Hayatımın her zaman birinci sırasında yer alan şey eşim, sanırım bir tek onun dönemi geçmiyor.
* Peki, hayatınızın eşinizden (Vildan Atasever) öncesi ve sonrası hakkında neler söylemek istersiniz?
Ben karıma aşığım; kolay kolay anlatılabilecek bir şey değil bu... Biz Vildan’la ‘Gece Sesleri’ dizisinde birlikte çalışırken yakınlaştık ve onsuz kalamayacağımı anladığım anda hemen Vildan’a evlenme teklif ettim. Ondaki o ‘hesapsızlık’ benim ilk dikkatimi çeken şeylerden biriydi. Hayatımın ondan öncesi düzensizdi, gereksiz heyecanlarım vardı artık onlar bitti. Şu anda hayat benim için deminde geçiyor diyebilirim. Bu, kesinlikle bir erkeğin yaşaması gereken bir duyguymuş, diğer türlü yaşamak zaten en kolayıymış.
Çok çabuk insanların kalbini kırabiliyorum
* Sert bir ifadeniz var ama aksine karşı tarafı incitemeyecek bir yapıya da sahip gibi gözüküyorsunuz. Bu ikisinin tezatlığını siz hayatınızda nasıl yaşıyorsunuz?
Çok çabuk sinirlenebiliyorum, sinirlendiğim zaman çok çabuk insanların kalbini kırabiliyorum. Bu, sonrasında biraz vicdanımda sıkıntıya yol açabiliyor. Neyse ki eğer yanlış yaptıysam özür dilemeyi bilen bir insanım. Özür dilemeyi bilmek şu hayatta sevilesi bir özellik bence.
* Evliliğinizin hemen ardından göz önünde olmaktan vazgeçtiniz ve yeni bir hayata adım attınız... Biraz bu süreçten söz edelim mi?
Evimizi biraz uzak bir yerde seçtik, şu anda İstanbul’a yakın olan köylerden bir tanesinde yaşıyoruz. Bu hayatımızda pek çok şeyi güzel anlamda değiştirdi; bir kere kahvaltımızı değiştirdi, kahvaltıda yediğimiz yumurtanın tadını değiştirdi. Oksijeni bol olan bir yerde yaşıyoruz, dolayısıyla bu uykularımıza da yansıyor. İş temposunun dışında evimde olduğum zamanlarda gerçek anlamda dinleniyorum. Evde, bahçemde olayım, dostlarımız gelsin, gitsin bu yetiyor bana. Seçtiğimiz bu yeni hayat daha mutlu, huzurlu ve de kaliteli.
* Oyunculuğunuzla ilgili en sık konuşulan şey yaşınızdan daha genç gösteriyor olmanız. Siz, oyunculukta bunun avantajlarını ve dezavantajlarını nasıl yaşıyorsunuz?
Kesinlikle avantaj çünkü bu size uzun yıllar oyunculuk yapabilme fırsatı veriyor. Bence bir oyuncu için, yüzünü kolay kolay eskitmediği ve doğru işlerde yer aldığı sürece bundan daha avantajlı bir özellik daha olamaz.
TV dizilerinde oynamak beni yordu
* Bir süredir ekranlardan uzak kaldınız... Kendinizi sinemaya daha yakın hissettiğinizi söylemek mümkün mü?
Açıkçası televizyon dizilerinde oynamak beni yormaya başladı çünkü herkes para için bir arada ve bu yalanın üzerine olumlu bir şey kuramıyorsun, kursanız bile çok çabuk yıkılıyor. Dolayısıyla insanların birbirleriyle olan ilişkileri de aynı laçkalıkta devam ediyor. Böyle şeyler gördükçe oyunculuktan soğuyorum, umarım Tanrı bana sürekli film çekmeyi nasip eder.
* Güzellik tanımınız nedir?
Güzellik çok göreceli bir kavram... Hem kadın, hem de erkek için geçerli olabilecek bir şey söyleyebilirim ki; gözlerinin içine baktığında bir sonrasını düşünmeyen, yarınla işi olmayan, hesapsız, kitapsız, özetle temiz kalmış insanlar bana çok daha güzel gözükürler. Bu özelliklere sahip olan, sayıca az insanla karşılaştığım zaman onları hayatımda tutmaya özen gösteririm.
* Modayla aranız nasıl?
Birbiriyle uyumu olan kıyafetleri tercih etmeye çalışıyorum, ben uyduramasam da neyseki eşim var, o bana yardımcı oluyor bu konuda. Eskiden dışarı daha özensiz çıkabiliyordum, hâlâ da aslında ben o kafayı çok değiştirmedim ama Vildan hayatıma girdiğinden beri bu işe o el attı.
* Vazgeçemediğiniz, dolabınızda sayıca fazla olan herhangi bir giysi var mı?
Dolabımda tişörtlerim ve hırkalarım çok sayıda. Özellikle de hırka bağımlısı olduğumu söyleyebilirim, bir mağazaya girdiğimde ilk dikkat edeceğim şey mutlaka hırkaların bulunduğu bölümlerdir.
* Peki, hayatta ‘asla giymem’ dediğiniz şey nedir?
Oyunculuk yaptığım için ‘asla’ giymem diyebileceğim spesifik bir şey yok ama özel hayatımda pembe, lila ve sarı renkten uzak durduğumu söyleyebilirim. Koyu renkleri tercih ederim. Jean pantolon Penguen, Bilstore. Koton tişört, Gap. Askı, He by Mango. Botlar, Diesel. Fötr şapka, Topman, Topshop.
* Peki, hayatınızın eşinizden (Vildan Atasever) öncesi ve sonrası hakkında neler söylemek istersiniz?
Ben karıma aşığım; kolay kolay anlatılabilecek bir şey değil bu... Biz Vildan’la ‘Gece Sesleri’ dizisinde birlikte çalışırken yakınlaştık ve onsuz kalamayacağımı anladığım anda hemen Vildan’a evlenme teklif ettim. Ondaki o ‘hesapsızlık’ benim ilk dikkatimi çeken şeylerden biriydi. Hayatımın ondan öncesi düzensizdi, gereksiz heyecanlarım vardı artık onlar bitti. Şu anda hayat benim için deminde geçiyor diyebilirim. Bu, kesinlikle bir erkeğin yaşaması gereken bir duyguymuş, diğer türlü yaşamak zaten en kolayıymış.
Çok çabuk insanların kalbini kırabiliyorum
* Sert bir ifadeniz var ama aksine karşı tarafı incitemeyecek bir yapıya da sahip gibi gözüküyorsunuz. Bu ikisinin tezatlığını siz hayatınızda nasıl yaşıyorsunuz?
Çok çabuk sinirlenebiliyorum, sinirlendiğim zaman çok çabuk insanların kalbini kırabiliyorum. Bu, sonrasında biraz vicdanımda sıkıntıya yol açabiliyor. Neyse ki eğer yanlış yaptıysam özür dilemeyi bilen bir insanım. Özür dilemeyi bilmek şu hayatta sevilesi bir özellik bence.
* Evliliğinizin hemen ardından göz önünde olmaktan vazgeçtiniz ve yeni bir hayata adım attınız... Biraz bu süreçten söz edelim mi?
Evimizi biraz uzak bir yerde seçtik, şu anda İstanbul’a yakın olan köylerden bir tanesinde yaşıyoruz. Bu hayatımızda pek çok şeyi güzel anlamda değiştirdi; bir kere kahvaltımızı değiştirdi, kahvaltıda yediğimiz yumurtanın tadını değiştirdi. Oksijeni bol olan bir yerde yaşıyoruz, dolayısıyla bu uykularımıza da yansıyor. İş temposunun dışında evimde olduğum zamanlarda gerçek anlamda dinleniyorum. Evde, bahçemde olayım, dostlarımız gelsin, gitsin bu yetiyor bana. Seçtiğimiz bu yeni hayat daha mutlu, huzurlu ve de kaliteli.
* Oyunculuğunuzla ilgili en sık konuşulan şey yaşınızdan daha genç gösteriyor olmanız. Siz, oyunculukta bunun avantajlarını ve dezavantajlarını nasıl yaşıyorsunuz?
Kesinlikle avantaj çünkü bu size uzun yıllar oyunculuk yapabilme fırsatı veriyor. Bence bir oyuncu için, yüzünü kolay kolay eskitmediği ve doğru işlerde yer aldığı sürece bundan daha avantajlı bir özellik daha olamaz.
TV dizilerinde oynamak beni yordu
* Bir süredir ekranlardan uzak kaldınız... Kendinizi sinemaya daha yakın hissettiğinizi söylemek mümkün mü?
Açıkçası televizyon dizilerinde oynamak beni yormaya başladı çünkü herkes para için bir arada ve bu yalanın üzerine olumlu bir şey kuramıyorsun, kursanız bile çok çabuk yıkılıyor. Dolayısıyla insanların birbirleriyle olan ilişkileri de aynı laçkalıkta devam ediyor. Böyle şeyler gördükçe oyunculuktan soğuyorum, umarım Tanrı bana sürekli film çekmeyi nasip eder.
* Güzellik tanımınız nedir?
Güzellik çok göreceli bir kavram... Hem kadın, hem de erkek için geçerli olabilecek bir şey söyleyebilirim ki; gözlerinin içine baktığında bir sonrasını düşünmeyen, yarınla işi olmayan, hesapsız, kitapsız, özetle temiz kalmış insanlar bana çok daha güzel gözükürler. Bu özelliklere sahip olan, sayıca az insanla karşılaştığım zaman onları hayatımda tutmaya özen gösteririm.
* Modayla aranız nasıl?
Birbiriyle uyumu olan kıyafetleri tercih etmeye çalışıyorum, ben uyduramasam da neyseki eşim var, o bana yardımcı oluyor bu konuda. Eskiden dışarı daha özensiz çıkabiliyordum, hâlâ da aslında ben o kafayı çok değiştirmedim ama Vildan hayatıma girdiğinden beri bu işe o el attı.
* Vazgeçemediğiniz, dolabınızda sayıca fazla olan herhangi bir giysi var mı?
Dolabımda tişörtlerim ve hırkalarım çok sayıda. Özellikle de hırka bağımlısı olduğumu söyleyebilirim, bir mağazaya girdiğimde ilk dikkat edeceğim şey mutlaka hırkaların bulunduğu bölümlerdir.
* Peki, hayatta ‘asla giymem’ dediğiniz şey nedir?
Oyunculuk yaptığım için ‘asla’ giymem diyebileceğim spesifik bir şey yok ama özel hayatımda pembe, lila ve sarı renkten uzak durduğumu söyleyebilirim. Koyu renkleri tercih ederim. Jean pantolon Penguen, Bilstore. Koton tişört, Gap. Askı, He by Mango. Botlar, Diesel. Fötr şapka, Topman, Topshop.
Röportaj: Buket Baydar, Milliyet Cadde
Editör: TE Bilisim
