İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından bu yıl 3.'sü düzenlenen, temel amacı herkes için adalet ve daha adil bir dünya olan "Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali" 13 Eylül'de Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Geçmiş yıllarda kadına karşı şiddet ve ayrımcılık, geçmişle yüzleşme ve darbeler gibi önemli toplumsal konuları akademik ve sanatsal boyutlarıyla gündeme getiren festivalin bu yılki ana konusu "Çocuk Adaleti".

Yakışıklı oyuncu Gürbey İleri 3. Suç ve Ceza Film Festivali'ne destek verdi.


Çocukların suçtan korunması, yargılanması ve sonrasını her boyutu ile mercek altına alacak festivalde bu yıl 46 ülkeden 87 film gösterilecek. 32 ülkeden 50 akademisyenin katılacağı festivalin en üzüntü verici yanı ise bu yıl Türkiye'yi temsil edecek filmin olmaması.

 
Prof. Dr. Adem Sözüer, Prof. Dr. Bengi Semerci, Yönetmen Derviş Zaim, ggazeteci Balçiçek Pamir ve oyuncu Gürbey İleri toplu halde.

Önceki gün Beyoğlu'nda Pera Palace Hotel'de düzenlenen basın toplantısına, Festival Başkanı İst. Üniversitesi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer, Yönetmen Derviş Zaim, genç oyuncu Gürbey İleri ve gazeteci Balçiçek Pamir ile Festival Komitesi Üyesi Prof. Dr. Bengi Semerci katıldı. 13-19 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek festivale "Çocuk(ça) Adalet", "Adalet Terazisi", "Suç Hikayeleri" ve "Panorama" alt başlıkları altında toplanan uzun metrajlı filmler Beyoğlu, Atlas ve Citylife Sinemalarında biletle, kısa metrajlı filmler ve belgeseller ise İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde ücretsiz seyredilebilecek.

3. Uluslararası Altın Terazi Uzun Metrajli Film Kategorisi'nde Gürcistan'dan 'Koma', Fransa'dan  Jo'nun Mahallesi, Kanada'dan Dumont Davası, Almanya'dan 'Nemez', Letonya'dan 'Etraftakiler', İsrail-Fransa ortak yapımı 'Rock The Casbah', Polonya'dan 'Kapalı Devre' ve 'Yaşasın Belarus!'  , İspanya'dan 'Cezaevi Ziyaretçisi' ve Hırvatistan'dan 'Vejetaryen Yamyam' adlı filmler yarışacak.
 
BAKLAVA ÇALAN, TAŞ ATAN ÇOCUKLAR ….
Prof. Dr. Adem Sözüer yaptığı konuşmada, "Türkiye de 200 bin çocuk için ceza davası açılıyor. Erişkinler yargılıyor. Peki onları yetiştiren yetişkinlerin hiç mi suçu yok? Suça sürüklenen çocuklar da mağdur aslında. Suça sürüklenen çocuklarla ilgili haberlere baktığımızda, 'Baklava çalan çocuklar, 'Taş atan çocuklar', bazen de infaz olaylarında kullandırılan çocukları görüyoruz. Aslında bu haberleri okurkan, 'Baklava çaldıranlar', 'Taş attıranlar', 'Suça teşvik ettirciler'  kim diye sorgulamak gerek… " diye konuştu.
 
3 YILDIR ADALETİ SORGULAYAN FİLMLER BULAMADIK
 "İnsan hakları ihlalleri olduğunda dünyanın neresinde olursa olsun insanlar tepki göstersin istiyoruz. Tepki ortaya koyarak mağdur insanlara 'yalnız değilsiniz' mesajı verilebilir. Meseleler Uluslararası kuruluşlara ve Devletlere kaldığı zaman arzu edilen adalet gecikebiliyor" diyen Prof.Dr. Adem Sözüer, "3 yıldır adaleti sorgulayan filmler bulamadık. Baskıdan kaynaklandığını düşünmüyroum, baskı olduğu söylenen İran, Şili, Arjantin gibi ülkelerden o kadar güzel filmler geldi ki" dedi.
 
BASKI OLDUĞU SÖYLENEN İRAN, ŞİLİ, ARJANTİN GİBİ ÜLKELERDEN O KADAR GÜZEL FİLMLER GELDİ Kİ...
Prof. Dr. Adem Sözüer "Birinci yıl biliyorsunuz tema 'Darbelerle Yüzleşme' idi. Türkiye de Darbeler az olan bir ülke değil. Geçen yıl kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık'tı, orada töre cinayetleri vardı, bu yılda suça sürüklenen çocuklardı. Biz bunu mümkün olduğu kadar duyurmaya çalıştık fakat, toplumda bu kadar tartışılmasına rağmen, hergün adalet ile ilgili şikayetlerimize rağmen, bunun sinemamıza yeterince yansımadığını düşünüyorum. Derviş Zaim ile de biraz önce bunu konuştuk.  Türkiye de çok sayıda çocuk adli vakalarla muhatap oluyor. Neden bu sinemaamıza yansımıyor. Genel olarak adalet, mahkeme konuları diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda biraz daha zayıf olduğunu söyleyebiliriz. Artmasını diliyoruz." dedi.
Baskı ya da başım derde girer korkusundan mı Türkiye yarışmaya katılacak film çıkaramadı sorusuna Sözüer, "Darbelerle hesaplaşma, yüzleşme varken 12 Eyül sonrası herkes sinema üzerinde , baskı vardı dedi. Ama bu baskı nereye kadar devam etti. Aslında baskı olduğu söylenen ülkelerden bu konularda o kadar güzel sinema filmleri geldi ki, biz bu konuların bir endişeden kaynaklanmadığını, başka nedenler olabileceğini düşünüyoruz. İran sinemasından çok güzel filmler geldi, Şili, Arjantin gibi ülkelerden baskı dönemlerinde dahi yapılmış filmler geldi dolayısıyla baskı ya da başım derde girer endişesinden kaynaklanmadığını, burada başka bir sorun olduğunu düşünüyorum. Bu sorunun nedenini yine sinemacılar bulur...
 
Daha adil bir dünya oluşmasına katkı yapmak için 3.  Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'ni düzenlediklerini belirten Prof.Dr. Sözüer, "Sinema toplumu en iyi yansıtan ve aynı zamanda toplumu en çok etkileyen sanat dallarının başında geliyor. Farklı bakış açısıyla sorunları anlamak ve hukukun gereklerine ve adalete uygun çözümler aramak  isteyen herkesi festivale davet ediyoruz" dedi.
 
3. Uluslararası Suç ve Ceza Festivali'nin açılış töreni  13 Eylül'de Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek. Ece Vahapoğlu'nun sunacağı törene İçişleri Bakanı Muammer Güler, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, TBMM Başkanvekili Meral Akşener'in yanı sıra iş ve sanat dünyasından çok sayıda davetli katılacak. "Uluslararası Altın Terazi Film" ödülleri 17 Eylül'de İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlencek törenle sahiplerini bulacak.

DERVİŞ ZAİM: GENEL OLARAK ADALET SİSTEMİNİ VE SORGULAYAN NİTELİKLİ FİLM SAYISI ÇOK FAZLA DEĞİL
Bu yıl festivale uzun metrajlı film kategorisinde Türkiye’den film katılmamasıyla ilgili olarak usta yönetmen Derviş Zaim “Çocukça Adalet' adlı adlı bir başlığı var. Bu sene istatistik olarak filmlerin konuları nedeniyle uymama sorunu çıkmış olabilir. Daha önceki yıllarda çocukları ele alan, çocukların kötü durumunu sorgulamaya çalışan birtakım filmler vardı. Bunların sayısı fazlamıydı o ayrı bir tartışma konusu. Tektükte olsa vardı… Bu sene böyle bir şanssızlık oldu. Umarız önümüzde ki senelerde daha fazla olur. Genel olarak Türkiye de adalet sistemini, mahkemeyi derinlemesine kuşatıcı bir bakışla ele alan nitelikli film sayısı çok fazla değil.” dedi.
GÜRBEY İLERİ: TÜRKİYE'Yİ TEMSİL EEDCEK FİLMİN OLMAMASINA ÇOK ÜZÜLDÜM
Muhteşem Yızyıl'da canlandırdığı Şehzade Mehmet rolüyle dikkatleri üzerine çeken Gürbey İelri, projeye destek vermek için katıldığı basın toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, "Türkiye'yi temsil edecek bir filmin olmamasına bende çok şaşırdım. Beni son derece üzdü. O adaleti biz kendi içimizde sağlayabilsek, bu tarz filmleri de çekebileceğiz tabi ki. Yine de bu tarz festivaller bizim de vizyonumuzu geliştiriyor. İnşallah seneye de Türkiye'den bir değil, birkaç film görmeyi umut ediyoruz." dedi.
 
Suça itilen çocuklarla ilgili olarak Gürbey İleri, "Herşeyin başı aile. Çocuklarımızı sevgiyle beslemiyoruz, onlara bir birey gibi davranmıyoruz. 'Bu yanlıştır' , 'bu doğrudur' derken çocuklara neden yanlış ya da doğru olduğunu anlatmıyoruz. Çocuklar yanlış eğitilince okula da gittiğinde arkadaşlarından yanlış bilgiler öğrendiğinde suça meyilli olabiliyor. Baskı ve şiddet görüen çocuklar ile suça meyilli çocuklara hepimiz toplum olarak kucak açıp yardımcı olmalıyız." dedi. 
 
 
Editör: TE Bilisim