Röportaj: Olcay Ünal SERT

 -Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba. 25 Haziran 1989 tarihinde Viyana’da doğdum. Fakat ben doğduktan iki sene sonra ailem İstanbul’a kesin dönüş yaptı.  Orta okulu Taş Koleji’nde bitirdim, liseyi ise Cihangir Koleji’nde. Şimdide İşletme okuyorum. Oyunculuk eğitimim dışında İşletme eğitimimde var yani.
-Nasıl bir çocukluk dönemi geçirdiniz?
Sakindi ya benim çocukluğum. Usluydum hep. Güzeldi de aynı zamanda.
-İşletme eğitimi aldığınızı söylediniz. Oyunculuğun yanı sıra işletmecilik düşünüyor musunuz?
Tabi, neden olmasın? Kendimi hep geliştirmek için gayret göstermişimdir. Hep medya sektöründe kalmak istiyorum. Belki bir ajans, belkide yapımcılık yaparım.
-Oyunculuğa nasıl başladınız?
Medya sektörü hep ilgimi çekiyordu ama ne yapabileceğimi bilmiyordum. Dedim bari oyunculuk eğitimine başlayayım.  Ama hiçbir planım yoktu. Önce bir kursta 2 aylık bir eğitim aldım. Daha sonra ise mülakatla öğrenci seçen Nazım Hikmet Kültür Merkezi ve Mint Akademi de seçmelere girdim. İkisine de seçildim ve benim tercihim Mint Akademi’den yana oldu.

Yakışıklı oyuncu Özgür Öztürk Ergün Plak'ın çırağı Abidin rolüyle dikkatleri üzerine çekti. / Fotoğraflar: Olcay Ünal Sert

-Bugüne kadar hangi projelerde yer aldınız?
90’lar da bir bölüm oynamıştım ki o benim ilk oyunculuk tecrübemdi. Daha sonra 80’ler dizisinde Ergun Plak’ın çırağı Abidin rolünde oynadım ki o dizide bana çok tecrübe katmıştır. Aşkın Bedeli, Alın Yazım gibi dizilerde de konuk oyunculuk yaptım. Ayrıca birde reklam filmim var.
-Çok sevilen 80’ler de ki rolünüzden biraz bahseder misiniz?
Seksenler’de Ergun plağın çırağıydım. Serhat Kılıç’la, Şoray Uzun’la, İlker Ayrık’la, Yasemin Çonka ve Rasim Öztekin’le oynamak her oyuncuya nasip olmuyor. Saf, işinde gücünde bir çırağı canlandırıyordum.
-80’li yıllar sizce nasılmış, size şu an ilginç geliyor mu o zaman ki günler?
Çocukken yazları babaannemlerin yazlığında kalırdım ve o yazlıkta babam ve amcamın okuduğu Gırgır ve Fırt dergileri vardı. Çocukluktan beri aşinayım yani seksenli yıllara.
-90’lar nasıl peki? O yılları nasıl hatırlıyorsunuz?
Şimdi geriye dönüp düşününce ayrı bir tadı varmış diye düşünüyor insan. Sobalı evde bile yaşamışlığım vardır ve çok güzeldi.
-Birol Güven gibi önemli bir yapımcının projesinde yer aldınız. Onunla çalışmak nasıl, set atmosferi, diğer oyunculardan destek gördünüz mü?
Ben Seksenler dizisine 75. Bölümde girdim. Yani ben girdiğimde karşımda bütün düzeni oturmuş tıkır tıkır çalışan bir set vardı. Sette zaten herkes yardımsever.  Yasemin Çonka’da hocamdır zaten, en çok desteği O’ndan görüyordum.

80'lerin Abidin'i Özgür Öztürk Neşe Karaböcek'in plağıyla objektiflerimize poz verdi.

-80’li ve 90’lı yılların müzikleri sizce nasılmış?
Bugünden kesinlikle daha iyi ama ben daha çok 90’lı yılların müziklerini severim.  İlhan İrem en çok sevdiğim sanatçılardan biridir. O şarkılarıyla 70’li ve 80’li yıllara damga vursa da, yaptığı zamansız şarkılar ile günümüzde de çok dinleniyor. Bu yıl mutlaka bir İlhan İrem konserine gitmek isterim.
- Nostalji  ile ilgili misinizdir normalde?
Arada sırada hala eski Barış Manço programlarını seyrederim mesela.
-Genç bir oyuncu olarak hedefleriniz neler?
Kesinlikle sinema kariyeri.  Bir tek Türk filmlerinde değil. Almanca ve İngilizce bildiğim için uluslar arası filmlerde de boy göstermek istiyorum.

Özgür Öztürk, 80'ler dizisinin sevilen karakteri 'Ergün Plak' ile...

-Örnek aldığınız oyuncular varmı?
Böyle sorulunca birden düşünmek zor oluyor umarım bazı isimleri atlamam. Fikret Kuşkan, Nejat İşler kariyer olarak örnek aldığım oyuncular. Güven Kıraç’ta örnek aldığım bir oyuncudur. Türkiye’de o kadar çok iyi oyuncu varki bu liste uzar gider gerçi.
-Son dönem dizi sektörü revaçta, sinema mı önceliğiniz diziler mi?
Sinema. Kesinlikle sinema.
-Günümüzde ki oyunculardan kimleri beğeniyorsunuz?
Eğer dizileri soruyorsanız şöyle söyleyeyim. Gerçekten dizi seyretmeye vaktim kalmıyor. Çünkü hem okul hem de oyunculuk çok vaktimi alıyor. Ama benim prensibim şudur. Bir dizi reytinglerde iyi gidiyorsa demek ki iyi oyuncularla çalışıyordur.
-Beğendiğiniz müzik türleri ve şarkıcılar kimlerdir?
Biraz eskileri severim müzikte. İlhan İrem ve Barış Manço dinlerim genelde. Zardanadam’da çok sevdiğim bir rock grubudur. Bunların dışında Almanca müziklerde dinliyorum. Die Arzte, Die Toten Hosen gibi…
-Olmazsa olmazlarınız nelerdir? Kırmızı çizgileriniz var mıdır?
Bilmem. Kendimle ilgili böyle sorulara cevap verirken zorlanıyorum. Ama geçmişimi düşündüğümde de hiç benden kasıtlı bir olayı, işi, projeyi iptal ettiğim olmadı.

Özgür Öztürk

-Yakışıklı bir erkeksiniz, girdiğiniz her ortamda dikkat çeker misiniz?
Ha ha. Bunu da bilmiyorum. Kızlara sorsanız daha doğru bir cevap verirler belki. Bir şey itiraf edeyim o zaman, bu ilişki konularında biraz zorlanıyorum.
-Kendinizi yakışıklı ve seksi buluyor musunuz?
Bir itirafta daha bulunayım. Lise sona kadar şişman ve gözlüklüydüm ben.  O zamanki halimle şimdiyi karşılaştırdığımda çok fark buluyorum tabi ki.
-Çapkın mısınızdır?
Gençliğimin tadını çıkartmaya çalışıyorum diyelim. Kimse kızmasın ama Türk kızlarıyla çok anlaşamıyorum.  Genelde İstanbul’da bile Almanca ve İngilizce bilen kişilerle arkadaşlık yapıyorum.
-Sizi  en çok ne etkiler?
Hoşgörü her şeyin anahtarıdır bence. Hoşgörülü insanlar her zaman etkilemiştir beni.
-Karşı cinste ilk bakışta nereye dikkat edersiniz?
Öyle özel bir tip arayışım yoktur benim. Bazı kadınlardan çok güzel elektrik alırım. O yüzden dikkat ettiğim özel bir yer yoktur.
-Size göre aşk nedir?
En zor soru bu oldu. Bence insan karşısına birisi çıktığında ‘o’ insan olduğunu anlıyor. Aşk budur işte.
-En büyük hayaliniz nedir?
Hayalleri ulaşılabilir ve kademe kademe tutmak daha iyidir bence. Şimdilik sektörde kalıcı kalmak istiyorum mesela. Genel olaraksa sinemada kariyer yapmak istiyorum.
-Söylemek istedikleriniz varsa başka ilave edebilirsiniz…
Bu röportaj için teşekkür ederim size.
 
 
Editör: TE Bilisim