Kadın komedyen dünyada da az!

Röportaj: OLCAY ÜNAL SERT
 
-'Meleklerin Mucizesi' nasıl bir film oldu?
-Güzel bir film oldu. Kavgasız gürültüsüz çok rahat çalıştık. Benim lokalde hep Hakan Beyle idi, çok güzel bir film oldu. Beni kitabıda etkilemişti zaten, çok satmıştı. İyi oldu tabi ama buna biz değil, seyirci karar verecek.
-Siz genelde özel projeleri seçiyorsunuz. Bu projeyi seçmenizde ki neden neydi?
-Bu da özel bir proje, rol cezbetti beni birincisi, ikinciside kitap çok etkiledi, bazen hayatın ne kadar pamuk ipliğine bağlı olduğunu anlıyorsunuz. Bu beni çok cezbetti. O kadar çok şeyi dert ediyoruz ki biz, halbuki çok farklı şeyler var hayatın içinde. Kitabı baştan okuduğumdan film olur bu demiştim, birde yeteri kadar naif oluşu, güldürmesi çok öenmli. Birde rolüm dokulsan kırılacak bir karakter. Çok görmüş geçirmiş, bir kadın. Rolümü çok severek oynadım.
-Mucizelere inanıyor musunuz?
-Tabi ki. Dünyada mucizeler bazen insanlığın gidişatını değiştiriyor. Mucizelere ben inanıyorum.
-Hiç mucize yaşadınız mı?
-Çok yakın bir zamanda, olmayacak birşey oldu ve düze çıktığımızı hissettik.
-Çekimler nasıl geçti?
-Çok güzel geçti.
-Enerji kaynağıymışsınız sette…
-Öyle mi, bilmiyorum. Ben her zaman öyleyimdir sette. Genç oyuncular benimle oynadıkları için çok heyecanlanmışlar sette. Onlarda çok şeker rollerini titizlikle yapan, kotaran insanlar.
-Filmde nasıl bir karakteri oynuyorsunuz?
-Dokunsan kırılacak, hemen alınan, üzülen, üzülmeye yer arayan bir o kadar da güçlü bir karakteri oynuyorum. Öyle insanlar vardır.
-Son zamanlarda gişe rekorları kıran filmler var. Türk Sineması şahlanışa geçti deniyor katılıyor musunuz?
-Sanatın bu kadar küçümsendiği bir zamanda eğer böyle bir sanat dalı ilgi görüyorsa bravo diyorum! Çok güzel. Çok mutlu etti bu laf beni, keşke hep ilgi olsa. Tiyatroyada ilgi var, bir yığın tiyatro var ve bir yığın tiyatorda iş yapıyor!
-Düğün Dernek'i 7 milyon kişi izledi. İzleyebildiniz mi?
-Yok izleyemedim, provadaydım o dönem.

Ayşen Gruda,  Akşam Gazetesi'nden Olcay Ünal Sert'in sorularını yanıtladı.

 
BEN ULUBATLI HASAN MIYIM?
-Gençlerden kimleri beğeniyorsunuz?
-İyi bir genç nesil var, işini bilen, ileriye yönelik, kendini yetiştiren, teknolojiyi öğrenmeye çabalayan, yaptığı işin bilincinde bir genç geliyor ve ben gençlikten çok umutluyum!
-Benim gençliğim dediğiniz ya da bayrağı teslim edeceğim kişi dediğiniz biri var mı?
-Ne münasebet, ben Ulubatlı Hasan mıyım? (gülüyor) Bayrak bendedir! Daima bende... Bayrağı teslim etmek gibi ben savaşta değilim, barıştan yanayım. Herkes kendi yolunu çizer, ben kimseye benim yolumdan git diyemem belki o benden çok daha farklı ilerde bir yerde olacak!
-Geçmişe bakınca neleri özlüyorsunuz sinemadan?
-Salatalıkların kokusu bile daha güzel kokuyordu! Sinemada koku yok tabi. Sinemada bu 35'liğin sesi çok hoşuma gider! Film yapılırken dıırt diye bir ses çıkarır ya, o çok hoşuma gider. Onu çok seviyordum ben yinede çok severim.

KADIN KOMEDYEN DÜNYADA'DA AZ!
-Ayşen hanım sinemada kaç yılı devirdiniz efendim?
-30 yıl vardır.
-Türk Sineması'nda çok önemli bir karakter oyuncususunuz komedide. Kadınlardan çok  komedyen çıkmıyor deniyor günümüzde katılıyor musunuz?
-Tabi canım, ama yine de var. 
-Az diyorlar...
Dünyada da az! Ama yinede çıkıyor, çok iyi komedyenler var. Azınmayacak sayıda var.
-Kimleri beğeniyor sunuz?
-İsim vermem doğru olmaz ama kadın komedyenlerin hepsini beğeniyorum.
 
'RECEP İVEDİK 4'Ü TORUNUMLA BİRLİKTE İZLEDİM, ÇOK GÜLÜYOR, ÇOK EĞLENİYOR. 21. YY'DA BEĞENİLER DEĞİŞTİ, İNSANLAR GÜLÜP EĞLENENİYORSA FİLM AMACINA ULAŞMIŞ DEMEKTİR!
-Gişe rekorları kıran 'Recep İvedik 4'ü izleme imkanınız oldu mu?
-Evet torunumla birlikte izledim, çok gülüyor, çok eğleniyor. İşte komedi budur diyor. (gülüyor) Öyle algılıyorsa öyledir ama!
-21. yy'a girdik tabi, beğeniler mi değişti?
-Bu kadar kişi izleyip gülüp beğendiğine göre mutlaka birşey vardır içinde. Belkide beğeniler değişti tam bilemiyorum ama insanlar sıkıntılardan uzaklaşıp gülebiliyorsa amacına ulaşmış demektir.
-Batıl inançlarınız varmıdır?
-Vardır.
-Önünüzden kara kedi geçse korkar mısınız?
-Yok ya kedicik o. Öyle değil, oyuna girerken duamı ederim, oyun başlamadan önce tahtaya vururum. Kendime göre böyle şeylerim var. Batıl inanç mı yoksa alışkanlık mı onu da bilemiyorum, böyle ritüellerim var. 
İNGİLTERE'DE OLSAYDIM ŞU ANDAKİ FİLMLERİMLE HELİKOPTER ALIRDIM!
-Siz çok sayıda Türk filminde oynadınız. O filmler hala reyting rekorları kırıyor. O filmlerden biraz bahseder misiniz? 
-Gerçeği ne biliyor musunuz, benim yüreğimi yaralayan; bir insanın cebine elini sokuyorsun, senelerce oradan hakkı olan parayı tırtıklıyorsun! Araya da reklam alıyorsun. Cebe trilyon koyuyorsun. Bu çok ayıp birşey. İnan Afrika kabilelerinde bile yoktur bu. Ve ne yapıyor maç var daya Hababam Sınıfı'nı reyting iyi gelecek, reklamda alacak içine. Peki neden bana hakkım olan telif hakkını vermiyor? Genede ben o güzel filmler için, yaşadığım o güzel günler için genede iyi konuşuyorum çünkü iyi filmler onlar. Ama burada yapılan bir haksızlık var ve kimse utanmıyor! Ne kanallar utanıyor, ne yöneticiler utanıyor! Ben İngiltere de olsaydım şu anda ki durumumla helikopter alırdım!
MİNİMALİST YAŞAYAN BİRİYİM, KİTAPLARIM OLSUN, SICAK EVİM OLSUN YETER
-Trilyoner olurdunuz her halde…
-Ben bunu da beklemiyorum. Ben minimalist yaşayan bir insanım. Öyle uçlarda yaşayan biriyim, yok villa, jeep falan onlar bana çok saçma oluyor. 4X4 Jeep alsan ne olacak, onun deposu dolmak bilmez. Ayrıca arazide mi kullanacağım savaşa gider gibi. Ben jeepin şehirde kullanılmasını görgüsüzlük olarak görüyorum. Arazide olsa eyvallah… Benim isteklerim, kitaplarım olsun, sıcak evim olsun. Arkadaşlarım yanımda olsun bana yetiyor. Şimdi otobüse binelim orada sana bir haksızlık yapılsa ben onunda karşısında olurum. Ama bu filmlerde yapılan haksızlığı affedemiyorum. Sadece bana değil, o filmlerde ynayan herkese, müziklerini yapanlara, belki müziklerini yapan telif hakkını alıyordur ama bu bize yapılan çok ayıp birşey. Yurt dışında gösterilince telif hakkımı alacağım, Türkiye de defalarca gösterildiği anda, tv kanalları filmlerimin üzerinden  reklamlarla milyonlar kazandığı halde ben hakkımı alamayacağım, buna çok karışıyım. Ve çok ayıp birşey.
 
ADİLE ABLA YAŞASA NE KADAR İYİ OLURDU
-Geriye baktığınızda geçmişte oynadığınız o filmlerin set ortamlarını özlüyor musunuz?
-Yoo, ben hiçbir şeyi özlemem. Ben bir torunumu birde kızımı özlerim. Birde evimi severim. Onu özle, bunu özle kanser olurum ayol. 

EVİMİN KAPISINDA HABABAM SINIFI'NIN ZİLİ ÇALIYOR!
-Hababam Sınıfı, Gırgıriye gibi klasikleşmiş filmlerde kaybettiğimiz çok büyük ustalar var… Adile Naşit, Kemal Sunal gibi ustaları özlüyor musunuz?
-Onlara hiç sokma beni, aklıma geldiğinde çok üzülüyorum. Zaman zaman Adile (Naşit) abla yaşasa ne kadar iyi olurdu diyorum. Kemal (Sunal) benim çocukluk arkadaşım. Diğerleride öyle hepsi birer insanlık abidesi! Sanatı bırak insan olarakta birer insanlık abidesi. Tabi ki arkadaşlarımı çok özlüyorum. Aşağıdan kapının zili çaldığında Hababam Sınıfı'nın müziği çalıyor, bazen inanılmaz kötü oluyorum onları hatırladığım için. Bana jest olsun diye zili öyle yapmışlar ama ben en az günde 3, 4 kere üzüntü çekiyorum

KIVANÇ KENDİNİ KABUL ETTİRDİ

-Çok sayıda sinema filmi ve dizi gösterime giriyor. Nasıl buluyorsunuz yeni çalışmaları?
-Hepsini görmedim tabi ama kötü, fena filmler değiller. Projeler iyi, inşallah işleride iyidir.
-Kıvanç Tatlıtuğ, Kenan İmirzalıoğlu gibi yeni oyuncuları nasıl buluyorsunuz?
-Aldıkları paradan mesleğini geliştirme adına kendilerine yatırım yaptıklarını görüyorum. Kendini yetiştirip daha da iyi oyuncu olmak için çaba sarfediyorlar. Onu görüyorum ve o çabasını takdirle karşılıyorum. Ne para aldıklarını bilmiyorum ama yine oyunculuk adına kendilerine yatırım yaptıkları için herşeyi hakediyorlar. Kıvanç (Tatlıtuğ) Bey'in giderek çok geliştiğini görüyorum. Türk insanı için sarışın erkek, sarışın kadın biraz meseledir ama o kendini kabul ettirdi.
-Kurt Seyit ve Şura'yı izlediniz mi?
-Çok az izledim. Tiyatro oyunum oluyor, provalardan, oyunlardan şöyle bir baktım. Ama orada da beyazcama çok yakışmış.

CEM YILMAZ İLE TANIŞTIM ÇOK HOŞUMA GİTTİ!

-Son dönemin popüler komedyenleri Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Ata Demirer'i nasıl buluyorsunuz?
-Hepsini seviyorum. Cem dahiye yakın bir adam. Zaten böyle espriler yapıyorsalar o insanlar zeki adamlardır. Hele birde donanımlıysalar tadından yenmez! Ben Cem Yılmaz ile tanıştım çok hoşuma gitti! Çok mütevazi bir adam. Ata (Demirer) ve Şahan (Gökbakar) ile tanışmadım ama yaptıkları işler hiçte kötü değil! Şahan'ı tam manasıyla her projede izlemediğim için birşey söylemem doğru olmaz. Recep İvedik'i Emre ile birlikte arada bir seyrettim ama torunum bayılıyor. Benim torunum akıllı çocukur, demek ki onda birşey buluyor.

İNGİLİZLER TİTANİK FACİASI'NIN KOMEDİSİNİ ÇEKMİŞLER, İZLEDİM GÜLMEKTEN YERLERDE SÜRÜNDÜM
-Şahan Gökbakar'ın filmlerini izlemeye giderken bir Derviş Zaim, bir Nuri Bilge Ceylan'ın filmlerini izlemeye gider gibi gitmemelimiyiz?
-O başka, o başka. Hepsi farklı bir dünya görüşünü yansıtıyor. Bakın Titanic ben çocukken 'Titanic Faciası' diye oynadı. Sonra 'Titanic' çekildi. Bunu İngilizler almışlar komedi olarak çekmişler, TRT 2'de izledim. O faciayı kare kare komik olarak çekmiş. Yerlerde süründüm öyle güldüm. Sizin nereden baktığınıza bağlı bu. Şahan (Gökbakar) burdan bakar, Derviş Zaim şurdan bakar. Ben Woody Allen'i seyretmeye giderken, yönetmene göre gideceğim diye bir artniyet yok. Beni hangisi tatmin ediyor, ne anlatıyor, ne söylüyor bunlar önemli. Benim için önemli olanlar bu.

ARGO DİLİN ZENGİNLİĞİDİR!

-'Recep İvedik' serileri argoyu çok kullanıyor diyerek eleştiriliyor zaman zaman, Kemal Sunal'ın fillmlerinde argodan çok rahatsız olan yoktu ama Şahan Gökbakar'ı daha sert bulanlar var. Siz bu konuda ne düşünüyrosunuz?
-Aman yavrum aman bu halk aşkolsun diyorum "…mına koduğumun" diye başlıyor, "…mına koduğumun" diye bitiriyor! Allah aşkına argo hayatımızın içinde, çocuklar böyle konuşuyor. Tabi ki küfür sıkıştığın yerde iyidir. Fakat tam yerini bulduğu zaman iyidir! Tiyatroda da sinemada da bu böyle. İkincisi argo dilin zenginliğidir! Ben küfürü de çok severim argoyu da çok severim. 
-Eski filmlerin biplenmesi daha mı kötü?
-Benim gördüğüm vallaha argo sözlüğüne bakıyorlar orada ne vardı diye…. Onun için yasaklar kötü birşey. Hergün kulağında kalmayacak o cıırt kulağından geçecek. Küçük çocukları anneler bak böyle eğitir. O bir küfür eder anneler duymazdan gelir.

KEMAL'İ ÇOK ÖZLÜYORUM

-Kemal Sunal ile ilginç bir anınız var mı bizimle paylaşmak istediğiniz?
-Her zaman Kemal benim çocukluk arkadaşımdı. Her zaman her anımız çok ilginçti, burada anlatsam roman olur. Onu çok özlüyorum. 

Editör: TE Bilisim