Unutulmaz bestelere imza atan efsane sanatçı Orhan Gencebay, 'Bedensiz Aşk' adlı yeni single çalışmasıyla müzik severlerle buluştu. Orhan Baba, müzikten, siyasete, aşk'tan günümüzde yaşananlara her konuda samimi açıklamalar yaptı.

-'Bedensiz Aşk' adlı yeni single çalışmanız müzikseverlerle buluştu. Nasıl bir çalışma oldu?

-'Bedensiz Aşk' adlı şiirimi, Alevi, Bektaşi, Semah ezgileri karakterinde besteledim. Mistik tarzda olanın aranjesi bana ait, rock olanın aranjesi ise Selim Çaldıran'a ... Mistik tarzda ki ezgiye semazenler de eşlik ediyor. Bazen nidalar var; 'Hây' , 'Hâk' , 'Hû', 'Yaradana Kurban' gibi. Bunların hepsi kültürümüzde terennüm edilen ezgiler. 'Hû' meselâ Yeniçeriler zamanında Bektaşilerin kullandığı bir nidadır. Hepsi Allah'ın sıfatlarıdır. O'nu anlatır. Koro halinde o nidaları söylüyoruz. Dinleyenler mistik tarzda bu sesleri duyacak.

SEVGİNİN EN BÜYÜĞÜ TANRI SEVGİSİDİR

-Bedensiz Aşk ile neyi anlatmak istediniz?

-'Bedensiz Aşk'ın anlamı; doğarken bizde bedensiz olan sevginin zaman içinde yaşadıkça, sekillenmesi, bedenlenmesi anlamına geliyor. Sevgide cömert olmamız bizi mutluluğa götürecektir. Bu dünya gurbetinin yolunda sılamıza; Yaradan'a dönerken 'aşk' en büyük anlamını Tanrı Aşkı'yla kazanacaktır! Dolayısıyla biz O'na varırken, O'nunla bütünleşeceğiz. Yaşamı boyunca sevgiyi yaşayamayan bir insanın eksikliği mutlaka kendisindedir.Çünkü sevmek Yaradan'ın bize verdiği, yaşımımızın en değerli duygusudur. Sevgiyi ve sevmeyi bilmiyorsak, yaşayamıyorsak bunun en büyük sebebi maalesef kendimizizdir.


ROCK YAPMAYA MÜSAİTTİ

-Gençleri kucaklamak için mi rock yaptınız?

-Bu parça rock yapmaya çok müsaitti. Ezginin yapısı öyle. Ritm olarak halk müziğimizin temel ritimlerinden biraz farklı Bu ritim Alevi ve Bektaşi semâhlarının özünü oluşturan ritimlerdendir. Alevi ve Bektaşi karakterleri bizim Türk kültürünün içinde Halk Edebiyatı'nda en büyük yeri teşkil eden değerlerdir.

-Böyle bir çalışma yapmak aklınıza nereden geldi?

-Tamamen içimden geldiği için o ezgide yaptım, öyle bir duygu. Biz sanatçıyız, Semâh tarzı da yapabiliriz başka bir tarzda da. Semâh biliyorsunuz, Mevlâna'mızın konsantrasyonunu oluşturan en büyük ulvi hareketlerdir.

-Siz bütün şarkılarınızda sevgiye önem veriyorsunuz...

-Sevgi yaşamın temelidir... Sevgi olmadan hayat olmaz, aşk sevginin eseridir.

SURİYE VE MISIR'DA YAŞANANLAR ÇOK ÜZÜNTÜ VERİCİ

-Günümüzde bir sürü olaylar yaşanıyor, bir sevgisizlik mi hakim?


-Şu an öyle, dünyanın pek çok yeri karışık. Suriye ve Mısır da yaşananlar çok üzüntü verici. Keşke masum insanlar hiç ölmese... Kadınlar, çocuklar ölmese... Ortadoğu da yaşanan olaylardan büyük üzüntü duyuyorum. Ortadoğu'yu ve o coğrafyaları Batı şekillendiriyor

Efsane sanatçı Orhan Gencebay, Olcay Ünal Sert'in sorularını yanıtladı.


HİÇ KİMSENİN TEMEL PRENSİPLERİMİZİ BOZACAĞI KANAATİNDE DEĞİLİM

Günümüzde ki tartışmalar hakkında neler söylemek istersiniz? -Bizim ülkemizin temel değerleri vardır. Biz Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz. Bölünmez bütünlüğümüzle lâik, sosyal hukuk devletiyiz. Demokratız. Dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı yoktur. Bence her şey buradan başlıyor; dil, din, ırk, cinsiyet ayrımının kurallara göre gereği gibi uygulanıp uygulanmadığı tartışılıyor. Eğer tam anlamıyla uygulasaydık, zaten sorun olmazdı! Bizler etnik yapımız, dilimiz, dinimiz, cinsimiz, ırkımız ne olursa olsun, kardeşiz ve bir bütünün eşit parçalarıyız. Bu prensipler hepimiz için son derece önemlidir, bu yüzden hiç kimsenin temel prensiplerimizi bozacağı kanaatinde değilim, çünkü bozamaz!

-Sosyal medya hakkında neler düşünüyorsunuz?

Sosyal medya bence son derece güçlü ve önemli bir platform. Fakat bu sosyal medya kullanıcılarının arasında bazı insanlar var ki, ne insanlığa saygıları var, ne devletlerine, ne de insanın kendisine… Bu platformun kötü bir şekilde kullanılması insanı gerçekten çok kırıyor. Kimsenin bir başkasına hakaret etme hakkı yok. O yüzden o alanda da düzenlemeler yapılması şart.


DİL YARASININ AÇTIĞI YARAYI HİÇBİR ŞEY AÇMAZ!

-Siyasi üslubu nasıl buluyorsunuz?

-Maalesef siyasilerimiz öyle sözler söylüyorlar ki, şaşırmamak mümkün değil. Özellikle bazı siyasi liderlerimiz çok ağır konuşmalar yapıyorlar. Ben çok üzülüyorum buna, üstelik onlara yakıştıramıyorum da.... 'Dil Yarası' diye benim bir bestem var; dil yarasının açtığı yarayı hiçbir şey açmaz! Allah aşkına bu üslubu değiştirelim. Halkımız da çok rahatsız oluyor, ben de çok rahatsız oluyorum.

Ülkemizin gidişatını nasıl buluyorsunuz?

Ülke olarak gidişatımız son derece olumlu yönde ilerlemektedir. Ben bunun ileride daha da iyi olacağına dair umut besliyorum.

-Gezi olaylarını nasıl buluyorsunuz?

Gezi parkındaki çocuklar çok gençler… Ben de bir çevreci olarak onların yaptığı bu masumane eylemi desteklerim ama o taşları atanları, arabaları yakanları değil. Bunun yanı sıra her türlü şiddet karşıtı biri olarak, orantısız güce de tartışmasız karşıyım.

-Siz gittiniz mi Parka?

-Yok, ben gitmedim. Espri yolla da şunu söyledim; 'O kadar gazı ben yeseydim, şimdi yaşamıyordum!' dedim. Çevreci biri olarak onlara saygı duyuyorum ve benim elimde imkân olsaydı, tarım alanlarına asla inşaat izni vermezdim!. Çünkü ülkemiz her yıl Kıbrıs adası büyüklüğünde toprak kaybediyor, bunu önlemenin tek yolu; ağaç dikmektir.


İKTİDARLAR ANCAK SANDIKTA DEĞİŞİR

-Gezi olayları iktidarı etkiler mi?

-Hayır, iktidarlar ancak sandıkta değişir. Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Halkımızın dediği olur.

- Direnişle bir şey değişir mi?

-O direnişin ne olduğuna ve nasıl olduğuna bağlı! Ben Taksim'deki gençlerimizin o masumane olağanüstü güzel duygularına saygı duyuyorum. Onlar benim çocuklarım, torunlarım olarak Gezi Parkı'nda çevreyi korudular. Ben onlara bir şey demiyorum, teşekkür ediyorum. Onlara kimse bir şey demiyor ki zaten… O gençlerin hiçbiri araç yakmaz, kaldırım taşlarını söküp, cam çerçeve kırmaz. O masum gençler bunların hiçbirini yapmazlar; bunları yapanlar devletimize zarar vermek isteyen kötü niyetli provokatörlerdir.


Orhan Gencebay, AKŞAM Gazetesi muhabiri Olcay Ünal Sert'e konuştu.


BÖLÜNMEYİZ!

-Akil insanlar heyetinde görev aldınız, sizce insanlarda bölünme korkusu var mı Orhan Bey?

-Ben öyle bir şey düşünmüyorum. Zaten sunduğumuz raporların içerisinde bunların hepsinin cevapları var. Karşılaştığımız soruların biri de buydu. Bu soruyu soranlar ve bundan rahatsız olanlar var. Fakat böyle bir şeyi kimse istemiyor. Önemli olan, dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı olmadan kardeşçe, huzurlu bir şekilde yaşamak… Herkesin istediği de bu…

HEPİMİZ İNSANIZ, NEYİ PAYLAŞAMIYORUZ ALLAH AŞKINA?

-'Kürtlerle destanlarımız bile aynı' demişsiniz ...

-Doğrudur ama o şekilde ayırmak doğru değildir. Bizim derken, o hepimizindir. Biz genelde Halk müziğine aşıklar ve ozanlar deriz. Kürtlerin de onlara benzeyen değerleri vardır, onlar da Dengbejlerdir. Dengbejlerle ozanlar adeta aynı kişilerdir. O kadar iç içe girmiş ki, ayırmak mümkün değil… Kendi ailemin içinde de her kökenden insan mevcut, her ailede olduğu gibi… Hepimiz insanız, burada neyi paylaşamıyoruz ki Allah aşkına!

ORTADOĞU DA Kİ GERİLİM KORKUTUYOR!

-Ortadoğu’da ki gerilim korkutuyor mu sizi de?

-Korkutmaz mı? Suriye ve Mısır'da yaşananlar tabi ki çok üzücü. Çocuk, kadın demeden sivil halkın öldürülmesi beni derinden yaraladı. Ortadoğu’da ki gerilimi herkes yakından ve merakla takip ediyor. Ortadoğu'yu 100 sene evvel bazı Batılılar şekillendirmişti. O Batılılar tekrar bu bölgeyi etkilemeye çalışıyorlar. Bu durumda bize zarar gelmemesi için, biz de gereken tedbirleri almak zorundayız.

AKİL HEYETİN NE YAPMAK İSTEDİĞİNİ ÖĞRENDİLER

-Hülya Koçyiğit, 'İnsanlar barışa inandı' dedi.

-Dediğine katılıyorum… İnsanlar konuştukça, barışa tepki gösteren insanlar da sorunları daha iyi anladılar. Akil heyetin ne yapmak istediğini öğrendiler. Maalesef bizler daha bir şey anlatamadan bazı çevreler akillere yüklendi. Konuştukça, görüşmeler sürdükçe barışın önemini anladılar. Bazı siyasiler de siyasi erklerini korumak için çok yanlış şeyler söylediler.

MUHALEFETİMİZ DAHA İYİ OLABİLİRDİ

-Ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu nasıl buluyorsunuz?

Muhalefetimiz daha iyi olabilirdi, hatta olmalı diye düşünüyorum. Çünkü muhalefetsiz bir yönetim olmaz, iktidar olmaz.

BAŞKANLIK SİSTEMİ YANLIŞ ANLAŞILIYOR

Başkanlık sistemi hakkında neler düşünüyorsunuz?

-Başkanlık sistemi konu edilirken bazı şeyler yanlış anlaşılıyor. Dünyada 40’ın üzerinde ülke başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Sanıyorlar ki başkan neyse kral gibi dediği olur. Böyle bir şey mümkün değil! Orada da parlemanto ve sandık var.

HALKIN FİKRİ ÖNEMLİ

-Topçu Kışlası hakkında neler düşünüyorsunuz?

- Bence özellikle Taksim Meydanı gibi özel yerler için bir proje yapılacaksa, bu projenin halkla paylaşılması ve amacının anlatılması gerekir. Halkın fikrinin alınması daha doğrudur, bu yüzden halkın istemediği bir şeyi yapmak doğru değildir.

-Sizce park olarak mı kalmalı yoksa Topçu Kışlası yapılmalı mı?

-Benim ne istediğim değil, halkın ne istediği önemlidir. Bu yüzden halkın kararları doğrultusunda ne yapılırsa yapılsın, güzel olan her projenin Taksim’e yakışacağına inanıyorum.

AKM KESİNLİKLE YIKILIP YENİDEN YAPILMALI

AKM yıkılmalı mı?

-AKM değil ama binası kesinlikle yıkılmalı. Bir kere bina mimari açıdan son derece kötü ve tehlikeli durumdadır, sanat icrası açısından da elverişsiz bir yapıdır. Hatta ben bu düşüncemi, güvenilir kaynaklardan aldığım bilgiler doğrultusunda, daha yıllar evvelinden Kültür Bakanı'na, Vali Beye ve Başkan'a iletmiştim.

RAHATSIZLIK DUYULUYORSA DEĞİŞTİRİLSİN...

-Köprüye Yavuz Sultan Selim adının verilecek olması çok tartışılıyor...

-Rahatsızlık duyuluyorsa değiştirilsin tabii… Daha evvel söylediğim gibi, bu tip büyük projelerin halkla beraber karar verilmesi güzel olur.


YALNIZCA KENDİ BESTELERİMİ OKUDUM

Benim şöyle bir özelliğim var. 45 yıldır, halkımızın yorumcu olarak tanıdığı tarihten itibaren bu zamana kadar hep kendi bestelerimi okudum. Kendim üretip, kendim söyledim, kendim aranje ettim. Söz olarak % 90'ı benimse, müzik olarak %100’ü bana aittir. Ben bu zamana kadar hep böyle geldim. Başkasına ait besteyi hiç okumadım. Sanırım bu da kendi çapında bir rekordur.

Röportaj: OLCAY ÜNAL SERT

Editör: TE Bilisim