“Benim tek derdim, başta üzerinde yaşadığım bu toprakları ve dünyayı olduğu –bazen insanların görmek istemediği ya da gözünden kaçırdığı– gibi yazmak, yazmak, yazmak! Başına bir şey gelmediği takdirde bugün, artık ‘Ben, hiçbir şey’ erişilebilir ve okunulabilir bir kitaptır; umarım onu bağrınıza basarsınız”

Akdoğan 3. kitabı “Ben, Hiçbir Şey”i yazmaktaki esas ve samimi amacını yukarıdaki cümlelerle özetliyor.
Denemelerden oluşan ilk kitabı “Ben Hep 17 Yaşındayım”dan iki yıl sonra yazdığı “Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm” ile büyük ses getiren genç yazar Aytuğ Akdoğan daha şimdiden çok geniş bir okur kitlesine sahip.

Modernizmin bireye getirdiği özgürlük ama bir o kadar da yalnızlığı genç bir insanın bakışıyla aktararak Aytuğ Akdoğan 3. kitabı “Ben, Hiçbir Şey”de kimi zaman çetrefilleşen hayatı bir direnişçinin dünya görüşüyle yalın ama oyuncaklı bir dille anlatıyor. Kitabın türünü ise yine kendi cümleleriyle şöyle anlatıyor: “ Ben ‘serbest yazar’ım: ‘Beat Kuşağı’ yahut ‘Yeraltı Edebiyatı’ gibi sınırlandırmaların hiçbirini kabul etmiyorum”


Gerçekten de bütün sınırlamaların uzağında “İlk gençlik”, “Uzaklar” ve “Günlükler” başlıklı birbirinden bağımsız içerik ve yapıdaki üç bölümden oluşan “Ben, Hiçbir Şey” genç yazarın bu kadar kısa zamanda nasıl bu kadar büyük ses getirdiğine dair haklı bir kanıt oluşturuyor.

İkinci Adam Yayınlarından çıkan “Ben, Hiçbir Şey” yayınlanır yayınlanmaz 4. baskıya ulaşarak “Türkiye’de kitap okunmuyor” yargısını tek başına altüst ediyor. Dili ve kalemi çok işlek Aytuğ Akdoğan’ı kaçırmayın.


AYTUĞ AKDOĞAN KİMDİR?

18 Ağustos 1992’de, Karamürsel/Kocaeli’de doğdu. Emekli bir subay çocuğu olan Akdoğan, ortaokul ve liseyi farklı şehirlerde, farklı okullarda okumasının ardından İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde sinema eğitimi almaya başladı. Erdal Eren’e ithaf ettiği ilk deneme kitabı ‘Ben Hep 17 Yaşındayım’ 2009’da yayımlandı. Ancak tam olarak tanınmasını sağlayan kitabı ‘Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm’ (2011) oldu. Arka kapak yazısı küçük İskender’e ait bu kitap, okurlar ve eleştirmenler tarafından çok beğenildi, ancak kitabevlerince ‘mahalle baskısı’ da denilebilecek illegal bir sansüre uğradı ve iade edilme sürecine girdi. Bir süre sonra okurların talebi doğrultusunda kitap tekrar raflardaki yerini aldı ve aynı hafta içinde ülkenin önde giden yazarlarından daha fazla satarak büyük bir rekora imza attı.

Gezgin. Direnişçi. Anti militarist… Yazılarında genel olarak normlara karşı gelip onları eleştiren, toplum bilimini ve ilişkileri ele alan ve karakter analizleri yapıp ruhsal çözümlemelere ulaşmaya çabalayan konuları ele alır. Varoluşçu felsefeyi ilgilendiren konular ve tanrı ve doğa aşkına övgüleri içeren izlenimci yazılara da sahiptir. Denemelerinde, subay çocuğu olmasına rağmen ironik bir şekilde anti militarizmi savunur.

Genç yazar Aytuğ Akdoğan, yakışıklılığıyla da genç kızların yüreklerini hoplatıyor.

Editör: TE Bilisim