Yaz boyunca Çakallarla Dans: Sıfır Sıkıntı ve Oflu Hoca’nın Şifresi filmlerinde rol alan Didem Balçın, şimdilerde ‘Diriliş’ isimli dizide Selcan Hatun’u canlandırıyor. Bir yandan da Mert Fırat’la tiyatro sahnesine çıkıyor. “Çalıştıkça motive oluyorum” diyen Balçın, samimi açıklamalar yaptı

Yoğun bir yaz dönemi geçirdiniz. İki sinema filmi, bir dizi ve tiyatro… Bir oyuncu olarak şanlı mısınız?

Şans diye düşünüyorum. Bu işte şans gerçekten çok önemli. Hele ki herkesin oyunculuk yapabildiğıi şu dönemde şanslı olmanız gerekiyor. Çünkü başka şansınız yok.

Herkesin oyunculuk yapabilmesi sizi rahatsız ediyor mu?

Yapsınlar, hiç önemli değil. Artık ben şuna bakıyorum, bence yapımcılar da buna bakıyor; ahlaklı olan, efendi olan şımarmayan diye bakıyor. Kaldırmıyor bu piyasa şımarıklığı, birilerini aşağılamayı. Ama ben öyle büyüdüğüm için asla setteki teknik ekipten birini aşağılayamam, ona karşı burnum büyük davranamam. Çünkü orada benim iyi gözükmemi sağlayacak kişi o. Bir sette benim en yakınım kuaförüm, makyözüm, kostümcüm olur. Çünkü onlar beni yaratıyorlar. Onları yok saymak gibi bir lüksüm yok. O yüzden kimse kendine ‘çok ünlü oldum’ diye pay biçmemeli. Bu bende eksiler yaratıyor olabilir.

Ne gibi?

Bu işin eğitimini almış, her rolün altından kalkabilen oyuncular için, ‘bu rolü zaten oynar’ diyorlar. Daha önce hiç bu işi yapmamış bir insanda böyle olmuyor. Öğrenmesi için ‘oyuncu koçu’ tutalım diyorlar. Ben bilmek, yapmak zorundayım. Bunun 4 yıl okul okumakla da alakası yok. Bu zaten içten gelen bir şey.

Beğenilme duygusu bambaşka


Popüler bir iş yapıyorsunuz. İnsanlar sizi tanıyor. Egonuzla başa çıkmayı nasıl başarıyorsunuz?
Bunu aşmak gibi bir şey söz konusu değil. Beğenilme duygusu bambaşka. Ancak şımarıklık ve kapris farklı bir konu. Bu benim ailemle alakalı bir durum bence. Çünkü ben 6 yaşında TRT Ankara Radyosu Çocuk Saatine girdim. Biz orada lise sona kadar eğitim gördük. Bize orada hep önce ders, sonra aileniz sonra mesleğiniz diye öğrettiler.

Gülmekten filmi çekemedik!

Çakallarla Dans serinin üçüncü filmi. Diğer ikisinden daha çok güldürecek mi?
Hepsini çok seviyorum ama bu filmde oynarken diğerlerinden daha iyi olduğunu hissettim. Çok eğlendik, çok güldük. Partnerimle ben gülüyorum ama aslında görüntü yönetmeni ya da sesçi gülüyor mu ben buna bakarım. Gülmekten çekemedik.

Oflu Hoca’nın Şifresi’nde nasıl bir kadını oynadınız?
Bir Karadeniz kadını Asiye… Biraz şive yaptım. Trabzon’da çektik. Çetin Altay’ın canlandırdığı imamın karısını oynadım. İki filmim birkaç ay arayla vizyona girecek.

Art arda iki farklı karakter zorlamadı mı?
Trabzon’dan gelip hemen diğer sete gittim. Ancak Fatma bildiğim bir karakterdi. Beni biraz Asiye tedirgin etti.

Ailem her zaman ‘Önce eğitim’ dedi

Ankara kökenlisiniz. İstanbul’a gelişiniz nasıl oldu?
Dil Tarih oyunculuk mezunuyum. 2004’te şans eseri ablam İstanbul’a taşındı. O benim şansım oldu. Yoksa İstanbul’a gelemezdim. Her zaman şükrediyorum. Bir sürü oyunculuk mezunu var, iş yapamayanlar var. Şanslı olduğum için şükrediyorum.

TÜRKİYE GÜZELİ ANNENİN KIZI

Anneniz de eski Türkiye güzeli Nur Balçın. Siz hiç düşünmediniz mi güzellik yarışmalarına katılmayı?
Bizim evimizde bu güzellik yarışması hiç konuşulmazdı. Zamanında girmiş sonra evlenmiş çocuklar falan hayatına devam etmiş. Biz her zaman ‘aman kızım eğitim, merdivenleri ağır ağır çık’ diye büyüdük.

HAYALLERİM GERÇEK OLUYOR

Sizin hayallerinizi ne süslüyor?
Bence bu mesleğin en güzel yanı dönem dönem hayallerini gerçek kılabiliyorsunuz. Mesela at bindiğim bir dizide oynamayı hayal ediyordum. Bir anda Diriliş dizisinden teklif geldi ve at biniyorum. Bir komedi dizim vardı, Sevgili Dünürüm…Bir daha da komedi hiç gelmedi. O zamandan beri komedi oynamak istiyorum diyordum. Çakallarla Dans seri şekilde geldi.Her sene bir tiyatro oyunum olsun istedim, her sene oyunum oluyor. Ama gerçekleştikçe üstlerine çizik atmak istiyorum.

BiR SENE iŞSiZ KALDIM

Bütün bu koşturma içerisinde nasıl enerji buluyorsunuz?
Yoğunken değil, boşken yoruluyorum. Çalışırken yorulmaz bir oyuncu, iş beklerken yorulur.

Oldu mu böyle bir döneminiz?
Evet, Allah daha kötüsünü göstermesin ama çok kötü bir dönemdi. Dizi gelmiyor, film gelmiyor. Kitap satayım diye düşündüm. Bir sene sürdü bu dönem.

TİYATRODAN HİÇBİR ZAMAN PARA KAZANILMAZ LAFI YALAN

Neler yaptınız?
O sıra kendi tiyatromuzu kurduk. Para kaygısı gütmeden canımızı dişimize takıp o tiyatro ayakta kalsın diye çalıştık. Tiyatrodan para kazanılmaz lafının yalan olduğunu o zaman anladım.Tiyatrodan para kazanılır, sadece standartlarınızla ilgili bir durum. Karnınız doyar, arabanız son model olmaz ama bir arabanız olur. Bir de tiyatronun parası çok bereketlidir. Az kazanırsınız ama çok bereketi olur.

RÖPORTAJ / GÜLDEN AVUÇ - BUGÜN GAZETESİ
Editör: TE Bilisim