Film Arası Sinema Dergisi, 6 ay aradan sonra yayımladığı ikinci özel sayısını kadın sinemacılara ayırdı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle ‘Türk Sinemasında Kadın Kimliği’ üst başlığı ile hazırlanan 96 sayfalık özel dergide çok sayıda kadın oyuncu, yönetmen, senarist ve set çalışanı, sinemada kadın olmayı ve kadın sorunlarını konuştu.
 
                KADININ YALNIZCA ADI VAR!
               
                Dergide sinemamızın önemli isimlerinden kadın oyuncularla yapılan özel röportajlar dikkat çekiyor. Ünlü oyuncular Ayşen Gruda, Cansu Dere, Hale Soygazi, Hülya Koçyiğit, Özgün Namal, Şebnem Sönmez ve Yeşim Ceren Bozoğlu, Türk Sineması’ndaki kadın olgusunu değerlendirirken, yeni kuşak kadın yönetmenlerden İlksen Başarır ve Bingöl Elmas ise, sinemadaki kadın varlığına kadın yönetmen penceresinden bakış attı.  İşte röportajlardan bazı başlıklar:
 
AYŞEN GRUDA: KADIN KENDİ HAKLARINI BİLMİYOR, KULLANAMIYOR

                Gençlerden özellikle kızlarımız sinemaya çok hevesliler. Çok varlar, daha da var olacaklar. Çünkü kadın olmak demek, erkek olmak demek diye bir şey yok. İnsan olmak var; kadının derdi erkeğin de derdidir. Aynı şekilde erkeğin derdi de kadının... Dünyayı birlikte taşıyacağız, birlikte. Kadın ve erkek olarak. Kadın daha kendi haklarını bilmiyor, kullanamıyor. Ayrıca erkek kadına bir gıdım daha fazla saygılı olacak. Kadın da erkeğe. İnsan insanı sevecek, sayacak, güvenecek.
 
                BİNGÖL ELMAS: ‘İNSAN’A İNANMA İHTİYACI İÇİNDEYİM
                İyi niyetli bakmaya çalışıyorum, yaşadığım ülkede ümidimi korumak istiyorum ama aynı zamanda nasıl bir yerde yaşadığımın farkındayım. Bu yaşıma kadar olan bitenleri gördüğümde o kadar da kolay olmadığını biliyorum. Bir sürü aksayan yönümüz var. Sadece insana inanma ihtiyacı ve isteği içerisindeyim. Ama şu anda var olan insan değil tabi ki. Şu anda çok sorunlu ve hastalıklı bir toplum olduğumuza inanıyorum.

 
                CANSU DERE: KADIN YÖNETMENLER DAHA VİCDANLI OLABİLİR

                Kadınlar da çektikleri filmlerde tek taraflı bakabilirler. İyi yönetmenlik zaten burada ortaya çıkar. Daha vicdanlı olabilir kadınlar. Yani belki hikâyeyi anlatırken denge unsurunu daha doğru kullanabilirler. Bir kadının hikâyesini anlatırken erkeğe yaklaşımı belki daha vicdanlı olabilir. Çok sert bir dili, feminist bir tavrı yoksa…
 
                HALE SOYGAZİ: ‘KADIN FİLMİ YAPMAK KOLAY DEĞİL!’
                Kadın filmi yapmak çok kolay bir şey değildir. Çok çalışma gerektiriyor. Yani erkek filmleri, erkek hikâyeleri onlar da erkek olduğu için çok iyi tanıdıkları, kolayca yazdıkları senaryolar. Ama kadın öyle değil, kadın çok araştırılması gereken bir cins ve epey baskıya uğramış Dünya’da ve Türkiye’de. Kapalı bir kutu. Onu incelemek, araştırmak ve bir senaryonun kahramanı haline getirmek çok büyük bir çalışma.

 
                HÜLYA KOÇYİĞİT: KADIN SİNEMACILAR ERKEKLERLE YARIŞIR HALE GELDİ
                Bu toplumda kadınlar birey olduklarını, sadece cins olmadıklarını insan olduklarını ve eşit yurttaş olduklarını iş hayatında da aile hayatında da eşit haklara sahip olduklarının bilincine tabi ki yakın zamanda varabildiler. Dolayısıyla da bugün sinemada kadın da erkek de aynı kulvarda ciddi ciddi yarışta ve müsabakalarda çoğu zaman kadınlar çok daha önde ve başarılı oluyorlar. Gönül istiyor ki siyaset alanında da aynı etkinlik olsun. Eğitim hayatında da kadınlar çok önemli bir yer tutuyor. Yani biraz önleri açılınca kadınlar kendilerini gösteriyor ve bu çok da doğru oluyor. Dolayısıyla sinema bu şansı kadınlara daha erken vermiş oluyor, diğer branşlara bakacak olursak ama yine de yeteri kadar etkili etkin kadın yönetmenleri arzu edilen sayıda henüz yok.
 
                İLKSEN BAŞARIR: KADIN OLARAK SETTE ZORLUK YAŞAMADIM
                Ben bu sektöre prodüksiyon asistanı olarak girdim. Hiçbir zaman kadın olmak ile ilgili bir zorluk yaşamadım. Hiçbir çalıştığım ekipte öyle bir şey hissetmedim. Hatta tam tersi belki artısı bile olmuştur. Taciz, küçümsenmek, aşağılanmak gibi durumlarla karşılaşmadım.

 
                ÖZGÜ NAMAL: TV DİZİLERİNDE ‘KÖTÜ KADINLAR’DAN GEÇİLMİYOR!
                Televizyon dizilerine bakıyorum; Ezilen kadın, evden kovulan kadın, kocasını aldatan kadın, hain kadın… Düşünüyorum da, çok kadın oynuyor TV dizilerinde. Ama hepsi mi kötü olur? Bir kadın adama ihanet ediyor. Öteki bir başka adamın arkasından iş çeviriyor. Öteki yüzüne gülüyor, arkasından konuşuyor. Kadın dedikodu yapar. Kadın hindir. Ne kadar fena? Bir kompleksimiz var kadınlarla ilgili.         
 
                ŞEBNEM SÖNMEZ: ‘SENDİKAL HAKLAR VATANDAŞLIK HAKKINDAN BAŞLAR’
                TV sektörü kendini top yekûn düzeltmeden hiçbir sorun hiçbir alanda çözülemez. Özlük hakları da alanlarla değişiklik arz edemez. Sendikal haklar, öncelikle vatandaşlık hakkından başlar ve hemen akabinde mesleğin çalışma koşulları ile etiği göz önüne alınarak olması gereken azami düzeyi hedefler. Dolayısıyla sendikal haklar, işçinin zaten hak ettiği hakların üstüne ekstra haklar olarak algılanamaz. Hele hele bizim ülkemizde! Bir sendika düşünün ki üyelerinin vatandaş olarak birincil hakkını –dikkat edin mesleki hakkını demiyorum hedefi erinin 1. Maddesi olarak koymuş durumda. Zaten vatandaş olarak derhal elde etmem gereken çalışma hak ve koşullarımı ben sendika kurarak kazanmaya çalışıyorum. Acı.   
 
                YEŞİM CEREN BOZOĞLU: ‘SİZİN HİKÂYENİZİ SİZDEN BAŞKA KİMSE ANLATMAZ’
Üretim anlamında set işçileri hariç ses teknisyenliğinden görüntü yönetmenliğine, senaristlikten ışıkçılığa kadar setlerde kadın sinemacılarımız var. Perdeye yansıyan kadın karakterlerde ise önemli olan nicelik değil nitelik sorunu. Anlaşılan hikâyelerin destekleyici öğeleri veya aşk duygusunu yansıtan şık fi gürlerin dışında çok iyi yazılmış çok iyi yönetilmiş kadın karakterler maalesef çok az. Bunu çözmenin tek yolu kadınların kendi hikâyelerini anlatma kararıdır, başka yolu yok.
 
          SETTEKİ KADINLAR KONUŞTU
 
Ünlü seslendirme sanatçısı Ani İpekaya’nın seslendirmeci kimliğiyle katıldığı Film Arası Dergisi Türk Sineması’nda Kadın Özel Sayısı, bu konuda kaleme alınmış çok sayıda önemli makaleyle sinemadaki kadın kavramını mercek altına alıyor. Her muhtelif konuların masaya yatırıldığı Sinema Maclisi’nin Mart ayı konukları ise setteki kadınlar oldu. Film Arası’na konuşan Senarist Hazel Selin Ünsal, Yardımcı Yönetmen Evren Karabıyık, Yönetmen Gül Güzelkaya, Kostüm Yapımcısı Fadim Üçbaş, Sanat Yönetmeni Natali Yeres Sarı, Kameraman Meryem Yavuz, Senarist Leyla Özalp, Belgesel Yönetmeni Güliz Sağlam, TV Yapımcısı Binnur Feyizli ve Asistan, Prodüksiyon Sorumlusu Pınar Dökmen, sinema ve dizi setlerinde kadın olmanın zorluklarını anlattı.  
Editör: TE Bilisim