Cennetten Kovulmak'a 33. İstanbul Film Festivali'nde büyük ilgii

Cennetten Kovulmak 33. İstanbul Film Festivali'nde gösterildi

OLCAY ÜNAL SERT

'Cennetten Kovulmak' isminin tam olarak oturduğunu düşünüyorum! Çünkü kendilerine dayatılan kuralların dışına çıktıkları için kendi toplumlarından uzaklaşmak zorunda kalan 2 kadının hikayesi bu. Cennetten Kovulmak, 30 yıldır süregelen Kürt-Türk çatışmasına karşıdakinin gözüyle bakıyor. 

Yapımcılığını Ferit Karahan ve Serdar Temel'in yaptığı, senaryosunu Ferit Karahan'ın yazıp yönettiği filmde başlıca rolleri Ezgi Asaroğlu, Rojin Tekin, Jülide Kural, Bünyamin Kavrut, Mirza Metin, Gülistan Acet, Aziz Çapkurt ve Alan Ciwan paylaşıyor. Ezgi Asaroğlu dizi seti olduğu gerekçesiyle gösterime katılmazken diğer tüm oyuncular hazır bulundu.
Birbirinin hayatından tamamen habersiz, birbiriyle aynı kaderi yaşayan iki kadının; 24 yaşındaki İstanbullu Emine (Ezgi Asaroğlu) ile 8 yaşındaki Muşlu Ayşe’nin (Rojin Tekin) hikayesinin anlatıldığı “Cennetten Kovulmak” Kürt sorununun yanı sıra inşaatta küçük yaşta kaçak ve güvencesiz çalıştırılan işçilerin sorunlarına da değiniyor. Cennetten Kovulmak 50. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden biri 'En İyi Film' olmak üzere 3 ödül, İrlanda'dan En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü (Ezgi Asaroğlu) kazandı.
Olcay Ünal Sert, 'Cennetten Kovulmak' sinema filminin başarılı oyuncusu Gülistan Acet ve Ferit Karahan ile birlikte.

Film gösterimi sonrası soruları yanıtlayan yönetmen Ferit Karahan "Cennetten Kovulmak'ın bir söylemi var, filmimin temposunun yüksek olduğunu düşünüyorum." dedi. Filmde amatör oyuncu kullandınız mı? sorusuna, Karahan; “Muş tarafındaki oyuncular doğaldı, İstanbul tarafında profesyonel oyuncular vardı. Kürt kastının neredeyse tamamı amatördü. Rojin, Gülistan, Bünyamin, Aziz… Mirza, bazılarına 2 ay kadar oyunculuk eğitimi verdi. Kürt filmi çekiyorsanız en başta sponsor bulamıyorsunuz. Örneğin Türk Hava Yolları'na gidemiyorsunuz." diye yanıt verdi. Filmi çekmek isteyişinin barış süreciyle mi ilgili olduğu sorusuna ise “Ben bu filmi çekmeye başladığımda yıl 2011'di ve o zaman barış süreci yoktu, savaş vardı. Filmi "Yapmamın barış süreciyle bir ilgilisi yok. Artık Kürt çocukları daha eğitimliler. Okuyorlar, yazıyorlar, sorguluyorlar. Her şeyle çok ilgililer. Bunu, yaptıkları sanata da yansıtıyorlar. Son yıllarda bu konuyu işleyen filmlerin çokça yapılıyor olması, bundandır." dedi. Filmin isminin neden “Cennetten Kovulmak” olduğu sorusuna ise Karahan, “Bu filmde iki toplumun birbirlerine mesafeli duruşunu, yine birbirlerine karşı masumiyetini yitirişini anlattım. O yüzden 'Cennetten Kovulmak' isminin tam olarak oturduğunu düşünüyorum. Emine de kendi toplumundan kovuluyor bir anlamda, Ayşe de..."Cennetten Kovulmak”; 30 yıldır süregelen Kürt-Türk çatışmasına karşıdakinin gözüyle bakıyor." dedi.


50. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü'nü kazanan Gülistan Acet "Bu ödülü hiç beklemiyordum. O yüzden şaşkınlık dışında neredeyse hiçbir şey hissetmedim. Sahneye çıkarken aynı anda binlerce şey geçti kafamdan; ama ödülü alırken sadece teşekkür edebildim. Türkiye garip bir ülke. Türkçe öğretmenliği mezunuyum. 20 yıl çabalayıp öğretmen olamadım; ama bir gecede hem oyuncu hem yönetmen oldum." dedi.

Ezgi Asaroğlu'nun canlandırdığı mühendis Emine karakterinin şantiyeye topuklu ayakkabıyla gittiğini belirten bir seyirci bunu bilinçli mi yaptınız diye sorması üzerine yönetmen Ferit Karahan, "Emine okuldan yeni mezun olmuş bir karakter. Kıyafetlerinin değişimiyle ondaki dönüşümü perçinlemek istedik.” diye yanıt verdi. 

Filmde bir inşaat ustasını canlandıran Mirza Metin "Kürt oyuncular metropollerde günlük hayatlarında Kürtçeyi çok fazla kullanmadıklarından, filmde tonlamalarda yanlışlıklar yapıyorlar. Bu sorunu bazen ben de yaşıyorum. Kürtçe film yapan sinemacılar olarak olarak böyle bir problemimiz var bizim." dedi
50. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Film Ödülü'nü kazanan 'Cennetten Kovulmak'ın çekimleri Muş ve İstanbul'da gerçekleştirildi.

Filmin konusu:
Çoğu göç etmek zorunda kalan Kürt işçilerin çalıştığı bir inşaatta mühendis olan Emine, askerde olan kardeşini bir çatışmada kaybeder. Emine için Kürt sorunu, sadece televizyonda gördüğü ve anlam veremediği çatışmalardan ibaretken kardeşinin ölümü ve inşaatta karşılaştığı bir kaza, Emine’nin Kürtlere bakışıyla birlikte hayatını da değiştirir. Emine, bütün geçmişini karşısına alıp bir karar vermek zorundadır. Muş’un bir köyünde, kalabalık bir ailede yaşayan 8 yaşındaki Ayşe, televizyondan ve öğretmeninden tanıdığı İstanbul’a büyük bir hayranlık duymaktadır. Ta ki İstanbul’da üniversite okuyan ağabeyi Mehmet’in köye gelişine kadar... Politik bir örgüt mensubu olan Mehmet, köyde korucular tarafından öldürüldükten sonra Ayşe’nin yaşamı alt üst olur. Emine ve Ayşe, içinde bulundukları bu görünmez savaşta bir taraf olmaya sürüklenirler. Birbirlerine göre karşı tarafta olan bu iki kadın, adım adım yalnızlaşarak birbirlerinin geçmişlerine ve geleceklerine doğru tersine bir yolcuğa başlarlar.