'ı kurtarmak için yapılmış bir darbe girişimi... Sizde tarihle ilgili misiniz, araştırdınız mı o dönemleri?
-Ben çok tarih okuyan bir insan değilim. Merakım vardı ama kitabı açıpta saatlerce tarih okuyan bir insan olmadım. Sadece birşeyi duyduğumda onu araştıran bir insan oldum. Çırağan Baskını'nı çekerken  o döneme ait çekimler yaptığımız için, senaristimiz Fatih Özcan bize;  duruşumuz, diyaloglarımız, kostümümüz  olsun  gereken herşeyi anlatıyor. O dönemde yaşananları bize detaylarıyla anlattığı için bu konuda bilgim çok oldu.
-II. Abdülhamid'e karşı yapılan bir darbe girişimi biliyorsunuz...
-O konulara çok fazla girmek istemiyorum. Çünkü biz sadece II. Abdülhamid'in hayatından kesitlerinde yer aldığı bir senaryo çekiyoruz.

Ceyda Ateş, gazeteci Olcay Ünal Sert'in sorularını yanıtladı...

Ceyda Ateş, Engin Altan Düzyatan, Caner Kurtaran, Savaş Özdemir, Burç Kümbetlioğlu ve Ahmet Mümtaz Taylan'ın başrollerini paylaştığı 'Çırağan Baskını' Haziran ayında TRT1'de başlayacak. Güzel oyuncu Ceyda Ateş ile Tophane sırtlarında İtalyan Hastanesi'nde konuştuk.

-II. Abdülhamid'in muhaliflerinden Ali Suavi 150 kişilik bir grupla Çırağan Sarayı'na baskın yapıyor... 
-Evet Ali Suavi karakterimiz var, Caner Kurtaran oynuyor. Burç Kümbetlioğlu II. Abdülhamit'i canlandırıyor. Güzel bir ekibiz. Partnerim Engin Altan Düzyatan Poldi'yi oynuyor. Dizide ayrıca Ahmet Mümtaz Taylan, Savaş Özdemir, Özlem Dişisağlam da rol alıyor. Bu projede herkes tam karakterlerine oturdu. Simon karakterini oynayan Savaş (Özdemir) ağabeyimiz  inanılmaz başarılı, monitörde izlediğimizde harikulade duruyor. Poldi rolüyle Engin Altan (Düzyatan) güzel bir performas çıkıyor. Bence güzel bir iş olacak, kısa ama bir o kadar da anlamlı ve özel bir iş olacak benim için.
Ceyda Ateş, Engin Altan Düzyatan ile başrolleri paylaşıyor.
'Çırağan Baskını'nda Düzyatan Poldi'yi, Ateş ise Elektra'yı canlandırıyor.

-Engin Altan Düzyatan ile ilk kez mi birlikte oynuyorsunuz, daha önce de oynadınız mı?
-Daha önce hiç tanımıyordum Engin'i, bu proje sayesinde tanıdım. Gerçekten çok iyi bir insan ve oyuncu. İyi bir dostluğu var. O da Poldi karakterini oynuyor...
-Poldi sağır, dilsiz bir sihirbazmış...
-Evet şu an benim karşımda sağır ve dilsiz oynuyor Poldi karakteri. Onunda çok sürprizleri var... Elektra da Poldi de bambaşka karakterler. Ali Suavi başka yerden çıkacak, çok sürprizli roller.
-Ceyda Ateş ülkesini kurtarmak için ajanlık yapar mı?
-Buna cevap verdiğimde insanlar yanlış anlayabilirler o yüzden konuşmam doğru değil. Devlet konuları çok hassas konular, benim için doğru olan birşey başkaları için yanlış olabilir. Kendi görüşlerim tabi ki var ama açıklamak istemiyorum.

GEÇMİŞ DÖNEMDEKİ AJANLIKLAR TABİ Kİ DAHA ZORDU
-Filmde II. Abdülhamid'in tahtan düşmemesi için iyi niyetle çalışan bir ajanı oynuyorsunuz... Ajanlık zorladı mı sizi?
-Ajanlık, geçmiş döneme bakıldığında, şimdiki ajanlıklar daha kolay olabilir tabiki. Çünkü teknoloji gelişti bir sürü şeyler çıktı. Geçmiş döneme baktığınızda ajanlıklar tabi ki daha zordu. Daha çok risk taşıyordu, daha zorlu şeyler gerektiriyordu, keyifli ama bir o kadar da zor, heyecan verici, çünkü 'her an yakalanabilir miyim' korkusu var. Bunun heyecanını yaşamak, birşeyleri paylaşmak, size verilen görevi yapıp onu bulmak ve yerine ulaştırmak bence çok güzel bir duygu. Kısaca ajanlık güzel bir duygu.
-Eski Türk filmlerini izlediğimizde Cüneyt Arkın ve Serdar Gökhan'ın filmlerinde devleti için ajanlık yapan karaktere çok sık rastlarız...
-Evet eski Türk filmlerinde ajanlıklar çok var. Kadın olsun, erkek oyuncular olsun gerçekten çok var. 

-Bir filmde Fatma Girik casus rolünü başarıyla canlandırmıştı. Bu filmde de kılık kıyafet değiştirip milli mücadele dönemini anlatan filmlerde ki gibi durumlar var mı?
-Var tabi ki. Abdülhamid dönemini anlatıyoruz; İngilizler, ajanlıklar, baskınlar, karşılıklı çatışmalar, değişken insanlar var, ayrıca benim rolümün etrafında gelişen olaylar var. Ben daha çok benim etrafımda dönen olaylarla ilgileniyorum. Diğer karakterler tabi ki farklı, onların baskınları, içsel savaşları, bir sürü şeyleri var.
-O döneme bakarsak Elektra eğitimli birisi mi?
-Elekrta'yı babası iyi bir şekilde ğitmiş. Arapçası, Osmanlıcası var. Poldi karakteri mesela İngilizce de biliyor. Elektra'yı babası çocukluğundan beri iyi büyütmüş, içinde farklı bir karakterde var.
-Elektra İngiliz mi Yunanlı mı?
-Elektra bir İngiliz gibi yetiştirilmiş bir karakter ama şudur diyemem.
-İleriki bölümlerde  iki ajan aşkt yaşayacak değil mi?
-Evet Poldi çocukluk aşkı yıllar sonra yeniden karşılaşıp aşk yaşayacaklar. 
-II. Abdülhamid'i kim oynuyor?
-Burç Kümbetlioğlu oynuyor. II. Abdülhamid dönemi çok merak edilen bir dönem. İzleyiciler o dönemde yaşananları Haziran ayında TRT1 de 'Çırağan Baskını'nda izleyecek.


AMERİKA'YA GİTMEYE HAZIRLANAN CEYDA ATEŞ "BU YIL SADECE SİNEMA VE REKLAM FİLMİNDE ÇALIŞMAK İSTİYORUM" DİYOR.

-Başka neler yapıyorsunuz?
-Bu projenin dışında yeni dizi teklifleri de var ama sadece sinema ve reklam filmi çekmeyi düşünüyorum. Çünkü bir süre burada olmayacağım. Eğitimim için yurt dışına gideceğim. Eğitimimi tamamlarken de buraya gelip reklam ve sinema filmi çekmek istiyorum. Dizi bu sezon değil ama seneye belki daha iyi bir projeyle düşünebilirim. Ekranda her sene bir dizim oldu, bunun zamanlaması bir tık iyi olabilir. Bende eğitimlerimle kendimi daha iyi geliştirmiş olabilirim ama tabi ki ülkemden tamamıyle gitmiyorum, yine işler yapacağım, yine işlere açığım, okuduğum bir çok dizi projesi ve senaryo var ama bu sene daha çok sinema ve reklam filminde çalışmak istiyorum. Çünkü yurt dışında eğitim alırken burada dizi çekmek çok zor olur. Eğitimimi tamamladıktan sonra yeniden diziye dönüş yapacağım.
-Daha önce Adını Feriha Koydum-Emir'in Yolu'na evet dediğiniz için yurt dışına gidememiştiniz, sanırım Amerika'ya gideceksiniz değil mi? 
-Evet. Henüz daha tarihi net değil. Bu konularda insanlar çok yazıp çiziyor, yok Türkiye'yi terkediyor, Amerika'ya yerleşiyor, onu yapıyor, şunu yapıyor diye... Yerleşme gibi bir durumum söz konusu değil. Sadece eğitimimi alacağım. Belki ilerleyen şartlarda hayatımız ne gösterir bilmiyorum belki yerleşirim ama bir ayağım Amerika da bir ayağım burada olacak... Bir tek ABD ile de sınırlı kalmayacak diğer ülkelerlede bağlantılarım var. Şu an ne kadar kalacağım belli değil, sürekli gelip gitmeyi düşünüyorum eğitim aşamasında. 6 ay orada, 6 ay burada gibi birşey diyemeyeceğim.

İNSAN SEVGİLİSİNİ ÖZLER, BEN ANORMAL BİRŞEY YAŞAMIYORUM.... BEN YANLIŞ İLİŞKİLER KURMUYORUM...
-Instagram'a 'Aşk birbirinden ayrı olsa da özlemektir!' yazmışsınız...
-İnsan sevgilisini özler yani ben anormal birşey yaşamıyorum. Ben dışaırada ki Ayşe'nin ya da x bir kız arkadaşımızın yaşadığı ilişkiyi yaşıyorum. Benim tek farkım onlardan sadece göz önünde olmak. İnsanlar diyor, 'Ceyda Ateş yanlış ilişkiler yaşıyor'. Hayır ben yanlış ilişkiler kurmuyorum. Acaba beni yazanlar hep doğru ilişki mi kuruyor? Hiç mi evlenip boşanmadılar, hiç mi sevgilisi olup ayrılmadılar. Önemli olan bunu yargılarken biraz düşünmek. Ben evet bir aşk yaşıyorum, bunun doğrusunu yanlışını ilişkimde görüyorum ve devam etmiyorum. Daha sonra karşımda başka biri çıkıyor. O yüzden aslında yanlış ilişki kurmuyorum, yanlış ilişki değil, her insanın hayatında hata da olabilir. Belki ben ileride evleneceğim ve evlendiğim insanla mutlu olmayacağım ve boşanacağım, o zaman da 'A Ceyda Ateş boşandı, doğru adam bulamadı' mı diyecekler? Hayır, bunu herkes yaşıyor. Günümüzde birçok insan yaşıyor, benim tek farkım göz önünde olmam. Ve gerçekten insanların özel hayata biraz saygı duyması gerekiyor. Ben onların özel hayatını kaleme alıp istemedikleri şeyleri yazayım hoşlarına gider mi? Yazarken bunları düşünsünler. Ben dışarıda bir genç kız olarak, her arkadaşımızın yaşadığı ilişkiyi yaşıyorum. İsteyen kötü yazsın, isteyen iyi yazsın! Beni zaten bilen biliyor ama birazcık cümleleri kurarken, ben nasıl oyunculuğumu, işimi iyi yapıyorsam, medyanın da işini iyi yapması lazım. Basın her kalemi eline aldığında yalan yanlış yazmak değil. Doğru haberi yazmak basının görevidir. O yüzden insanların sadece özel hayatta değil, genel hayatta da daha özverili olmasını istiyorum. Ben sadece ilişkiden doğan bir kız değilim, benim bir sürü eğitimim var. Bale eğitimim var, piyanom var, çocukluğumdan beri biniciliğim var; profesyonel olarak ata biniyorum. Oyunculuğum var, çocukluğumdan beri iki sene okuduğum tiyatro eğitimim var. Bunlar konuşulmuyor, ne bileyim güzelsin, dikkat çekiyorsun bunları yazıyorlar. (gülüyor)
-Sizi bayağı kızdırmış yazılanlar...
-Etrafımda o kadar yanlış yapan insanlar görüyorum ki benim yaşıtlarımda; onlar doğru oluyor, ben doğru yaptığım halde yanlış yaptım diye lanse ediliyor, işte o zaman bu gerçekten çok komik oluyor! Bende artık gülerek izliyorum birçok şeyi.
GÜZELLİKBENİM İÇİN HİÇBİR ZAMAN ÖNEMLİ OLMADI
 
-Sizde güzel bir bayansınız, başarılı da olunca demek ki bazıları masabaşı çalışıyor demek ki...
-Güzellik ya da dış görünüş benim için hiçbir zaman önemli olmadı. Hiçbir zaman da güzelliğimle de övünmedim. Güzellikle övünmek benim için çok saçma birşey. O kadar çok engelle arkadaşımız var ki, orada engelli halleriyle hayat mücadelesi verirken, ben onların karşısına çıkıp gazetelerde 'ben çok güzelim' diyemem! Ben bu düşünceleri çok yanlış buluyorum. O yüzden bu konularda daha biraz hassasım. O yüzden insanlar hakkında birşeyler yazarken daha dikkatli olmaları gerekiyor. Çünkü benimde bir ailem var, benimde bir çevrem var ve en önemlisi ben bir genç kızım. Yanlışlarım tabi ki de olacak. Hiç kimse yanlış yapmadan büyüyemez ki. Benimde yanlışlarım oldu, herkesin olacak. Bana yanlış yapmayan bir insan getirin. Bırakın da yanlışlarım ufak tefek ilişkilerim olsun. Bana kimse diyemez ki 'Aa Ceyda Ateş'i şuradan çıkarken gördük', 'sarhoş yakaladık' diyemez, çünkü yanlış birşey yapmadım. Beni biraz topluma yanlış tanıttılar, ne diyeyim yine de sağolsunlar.
TABİ Kİ BENDE EVLİLİĞİ İSTERİM AMA BİZ BUĞRA İLE ŞU AN YAŞAMAK İSTEDİĞİMİZİ YAŞIYORUZ, AŞKI YAŞIYORUZ ... EĞER BİRGÜN EVLENECEKSEK BU KENDİLİĞİNDEN OLUR. EVLENİRSEK EĞER BU DA KISMETİMİZDE VARMIŞ DERİZ...

-Evlilik planlarınız arasında var mı?
-Bu çok soruldu bana, evliliği biz hiçbir zaman konuşmadık. Evlilik konuşulduğu zaman ilişki ilişkiden çıkıyor ve sanki kafanda birşeyi planlamışsın ve o planı uygulamak zorundaymışsın gibi oluyor.Evlilik çok özel, çok kutsal birşeydir. Tabi ki ben de evliliği yaşamak isterim ama biz Buğra ile şu an yaşamak istediğimizi yaşıyoruz... Aşkı yaşıyoruz. İçimizden ne geliyorsa onu yaşıyoruz, eğer birgün zaten evleneceksek bu kendiliğinden olur. Bu çok özel bir anda, ya da hiç ummadığınız bir anda gelir size. O yüzden şu anda biz mutluyuz. Evlenirsek eğer bu da kısmetimizde varmış deriz. Sadece mutlu giden bir birlikteliğimiz var. 
-Ailesiyle sorunlar aşıldı mı?
-O konulara hiç girmek istemiyorum. O konuların konuşulmasının ne kadar doğru olduğunu zaten basında bende biliyorum. Benim herkese saygım sonsuz. Hiçbir zaman kimseye saygısızlık yapamam. Dediğim gibi bunlar konuşulması doğru olan konular değil. (Röportaj: OLCAY ÜNAL SERT, AKŞAM LIFE)

Editör: TE Bilisim