MÜZİKAL MİRAS GELECEK KUŞAKLARA TAŞINMALI 

Röportaj: Olcay Ünal SERT 


Yeni albümünüz 'Neden?' kısa bir süre önce EMI Müzik'ten çıktı. Albümde kaç eser var? Hangi şarkılar yer alıyor?

EDİS İLHAN: Albümümüzde 9 parça bulunuyor..8 orijinal Gece Yolcuları şarkısı ve bir cover bulunuyor... Albümdeki şarkılar Neden, Meyhaneler Sen, Zaman Geçse De, Affedecek Misin?, Bana Her Yer Kolların, Güneşi Örttüm Üstüme, Yarım, Yalnız, Aldatıldık Arkadaş  ve cover olan Gökyüzünde Yanlız Gezen Yıldızlar... "Zaman Geçse De" adlı parçamız, söz ve müzik olarak yakın bir dostumu,z değerli müzisyen "Ömer Salman" a ait oirjinal bir şarkı...

-Albümde birde 'Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar' adlı TSM şarkısına cover yapmışsınız. TSM eserine cover yapma fikri nereden aklınıza geldi?

UĞUR ARSLANTÜRKOĞLU : Grup olarak genel yaklaşımımız özgün beste üretimi olsa da ,Türkçe sözlü cover parçalara olan ilgimiz ve bu alanda yaptığımız çalışmalar uzun yıllardır sürmekte. Ülkemizin geçmiş müzikal mirasının önemli şarkılarını yarınlara taşıyabilmek ve bu harika şarkıları yeni nesillerle buluşturabilmek önemli bir misyon. Biz bu parçalara birer Gece Yolcuları izi ekleyerek ve çağımızdan katkılar yaparak diğer kuşaklara sağlıklı ve yenilenerek ulaşmasını sağlamaya çalışıyoruz.Böylece şarkılar hem bizim özgün bir şarkımız gibi sahipleniliyor hem de yeni kulakların kolayca empati kurabileceği bir hal alıyor. Daha da önemlisi orijinal duygusunu kaybetmiyor; "Seninle bir dakika" ve "Değer mi hiç" de olduğu gibi. Bu alanda çok da mütevazi olamayacağız. Önemli işler yaptık ve hala yapıyoruz. Yeniden düzenlemelerimizi konserlerimizde, yaptığımız tv programlarında ve çok olmasa da bazen albümlerimizde kullanıyoruz. Hem beste ve söz yazarları ile eleştirmenler hem de dinleyicilerimizden  bu konuda çok olumlu tepkiler alıyoruz.. "Gökyüzünde yanlız gezen yıldızlar" da böyle bir çalışma. Harika sözleri ve müzikal yapısıyla ilgimizi çeken bir sanat müziği şarkısıydı. Şarkıyı özel bir kanalda yaptığımız tv programımız için düzenlemiştik. Daha sonra 1-2 yıl konserlerde çaldık ve çok beğenildi.B iz de albümde kullanmaya karar verdik...

2000'Lİ YILLARIN BAŞINDA BİR DİRENCİ KIRDIK !

-Türk pop-rock müziğinin önde gelen grupları arasındasınız. Son yıllarda yeni gruplar çıkmıyor bunu neye bağlıyorsunuz?

UĞUR: Aslında çıkmıyor demek biraz sert bir yorum olabilir. Biz ve bizimle beraber bir kaç grup, 2000'li yılların başında bir direnci kırdık. Ülkemiz müzik sektörünün tüm paydaşlarına, müzik gruplarının da birarada kalıp başarılı olabileceğini anlatabildik. Şimdi de bunun üzerine koyarak büyüten, gayet güçlü bir kuşak var ardımızda. Çağımız çok büyük bir hızla değişiyor. Her geçen yıl dinleyici yapısı ve müzik yapma ve dinleme dinamikleri değişip gelişiyor. Doğal olarak yeni müzisyenler ve gruplar bu dünyaya adapte olmaya çalışıyorlar. Konvansiyonel metodlar artık kullanılamıyor. 
 
EDİS: Müzik yapmak ve müzik grubu oluşturup bu yola çıkmak zaten başlı başına zor ve yorucu bir süreç. Müzik grubu ile müzik yapmanın tercih edilebilir bir kariyer olmaktan çıktığı, çılgın bir dönem geçirdik (internet, mp3 dünyası, dijital müzik sektörü vs).. İnsanlar biraz korkmuşlardı ama artık öyle değil. Müziğin ölmeyeceğini ve insanların müziksiz kalamayacağını herkes anladı. Artık genç ve inanılmaz yetenekli bir nesil geliyor. Biz bunu gerek kendi stüdyomuzda çalışan genç gruplardan, gerekse şu an aktif olarak yaptığımız tv programında ağırladığımız gruplardan anlıyoruz. Zaten içlerinde çok başarılı olanlar da var halihazırda...

ŞOV DEVAM ETMELİ!
-Gruplarda zaman içerisinde ayrılanlar yeni katılanlar olabiliyor. Sizde değişiklikler var mı? Bu kadar süre grubun kalıcı olmasını neye bağlıyorsunuz?

EDİS: Grupların, hem "sosyal" bir alan hem de "teknik" tarafları olduğu gerçeği önümüzde dururken ayrılıklar çok da garipsenecek bir şey değil aslında. Her uzun soluklu profesyonel birliktelikte olabileceği gibi gruplarda da hem teknik alanda hem de sosyal alanda anlaşmazlıklar, fikir ayrılıkları olabilir ve bu da ayrılıklara sebebiyet verebilir. Bu risk hep var ve siz yola bu risklerle çıkarsınız. Herkes, hepimiz...
 
Bizde de, yola birlikte başladığımız ve geçmiş yıllarda Gece Yolcuları'nı birlikte büyütüp, beraber ekmek yediğimiz dostlarımızdan bazıları ile sık yaşanmasa da ayrılıklar oldu tabi. Hayatımız zor ve bazı şeylerden fedakarlık yapmak gerekiyor. Bu konuda sıkıntı yaşayanlar da bir tercih yapıyor. Ama şov devam etmeli. Önemli olan, Gece Yolcuları ile müzik yaptığımız sürece bundan mutlu olup olmadığımız. Eminim Gece Yolcuları, ayrılan arkadaşlarımıza da çok şey kazandırmıştır ve mutlu etmiştir... Bu konuda şu anki kadromuzun bir sıkıntısı yok zaten:)

EGOLARINIZIN SAĞLIKSIZ KISMINI KAPI ARDINDA BIRAKMALISINIZ!
 
UĞUR: Grupların kalıcı olması bir çok değişik etmene bağlı. Bir arada kalmak yetmez. Aynı zamanda ürettiğiniz şeyi de sahiplenmeniz ve profesyonel müzik yaptığınız ismin size yüklediği sorumluluğu da kaldırabilmeniz gerekir. Ama tabii ki önce insan olarak aranızda iyi bir iletişiminiz olmalı ve egolarınızın sizi büyütmeyen, sağlıksız olan kısmını kapı ardında bırakmalısınız. Biz de uzun yılların bize öğrettikleri ile birarada kalabilmenin şifrelerini ancak bulabildik....


Fotograflar: Fethi KARADUMAN

GECE YOLCULARI ŞARKILARI YAPIYORUZ

-Gece Yolcuları deyince belli bir sound tarzı var. Hafif Arabesk, Pop, Rock öğelerin hepsini barındırıyor zaman zaman. Başarının sırrı bu mu yoksa? 

UĞUR: Bu tarif ve başarı'nın sırrı konusunda bizim yorum yapabilme şansımız yok. Herkes nasıl tarif ediyorsa edebilir...
 
Biz Gece Yolcuları şarkları yapıyor ve bu şarkıları kendi müzikal birikimimiz ölçüsünde performe ediyoruz..
 
O şarkıları yaptığımız yılların bize verdiği olgunluk, bilgi ve duygu durumu ile... Tabi karakteristik bir vokalimiz de var onu unutmayalım:)

TÜRKİYE'Lİ BİR ROCK GRUBUYUZ
 
EDİS: Aslında Türkiye'li bir rock grubuyuz ve dinlediğimiz, öğrendiğimiz, biriktirdiğimiz her şey bu coğrafya, bu şehir ve bu kültürden.. Bu öğeler doğal olarak şarkılarımızda var. Bir de şarkılarımız yaşanmış hikayelerin gerçek fotoğrafları. Belki dinleyicilerimiz bizim yaşadığımız hikayeler ile bu yüzden daha gerçekçi bir bağ kuruyorlardır kimbilir...

"NEDEN?" SUSKUNLUK DÖNEMİNDEN SONRA ÇEŞMENİN GÜRÜL GÜRÜL AKMASINI SAĞLAYAN PARÇA!

-Edis Bey, çıkış şarkınız "Neden?'i nasıl yaptınız? 

EDİS: Son single (GC 2010) çıktıktan sonra bir süre ara vermiştik...Ve açıkçası bu süreçte müzikle -kendi hayatımız ile ilgili bir süre düşünme şansı yakaladık. Bu dinlenme ve yeniden şarj olma süresinde müzik ile iç içe olmamaya ve kafa dinlemeye çalıştık. Bir süre sonra müziğe öylesine susadık ve öyle dolduk ki eskisinden kat be kat fazla şarkı ve söz yazmaya başladık ."Neden?" benim bu dönemimin ilk parçası. Yani o suskunluk döneminden sonra, çeşmenin gürül gürül akmasını sağlayan parça. Tam anlamıyla o suskunluk döneminin duygusal fotoğrafı. Anlayın artık neler yaşamışım:))

SADECE AŞKI DEĞİL, KENDİMİZİ DE SORGULADIK 

"NEDEN?" albümünün basın bülteninde ; "Aşk" en basit haliyle karşımızda dururken, onu en saf haliyle yaşamaktan neden uzaklaştığımızı sorguluyoruz diyorsunuz... Sizin de aşkı sorguladığınız anlar oldu mu çok?

UĞUR: Tabi ki.. Sadece aşkı değil , kendimizi de... Bunu hayatın içinde harala gürele yaşarken çok yapamıyorsunuz. Nasıl yaşarsanız yaşayın, kendinizi bazen uzaktan seyredip "neler oluyor? ne yapıyorum?, ne bu tantana?" diye sorgulayıp hayatınızla ilgili  muhasebe yapmanız gerekebiliyor...
"Neden?" albümü, Gece Yolcuları'nın ve özelde hepimizin yüksek tempolu, başarılı bir hayat sonrası, bir soluklanarak kendimize, hayata ve aşka dair düşündüğümüz bir dönem albümü. Hem dinlendik. Hem de sorgularken yeniden öğrendik...Dolduk, taştık ve yazdık aslında..

"HAYATA, NEDEN? DİYEREK SORDUĞUMUZ BÜTÜN SORULARIN, CEVABIDIR AŞK ..."

-Size göre aşk nedir?

UĞUR: "Aşk", insanın kendine yakışanı sevmesidir..:))... Şaka tabi..
Tarifi  çok çok zor... Milyonlarca değişik şekilde tarif etmek için, yüzyıllardır filmler şiirler şarkılar yazılmış da yine yetmemiş o duyguyu  anlatmaya... Hala da yazılıyor, anlatılıyor... İşte o kadar da büyük bir duygudur...
 
EDİS: Biz bunu yeni albümümüzde şöyle tarif ettik:
"Hayata, neden? diyerek sorduğumuz bütün soruların, cevabıdır Aşk..."
Yeter ki onu görebilmemizi engelleyen kendi oluşturduğumuz ve uydurduğumuz tüm fazlalıklardan hayatımızı temizleyebilelim. O zaman "aşk" bütün ihtişamıyla karşımızda olacak ve yaptığımız her şeyi ona ulaşmak için yaptığımızı anlayacağız...

O TUTKUYU YAŞADIM!
-Şarkınızda "Meyhaneler sen, içtikçe biten ben, senden vazgeçersem haram olsun" diyorsunuz, böylesine tutkuyla bağlandığınız bir aşk oldu mu? Aşkı sürekli kılmak için neler yapmak gerekir?

UĞUR: "Meyhaneler Sen" benim parçam ve eğer bu şarkıda sizi etkileyen şey "tutku" ise emin olun o tutkuyu yaşadım...
 
Ama hepimiz, şarkıların her satırında kendi hikayemize benzettiğimiz veya kendi önemsediğiniz duygunun altını çizmeye çalışırız...
Örneğin bir dostumuz twitterda "Meyhaneler Sen" şarkımızın ona hissettirdiğini kendine göre şöyle özetlemişti: "vazgeçmezsen ya aşk senin olur ya da unutamayacağın bir aşk hikayen... Hangisi olursa olsun çok güzel" 
 
Şarkılar senin için "tutku", bir diğeri için "vazgeçmemek" anlamına geliyor. Güzelliği de bu... Aşkın binlerce yüzü var ve bizi bu ayakta tutuyor...


"AŞK" BİR ÇOK SIKINTIYI AŞMAMIZDA BİZLERE GEREKLİ GÜCÜ VERECEKTİR

-Günümüzde aşkı en saf haliyle neden yaşayamıyoruz?

EDİS: Çünkü medeniyet bize bir sürü uğraş veriyor. Onlarla oyalandıkça onlarla ilgili problemler üretiyoruz. Bu bir nevi hayata katlanabilmek için uydurduğumuz oyunlar gibi. Yaşam zor. Hayat şartları zor. Özgür olmak ve yaşamak zor. Ve bu hayat ancak bu tip oyunlarla çekilir kılınabiliyor gibi geliyor... 
Aslında bu zorluklara katlanabilmenin yolunu hayat bize ve tüm canlılara vermiş. "Aşk"..
Biraz daha sade ve daha az karmaşık hale getirebilirsek hayatı, bizce "aşk" bir çok sıkıntıyı aşmamızda bizlere gerekli gücü verecektir..
Aşık olduğunuzda ki halinizi bir düşünün, yapamayacağınız hiç bir şey yok gibi gelmez mi?..

'AŞK'IN ANLAMI VE HİSSETTİRDİĞİ DEĞİŞMEZ!

-Peki aşk biraz kavram mı değiştirdi? Eskisi gibi, Leyla ile Mecnun gibi aşklar yaşanmıyor deniyor. Teknoloji pek çok şeyi bizden aldı götürdü mü?

UĞUR: Belki götürmüştür. Ama yerine bambaşka güzellikler getirmiştir. Biz hayata bu kadar nostaljik bakmamalıyız. Her çağın, zamanın ayrı bir havası, güzelliği ve kuralları var. Ve insan sadece dışını, görünen özelliklerini yaşadığı çağdan etkilenerek değiştirir. Oysa içini, yani hayatın temel değerlerini değiştiremez. Örneğin müzik ve onun insanda yarattığı etki nasıl değişmiyor, sadece rengi, yapılışı ve ifade tarzı değişiyorsa aşk da öyle. Anlamı ve hissettirdiği değişmez. Sadece onu ifade edişimiz ve yöntemlerimiz değişiyor. Bu da çok önemli değil... Dediğimiz gibi biz fazlasıyla ıvır zıvır yaratıp, sonra onların altına gömdüğümüz aşkı aramaya çalışıyoruz... Bu oyun yüzyıllardır hiç değişmedi:)
'UNUT BENİ'

-Sizin için en özel şarkınız hangisi? Neden?
 
EDİS: Çok klişe olacak ama bu albüm için de diğer albümlerimiz için de böyle bir şarkı yok...
Bizim için her zaman en özel parça yaptığımız en son parça olacak..
Ama değer açısından olmasa bile, saygı açısından bir tek parça hep farklı kalacak. O da
"Unut Beni"
Çünkü "Unut Beni" bizim  "O" parçamız. Her grubun, solistin "O" parçası muhakkak vardır. Yıllar geçse de onunla anılırsınız. Bizim merhaba dediğimiz parça da "O"...

AKLIMIZA BUSE GELDİ ...

-Albümde stil danışmanınız Buse Terim ve ekibi olmuş. Nasıl bir çalışma yaptınız, teklif kimden geldi ve nasıl bir kombinasyon oluştu?

UĞUR: Albüm öncesi, albümün genel konsepti, fotoğraf çalışmaları ve klip için belirli bir anlayış geliştirmek istedik görsel olarak. Ve bunun için bir imaj danışmanı ile çalışmanın doğru olacağı konusunda hemfikir olduk. Yeni albümümüzün mottosu olan enerji ile çok örtüşen, genç ve profesyonel birilerini arıyorduk. Aklımıza Buse geldi. Açıkçası böyle bir işte bizimle olabileceğinden emin değildik. Çok ani ve hızlı karar vermiştik çünkü. Ortak dostlarımız aracılığı ile çalışma isteğimizi belirttik. Çok sıcak yaklaştı.O  da daha evel bizim sektörümüzden birileri ile böyle bir işbirliği yapmamıştı. Ekibi ile çok özel bir işbirliğimiz oldu. Konsept fotoğraflarımız ve klibimizin görselleri için bize danışmanlık yaptı. Hem o hem biz hem de fotoğraf ve klip yönetmenlerimiz çok memnun kaldık. Birlikte alışveriş yaptık, rahat olabileceğimiz şeyleri hangi kriterlerle seçmemiz gerektiği konusunda tatlı ipuçları aldık. Acayip keyifliydi. Ona ve ekibine çok teşekkür ediyoruz...

GRUBUMUZ İLE ORTAK BİR ŞEYLER YAPMAK İSTEYEN HERKESE AÇIĞIZ ...

-Düet modası var, en çok düet yapmak istediğiniz  sanatçı kim? Nasıl bir kombinasyon olur?

UĞUR: Evet biz de daha evvel Ramiz ile "Değer mi hiç" parçamızda, Nilüfer'in 12 düet projesi dahilinde "Haram Geceler" ile ve "Yılın düetleri" projesi için NTV'de Emrah ile yaptık... Burada bizim için temel kriter, müziğini sevdiğimiz ve müziğimizi seven biri ile söyleyebilmek. Ve sonrası teknik. Prensipte uyduğu ve keyifli olduğu sürece, ülke müziğimize değer kazandırmış herkes ile böyle bir çalışma yapabiliriz...
 
Mesela Edis, Sezen Aksu ile söylemeyi çocukluğundan beri ister. Ben de Özkan Uğur ile çalıp söylemek isterim. Keza gruptan herkesin buna vereceği bir sürü cevap vardır... Grubumuz ile ortak bir şeyler yapmak isteyen herkese de açığız... Bunu hep söyledik...

ORHAN GENCEBAY NE KADAR BÜYÜK BİR ÜSTADSA, BARIŞ MANÇO O KADAR DEĞERLİDİR. ZEKİ MÜREN NE KADAR BİZİ ETKİLEMİŞSE, NEŞET ERTAŞ DA O KADAR ETKİLEMİŞTİR ...

-Arabesk müzikle aranız nasıl?  Seviyorsanız, o tarzda kimleri dinlersiniz?

EDİS: Dünyada aklınıza gelebilecek her müzik ile hem keyfimiz için, hem de profesyonel olarak yakından  ilgiliyiz... Çok özel ve güçlü bir müzikal ekibimiz var. Ayrıca çok detaylı çalışmalar yapabildiğimiz teknik imkanı güçlü stüdyomuz var... Dünya müziği ve özelde rock müziği ile ilgili her attığımız adım, dikkatli ve düşünerek atılmış adımlar. Bu yüzden çok mutluyuz... Türkiye müzikal mirasının her parçası bizimdir, bizim birikimimizdir ve müzik yapabilmemiz için beslendiğimiz alanlardır. Yani müzikal hafızamızdır. Tıpkı dünya müziğinin belirli tarzlarında olduğu gibi... Özelde arabesk, sanat müziği veya pop müzikle aramız daha iyi diyemeyiz... Öncelikle biz bir rock grubuyuz. Tabii ki dünyada ve Türkiye'de rock üretimleri bizlerin ilgisini daha çok çekmiştir ve çekecektir... Ama şurası bir gerçek ki sanat müziği, Türkçe sözlü pop müzik, arabesk, arajmanlar, türküler vs. hiç ayırt etmeden hepsi müziğimizin bir parçasına ilham vermiştir, Orhan Gencebay ne kadar büyük bir üstadsa, Barış Manço o kadar değerlidir. Zeki Müren ne kadar bizi etkilemişse, Neşet Ertaş da o kadar etkilemiştir..

ROCK MÜZİK, ONU ÜRETEN İNSANLARDAN BAĞIMSIZ, TEK BAŞINA HİÇBİR ŞEYE BAŞKALDIRMAZ!

-Rock müzik başkaldırıdır derler, sizde şarkılarınız gördüğünüz olumsuzlukları protesto etmeyi seviyor musunuz?

UĞUR: Samimi söylemek gerekirse rock müzik mi, yoksa tarihte o tarzda müzik üreten insanların büyük bir çoğunluğu mu, bu başkaldırı imajını yaratmıştır bunu düşünmek gerekir.. Dünyada rock müziğinin kitleselleşip büyüdüğü yıllar, dünyada değişimin, başkaldırının, devrimlerin olduğu çağlara denk geldiği için böyle bir imaj sadece rock için söylene gelmiştir gibi geliyor bana... Çünkü rock müzik, onu üreten insanlardan bağımsız, tek başına hiçbir şeye başkaldıramaz. Diğer müzik tarzları da... Müzik sadece bir dildir ve o dil ile söylemek istediğiniz her şeyi söyleyebilirsiniz... İstemezseniz başka bir dil ile de (örneğin konuşarak-yazarak-bağırarak-eylem yaparak) bunu yaparsınız..

ROCK MÜZİK YAPANLAR ARASINDA DAHA YAYGIN BİR HAYAT FELSEFESİ 

Edis: Protesto etmek istediği şeyleri müzikle söyleyip, bunu başarabilenler bu işi harika yapmışlardır. Yaşamı boyunca hiç bir olumsuzluğu şarkıları ile anlatmayan, sadece aşkı şarkılarında anlatan ama olumsuzluklar hakkında yazan çizen mücadele eden birçok rock müzisyeni ve grup vardır; veya müzikal ömrünü sadece tepkisel şarkılarla süslemiş, sadece bunu yapmayı becerebilen harika müzisyenler de vardır... Hayatla ve yaşadığı çevre ile derdi olan, ilgili olan insanlar eğer müzik yaparlarsa, bu dertleri ve ilgileri o müziğe, ifadelerine yansıtırlar. Ve bu rock müzik yapanlar arasında daha yaygın bir  hayat felsefesi.. Biz de arada sırada hayatta gördüğümüz ve bizi rahatsız eden şeyleri müzikle, söylüyoruz derdimizi...

YENİ BİR SOLUK GETİREN İNSANLAR SAYICA HER ZAMAN AZDIR!

-Türk Pop müziği sound olarak kendini tekrar ediyor deniyor, katılıyor musunuz bu tespite?

EDİS: Aslında biz bu kategorileştirmeye temelden karşıyız. Evet kendini tekrar edenler de var, basında, film sektöründe, edebiyatta, reklam sektöründe ve bu çok normal. Çünkü bir topluluğun her bir bireyi devamlı yeni şeyler üretemez. Öyle olsa etraf mucitten, dehadan geçilmezdi... Hele işin içinde sektör, yani para kazanma derdi varsa insanlar daha az risk alıyor ve daha bir tembelleşiyor. Dünyada da bu böyle... Yani pop-rock-rap farketmiyor...Yeni bir şeyler denemek riskli ve bazen çok şeye mal olabiliyor. Bu yüzden her iş kolunda ve sanatta yeni bir soluk getiren insanlar, sayıca her zaman azdır. Özelde müzikte yeni şeyler deneyenlere, dinleyiciler geç de olsa mutlaka değerini veriyor...Denemekten korkmamak lazım, yoksa gelişemeyiz. Ülkemiz müzik sektöründe de yeniliker için çalışan aranjör, solist, grup hatta yapımcılar var... Ama takdir edersiniz ki, bunu da herkesten beklememek gerek....

BEN DAHA BİR SEZEN AKSU TARAFINDAYIM

-Ajda Pekkan mı Sezen Aksu mu? 

UĞUR: AJDA AKSU veya SEZEN PEKKAN
Şaka bir yana ikisi de müziğimizin temel taşlarından..Yaşam öyküleri ve kariyerleri başlı başına başarılarla örülü bir müzik yolculuğu... Ama ben daha bir Sezen Aksu tarafındayım. Çünkü yazmayı da seviyorum; ve o harika bir şair..

İLETİŞİM KANALLARI AZ İKEN YAPILAN HERŞEY DEVRİM GİBİ GÖRÜLÜYORDU

-Anadolu Pop Folk olarak adlandırılan doğu-batı sentezi eserler eskisi gibi çok çıkmıyor. Bunun sebebi sizce ne? Beğeniler ve zevkler mi değişti?

EDİS: Aslında hala devam ediyor bu sentezler. Sadece eskiden iletişim-medya kanalları çok az iken, yapılan her şey olduğundan daha büyük ve hatta devrim gibi görünüyordu. Şimdi ise her telefon bir medya, bol kanallar, reklam yatırımları...Bu yüzden yapılanların altı kalın çizilemiyor ve bazen denenen sentezler bunca kalabalık arasında kaynayıp gidiyor. Daha mikro incelemek gerek. Artık nereyse her evde bir müzisyen, bir yazar, bir yönetmen var. O kadar çok üretim var ki..Youtube'a, soundcloud'a bir bakın.. Her tarzdan harika denemeler, sentezler...Doğu-Batı, Kuzey-Güney...Klasik-Modern vs vs... Sentez de kendini tekrarlamaktan kurtulma çabasıdır. Her sanat kolunda gelişmişliği tetikleyen yepyeni ufuklar açan bir şey. Ama doğuyu batıya yapıştırdım deyince olmuyor tabi:)..

'MELODİ'NİN TÜKENDİĞİNE KATILMIYORUM

-Geleceğin müziği elektroniğe mi kayıyor? Melodi tükendi deniyor katılıyor musunuz?

UĞUR: Katılmıyorum. Eğer melodi bittiyse, 1600'lerde bitmiş olmalıydı. Zira sadece o zamana kadar olan klasik müzik eserlerini bile incelediğimizde, besteciler nerdeyse yazacak bir satır melodi, dokunulmadık tek bir makam bırakmamış gibi gelecekti bize. Ama kazın ayağı öyle değil. İnsan duyguları çok karmaşık ve olağanüstü güzel. Kombinasyonlarımızın tükenme şansı yok. Ve yeni gelen her nesil kaybolduğu düşünülen her bir melodiyi  tekrar tekrar hayatta tutacak. Elektronik müzik tarzı da gelişmişliğimizin bir ürünü ve o da kendi alanında büyüyerek gelişecek. Ama kimse kusura bakmasın elektronik müziğe, geleceğin müziği misyonunu yüklemek çok büyük bir yanılgı olur. Bizce her müzik tarzı birbirine giderek yaklaşarak zaten geleceğin müziğini oluşturuyorlar...

MÜZİK YAPARKEN BİRBİRİMİZ  ARASINDA REKABET OLMAZ

-Grup olarak aranızda rekabet oluyor mu? 

EDİS: Müzik yaparken birbirimiz arasında rekabet olmaz. Belki dışarıya karşı evet. Kendi kulvarımızda her zaman başarılı olabilmek ve ilgi görmek isteriz tabii ki.. Ve bunun için grup egomuz bizi rekabete sürükler..
Bizlere birey olarak gösterilen ilgiden doğacak rekabet ise bambaşka bir şey. Orada genelde vokal her zaman bir tık avantajlıdır. Bu da beni hiç üzmüyor ;)))) 

KONSERLER, PROJELER, KAYITLAR VE YENİ ŞARKILAR ...

-Bir gününüz nasıl geçiyor genelde?

UĞUR-EDİS: Genelde İstanbul'da oluyoruz.. Aslında %70 i müzik ve müziğin yarattığı işlerle geçiyor.. Konserler, projeler, kayıtlar ve yeni şarkılar. Ayrıca konserlerin hazırlıkları vs... Ve sosyal medya üzerinden günlük olarak, bize olan ilgiyi takip edebilmemiz de çok hoş ve keyifli bir süreç; o da baya zamanımızı  alıyor... Sinema ve spor grubun ortak ilgi alanları...İçimizde müzik hocalığı yapan ve seyahat fırsatı buldukça kaçanlar da var tabi...

-Son olarak AKŞAM okuyucularına neler söylemek istersiniz?

Gece Yolcuları şarkıları ile bir şekilde tanışmış tüm AKŞAM okurlarına, hayatımızın bir kısmına İlgi gösterdikleri için minnettarız öncelikle. Onlara hep güzel şarkılar yapma sözü veriyor ve onları konser alanlarında bizlerle birlikte şarkılar söylemeye davet ediyoruz. Ve bu zorlayıcı ve keyifli sorular için sana çok teşekkürler Olcay:)   (Akşam)
Editör: TE Bilisim