Sanatçı kelimesinin iddialı bir söz olduğunu belirten Özhan “O yüzden bana sorulduğunda Türk müziği yorumcusu diyorum kendime” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Ukalalığa varmayan bir özgüven sahibiyimdir. İnsanlara değer veririm, yaptığım şeyden emin olurum, çalışırım, hazırlanırım, seyircilerime hizmetimi onları etkileyerek yaparım. On yedi, on sekiz yaşlarımda da öyleydim.”

“Müzik Bana Allah’ın Bir Lütfu”

Ahmet Özhan müzik ile ilgili “Müzikle karnım doydu, aileme baktım, onunla sevildim. Allah’ın bana bir lütfu oldu bu” derken programda ilk sahne günlerini, Bebek Gazinosu anılarını, Emel Sayın’la olan sahne ve kulis hatıralını, nasıl sahne almaya başladığını anlattı.

“Bizim Dönemimizde Diktatörlük Vardı”

Ahmet Özhan sahne aldığı gazinolar arasında Bebek’ten Maksim’e geçişini ve Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan’ın teklifini de seyircilerle paylaştı: “İlk tanışma anımızda ‘Bugünden itibaren işi bırakıyorsun’ dedi. ‘Senin o şekilde sahneye çıkmanı istemiyorum, seni assolistim yapacağım’ dedi” sözleriyle paylaştı. Sonrasını da şöyle anlattı: “Bebek’i bıraktım, askere gittim ve dönüşte Maksim’de başladım. Askerlik ben de bir fobi gibiydi çünkü şöhret olup askere gidersem unutulurum diye çocukça bir düşüncem vardı. 19 yaşında gittim, konservatuardaydım orayı da dondurdum.”

Ahmet Özhan geçmiş yıllarda menajerlik kavramının olmadığını, diktatörlüğün olduğunu söylerken o günleri anlattı: “Bütün hareketlerimi Fahrettin Aslan’a sorarak, onun yönlendirmeleriyle yapardım; film, albüm, plak gibi. Şöhreti tek başına yönetemezsin, mutlaka sahiplenilmen lazım. İnsan nefsi şaşabilir ama engel olman lazım.”

“Sinemayı Kullanmak İstemedim”

Ahmet Özhan sinema kariyerini Hülya Koçyiğit’le paylaşırken samimi cümleler kurdu: “Sahneye ve sinemaya hayrandım, günde iki filme giderdim. Perdede gördüğün hayali sahnede de görmek, onu canlı canlı izlemek bütün dünyada olduğu gibi bizde de bambaşka bir duyguydu. Doğal olarak bana da teklif geldi ve filmlerim oldu.”

Sinemaya çok saygı duyduğunu ve çok emek isteyen bir sanat dalı olduğunu belirten Ahmet Özhan, tasavvuf tarafı ön plana çıktığında ise mesaisini o tarafa harcadığını dile getirdi. Özhan bu konu ile ile ilgili “Ben hem müzik, hem de sinemaya yeteceğimi düşünmedim, sinemayı kullanmak istemedim, eğer devam etseydim kullanmış olacaktım, sinema benim için çok özeldir, eğer yeteri kadar emek veremeyeceksem olmak istemedim” diyerek neden daha çok film çekmediği sorusuna da açıklık getirdi.

Eski filmlerden görüntüleri izlerken Hülya Koçyiğit’in “Dizilerde yer almak ister misin?” sorusu üzerine de Ahmet Özhan “Yeni dönemde çok iyi oyuncularımız var, mesela İsmail Hacıoğlu’na bayılıyorum” derken “Onların tempoları kendilerine ait, ben düşünmüyorum dizilerde oynamayı” sözleriyle de soruyu cevapladı.

“Ahmet Özhan’a Benzetilmekle Geçti Ömrüm”

“Ahmet Özhan olmaktan öte benzetilmekle geçti ömrüm” diyen Türk müziği yorumcusu o duygusunu da Film Gibi Hayatlar programında paylaştı: “Beni lüks otellerde, mekanlarda olur zannediyorlar oysaki benim gönül dostlarım var; akvaryumcu var, kahvehaneci var. Şaşırıyorlar insanlar oralarda olmama benim de gönlümün doyması gerekiyor.”

Hülya Koçyiğit’in sunumuyla Ahmet Özhan’ın konuk olduğu “Film Gibi Hayatlar” yeni bölümüyle 02 Şubat Pazar günü saat 12:00’de TRT2’de.

Editör: TE Bilisim