Gülden Karaböcek: Karaböcek soyadı bana yapıştı kaldı

Arabesk-fantezi müzik denince akla gelen ilk isimlerden. Şimdilerde Mu Tunç’un yönettiği ‘Arada’ filmindeki ‘Şaka Yaptım’ şarkısıyla gündemde. Sanatta 50. yılını yepyeni şarkılarından oluşan bir albümle kutlayacak. Söz, yıllardır dargın olduğu ablası, sanatçı Neşe Karaböcek’e gelince diyor ki: Ben onun kopyası değilim; ben Gülden Karaböcek’im. O benden 17 yaş büyük. Neyini kıskanayım?

Fotoğraf: Olcay Ünal Sert

Röportaj: Oya Çınar

[email protected]

"Gözümde canlanır koskoca mazi, sevdiğim nerede ben neredeyim?” diyerek çıktınız yola 50. sanat yılınız doluyor, ne hissediyorsunuz?

Kelimelerle ifade etmem çok zor. Bugün hâlâ onlarca şarkımın her yaştan insanın kalbinde yer bulduğunu görmek tarifsiz bir duygu. 50. yılım 2019’da doluyor. Yeni bir albümle taçlandıracağız inşallah.

Eski şarkılarınızı yeniden mi yorumlayacaksınız?

Hayır. Yepyeni şarkılarla sevenlerimle buluşmaya hazırlanıyorum. Hatta sözlerini kendim yazdığım birkaç bestem de olacak.

HEM MÜZİK HEM ÖZEL HAYATIM BÜYÜK MÜCADELEYLE GEÇTİ

Nasıl geçti bu 50 yıl?

Hem müzik hayatımda hem özel hayatımda büyük mücadeleler vermek zorunda kaldım. Ama zamanla bütün taşlar yerine oturuyor. Her şey kendi değerini buluyor. 64 yaşındayım. Hiç geriye bakmadım. “Şu şöyle olsaydı” “Şunu yapmasaydım” dediğim hiçbir şeyim yok, şükür.

Nelerle mücadele etmek zorunda kaldınız?

Öncelikle müzik şirketleriyle. Hâlâ eski şarkılarımı izin almadan değiştirip değiştirip çıkarıyorlar. Şahsımı geçtim, müziğe ve sanata saygısızlık. Yıllardır değişmiyor bu durum. Etimizden, sütümüzden her şeyimizden yararlanmaya çalışıyorlar.

Yıllar sonra ‘Arada’ filminin soundtrack’inde yer alan ‘Şaka Yaptım’şarkınızla yeniden gündeme geldiniz...

Çalıştığım şirketin yeni sahibi benim repertuarımı satın almış. Şarkıları yeniden değerlendirelim diye, birinde 18 diğerinde 11 şarkımın olduğu iki CD çıkardılar. İşin aslı başta hiç istemedim.

Neden?

Çünkü kendi albümüm için hazırlanıyordum. Zaten eski şirketler şarkılarımı allayıp pullayıp yeni şarkılarmış gibi piyasaya çıkarıyorlar. Bu da onların arasında kaynar gider diye düşündüm. Eskiden okuduğum şarkılar ‘modern folk’ dediğimiz, benim bağlama çaldığım, gitarla eşlik edilen şarkı ve türkülerden oluşuyordu. Onları yeniden değerlendirmek istediler. Hiç istememe rağmen sonuç güzel olacak diye beni ikna ettiler. ‘Şaka Yaptım’ın remiksi de o CD’deydi. ‘Arada’ ekibi çok beğenmiş, filmde kullanmak istediklerini söylediler.
Müzik yeteneğinizi kim nasıl keşfetti?

Beni asıl yönlendiren ve hep destek olan annemdi. Profesyonel olarak müziğe adım atmama o ön ayak oldu. İlk 45’liğimi çıkardığımda 14 yaşımdaydım. Hemen ardından çıkardığım ‘Dilek Taşı’ ile tüm Türkiye’nin sevdiği ve dinlediği bir isim haline geldim.

Sanat camiasında destek aldığınız isimler var mı?

Kimse destek olmadı. Ne yaptıysam kendim yaptım. Tabii ki selamlaştığım, merhabalaştığım bir sürü arkadaşım var. Ama ‘dostum’ diyeceğim bir samimiyetim yok kimseyle.

Yeni jenerasyonu nasıl buluyorsunuz?

Kendi çapında iyi isimler var. Mabel Matiz’i beğeniyorum. Bir de benim şarkılarımı yorumlayan gençleri seviyorum (gülüyor). Şebnem Ferah’tan Hande Yener’e kadar okumayan kalmadı zaten. Ama ‘veliaht’ gördüğüm kimse yok. Kimse kimsenin yerine geçemez bence. Geçmemeli.

Gülden Karaböcek & Müzeyyen Senar Çakıl Gazinosu'nda.

Peki, müziğe neden 20 yıl ara verdiniz?

Yıllardır kafama göre bir şirket bulamadım. Her şeye kendileri karar vermek istiyorlar. Ben onlara uymuyorum. Rahat olmalıyım, kendi arzu ettiğim şekilde yapabilmeliyim bazı şeyleri. Ama öyle garip mukavelelerle geliyorlar ki, kendi iradenizle bir şey yapmanıza fırsat tanımıyorlar resmen. Böyle gereksiz şeyler beni müziğe uzun süre küstürdü.

OYUNCULUK BANA GÖRE DEĞİLDİ

Yedi de filminiz var. Sonra oyunculuktan da uzaklaşmışsınız...

Sinemayı hiç sevemedim. Hele o zamanki sinema hiç bana göre değildi. Belki şimdi daha farklıdır, bilemiyorum. Benim zamanımda senaryolar hep birbirine benziyordu. Baktım konular hep aynı. Zaten o dönem “Tanınmış bir sanatçıyı oynatalım, ne yazsak gider” hesabı yapıyorlardı. Sizin sırtınıza binerek iş yapıyorlardı. Öyle olunca oyunculuğun bana göre olmadığına karar verdim.

Gülden Karaböcek, 70'li yıllarda.

Siz de pek çok isim gibi çocuk yaşta çalışmaya başlamışsınız...

Çocukluğunuzu yaşayabildiniz mi? Mutluydum ben. Sevdiğim işi yapıyordum. Belki oyun çağımda çalışıyormuşum gibi görünüyor ama o kadar severek yapıyordum ki, kaybolan yıllar diye bakmıyorum çocukluğuma. Evet, yaşın ve tecrübesizliğin getirdiği çok zorluklar yaşadım. Ama bir yandan da şanslıydım. Misal taciz ve benzeri şeyler hiç başıma gelmedi. Ama çevremde olduğunu biliyorum. Tanık olmasam da duyardım. Allah’a şükür benim başıma hiç gelmedi.

Gülden Karaböcek adını doğru yönetebildiğinizi düşünüyor musunuz?

Maruz kaldığım haksızlıklara rağmen hâlâ bu kadar sevenim varsa, demek ki bir şeyleri doğru yapmışım. Ve aynı yolda devam ediyorum. Sahne ve konserlerimde halkın sevgisini kalpten hissediyorum. Benim için ölçü bu.

Neden kendi adınız Gülden Göktürk’ü değil de ablanızın soyadını alarak Gülden Karaböcek adını kullandınız?

İlk 45’liğimi Gülden Göktürk adıyla çıkardım. Ancak ablam müzik yaşamına benden önce başladığı için, basın benden sürekli “Neşe Karaböcek’in kardeşi Gülden Karaböcek” diye bahsediyordu. Karaböcek soyadı üzerime yapıştı kaldı. Çalıştığım şirket de karar alıp adımı Gülden Karaböcek diye yazdılar. Sonra mahkemelik durumlar da oldu. Neşe, annemi ve babamı mahkemeye verdi. Tatsız şeyler yaşandı.

Müzik kariyerinizde hanginiz daha öndesiniz sizce?

Onu halk bilir. İkimizin sevenleri de ayrı bence.

Ablanız Neşe Karaböcek, “Sonradan çıkan kardeşler ‘çakma’ oluyor. Taklitler aslını yaşatıyor” demişti...

Ben onun kopyası değilim. Sahnede de onu değil, kendi aslımı yansıtıyorum. Zaten ses rengimiz de, yaptığımız müzikler de birbirinden farklı.

ABLAMDAN NİYE AF DİLEYEYİM? SUÇLULAR AF DİLER

Aranızda büyük bir kıskançlık olduğu söylenir hep...

Aramızda 17 yaş fark var. Ben çok küçüğüm ondan. Ben bu yola çıktığımda, ablam çoktan yaşını başını almış biriydi. Neyini kıskanayım?

Ablanız, eski eşi Atilla Alpsakarya ile daha sonra sizin evlenmenizle ilgili,“Gülden benden hiç af dilemedi” diyerek sitem etti...

Dilemedim. Çünkü suçlular af diler. Ben suçlu değilim. Niye af dileyeyim? Kendisi benim suçlu olmadığımı çok iyi biliyor aslında. Ama nedense halkımıza bunu farklı yansıtmayı tercih etti. Ona da eyvallah! O tercihine de bir şey demeyeceğim.

(Atilla Alpsakarya, Neşe Karaböcek'le evli olduğu günlerde...)

İki evilik yaptınız. Neden bir daha evlenmeyi düşünmediniz?

İstemedim. Kısmet diyelim.

(Gülden Karaböcek ile Atilla Alpsakarya)

Yalnızlık zor değil mi?

Benim için zor değil. Yalnızlığı severim ben. Evlilik defterini tamamen kapattım.

Yaşadığınız tatsız olaylardan nedeniyle mi böyle düşünüyorsunuz?

Sorgulamıyorum açıkçası. Üzerine hiç düşünmedim desem yeridir. Bunca zaman gönlüme göre biri çıkmadıysa bundan sonra da çıkmaz herhalde.

Öyle demeyin, hayat sürprizlerle dolu...

Orası da doğru. Büyük konuşmak istemem. Kısmet, ne diyeyim.

Onca güzel aşk şarkısı okudunuz. Sizin için aşkın tanımı ne?

Tarif edilebilir bir şey değil bence. Okuduğum şarkılar da aslına bakarsanız piyasa şarkıları. O zaman insanlar onları dinlemeyi seviyordu. Biz de besteliyorduk. Yazdığım hiçbir şarkı sözü ya da bestem kendi yaşadıklarım üzerine değil. Çoğu da, Ahmet Selçuk İlkan, Ali Tekintüre ve Hadi Çelikoğlu’nun sözleri. Özel hayatımı ve gerçek iç dünyamı anlatan tek şarkı yapmadım bugüne kadar.

Hayatınız film olsun ister misiniz ?

Hiç istemem!

Gülden Karaböce'in kariyerinin başlangıç noktasını temsil eden 'Orijinal Kayıtları ve Remixleri 1971/1973' albümü iki hafta önce müzikseverlerle buluştu.

Kaynak: Posta.com.tr 
 

Editör: TE Bilisim