Sibel Can çocuklarını anlattı ...

Bugün bayram. Herkes bayramı farklı kutluyor. Kimi tatilde, kimi ailesiyle birlikte... Sanatçılar ise çalışıyor. Sibel Can da bu bayram iki sahne çalışması yapacak. Ama o her şeyden önce bir anne. Üç çocuğu var ve onlara zaman ayırmak durumunda. Can, arefe günü anne ve babasının mezarını ziyaret ettikten sonra konser için İzmir'e uçtu. Ama öncesinde GÜNAYDIN ile bayramı paylaştı. Can, anne ve babasını art arda kaybettikten sonra doğum gününü kutlamaz olmuştu. Çünkü annesi de, kendisi gibi 1 Ağustos'ta doğmuştu. Bu yüzden sekiz yıldır hiçbir doğum gününü kutlamadı. Ama son doğum gününde çocukları ile birlikte çıktığı Cannes tatilinde kural bozuldu, çocuklar annelerine sürpriz yaptı ve Can, yıllardan sonra 1 Ağustos'u farklı yaşadı.

DÜNYAYA AÇILAN GÖZÜM
Dedik ya bayram diye... "Bayram size ne ifade ediyor?" diye sorduk; bakın Can ne yanıt verdi: "Bir tarafım 'Bayram gelmiş neyime!' diyor, diğer tarafım da 'Bugün bayram, erken kalkın çocuklar' şarkısını söylüyor. Bayram neşesini çocuklarımla birlikte yaşıyorum. Annem-babam yok. Bu nedenle bir tarafım hep yarım, hep eksik. İyi ki genç anne olmuşum. İyi ki üç çocuk sahibi olmuşum. Ben onlarla büyüdüm. Üçü de benim en iyi arkadaşım. Engincan, doğum günümde yanımda yoktu. Ama o kadar özel bir çocuk ki, Bodrum'dan beni aradı. Bulunduğu kulüpte benim için özel bir şarkı çaldırdı, pasta kesti. Yaptığı bu sürprize inanamadım. Hepsini telefonla izlettirdi." Sibel Can'a bu kez çocuklarıyla neler yaşadığını soruyoruz. Hangisiyle hangi duyguyu paylaşıyor? Hepsini tek tek anlatıyor: "Engincan, Miami'de işletme ve uluslararası ilişkiler okuyor. Çift ana dal yapıyor yani. 22 yaşında. Onunla tam bir arkadaş havasındayız. Dünyadaki bütün yenilikleri izler ve anında benimle paylaşır. Yeni müzikleri, sound'ları, moda trendlerini kaçırmaz. Müzik konusunda bana önerilerde bulunur, 'Anne şu sound'u dinle. Tarzını değiştirebilirsin, eğer bunu yaparsan gençlere de hitap edersin' gibi önerilerde bulunur. Engincan için benim dünyaya açılan gözüm diyebiliriz.

HER ANNENİN KIZI OLMALI
Melisa 18 yaşına giriyor. Her annenin bir kız evladı olmalı. Annem de her zaman 'Kız evlat gibisi yok' derdi. Çok duygusal bir kız. Hepimize, kardeşlerine çok düşkün. Abisi Amerika'da olduğu halde onu adım adım takip eder. Nerelere gidiyor, kız arkadaşı var mı; hepsini bilir. Biraz da kıskanır onu. Evde şenlik var onunla. Çok güzel piyano ve keman çalıyor, şarkı söylüyor. Ama müzikle ilgili bir şey yapmayı düşünmüyor. Kıyafetlerimi paylaşmayı çok sever. Bu konuda ara sıra kavgalarımız oluyor. Ama dünya şekeri bir çocuk.

EMİR İPEK YUMAĞI
Emir benim gözümün bebeği. Hepimizin nazlı ipek yumağı. Çok tatlı ve duygusal bir çocuk. Allah herkesin evladını korusun. 13 yaşında, yedinci sınıfta okuyor. Belki de küçük olduğu için bana çok düşkün. Her sabah bana 'Anneciğim seni çok seviyorum' gibi notlar yazıp verir. Emir, şu anda yaz okulu için İngiltere'de bulunuyor."

ÇOCUKLAR GISELLA'YI ÇOK SEVİYOR
Sibel Can, üç çocuğuyla kurduğu dünyasında çok mutlu. "Sorumluluklar ağır gelmiyor mu?" diye sorduğumuzda, "Her şeyi rayına oturttum. Çocuklar beni yormuyor. Tabii ki zor ve kötü günler yaşadım ama hepsi geride kaldı." Engincan ile Melisa'nın babaları Hakan Ural'ın bir çocoğu daha oldu; minik Gisella. Sibel Can'a, Gisella bebeği soruyoruz: "Bayılıyorum ona" diyor ve şöyle konuşuyor: "Engincan ve Melisa, kardeşlerini çok seviyor. Hakan adına da, eşi adına da çok seviniyorum. Ben de resimlerini görüyorum, yumak gibi bir şey o da. Çok tatlı. Hakan da, Engincan dünyaya geldiğinde benim gibi çok gençti. Şimdi daha farklı bir heyecan yaşıyordur. Eşi de çok düzgün." (Özlem Avcı/Sabah)
Editör: TE Bilisim