Geçtiğimiz haftalarda ‘Düş Peşime’ isimli kitabını ve CD’sini piyasaya çıkartan Türk Pop Müziğinin ünlü isimlerinden Attila Atasoy, Dilek Dallıağ ve Haluk Kesim’in hazırlayıp sunduğu Alem FM’deki ‘Sanat Cafe’ programına çarpıcı açıklamalarıyla katıldı.
 
Sanatçı programda; albümleri satmayan bir müzisyen olmanın itirafıyla birlikte, şöhretten neden vazgeçerek Indiana Jones tadında bir gezgin olmayı tercih ettiğini, kitabını neden meslektaşlarına Bodrum sahilinde güneşlenirken okumaları için ithaf ettiğini anlattı. Ve Barış Manço’nun dünya ülkelerini dolaşarak yıllarca beğeniyle yayınlandığı 7’den 77’ye programının devamı gibi bir program yapıp yapmayacağı sorusunun cevabını ‘Sanat Cafe’ye verdi… 
KİTABIMI BODRUM’DAN BAŞKA YER BİLMEYEN MESLEKTAŞLARIMA İTHAF EDİYORUM!
150’den fazla ülkeye giden ve ülkeler ve kültürler arasında yaşadıklarını ‘Düş Peşime’ kitabı ve aynı isimli CD’siyle şarkılarını seslendiren ve kitabında anlatan ‘Taze Yazar’ Attila Atasoy, Dilek Dallıağ ve Haluk Kesim’in Alem FM’deki ‘Sanat programına çarpıcı açıklamalarıyla damga vurdu. Kitabında da yazdığı  ‘Kitabımı Bodrum’dan başka bir yer bilmeyen meslektaşlarıma ithaf ediyorum.’ dedi. Ve “Evet, ithaf ettim, çünkü çok kızıyorum. Her sene aynı yere giden, aynı yerden denize giren, ufku genişlememiş insanlara çok kızıyorum. Böyle sanatçı arkadaşlarım var. Bu sözlerden kendilerine hisseyi onlar alıyordur mutlaka!  Çünkü bu hakikaten önemli bir şey… Mesela ben eve giderken bile her zaman farklı yollardan giderim. Evet, belki yapım böyle, tamam herkes bu kadar aktif olmayabilir, çeşit sevmeyebilir. Ama mesela arkadaşımız Coşkun her sene gider aynı yerden denize girer. Parası var, farklı bir yeri tercih etmez. Böyle sabit arkadaşlarım var benim.” diyerek kendi jenerasyonundaki meslektaşlarından ve arkadaşlarından bu yüzden uzak bir hayat kurduğunu da sözlerine ekledi.

BODRUM BENİM İÇİN TALAN EDİLMİŞ BİR SANAYİİ KENTİ ARTIK!
Milas doğumlu olan sanatçı, Alem FM ‘Sanat Cafe’de, Bodrum ve Bodrum’a giden insan profili hakkında şunları söyledi:
“Ben Milas doğumluyum. Ve benim ilk çocukluk yıllarım orada geçti. İlk hallerini bilirim. Jeep’lerle gidilirdi, yol yoktu, toz toprak içinde varılırdı oraya.  Çok güzel bir coğrafyadır.  Ancak Bodrum benim için talan edilmiş bir sanayi kenti artık.  Dağ, tepe binalar doldu. Bunun yanında entel, dantel, bunalımlı, çokbilmiş bir sürü insan orada ahkâm kesiyor. Bir de bunun yanında basın, magazinci arkadaşlar ve artistlerle oluşan ayrı bir sanayi dönüyor. Bu çarkı döndürüp belki para kazanıyorlar bir şekilde. Böyle bir sanayi benim hiç ilgimi çekmiyor açıkçası. Ben doğadan, doğal yaşamdan, sadelikten ve artık küçülmekten yanayım.”
 
ŞÖHRETİ BIRAKTIM!
Attila Atasoy, içsel yolculuğu, kendine ve etrafa daha faydalı olmayı hedefleyip şöhretten nasıl vazgeçtiğini ve kitaba kadar gelen zamanlarını açıkladığı Alem FM, Sanat Cafe programında şunları söyledi… “İçimde var olan bir enerjiyi içsel yolculuklarımla ortaya çıkarıp, ‘Ben nasıl daha iyi olabilirim? Kendime ve etrafıma daha nasıl faydalı olabilirim?’ diyerek yola çıktım. Çünkü hayat size o kadar çok şeyi dayatıyor ki! Ben çocukluktan itibaren ‘Aman oğlumla’ büyütülmüş biriyken, sanata sığınarak öncelikle özgürlüğümü edindim. Müzik yeteneğimin bana verilmiş olması ve bu konuda çalışmalar yapıyor olmak büyük bir şanstı. Ama sonrasında kendim olmak adına bir sürü çıkmazlarım oldu. Bu piyasada şöhret falan derken kendimi büyük bir girdapta hissettim. Kendimi yeniden oluşturmalıydım. Hayatı düşe kalka öğrendim. Bize kimse öğretmedi. Kitaplardan da öğrenilmiyor bu açıkçası. Yaşayarak öğreniliyor. Çok abuk sabuk ve olmamış, çiğ yıllardan geçtim. O zamanları hatırlıyorum ve kendime de kızıyorum açıkçası. Ama o yanlışlar olmadan da doğruları bulamazdım belki de! Şöhret bana göre değilmiş. Bunu yıllar sonra öğrendim. Çünkü özgürlüğüme çok düşkünüm. Şöhretin müthiş bir esaret olduğunu gördüm. Ve yaptığım bazı albümler satmayınca ve ya ilgi görmeyince birden tepelerden kendinizi dibe vurmuş hissettiğim zamanlarım oldu. Ben aynı zamanda hem eczacıydım, hem iyi bir aile terbiyesinden geliyordum ve aynı zamanda da kendime çareler üretebilecek bir kapasitem vardı. Nasıl bunu yapamam dedim! Ve şöhreti bıraktım önce.”  dedi. 
ALLAH’A ŞÜKÜR BÜTÜN SATMAYAN ALBÜMLERİ YAPTIM!
Satmayan albümlerinin de olduğunu itiraf eden sanatçı, ‘Allah’a şükür bütün satmayan albümleri yaptım. Bunu da söylerim.  Evet, satan albümler de yaptım ama satmayan albümlerim de oldu. Olsun bunlar güzel çalışmalar.  Ben zaten geleceğe yapıyorum şarkılarımı… Onlar günün birinde anlaşılır, birileri tarafından sevilir diye düşündüm hep. Ben sanata ve müziğe aşığım. Ve bu işi hiçbir zaman esnaf zihniyetiyle gerçekleştirmedim. İçimde yok o esnaflık! Nato kafayım yani!’ dedi.
BARIŞ MANÇO’NUN 7’DEN 77’ PROGRAMININ DEVAMINI ATİLLA ATASOY MU YAPACAK?
Alem FM, Sanat Cafe’de Dilek Dallıağ ve Haluk Kesim’in bütün sorularını samimiyetle yanıtlayan Attilla Atasoy,  programda son olarak;
—150 ülke dolaşmış bir gezgin olma deneyimini kitap yazarak hayata geçirmiş biri olarak,  rahmetli Barış Manço’nun yıllarca başarıyla devam etmiş, sevilen 7’den 77’ye programının devamı niteliğinde, Atilla Atasoy’da bir TV programı da yapmayı da düşünüyor mu? Sorusuna da şu yanıtı verdi:
TRT’den Belgesel için bana Bahtiyar Sis kanalıyla geldi. Birçok konuda prensipte anlaştık. Bahtiyar Sis tarafından bütün planlama yapıldı hatta. Ancak elimizde olmayan başka nedenler herhalde var ki bekliyoruz. Benim turizmci arkadaşım Cem Polatoğlu’nun danışmanlığında bu işi gerçekleştirmeye karar verdik. Ama şu an beklemedeyiz. Ama bütün programımızın planını belirledik.  Mesela, ilk Borneo’ya gidip Iban yerlilerine misafir olacağız, yarasa mağaraları ve kırlangıç yuvalarını konu olarak işleyeceğiz gibi planlamayı yaptım.  TRT’den teklif gelmesine rağmen hareket geçmedik henüz. “ dedi.
 Dilek Dallıağ ve Haluk Kesim’in hazırlayıp sunduğu Alem FM’deki ‘Sanat Cafe’ programı Alem FM de yayınlanıyor.
Editör: TE Bilisim