CHP, Kılıçdaroğlu’nun ajansın işleyişine yönelik eleştirilerine AA tarafından ambargo uygulandığını vurguladı. Kılıçdaroğlu’nun AA’nın kuruluş yıldönümü mesajı özetle şöyle:

Dünyaya duyurma görevi

ANADOLU Ajansı, 92 yıl önce Ulusal Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı Mustafa Kemal tarafından ‘Türkiye’nin sesini bütün dünyaya duyurmak’ için kuruldu. 19 Mayıs 1919’da Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak için Samsun’a çıkan Mustafa Kemal, 10 ay 27 gün sonra 6 Nisan 1920’de Anadolu Ajansı’nı kurdu. İletişimin önemini ve medyanın gerekliliğini böylesine önemseyen Mustafa Kemal, ajansa, ‘Türkiye’nin sesini dünyaya duyurma’ görevini verdi.

AKP’nin memuru değiller

Savaş koşullarında bile çok büyük sorumluluklar üstlenen ve zorluklara rağmen görevini başarıyla yaparak hem bağımsızlık savaşımızın sesini bütün dünyaya duyuran, hem de ulusal ve uluslararası medya kuruluşlarının vazgeçemeyeceği bir haber ajansı olan Anadolu Ajansı, ne yazık ki özellikle son yıllarda Türkiye’nin sesi ile AKP’nin sesini birbirine karıştırmaya başladı. Kuruluşunun 92’nci yılında ajansı yönetenlere, yönlendirenlere hatırlatmak isterim ki, Anadolu Ajansı AKP’nin değil Türkiye’nin sesini dünyaya duyurmakla görevlidir. Anadolu Ajansı çalışanları da, Atatürk’ün kurduğu ajansın çalışanlarıdır. AKP’nin memuru veya başbakana, bakanlara, AKP hükümetine hizmetle görevli değillerdir.

Baskı yakışmıyor

AA çalışanları çoğulculuğun, çoksesliliğin, demokrasinin, insan hak ve özgürlükleriyle, ülkemizin sesini iç ve dış kamuoyuna yansıtmakla görevli, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına saygılı gazetecilerdir. Demokratik ülkelerdeki her medya çalışanın kullandığı haklara sahip olması gereken AA çalışanlarını baskı altında tutmak, kamuoyunun sağlıklı oluşumuna katkıda bulunmalarını engellemek, ne AA’nın tarihi kimliğine, saygınlığına ne de iletişim özgürlüğünün bugün ulaştığı seviyeye yakışmaktadır. Bu duygu ve düşüncelerle, Atatürk’ün verdiği tarihi görevi bir kez daha hatırlatıyor, AA yöneticilerini, AKP’nin sesini Türkiye’nin sesi gibi yansıtma anlayışından vazgeçmeye çağırıyor, Ulusal Bağımsızlık Savaşımızın zaferle taçlanmasında payı olan Anadolu Ajansı’nın 92’nci kuruluş yıldönümünü kutluyorum.

Gül’e 4+4+4 sorusu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayına sunulan 4+4+4 kesintili eğitim yasasıyla ilgili Gül’e çağrıda bulundu. Kılıçdaroğlu, dün Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ı ziyareti sırasında “Köşk’e gönderilen eğitim yasasıyla ilgili Cumhurbaşkanı’na bir çağrınız var mı?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Sayın Cumhurbaşkanı, 8 yıllık kesintisiz eğitimden ne tür bir zarar gördü bu halk? Ne tür zarar gördü öğrencilerimiz ki 4+4+4’e geçiyoruz? Bunun yanıtını önce öğrenmek zorundadır ve olaya böyle bakmak durumundadır. Bu ülkeyi yöneten herkesin sorumluluğu var. Bulundukları mevkiye göre bu sorumluluklar ağırlaşarak devam eder. Sayın Cumhurbaşkanı da eğitim yasasıyla ilgili eğitim fakültesi dekanlarını, eğitimle ilgili sivil toplum örgütlerinin yöneticilerini, eğitimcileri çağırıp görüş alabilir. Eğitim sisteminin parçalanmaya tahammülü yoktur. Eğer sistem parçalanırsa eğitimi parçalamış oluruz. Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran yasa, Türk eğitimini parçalıyor ve çocukların geleceği açısından olumlu değil. Bunu herkes kabul ediyor, herkes böyle biliyor. Hatta Milli Eğitim Bakanı da bunu kabul ediyor. 9 yaşındaki bir çocuğa ‘Mesleğini seç’ denilemez. Eğer ona mesleğini seçme konusunda o yaşta bir zorunluluk getirirseniz, onun hayatını karartırsınız.”

Omuz omza el ele gereğini yapacağız


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 11 Nisan 1980’de evinin önünde öldürülen TRT prodüktörü, gazeteci-yazar Ümit Kaftancıoğlu’nu anma ve ödül törenine bir mesaj gönderdi. Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu’nun karanlık odaklar ve onların tetikçileri tarafından katledildiğini belirterek, şöyle dedi: “Aradan 32 yıl geçti. Kaftancıoğlu aramızda yok ama biliyoruz ki Ümit Kaftancıoğlu’nu anmak, onun öykülerini paylaşmak, demokrasi, Cumhuriyet ve Cumhuriyetin kazanımlarını korumak için bir araya gelmemiz, Kaftancıoğlu’nun yaşattığı umutların büyüdüğünü, ektiği tohumların yeşermeye başladığını göstermektedir. Bugün üzüntülü ama gururla andığımız Ümit Kaftancıoğlu’nun bir eğitimci olması da çocuk kızlarımızın gelin, erkek çocuklarımızın da çırak çıkarılmak istendiği bu süreçte sorumluluğumuzu artırmaktadır. Eğitimin çağdaşlıktan uzaklaştırıldığı, yoksulun çocuğuna üst eğitim yollarının kapatıldığı, eğitimci, gazeteci-yazar Kaftancıoğlu’nun bir dönem görev yaptığı TRT’nin iktidarın yayın organına dönüştürüldüğü günümüzde, hepimizin el ele, omuz omuza vererek, sorumluluklarımızın gereğini yapacağımıza içtenlikle inanıyorum.” ANKA
Editör: TE Bilisim