Röportaj: Olcay Ünal SERT / Akşam Lıfe

İNSANIN GERÇEK HAYATTADA SAVCI OLASI GELİYOR

-Savcı Ceyda rolüyle uzun bir aradan sonra ekranlara geri döndünüz, neler hissediyor sunuz?
-Gerçekten çok heyecanlıyım, çok mutluyum. Dizinin müziklerini de Güliz Asyalı ile birlikte yapıyoruz, bunun heyecanı da var. Sevgili yönetmenimiz Mustafa Yaşar’ı, ikinci yönetmenimiz Kayhan Başoğlu’nu, yapımcımız Murat Yontan’ı çok seviyoruz ve tüm oyuncu arkadaşlarımızla birlikte bir aile gibi olduk. Keyifli ve samimi bir iş geliyor. Bol aksiyon, bol kahkaha ve bol aşk var…
-Bol aksiyon, bol kahkaha ve bol aşk var deniz, başkomsere aşık mı oluyor sunuz?
-Ceyda Savcı ile Berk Komser arasında üniverstie yıllarından karışıklıklar olmuş. Şimdi emniyette karşılaştıktan sonra neler olacak onlar sürpriz. İzleyip göreceğiz.
-Savcıyı oynamak nasıl bir duygu?
-Güzel bir duygu. Masasına oturunca insanın gerçek hayatta savcı olası geliyor!  (gülüyor) Öyle bir kuvvet yok, bütün karar sizden çıkıyor, yetki sizde!
Fotoğraf: Murat Ertürk / Blackout Studio

GÜZEL AYDINLIK GÜNLER BİZİ BEKLİYOR

-Benim moralim bozuluyor. Ben bu ara işime kanalize oldum. Bir dönem çok tv, çok haber izledim ama artık kötü şeyleri izlemek istemiyorum. Ne görmek, ne duymak istemiyorum. 
-Türkiye de her şey yoluna girecektir diyebilir miyiz?
-Umarım girecektir. Herşey yoluna girecek, güzel aydınlık günler bizi bekliyor.
-Mehmet Aslan ve Yıldırım Bayazıt komser olarak zıt karakterleri oynuyorlar…
-Evet. Yıldırım ağabey ile ben projede tanıştım ama zaten biliyordum. Ona da hocam diyebilirim.
ÇAPKINLIĞINI GÖRMEDİM

-Mehmet Aslan çok yakışıklı ve de çapkın deniyor…
-Evet yakışıklı, valla çapkınlığını görmedim ben onu bilemem ama tanıdığım kadarıyla dünyanın en cici, en iyi insanlarından biri diyebilirim, çok seviyorum Mehmet’i ben. Hepimizin yolu açık olsun.

Yıldız Asyalı & Esra Sönmezer

NORMALDE DE SERTİMDİR!

-Ceyda geçmişte yaşadıklarının hesabını sormaya çalışan başarılı bir kadın ve bir o kadar da sert. Normalde de sert misinizdir?
-Normalde de sertimdir, dengelemeye çalışıyorum bunu ama sert bir insanımdır küçüklüğümden beri.
-Ben daha duygusal olduğunuz için farklı düşünmüştüm…
-Duygusalımdır, acayip duygusalımdır, çok hassasımdır ama o hassaslığımın arkasında acayipte bir sertliğim
vardır! Aslında oynadığım karaktere çok uzak değilimdir. 

RÜŞTÜ ASYALI BENİM BABAM DEĞİL

-Rüştü Asyalı’nın kızı diye haberler var internette, bu durumu bir açıklığa kavuştursak nasıl olur?
-Rüştü Asyalı benim babam değil. Yalan yanlış bilgiler internette dolaşıyor. Rüştü Asyalı ile hiç tanışmadım. Ama ustamızdır, kızı yok.
-Niye böyle yalan haber çıktı?
-Zamanında bunu hep anlatmak istedim ama bir türlü doğrular çıkmadı. Benim babam İstanbul Devlet Opera ve Balesi Devlet Sanatçısı Ümit Asyalı’dır. Ekranlarda da bunu söylememe rağmen yazılı basında inatla Rüştü Asyalı’nın kızı diye çıkarttılar.
-İnternette yanlış bilgiler olduğu için demek ki…
-Aynen bir kere 16 yaşımda iken böyle bir haber çıktı ve bu internette kaldı. Geçen de ablamın adını da Gülizâr yazmışlar, Güliz benim ablamın adı. 
5 YAŞIMDA SAHNEYE ÇIKTIM

-Şimdiye kadar çok sayıda sinema filmi ve dizide oynamışsınız. Sanat hayatınıza ilk nasıl başladınız?
-5 yaşımda İstanbul Devlet Opera ve Balesi Çocuk Korosu ile başladım, sonra müzikallerde oynamaya başladım. Ondan sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın Keman Bölümü’ne girdim. Aynı zamanda müzikal bölümüne gittim ve orada Haldun Dormen ve Faris Akarsu ile çalıştım. Birçok müzikal projesinde Haldun Dormen ile çalıştıktan sonra 13 yaşımda Kanal D Çocuk Kulübü’ne katıldım. Ondan sonra ‘Eyvah Babam’a başladım. Hep okul vardı hayatımda, en son geçen yıl Haziran da mezun oldum ama yine okulda gibiyim çünkü öğrenmenin yaşı yok. Setler okul gibidir oyuncular için. Ayrıca yine Moskova’ya gidip orada master yapacağım.


'AŞKIN DANSI' VİZYONA GİRMEYİ  BEKLİYOR!

-Eyvah Babam, Eyvah Kızım Büyüdü, Hayat Bilgisi gibi filmlerde oynamışsınız… Yeni sinema filmi var mı?
-Evet, Tolga Savacı ile de ‘Aşkın Dansı’ adlı sinema filminde oynadık ama vizyona giremedi bir türlü. Bir takım sıkıntılar oldu. Yönetmenimiz Sami Güçlü rahatsızlandı, o yüzden vizyona giremedi. 
-Ne zamandır bekliyor?
-Çok oldu, 2005 yılından beri bekliyor. 
-Hiç kırgınlık falan olmadı mı, mahkemeye taşımayı düşünmediniz mi?
-Hayır. Benim öyle şeylerle işim olmaz, çünkü vizyona girmedi.
-Vizyona girmedi ama sen oyunculuk görevini yaptın…
-Olsun. Onun dışında Adab-ı Muaşeret sinema filminde oynadım. Güzel keyifli bir işti, güzel hoca-öğrenci ilişkisi olan bir filmdi.  
-Orada rahmetli Huban Öztoprak’ta oynamış…
-Genç yaşta aramızdan ayrıldı. Allah rahmet eylesin. 
‘MELEKLERLE YAŞAMAK ‘ YAKINDA VİZYONDA

-Başka yeni proje var mı?
-Yakında Biray Dalkıran’ın vizyona girecek ‘Meleklerle Yaşamak’ adlı sinema filminde oynadım. Ayrıca filmin müziklerini de yine ben yapıyorum. Murat Parasayar’la birkaç sahnemiz var. Hakan Türkşen ve Nur Türkşen’in yapımcılığını üstlendiği filmde ayrıca Gaye Gürsel, Cem Kılıç, Ayşen Gruda, Altan Erkekli, Ferdi Atuner rol alıyor.
-Ayşen Gruda, Altan Erkekli gibi duayenlerle oynamak nasıl duygu? 
-Harika bir duygu. Bizim Ayşen hanım ile sahnemiz yoktu ama ben çekilirken, çay bahçesinde oturup onu izliyordum. Ustalarımızla bir arada olmak çok keyifli ve bizide geliştiren bir durum.
-Cem Kılıç ile siz bir ara aynı sahneleri de paylaşmıştınız değil mi?
-Tabi, tabi çok yakın arkadaşımızdır. 
-Aşk meşk olayları da olmuştu galiba…
-Yoo, öyle bir şey olmadı.
SOFT ROCK ALBÜM YAPMAK İSTİYORUM

-Yıllar önce Grup MP3’ü kurmuşsunuz..
-Evet doğru ama maalesef ben sevgili menajerimizle anlaşamayınca gruptan ayrılmak istedim. 
-Viyola mı çalıyorsunuz?
-Keman çalıyorum. Benim babam viyola sanatçısı. Ben profesyonel keman sanatçıyım ama viyola da çalıyorum, piyano da çalıyorum, gitar da çalıyorum. Biraz babanne va anneanneden gelen genler çokça yansımış. Beste yapıyorum, şarkı söylüyorum, opera yazıyorum, senfoni yazıyorum, dizi müziği yapıyorum daha ne yapayım?
-Albüm çıkarmayı düşünüyor musunuz?
-İnşallah vakit olursa, soft rock solo albüm yapmak istiyorum. Besteler birikti çünkü patlamak üzere.

İNSAN HAYATINDA BİR KERE AŞIK OLUR

-Sizin için aşk nedir?
-Aşk insanın hayatında bir kere yaşadığı bir duygudur. Ondan sonra yaşadığı duygular, tabi ki aşk gibi başlar ama sevgiye dönüşür. Eğer ki saygı varsa devam eder, iletişim bozukluğu varsa biter.
-Bir kez mi aşık oldunuz şimdiye kadar?
-Evet, hayatımda ben bir kere aşık oldum. 
-Kaç yaşında?
-Okul dönemi değil ama bunlar özel şeyler fazla detaylara girmeyelim.
-Şa anda gönlünüz boş mu dolu mu?
-Şu anda kimse hayatımda yok! 4 senelik ciddi ilişkim benim yeni bitti.

HER İKİ TARAFINDA SAKİN OLMASI GEREKİR

-Depresif durumlar yaratıyor mu?
-Tabi ki üzülürsünüz, karşılıklı insanın 4 sene birlikte olması ve sonra bitirme kararı almak, gerçekten zor süreçlerdir ama mantıklı olmak gerekir, kuvvetli olmak gerekir, her iki tarafında sakin olması gerekir. 

GÖNLÜME GÖRE OLSUN YETER

-Evlilik hayaliniz var mı?
-Var. Umarım kısmetse eğer onun zamanını Allah bilir.
-Klasik bir soru ama sormadan edemeyeceğim, beyaz atlı prensiniz nasıl olmalı?
-Gönlüme göre olsun yeter! (gülüyor)


ÇOK ZOR İNSANLARIZ


-Sanatçıların egosu yüksektir, sizi taşıyacak birisini bulmak zor mu?
-Çok zordur tabi. Çok zor insanlarız. Sanatçıların aşk hayatı biraz zor oluyor. Sanatçılar değişkendirler, bir de benim burcum İkizler, yükselenim Yay. Ama benim yüreğim çok iyidir. Görüp görebileceğiniz en iyi insanlardan biriyimdir.
-Görüyorum zaten, o titizlik disiplinli olmanızdan, zorlukta insanların size uyum sağlayamamasından olabilir.
-O da olabilir. Eğer ki ben mutsuzsam, o zaman kendim gibi davranamayınca karşımda ki de şaşırıyor, onun için de zor oluyor. İki insanın, iletişimi, uyumu, saygısı, sevgisiyle alakalıdır bence ve yürümeyince de yürümüyordur. 
HALUK BİLGİNER DÜNYA DA NADİR ÜSTÜN YETENEKLİ İNSANLARDAN BİRİ

-Haluk Bilginer ile de çalışmışsınız…
-Evet, Haluk ağabeyim, canım ciğerim. Bana selam yollamış, çok teşekkür ediyorum. Uzun zamandır görüşemiyoruz. Öpüyorum onu yanaklarından. Dünya da nadir üstün yetenekli ve başarılı, iyi insanlardan biridir.
-Oynamak istediğiniz sıra dışı bir rol var mı?
-Geçenlerde sevgili yönetmenim Mustafa Yaşar’a da söyledim. Black Swan gibi bir karakter oynamak isterim kesinlikle. Hem problemli, hem içinde sanat olan, psikolojik çalkantılar yaşayan bir karakteri oynamak isterim. 
GOYA’NIN HAYALETLERİ’NDE OYNAMAK İSTERDİM

-Tarihi kişilik oynamayı ister miydiniz?
-Tarihi kişilik değilde daha ağır dram olabilir. Tabi ki Muhteşem Yüzyıl’ı ayı bir kulvara koyalım. Çok etkilendiğim, keşke  buna benzer bir karakterde ya da dönemde oynasaydım dediğim bir filmde ‘Goya’nın Hayaletleri’ vardır!  Ressam Goya konu ediliyor…
- 12 yaşında Nabucco Operasında oynamışsınız Kral ve Ben Müzikali’nde …
Evet. Giussepe Verdi’nin bestelediği 4 perdelik opera oyundur Nabucco. Neşeli Günler müzikalinde, Timur Selçuk’un ‘Bir Uzay Masalı’ Pop Operası’nda yer aldım. Bunlar çok önemli eserler. Birde herkes Sheakspear’ın eserlerinde oynamak ister, bende isterim.

Yıldız Asyalı & Mehmet Aslan

KAFA YAPIM FARKLIDIR, KENDİMLE SAVAŞIRIM

-Hakettiğiniz yerde misiniz? Sizden daha sonra başlayan kişiler farklı yerdeler çünkü…
-Benim kafa yapım biraz farklıdır. Ben kendi hayatımda kendi gelişimime bakarım. Kendimle uğraşırım, kendimle savaşırım, bu yüzden kafama taktığım şeyleri yaparım. İşte okulu bitireceğim dedim, kayboldum ve bitirdim. O yüzden oyunculuğa bir süre ara verdim. Kötü magazini sevmem. Tam kararları şu an net olarak alabiliyorum.

TEK RAKİBİM KENDİM

-Nurgül Yeşilçay, Özgü Namal, Bade İşçil gibi isimleri nasıl buluyorsunuz?
-Çok yetenekli sanatçılar. Hepsini çok seviyorum, herkesin yolu açık olsun. Hepimiz çok zor işler yapıyoruz, hepsinin yolu açık olsun.
-Rekabet oluyor mu aranızda?
-Bende öyle bir şey yoktur, ben sadece kendimle yarışırım. Ben biraz karakter olarak farklıyımdır. Tek rakibim kendimimdir.
‘SEFİLLER’ MÜZİKALİNDEN ŞARKI SÖYLEDİM

"12 yaşımda Sarah Brightman ile aynı sahneyi paylaştım. O konserden sonra tv’ye geçiş yapabildim. Haldun Dormen, beni o zamanlar Kanal D’nin genel müdürü olan Faruk Bayhan’a götürdü. Faruk Bayhan beni ben yapan insandır.  Ardından Ayten Gökçer ve rahmetli Suna Pekuysal’ın da yer aldığı ve Halit Ergenç’in sunduğu ‘Müzikallere Selam’ gecesinde ‘Sefiller’ müzikalinden bir şarkı söylemiştim. Rejisörü ve Sanat Yönetmeni de Haldun Dormen’di. O konserin ertesi günü Kanal D’ye çağırdılar beni. Açıkçası Sarah Brightman bana uğurlu geldi…" Röportaj: OLCAY ÜNAL SERT / AKŞAM LIFE

 
Editör: TE Bilisim