SEVDİKLERİ İÇERİDE ONLAR DIŞARIDA TUTSAK

'Görüş Günü Kadınları'nda nasıl bir rolü canlandırıyorsunuz? Senaryo da sizi çeken en çok ne oldu?
 Süreyya, kocası 6 yıldır hapishanede ve iki çocuğu olan bir kadın. Üzüntüsünü, sıkıntısını ya da yalnızlığını hiç kimseye yansıtmayan, kendi içinde yaşayan biri. Kocasına büyük bir tutkuyla bağlı. Ayakta kalabilmek üzerine kurmuş hayatını. Güçlü bir kadın karakter Süreyya... Senaryo hem konu olarak hem karakterlerin derinliği ve farklılığı açısından etkiledi beni. İnişleri çıkışları olan bir karakter, daha önce işlenmemiş bir konu.
Süreyya karakteriyle benzeşen taraflarınız var mı?
Süreyya, her şeyini kaybettiğinde ve kocasına rağmen çalışmaya başladığında başka güçlü yanlarını keşfediyor. Ben de güçlü bir kadınım. En benzeyen yanımız bu sanırım.  Aslında örnek alınması gereken bir karakter. Bütün kadınlar Süreyya ve diğer karakterlere bakıp, içlerindeki güçlü kadını bulup, o yönlerini ortaya çıkarmalılar.

Dizide yasa dışı işler yapan karakterler var. Çocuğunun geçimi için uyuşturucu satmak nasıl bir ruh halidir?
İnsanlar çıkış yolu bulamadıklarında, çaresiz kaldıklarında normalde onaylamayacakları ya da yapmayacakları şeyleri yapabilirler. Acı çeken ama çaresiz bir ruh hâli diyebilirim.
 Kader mahkumları için neler söylemek istersiniz?
 Bu insanların yaşadıkları çok yönlü duygular var. Çocuklarına bir şey yansıtmamaya çalışmak, onların bu durumdan etkilenmemeleri için çaba göstermek, hem hayatı sürdürmek, hem de haftada 20 dakika görüştüğü kişiye karşı hala sevgisini  korumaya çalışmak. Ben senaryodaki şu cümleyi çok seviyorum. Durumu çok iyi özetliyor aslında "sevdiklerinin vebalini ödemek zorunda kalanlar, sevdikleri içeride onlar dişarıda tutsak.
3. SAYFA HABERLERİNE MUTLAKA BAKIYORUM

Rolünüze hazırlanırken gazetelerin 3. sayfa haberlerini de takip ettiniz mi?
Gazetelerin 3. sayfa haberlerini takip etmek, bir yandan hayatın, Türkiye’nin sosyal yönünü takip etmeye benziyor. Bu ülkede yaşayan bir insan, bir kadın olarak, içim acısa da kararsa da bu sayfa haberlerine mutlaka bakıyorum çünkü ülkemizin bir başka yüzü de orada.

EN ÖZELİ AVRUPA YAKASI
Avrupa Yakası, Eyvah Kızım Büyüdü, İkinci Bahar, Çılgın Bediş, Küçük Sırlar, Hayat Devam Ediyor gibi çok sayıda dizide oynadınız. Bu dizilerden sizin için en özeli hangisi?
Dizi olarak tabii ki ilk aklıma gelen Avrupa Yakası oluyor. İyi bir kadro, iyi senaryo, iyi bir sitcom, 5 buçuk yıl devam etmesi yeterince özel bir durum tabii.
TİYATRO HATA AFFETMEZ!

Tiyatro ve dizi oyunculuğunu aynı anda götürüyorsunuz… Hangisinden daha büyük keyif alıyorsunuz… İkisinin birbirine göre avantaj ve dezavantajları nelerdir?
İkisinden  de alınan keyif farklı. Tiyatro oyuncunundur. Canlıdır her şey, adrenalin her daim yüksektir. Hata affetmez tiyatro, her şey o andadır. Ama sinema ya da TV  yönetmenindir. Kadraj  vardır, kurgu vardır, tekrar vardır. Hatalar toparlanır, en aza indirgenir. 

Sinema da ne tür roller sizi heyecanlandırır?
Sinemada, beni çok heyecanlandıracak, zorlayacak, senaryosu sağlam, derinliği olan karakterleri oynamak istiyorum.
GARSONLUK VE SEKRETERLİK YAPTIM 

Oyuncu olmasaydınız, ne olurdunuz… ?
Ortaokulda, önce spiker, sonra gazeteci, daha sonra da psikolog olmak istedim. Oyunculuğa karar verdiğimde ise bu sefer babam izin vermemişti. Onların vefatından sonra 9 Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi’ne gittim. Hem çalışıp, hem de okuyordum. Garsonluk yaptım, bir avukatın yanında sekreter olarak çalıştım, TRT İzmir Televizyonu’nda bir gençlik programı sundum.  Oyunculuk kafamda hep vardı ve hayat da beni en doğru yere götürdü.
BİR ANDA ŞÖHRET OLABİLİR, BİR ANDA DA SÖNEBİLİRSİNİZ …

Oyunculuk yapmak isteyen gençlere neler önerirsiniz?
Bu dünyada bir anda şöhret olabilir bir anda da sönebilirsiniz. Ama kesin olan bu dünyada başarılı olmak için çok çalışmanız gerektiği. Lafla olmuyor. Sürekli kendinizi geliştirmek zorundasınız. Zaten lafla popstar olma hayali kuranlar sönüp kayboluyor. 

FARE GÖRDÜĞÜM YERDE KASILIP KALIYORUM
Hobileriniz ve fobileriniz nelerdir? Sizi en çok ne kızdırır?
Yemek yapmayı çok seviyorum, özellikle annemden öğrendiğim yaprak sarmasını yapmaya ve yemeye bayılırım. Ama işimden dolayı çok zamanım olmuyor. Fobim ise nedenini bilemediğim bir şekilde; fare korkusu. Gördüğüm yerde kasılıyor, kalıyorum.

AŞK O AN OLAN BİR DUYGUDUR!
'Aşk' üç harflik çok kısa bir cümle ama anlatması zor derler… Size göre aşk nedir? 
Hayatta aşk çok önemli. Sadece ikili ilişkiler için geçerli değil, her şey için geçerli. Ben oyunculuğa karşı da büyük bir aşk duyuyorum. İkili ilişkilerde de aşksız olmaz. “Çok aşık oldum, deli gibi aşık oldum” dersiniz. Böyle hissedebilirsiniz. Dönüp baktığınızda onun aşkla ilgisi olmadığını anlarsınız. O, o an olan bir duygudur. Ben aşkın tanımlamalara sığmadığını düşünüyorum.

FOTOĞRAF ÇEKME MERAKIM İZMİR'DEN ...
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Bölümünden mezun olmuşsunuz…
Evet ordan mezunum, İzmirli olduğum için orada okumayı tercih etmiştim. Çok güzel ve özel yıllar geçirdim orada. Fotoğraf çekme merakım da o yıllardan kalmadır. İstanbul’da olduğum dönemlerde sık sık İstanbul’un fotoğraflarını çekip, twitter hesabımdan da paylaşıyorum. Hatta menajerim, günün birinde bir resim sergisi açmam gerektiğini söylüyor, şu an için uzak olsada kim bilir belki bir gün gerçek olur.
TİYATRO SANATÇILIĞI DUYGU İŞİ, YÜREK İŞİ

Yıllarını tiyatroya veren bazı ustalar tiyatrodan iyi para kazanılamadığını sadece yaşamlarını idame ettirdiklerini söyledi. Tam anlamıyla sektör olamamasından mı kaynaklanıyor bu durum?
Tiyatro sanatçılığı, duygu işi yürek işi. Tiyatroda pek çok sanatçı paradan önce işin niteliğine, karakterinin özelliklere, içine sinen bir hikaye olup olmadığına bakıyor.  Para ikici planda oluyor. Pek çok arkadaşım başka sektörlerden kazandığı parayı tiyatroya harcıyor. Ülkemizde de artık tiyatordan para kazanılmalı..
Yurt dışına dizi ithal eden bir ülke durumuna geldik.
-Çalışma şartları nasıl her şeyden memnun musunuz?  
Evet, günümüzde dizilerimiz Orta Doğu’da ve birçok ülkede yayınlanıyor ve çok seviliyor. Bu, çok sevindirici bir durum. Ancak çalışma şartlarına, sürelerine gelince, nasıl mutlu olunabilir ki. 
ÇILGIN OLDUĞUM ANLAR OLUYOR

Oyuncular genelde çılgın olur… Siz de kendinizi çılgın buluyor musunuz? Yoksa dışardan mı farklı algılanıyorlar… 
 Zaman zaman her insan gibi çılgın olduğum anlar oluyor. Oyuncular biraz daha fazla bu duygularını yaşayabiliyorlar. Bu abartılacak bir durum değil ama arada bazı çılgınlıklarınızı bastırmanız, saklamanız gerekiyor.

EN BÜYÜK HAYALİM GURUR DUYABİLECEĞİM BİR SİNEMA FİLMİ ÇEKMEK 
En büyük hayaliniz nedir?
En büyük hayalim her hali ile içime sinen, kendi kendimi yürekten alkışlayabileceğim, gurur duyabileceğim bir sinema filmi çekmek.
Son olarak hayranlarınıza neler söylemek istersiniz ?
 “Görüş Günü Kadınları” dizisini takip etsinler, çok farklı ve içten bir hikaye. Yorumlarını da sosyal medya üzerinden bizimle paylaşabilirler. (OLCAY ÜNAL SERT / AKŞAM)


Editör: TE Bilisim