Kızlarının " İşte benim sevgilim" demesi gibi bir durum olamayacağını belirten İzzet Yıldızhan şunları söyledi:

" Onların bir eş seçme şansı yok. Karşıma eş getirme şansı yok. Ben seçmeyeceğim tabii ki, mutlaka aileler görüşür. Bu böyle bilinir. Benim kızım öyle flört falan yaşayamaz. Bombaysa al söylüyorum... Böyle yani. Ben böyle doğru buluyorum. Birbirlerini tanıyacaklar tabii ama flörtün bir sınırı vardır. Benim de o sınırım var. Ailelerin gözetiminde tabii ki birbirlerini tanıyacaklar. Flört edilmemeli. Çünkü gençlik hata yapıyor. Ondan sonra evlilikleri bitiyor. Flörtte her şey yaşanmamalı kesinlikle... Masumane olmalı, sevgi korunmalı. Evliliğe kadar korunmalı o sevgi. Ben masumiyetin korunması gerektiğine inanıyorum. Geçmişe bakalım, evliliklere bakın...Boşanmalar böyle miydi? çok azdı... Çünkü masumane evliliklerin, ailelerin birbiriyle masumane tanışmaların ve evliliklerin bir ömür sürdüğü"

"Kim bana nasıl bakarsa baksın"

"Aynı evde bir kızla erkeğin yaşaması... Kim bana nasıl bakarsa baksın hiç umurumda değil! Yok entelmiş, dantelmiş asla! karşıyım böyle bir şeye... Bir kızın bir erkekle aynı evde yaşaması... Kızdan bahsediyoruz, ben daha önce de böyle bir konuşma yaptığımda çok yanlış yerlere gitti. Ben 'bunun bir sınırı var' dedim. Yaşam farklılıkları vardır. Sanatçı hayatıyla bir ailenin hayatı, benim kızımın hayatı bir olabilir mi? Sanatçı sektörün içinde, yemeğe gidecek, davete gidecek... Oyuncuyla çıkacak. Bunların bir arada yaşaması çok normal. Ben bunları kast etmiyorum"

"Hiçbir anne baba kabul etmez"

Hürriyet'te yer alan habere göre, Yıldızhan şöyle devam etti:

Aslında çok açılması gereken bir konu ama kısa keseceğiz. Bir evde yaşayan bir insan her şeyi tüketiyor zaten. Yaşanılacak ne kalıyor? Ama masumane bir birleşimde hayatın her evresinde bir şeyler yaşanıyor. Gelip aynı evde yaşadığında, artık paylaşılacak bir şey kalmıyor. 6 sene, 5 sene , 3 sene... Bir evde yaşamanın sonra evliliğe gidip, sonra bitirmenin...Hiçbir anne baba bunu kabul etmez arkadaşlar, söylediklerine asla bakmayın! Söyleyenler çok azınlıktır, onların da zaten kendi hayatları da kötüdür. Kendi hayatlarından 'ben bunu yaşayamadım da, benim kızım yaşasın veya oğlum yaşasın' Kardeşim böyle bir şey yok. Yazık çocuklara kötülük yapıyorsunuz. Bunun Müslümanlıkla, şunla bunla alakası yok. Bir örf ve adet var."

Editör: TE Bilisim