Bir kez daha üzülerek izledim Aysel Gürel belgeselini. Bugüne kadar üslubuma yakışmayacağı için konuşmamayı tercih ettim. Ama artık bir söz hakkı doğduğunu düşünüyorum. 
Söylenildiği gibi Aysel Gürel ile aramızda bir küslük yoktu. Öyle bir durum olsaydı bunca geçen zaman zarfında görüşmez ve  kendisi de hasta yatağındayken beni arayıp çıkacak albümüne okumam için şarkı vermezdi. Keza beni kendisine o kadar yakın görüp benzetirdi ki bayrağın Sezen'e , Sezenden de bana geçeğini söylerdi.Bana emeği geçenlere  saygı ve sevgide kusurum olmamıştır. 
Yanlış hatırlanan bir duruma da açıklık getirmek isterim. Öncelikle dansçı olduğum ve dans ederek şarkı söylemek istediğim için, yapımcı olarak Şahin Özer'i arkama alıp , değerlerini tartışmayacağım, benim için  önemli, çocukluğum ellerinde geçen Garo Mafyan ve Aysel Gürel'e gittim. Garo abi dans edebileceğim türde bir aranje yaptı ve sonra onu Aysel Gürel'le paylaştım. Aysel de benim yapmak istediğim tarza uygun Abone'yi yazdı. Yani Abone var olup da bana uygun görülen bir şarkı değil, bana ve benim isteklerim doğrultusunda sipariş gibi hazırlanmış bir şarkıdır. Onun içinde hep derim ya bu öğelerden biri  ( ben , dans , şarkı sözü, beste) eksik ya da farklı olsaydı "Abone" Türk Pop müziğine çağ atlatan mihenk taşı olmazdı.

Yonca Evcimik

Editör: TE Bilisim