DATÇA Altınbadem Badem Film ve Kültür Yayınları serisinin ikinci kitabı “Fatma Girik”, sanatçının 69 yıllık hikayesini özetledi. Hayat hikayesinin yanı sıra kendisiyle yapılan kapsamlı bir röportaja da yer verilen kitapta, ilginç başlıklar var. Bunlardan biri de “Yılmaz Güney”le ilgili. Ünlü oyuncu, sinemaya ilk başladığı yıllarda Güney ile arasında geçenleri ilk kez anlattı:

“Yılmaz ile aynı işi yapıyoruz, hemen hemen aynı yaşlardayız. O elimi tutsa, bana bir şey ısmarlasa, aklıma bir fenalık gelmiyor. Bu bir süre böyle devam etti. Sonra bir gün Cağaloğlu’nda yürürken pat diye dükkanın birinden çıktı. Nasıl bir takiptir ki nereye gittiğimi biliyor. Neyse... ‘Sana kitap alayım mı?’ dedi. ‘Al’ dedim ben de. Hemen kitapçıya soktu, bana ‘Fareler ve İnsanlar’ ile ‘Değirmenimden Mektuplar’ı aldı ve gitti. Beğenmeyi oynamıyordu bence, beni gerçekten beğeniyordu. Ama devam ettiremedi canım benim, o kadar gençtik ki...”
Fatma Girik, kitapta annelik özleminden de söz etti:
“Anne olmak istemez miyim hiç, istedim. Ama hep erteledim. ‘Yeter artık’ diyen iç sesimi duyduğumda tren kaçmak üzereydi. Trenin kaçmasına ramak kala harekete geçtim. Türkiye’de bir çözüm bulamayacağımı anlayıp Avustralya’ya kadar gittim. Bundan tam 20 yıl önceydi... Sıra almamız gerekiyordu, iş uzayacaktı. Memduh (Ün) ‘Ben Türkiye’ye döneyim, sana kardeşini yollarım’ dedi. Birden korktum, ‘Seninle döneceğim’ dedim. Böylelikle anne olmaktan vazgeçtim.” (Kelebek)

Editör: TE Bilisim