Acı bir trafik kazasında kaybettiği annesi için söylediği ‘Annem Duy Sesimi’ adlı duygusal şarkısıyla Türk halkının gönül telini titreten Sevgi Arslan, türkülere yeni bir pencere açmaya kararlı ve türkücülerin konumundan rahatsız.
Acılardan beslenen ya da hayatın neşesini olanca saflığıyla yansıtan türkülerin hak ettiği değeri göremediğinden yakınan Arslan, her fırsatta gençlerin türkülere sahip çıkması gerektiğinin altını çiziyor.

Sevgi Arslan, türkülerin ve türkücülerin konumlandırılmasından rahatsızlığını şu sözlerle dile getiriyor:
“Toplumun duygusal temelini oluşturan şey türkülerken, onların şimdinin tabiriyle ‘varoş’ bir kesimin zevkleri arasındaymış gibi gösterilmesinden büyük üzüntü duyuyorum. Örneğin lüks sayılabilecek semtlerde türkü evi göremezsiniz. Nişantaşı’nda değildir onlar, çok da matah bulunmayan semtlerin izole edilmiş sahil kıyılarındadır. Yan yana dizilmişlerdir. Oralar türkü dinleyenlerin gittiği ve kimseye bulaşmadan dertlenip eğlendikleri yerlerdir. Oraya gidenler de türküler de zamanla ve mekanla sınırlanmışlardır. Ne kadar da yanlış!

Ve sözlerine hem umut hem de sitem içeren şu sözlerle devam ediyor genç türkücü:
“Oysa gençler çok da ilgililer, coverlardan bile anlayabiliriz bunu. Bundan çok da memnunum. Fakat orijinal haline de aynı oranda ilgi duysunlar isterim. Türkü kültürü hak ettiği önemi görmeye başladı. Ama sanırım birileri bunu vurgulamaktan hoşlanmıyor. Birileri sözüm ona elitleşme çalışmalarına gölge düşsün istemiyor. Destek değil köstek oluyorlar, türkücüler öyle aşağılanır olmuşlar ki insanlar kendilerine türkücü denilmesinden rahatsız oluyor. Türkücüyüm ben. Türkülerimi her yerde söyleyecek ama onu kimilerine göre yukarıya bana göre tam da yerine çıkarmak için çalışan bir türkücüyüm.” (Magazincity.com)
Editör: TE Bilisim