Yıllar yılı beyazperde de, ekranlarda, sahnelerde izlemeye alıştığımız çocukluğumun starlarını birer birer kaybediyoruz.. Neler oluyor diye sormadan edemiyor insan... Bir dönem maalesef yaprak dökümü misali teker teker kapanıyor.

Peş peşe olunca insan daha bir kötü hissediyor kendini. İlk önceleri Barış Manço, Kemal Sunal, Zeki Müren derken, ayrılık Aysel Gürel, Suna Pekuysal, Atıf Yılmaz gibi duayenleri kaybedince ağırlığını iyice hissettirmişti. 2012 de başlayan Yaprak Dökümü'nde kimleri yitirmedik ki, Berkant, Ayten Alpman, Şenay, Metin Erksan, Neşet Ertaş ve daha niceleri... 2013'ün başlarında da Yaprak dökümü durmadı sürdü... M.Ali Birand, Ferdi Özbeğen, Müslüm Gürses ve Metin Serezli'yi sonsuzluğa uğurladık. Artık yaptıklarıyla yaşaycaklar, yitirdiklerimize Allah'tan rahmet geride kalan sevenlerine sabırlar dilerim...
Medya sektöründe yer alınca ustalarla anılar da kaçınılmaz oluyor tabi ki... Düşündüm de ilk izlediğim tiyatro oyunu rahmetli Suna Pekuysal'ın 'Lüküs Hayat' oyunuydu. Fatih Şehir Tiyatrosu'nda izlemiştim. İlk izlediğim konser İkitelli köyünde ilkokula konser vermeye gelen Ömer Şan-Bilge Şan çiftinin konseriydi. Sonrasında tabi ki pekçok konserlere gittim. James Brown, Michael Jackson, Natacha Atlas, Joan Baez konserleri benim için çok özeldi. 

Müslüm Baba'nın Solar Beach'de konserini de unutamam. Güzel bir konserdi, rockçılar bağırana basmıştı Baba'yı. Ardından Gülden Karaböcek ve Müslüm Gürses'in Ghetto'da verdiği konserler de unutulmazlar arasındaydı... Sezen Aksu her daim klasiktir. Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda, Mydonose Showland, TİM, Kuruçeşme Arena, Kıbrıs dahil pek çok yerde izledim. Ajda Pekkan'ın Kıbrıs konseri ile yıllar evvel izlediğim Rumeli Hisarı konseri de benim için çok özel olanlardan. Sevgili Tarkan'ı Açıkhava Tiyatrosu, İzmit ve Reina konseri de unutulmazlardan. 
Yine de düşününce en özelleri sanırım Lise yıllarımda Gülhane Parkı'nda izlediğim konserlerdi, İlhan İrem, Cem Karaca, Barış Manço, Gülden Karaböcek, Ferdi Tayfur, Bülent Ersoy, Müslüm Gürses, İbrahim Tatlıses, Bedia Akartürk, Sezen Aksu... Kimleri izlemedik ki orada... Konserler gündüzden başlar gece büyük konserle sona ererdi. Her akşam farklı bir sanatçı bugünün parasıyla belki 5 TL'dir.
Günümüzde malesef herşey daha ticari olunca bilet fiyatları da astronomik oldu. Spor salonlarında Kadınlar matinesi yapılsa da eski tadları vermiyor.
Bülent Ersoy'un İnönü Stadı, Ali Sami Yen Stadı ve Abdi İpekçi Spor Salonu'nda konserler verdiğini biliyor muydunuz... Gazino dönemi ve fuar dönemini yaşayanlar o halk konserlerini de bilir. 
Günümüzde gazino konsepti Cahide ve Günay'la devam ediyor diyebiliriz ama halk konserleri gerçekten bir başkaydı. Lütfü Kırdar'da 20-30 sanatçıyı bir gecede Halit Kıvanç'ın sunumuyla izlediğimizi hatırlıyorum.
Kısa bir süre önce yitirdiğimiz Müslüm Baba'ya değinmeden edemeyceğim. Allah rahmet eylesin büyük ses olmasının yanında çok naif, alçak gönüllü mütevazi bir insandı. Randevulu röportajlarımızı bırakın, röportaj için uygun olmadığı anda bile çayını içmeden sorularımı yanıtladığını hatırlıyorum. Şimdi pek çok dizi starı ise starcılık oynuyor aslında ! Büyük starlara ulaşabiliyorsunuz ama bir diziyle birşey olduğunu zanneden oyuncuya ulaşsanız bile konuşmuyor, menajeri deseniz zaten daha havalı... Yıllar ile birlikte sanat anlayışı da sanatçı da değişti gibi ama tek değişmeyen halkın sevdiği insanlar, onlar nereye giderse gitsin halk onları bağrına basıyor. Örnek mi çok yakında Türk Sineması'nın Sultanı Türkan Şoray Berlin'e gidecek ve orada Onur Ödülü'nü yeni jenarasyonun starlarından Nurgül Yeşilçay'ın elinden alacak... 
Sözün özü hepimiz doğuyoruz, yaşıyoruz ve de ölüyoruz... Sanatçılar da bir kuş misali uçsalar yaptıkalarıyla her daim yaşıyorlar. Önemli olan da zaten şu yalan dünyada bir hoş sada bırakmak değil mi ...  Ömrünüz uzun ve güzel olsun... Yitirdiklerimize rahmet diliyorum...

Sevgilerimle,
Olcay Ünal SERT