Esenlerlilerle bir araya gelen ünlü piyanist Anjelika Akbar, Hayat ve Müzik benim için aynı şey. Müzik benim için nefes gibi. Beni besleyen bir şey müzik ” dedi.

Dünyaca ünlü besteci ve piyanist Anjelika Akbar, Esenler Sanat Evi (ESEV)’nde “Müzik ve Hayat” konulu bir seminer verdi.
Çok sayıda ESEV’li kursiyerin katılımıyla gerçekleşen seminerde; piyanist Akbar, çok büyük bir ilgiyle karşılandı. Konuşmasına özgeçmişi hakkında kısaca bilgi vererek başlayan Akbar, müzisyen bir ailenin çocuğu olduğunu ve çok küçük yaşlarda piyano çalmaya başladığını söyledi. Anne ve babasından sonra tanıştığı ilk şeyin piyano olduğunu belirten Akbar, müziğin hayatında önemli bir yer tuttuğuna dikkat çekerek konuşmasına devam etti.

Henüz 4 yaşındayken mutlak kulak yeteneği fark edilen ve Moskova Çaikovsky Devlet Konservatuarı öğretim üyelerinin dikkatini çekerek ve konservatuar bünyesindeki harika çocukların okuduğu okula kabul edilen Akbar, çocukken piyanoda her bir notayı farklı bir renk olarak algıladığını ifade eden Akbar,öğrencilik yıllarından bu yana müzikle canlı bir ilişki kurduğunu belirterek müziğin sihirli bir şey gibi gördüğünü söyledi.

Müzik benim için nefes

Müziğin evrensel olduğunu ve doğru müziğin insanı Allah’a yaklaştırdığını ifade eden Akbar, “Ses, bildiğimiz müzik değil sadece. Bütün sesler bir öze bağlı bir kaynaktan çıkıyor” dedi.

“Müzik iyidir ya da kötüdür diye bir ayrım yapmam” diyen Akbar, müziği sonsuzluğun ve sessizliğin sesi olarak algıladığını vurguladı. Sesleri çok iyi algıladığı dile getiren Akbar, hangi sesin hangi notaya denk geldiğini bildiğini belirtti.  

Müziği yaşamının bir parçası olarak gördüğünü belirten Akbar, “Hayat ve Müzik benim için aynı şey. Müzik benim için nefes gibi.  Beni besleyen bir şey müzik ” dedi. Müziği bir insanın icadı gibi görmediğini vurgulayan Akbar; müziğin bütün evreni saran, global ve ilahi bir şey olduğunu belirtti.

Müziğin karşısında toz parçası gibiyim

Dinleyiciler tarafından dikkatle dinlenen ve büyük beğeni gören Akbar,  müziği enstrümanlara sığdırılamayacak kadar sınırsız olduğunu kaydetti.  Dünyaca ünlü müzik dehası Beethoven’ın müzikle ilgili düşüncelerinden örnekler vererek müziğin sınırsız oluşunu anlatan Akbar, müziği enstrümanlara sığdırabilme çabasının her müzisyene ızdırap verdiğini söyledi.

Her türlü müzik türünü sevdiğini söyleyen ve özellikle ilahileri çok sevdiğini anlatan Akbar, “ Dağ köyündeki bir çobanın söylediği türkü ile Mozart veya Bach’ın müziği, hepsi benim için aynı” dedi.
Aldığı bütün akademik eğitime rağmen kendisini hala okula yeni başlayan bir öğrenci gibi hissettiğini dile getiren Akbar, “Müziğin karşısında kendimi toz parçası gibi hissediyorum. Müzik beni her zaman geliştirecek bir şey” diye konuştu.

Renksizliğin rengi olmak isterdim

Müzik terapisi hakkında da dinleyicilere bilgi veren Akbar, antik çağlardan bu yana müzik terapisinin bir şifa yöntemi olarak uygulandığını anlattı. Müziğin bir frekans, titreşim olduğunu belirten Akbar, yaşadığımız çağda bir çok hastalığın nedeninin psikolojik olduğunu ve bu hastalıkların müzik terapisi ile iyileşebileceğini söyledi.
Konuşması esnasında ESEV’li kursiyerlerin sordukları soruları da cevaplayan Akbar, bir kursiyerin “Size hangi renk daha yakın, kendinizi hangi renkle ifade edersiniz? sorusuna “Renksizliğin rengi olmak, tamamen saydam olmak isterdim” diye cevap verdi. Akbar, bir başka dinleyicinin “Doğru müziği nasıl bulabiliriz” şeklindeki sorusuna ise şöyle cevap verdi:
“Hayatın farklı devrelerinde doğru müzik kavramı değişebilir. Beni en çok etkileyen, eriten ve egomu dağıtan müzik neyse o yöne doğru yakınlaşabilir ya da uzaklaşabilirim. Doğru müzik dönem dönem de değişebilir. Ben buna müzik mönüsü diyorum. İnsanın her gün bir müzik mönüsü vardır ve hayat boyunca müzik mönüsü değişebilir.”
Seminerin ardından Esenler Belediye Başkan Yardımcısı Faruk Aydın, günün anısına piyanist Akbar’a hediye takdim etti. Başkan Yardımcısı Aydın’a teşekkür eden Akbar da kültür ve sanat alanında yaptığı çalışmalardan dolayı Esenler Belediyesini tebrik etti. 
Editör: TE Bilisim