Ülkemde ‘Emekçi Kadın’ Olmak…

Daha küçücüktüm annemin o güzel topuklu ayakkabılarını ilk kez giyip, rujunu hem kendime hem de bebeklerime sürmeye çalıştığımda…Meraklı ve hayran dolu gözlerle annemi izlerdim hep… Ağzından dökülen her kelime, attığı her adım benim için çok önemliydi. O, benim hayran olduğum anne ve günün birinde olmak istediğim KADIN’dı…
Bir gün beni yanına çağırıp, albümünden fotoğraflar çıkardı. Bir gazete kupürü… Annemin elinde bir mikrofon… Lise yıllarında “Halk Türküleri Yarışması”nda aldığı birincilik ödülü… Bu birinciliğe ait siyah beyaz fotoğraflar… İnanamadım… Benim annem televizyonda hayranlıkla izlediğim, dinlediğim şarkıcılar gibiydi
Hani dedim ya günün birinde olmak istediğim KADIN’dı annem. Yıllar geçti ve idolümün elindeki mikrofon artık benim ellerimde, benim yolculuğumdaydı… Nihayet sanatını icra eden ‘Emekçi bir Kadın’ olmuştum.
Peki Türkiye’de ‘Emektar Kadın’ olmak benim anlattığım kadar kısa, öz ve bu kadar kolay mı?
Yurdumda,
Kadına, halen kadın olduğu için ikinci sınıf insan muamelesi yapılıyorsa,
Daha çocuk yaşta evlendirilip, kadınlık vasfına erişmesi şart koşuluyorsa,
Boşanmak her bireyin en doğal hakkı iken, kadının bu kararı kocası ve kendi aile fertleri tarafından ölüm ile ödüllendiriliyorsa (!),
Sadece üniversitesinden eve dönmeye çalışan pırıl pırıl bir genç kız, tecavüze ve ardından da canice ölüme layık görülüyorsa…
Sözde değil, özünde yaşayarak kutlayacağımız bir
’8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ diliyorum ülkemin kadınlarına…

 Nihan Akın



Nihan Akın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde annesi Nilgün Yılmazer ile ilgili anılarını paylaştı.
Editör: TE Bilisim