‘Makam-ı Sultan’ adlı yeni albümünü kısa bir süre önce çıkaran sanatçı Uğur Işılak LIFE okurlarına özel açıklamalarda bulundu. Kanun-i Sultan Süleyman, Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim’in eserlerini besteleyip seslendiren Işılak, projenin amacını şu sözleriyle özetledi; “Bu albümde biz en az kılıçlarının keskinliği kadar, Padişahlarımızın sözlerinin de keskin olduğunu ifade etmeye çalıştık’

3 BÜYÜK PADİŞAH BİR ARADA
Üç büyük Osmanlı padişahlarının şiirlerinden oluşan ve tarafımca bestelenen bir albüm hazırladık. Geçen hafta çıkardık, niyetimiz ilgilisiyle buluşması.  İlgili olan, bu işe sevdalı olan herkesten çok olumlu tepkiler aldık. Çünkü bugüne kadar böyle bir proje yapılmadı. Ve ilk defa padişah şiirlerinden oluşan bir albüm hazırlandı. 3 büyük padişaha yer verdik. Bunlardan birisi Fatih Sultan Mehmet, birisi Yavuz Sultan Selim, bir diğeri de Kanun-i Sultan Süleyman. Biz padişahlarımızı muharebe eden, at üstünde koşturan, kılıç kuşanan insanlar olarak tanırız. Onların duygu boyutunu çok fazla bilmeyiz. Bu albümde biz aslında en az kılıç kuşanma kadar, kılıçlarının keskinliği kadar, sözlerinin de keskin olduğunu ifade etmeye çalıştık.  Ve onların en keskin olan sözlerini besteledik! Ve böyle bir albüm hazırladık. 

BENCE HER ŞİİR HÜRREM İÇİN DEĞİLDİ 
‘Sanat-ı Aşk’ Kanun-i Sultan Süleyman’a ait olan bir eser. Hürrem Sultan’a yazılıp yazılmadığını bilmiyorum. Ama sonuçta bir aşk şiiri. Ve yazılan bütün aşk şiirlerini Hürrem Sultan’a atfetmenin de doğru olmadığını düşünüyorum! Çünkü Harem sadece Hürrem Sultan’dan ibaret değildir. Ve aynı zamanda insan elde ettiği kişiye çok fazla aşk şiiri yazmaz, elde edemediğine yazar! Onun için ben Kanun-i Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’a yazdığı kanaatinde değilim. 

EVLAT ACISINI DİLE GETİRMİŞ 
-“Bin Türlü Derdim Vardır” diye bir eseri daha var Sultan Süleyman’ın. Sonuçta 46 yıl padişahlık yapmış, hüküm sürmüş. Bu zaman zarfında sadece hayat muharebelerle geçmiyor tabii. Sarayın içinde bir sürü ölümler, entrikalar olmuş. Arkadaşları belki öldürülmüş   Kanun-i’nin. Çocukları malum boğdurulmuş. Devletin insanda bıraktığı acı vardır ama evladın da bıraktığı acı vardır. Kanun-i bütün bu acılarını tahmin ediyorum dile getirmiş bu eserle.  

İLK KLİP BEĞENİ TOPLUYOR 
İlk klibimizi Sanat-ı Aşk’a çektik. Güzel bir klip oldu. Bugünden eskiyi hatırladığımız, eskiyi tasavvur ettiğimiz bir klip oldu. Bir ressamla bir fotoğrafçının arasında geçen bir diyalog oldu. Kostümlerle güzel bir klip oldu. İzleyenler beğeniyor. Ben sadece eseri seslendirdim, diğer kısmını da onlar halletmiş oldu. -Bir sonraki klibi “Bir Nefes Sıhhat Gibi” adlı esere çekmeye düşünüyoruz. Çünkü Kanun-i’nin bu mısra-ı beytini bilmeyen yok gibi. Türkiye’de mutlaka herkes duymuştur. Kulaklara aşina olması ve hareketli bir şarkı olması da seçmemizde etken oldu.

FATİH, PADİŞAHLARIN EN ENTELLEKTÜELİ ...
Fatih Sultan Mehmet’i Ortaçağ karanlığına son veren, Rönesans’ın başlamasına sebep olan padişah olarak biliriz biz. Ama bununla beraber belki padişahların içerisinde en entelektüel padişah diyebiliriz. Daha 15–16 yaşlarındayken 7 lisan bildiği söyleniyor. Bu gerçekten farklı bir dehaya sahip olduğunu gösterir bir kişinin. Bana şimdi bir tane Devlet Başkanı gösterin ki bugün 3 dil bilmeyi bırakın, 3 dilde şiir yazabilsin. Kendi dilinde bile şiir yazamaz bir devlet başkanı. Dolayısıyla bir dilde şiir yazmak, o lisana bütün şubeleriyle vakıf olmak demektir.  Bunları başarmış Padişahlar. Bu yönüyle baktığınızda ne kadar entelektüel, ne kadar aydın, ne kadar dahi seviyesinde padişahlarımızın olduğunu görüyoruz. Fatih Sultan Mehmet de gerçekten bu dâhilerden. 20 küsur yaşında İstanbul gibi aşılmaz dediğimiz o surları aşarak fetih gerçekleştirmiş, hayatı boyunca fütuhat aşkıyla yanıp tutuşmuş koca bir padişah ve ömrü yalnızca muharebelerle geçmemiş, kılıcın keskinliği kadar sözün keskinliğini de o da şiirleriyle göstermiş.

BİZ İMPARATORLUK ÇOCUKLARIYIZ...
Çocukluğumdan beri Osmanlı padişahlarına ciddi bir ilgim var. Çünkü biz İmparatorluk çocuklarıyız! Bizim şu anda konuştuğumuz dil imparatorluk dili. Medeniyetimiz imparatorluk medeniyeti. Medeniyetin vârisleri olarak atalarımızı sadece savaş meydanlarında savaşmasını değil aynı zamanda duygusal tarafının da var olduğunu göstermek zorundayız.  Ben ozanlık geleneğini devam ettirmek için yola çıktım. Tabii ki Neşet Ertaş, Aşık Veysel, Aşık Mahsuni, Aşık Reyhani, Murat Çobanoğlu’nun üzerimde etkisi var. Bunlar son dönem ozanlarımızdır. Hepsini dinleyerek büyüdüm. Böyle bir bahtiyarlık içindeyim. Bunları sonradan dinlediğiniz zaman pek tesiri olmayabilir ama duygunuz gelişme çağındayken küçük yaşta dinlediğinizde çok olumlu tesiri oluyor

BAŞBAKAN ÇOK GÜZEL ŞİİR OKUYOR 
Başbakanımızı seviyoruz. Sadece Başbakan olduğu dönemden değil, 1994’te Belediye Başkanı olduğu dönemden itibaren Başbakan’ı yakından takip edip, ona özel muhabbet besleyen biriyim. Siyaset ve politikanın ötesinde insan olarak bakıyorum hadiseye. Ben insan olarak seviyorum ve yine farklı siyasi partilerden olur, insan olarak sevdiğim birçok siyasetçi var. Ben biraz siyasi şahsiyetlere öyle bakıyorum. Bunu söylemekten de zerre kadar gocunmuyorum. Şiire olan merakı beni etkiliyor. Bülent Ecevit de beni çok etkiliyordu. Şiire olan tutkusu ve şiir yazmasından kaynaklanıyordu. Hemen hemen bütün konuşmalarına bir beyit sıkıştırıyor.

Editör: TE Bilisim