Ünlü sanatçı Gülden Karaböcek ve şair Ahmet Selçuk İlkan, Topkapı Eresin Hotel'de basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 8 Aralık'ta birlikte Marka İstanbul'da sahne alacak olan ikili “Şiirli şarkılı nostalji geceleri yaşatacağız” dedi.

Birlikte yıllar önce; Sevmek Nedir ki? , Ayrılık Kolyesi, Sen Evlisin, Benim Bunda Suçum Var mı? , Ağlıyorsam Yaşıyorum gibi klasikleşmiş şarkılara imza atan Gülden Karaböcek ve Ahmet Selçuk İlkan birlikte yeni bir rock tarzı çalışma yaptıklarını da söyledi.
Basın toplantısına Marka İstanbul’un sahibi Ogün Gözen’de katıldı. Mekanda Gülden Karaböcek ve Ahmet Selçuk İlkan’ın yanı sıra Deniz Seki, Yıldız Tilbe, Hakan Altun, İntizar, Ceylan, Asena, Alişan gibi ünlü isimler sahne alacak.

“Aşkın tarihini yazanlar burada”
Ahmet Selçuk İlkan “Aşkın tarihini yazanlar burada. Birşeyin değeri eksildikçe azaldıkaça ortaya çıkar. Bugünkü dizilerde düne ayna tutuyor. 80'ler diye bir dizi var, 80'ler gerçekten aşkın en çok filizlendiği, o kırık kalplerin yaralı gönüllerin en çok şarkılarla onarıldığı yıllardı. Ve o yıllara da baktığımız zaman 5 - 10 kişilik gruptuk zaten. Ülkemizin aşkın haritasını çizenler, aşkın tarihini yazanlar o yıllarda iyi ki yazdılar. Bugün hangi salona konserlere gitsek dünden olan şarkılarla aşkı anlatıyoruz. Sevenlerin sevilenlerin ortak paydası oluyor. Buraya baktığımız zaman bir Dilek Taşı, Ayrılık Kolyesi, Ağlıyorsam Yaşıyorum akla geliyor ki Gülden hanımın yüzlerce şarkısı var. Birlikte çok güzel çalışmalarımız oldu. Aşka herkes dudak bükerken, biz inadına aşk diyorduk. Ve yıllar sonra yine Gülden Karaböcek'le birlikte Marka İstanbul'dayız. İnadına aşk, inadına sevgi, inadına şiir. Gülden o yılları en güzel şekilde yansıtan, hiçb ödün vermeyen çok değerli bir sanatçımız. Ve görüyorsunuz zaman kırılmayan tek aynadır. Bu aynaya baktığımız zaman nasıl bu şarkıların dimdik kaldığını görüyorsanız ve 3 ayda, 3 günde yazılan şarkıların sabun köpüğü gibi gittiği bir ortamda böyle değerleri daha çok kucaklamamız gerekiyor.” dedi.

Gülden Karaböcek ve Ahmet Selçuk İlkan, Marka İstanbul'da.

 “Eski günlere özlem var... Biz daha eskimedik, genciz biz”


Gülden Karaböcek; “Sen yazıyordun bende elimden geldiği kadar bestelemeye çalışıyordum. Birde eski günlere bir özlem var. Gören herkes neredesin diyor. Yeni sesler, yeni tarzlar çok beğenilmiyor gibi bir hava hissediyorum. Bu geliyor kulağıma. Eski günlere özlem var. Biz daha eskimedikte daha genciz biz.” dedi. Ahmet Selçuk İlkan’da bunun üzerine, “Ülkenin sanatçıları, ülkenin önderleri, yazarları bence hiç yaşlanmazlar. Yaşlılık diye birşey yok” dedi.


Gülden Karaböcek

'Dilek Taşı' ile bir devir kapandı!
Gülden Karaböcek “Albümlerimiz tabi milyonlar satıyordu ama o zamanın patronları yine ‘eh fena değil’ derlerdi. Hiç kimse ‘güzel satıyor, Allah razı olsun demezlerdi’ dedi. Dilek Taşı benim son 45’liğimdir, onunla bir devir kapandı. Gene ben rekorla kapamışım.” dedi

Selami Şahin, Zeki Müren ve Gülden Karaböcek Çakıl Gazinosu'nda birlikte sahne alırken. 
Ahmet Selçuk İlkan “O dönemki şarkılarımızı yüreklere yazdık”

‘En güzel rekor halkın verdiği kararla olur’ diyen Ahmet Selçuk İlkan “Türkiye’de 45’lik plaklarda en çok satan Berkant’ın Samanyolu’ şarkısı, Long Play albümlerde de en çok satan Gülden Karaböcek’in ‘Müzik ve Ben’ albümüydü. O yıllarda korsan dolumların çok olduğu yıllardı o yüzden gerç tirajını bulmak çok zorsada bugünün albümleriyle 5-10 milyonu bulan albümlerdi. Biz o dönemki şarkılarımızı yüreklere yazıyorduk. Yüreklere satıyorduk. Şimdi yapılan şarkıların bir çoğu kulaklara hitap ediyor, kulaklara hitap eden şarkıların da ömrü uzun olmuyor. Yüreklere hitap eden şarkılar yıllar geçsede eskimiyor, unutulmuyor. Orhan Gencebay’ların, Sezen Aksu’ların, Ferdi Tayfurların, Selami Şahin’lerin, Gülden Karaböcek’lerin, bizim bütün şarkılar ölümsüzlüğü yakaladılar. Zaten sanat zamana meydan okumaktır! Sanat ölümsüzlüğü yakalama sevdasıdır. Ama bugün kü sanatın şöhreti yakalama sevdası olduğu için, tabi ki biz grup olarak ayrılıyoruz. Biz nefesimizi verdik, hevesimizi değil.” dedi. Gülden Karaböcek de Ahmet Selçukİlkan’ın söylediklerini onaylayarak; “Biz severek yaptık, bir şeyi başarmak, ortaya çıkarmak keyifliydi. Şimdi de bana yeni bir şarkı yazacak rock tarzda okuyacağım” dedi.

Gülden Karaböcek “Yeni jenerasyonun yıllar sonra Kuzey Güney’le 'Ağlıyorsam Yaşıyorum' şarkısını keşfetmesi çok sevindirici.” dedi.

Kıvanç Tatlıtuğ’un başrolünü oynadığı ‘Kuzey Güney’ adlı dizide yayınlanan “Ağlıyorsam Yaşıyorum” adlı şarkıyı yeni jenerasyonun diziyle keşfettiğini söyleyen Gülden Karaböcek; “İnternette çok tıklanıyormuş. Yıllar sonra şarkının yeniden sevilip dinlenmesi hoşuma gitti. Kıvanç Tatlıtuğ da oldukça başarılı. Ayrılık Kolyesi de 80’ler diziside yayınlanmıştı, ilgiden memnunum” dedi.

Gülden Karaböcek, Fazıl Say'ın müziğinin Türkiye'de tam olarak anlaşılamadığını belirterek, 'O da Arabeski anlamadı. Fransız Say mı demek lazım acaba?” diyerek Say'ın çok önemli bir virtüöz olduğunu söyledi.


Fazıl Say’ın, “Arabesk müzik yavşaklıktır. Arabesk müzik dinleyen vatan hainidir” sözleriyle ilgili Gülden Karaböcek; “Öyle şey olmaz. Belki o gün modunda değildi, birşeylere morali bozuktu. Modunda olmayan insan herşeyi söyler. Aklına demek ki Arabesk geldi, varyansın etti. Gündeme gelmek için ihtiyacı da yok. Türkiye de Fazıl Say’ın icra ettiği müziği herkesin anladğını zannetmiyorum. Normaldir onun da Arabesk’e karşı rahatsız olması. Belki de Fransız Say demek mi lazım acaba?” diyerek güldükten sonra; “Aslında tam bir virtüöz, müthiş bir sanatçı. Ben böyle bir piyano çalan adam dünyada yoktur diye düşünüyorum.” dedi.


Gülden Karaböcek, Ferdi Tayfur ve Ahmet Selçuk İlkan'ın dostluğu eskiye dayanıyor. 

Ahmet Selçuk İlkan “Fazıl Say bu özrü çok değerli sanatçılardan tahmin ediyorum ki esirgemeyecektir...”

Ahmet Selçuk İlkan; “Maksadını aşan sözler. Fazıl Say gibi dünyada bu kadar alkışlanmış, sanatı bu kadar güzel bir insanın, dilinin de özenli olduğuna inanıyorum. O yürekten bu kalpten böyle bir dil çıkacağını düşünemiyorum. Toplumun bu kadar sessiz tanıklar olduğu bir çağda yaşıyoruz. Herşeye şahit olup sessiz kaldığı bir çağda kışkırtarak bizleri herkese birşey söylemek istemiştir. Yoksa adı Fazıl, soyadı Say, saygınlığı en çok onun taşıması gerekir. Fazıl Say’ın bu memlekette ne kadar güzel restaurantlar da olsa lahmacundan vazgeçilmeyeceğini en iyi bilenlerdendir. Fazıl Say’ın imkanları varmış, bir güzel piyano dersleri alarak sanat icra etmiş. Ama Mardin’de doğsaydı, babası onun eline bir kaval verseydi, fülüt ya da bağlama verseydi, bu sözleri belki de asla söyleyemeyecekti. Müslüm Gürses rahatsızlandığı zaman, gösterdiği mesajda ki zarafet kadar, bu ülkenin müziği olan Arabesk’te olsa, halk müziği de olsa, eline bağlama da kaval da alana saygısı vardır diye düşünüyorum. Bu ülkenin bir bireyi olarakta bu saygıyı beklemek hakkımızdır diye düşünüyorum. Tahmin ediyorum çok kısa bir süre içerisinde Fazıl Say bu özrü çok değerli sanatçılardan esirgemiyecektir” dedi.
Gülden Karaböcek ve Ahmet Selçuk İlkan basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Editör: TE Bilisim