Buz gibi bir hava hakimdi Ankara' ya... Efsane Güniz Sokağın başında indim arabadan, ne de olsa üniversite yıllarından alışkınım Başkentin soğuna... Çok değil elli metre kadar yürüdükten sonra misafirliğe geldiğim evin girişindeydim. Güleryüzlü güvenlik müdürü ismimi söylememe fırsat vermeden beni , " Selin Hanım, hoşgeldiniz " diye karşıladı. Aynı sekilde gülümseyerek  " Hoşbulduk " dedim ve demir kapıdan beraberce içeri girdik...
Bu defa  güleryüzü ve tüm samimiyetiyle Dr. Aylin Hanım  karşıladı beni... İkimizde birbirimizle  nihayet tanışabilmiş olmanın keyfiyle birkaç dakika ayaküstü sohbet ettik. Ve saat tam 12.30 'u gösterirken beni büyük salona buyur ettiler..
Kapının tam karşısındaki  koltuktan hafifçe gülümseyerek dimdik doğruldu, ayağa kalktı ve sıkıca elimi sıktı.  " hoşgeldin  Selin Hanım, gel otur, nasılsın ? " dedi.  İşte bu sözler bir saate varan sohbetin de başlangıcı oldu...
9. Cumhurkaşkanı Süleyman Demirel, son siyasi gelişmeleri ve 2013 yılını engin tecrübesiyle Sözcü ' ye değerlendirdi..
İşte  o tarihi açıklamalar...

Son günlerde İmralı ile yapılan müzakerelerin terörün bitmesine katkısı olur mu ?

 Çok karmaşık fevkalede zor,fevkalede dikkat edilmesi gereken bir süreç ve mümkün olduğu kadar boş laf söylemekten kaçınmak lazım. Bugünkü sorun , terörün bitmesine neyin yardımcı olacağı veya olmayacağı değildir. Terör vahşeti ve dökülen kan; "ne pahasına olursa olsun terör bitsin " gibi bir düşünceye , kamuoyunu getirmiştir. Kamuoyu; " eğer buna , yararı olacak bir çare varsa, o çareye basvurulmalıdır " düşüncesine gelmiştir.
Turkiye' de kan dökülmesini isteyen tek bir kişi yoktur Ama kan dökülmüştür. Dökülmeye de devam etmektedir. Dökenlerle devlet uzlaşma arıyor. Ancak " Türkiye' nin bölünmez bütünlüğü" pahasına verilecek tavizlerin kamuoyunca nasıl karşılanacağı henüz bilinmiyor. Bu konuda çok tartışmaya gerek yok, inşallah başarılı olur.

Peki; Size göre PKK’nın kökü nasıl kurutulur ?

PKK Terörü Meselesi, Türkiye’nin 28 Senelik meselesi’dir. Devlete, silahla karşı çıkmadır. Dışarıdan bir liberasyon hareketi olarak görülür. Çeşitli zamanlarda, çeşitli dalgalanmalar göstermiştir. 2000 Yılı’nda hemen hemen sıfıra inmiştir.
Terör , 2004 Yılı’ndan itibaren yeniden yeşermiştir. Sorun, çok cepheli ve çok karışıktır. “Uluslararası Bir Mesele” haline gelmiştir. Devletin, her tedbire başvurması pek kolay değildir. Yine de hukukun dışına çıkmadan, aklın yollarından ayrılmadan ve halkı incitmeden yapılacak şey aranmalı ve bulunmalıdır.

Silivri’ de yaşananlara ilişkin ise Demirel’in yorumu şöyleydi…
Silivri Tartışmaları, zihinleri çok karıştırmış, halkı bölmüş, büyük hoşnutsuzluklara sebep olmuş, önemli gerginlikler yaratmıştır. Halkın önemli kısmı, buradaki hukuk dışılıktan, uzun tutukluluk sürelerinden, delillerin toplanışından, hapishane şartlarından şikayetçidir. Her gün buradan zulüm şikayetleri ve feryatlar yükselmektedir.
Adil Yargı’, çoktan gölgelenmiştir. Gayriinsani sayılacak tutukluluk uygulamaları, hak aramasını güçleştirmiştir. Kısa zamanda, bir ızdırap yuvası olan Silivri’nin aydınlığa kavuşturulması, Türkiye’de geniş bir huzur yaratacaktır. Gerek yakın tarihimizde, gerekse Osmanlı İdare’sinde mevcut bu çeşit uygulamalardan, övgüyle anılanı yoktur, tam tersi kötülenmektedir.
Peki 28 Şubat tartışmaları ile için ne düşünüyorsunuz ?

28 Şubat tartışmaları kısa zamanda aydınlığa çıkarılmalıdır.

Söz seçimlerden ve Bakanlık sisteminden açıldığında ise Süleyman Demirel şu yanıtı verdi;

Gerek Belediye Seçimleri, gerekse Genel Seçimler için bir öneride bulunmak çok erkendir.
Başkanlık seçimlerinin daha yıllarca tartışılacağını zannediyorum. Çünkü, rejim veya sistem, kolay bir olay değildir. İyi düşünüp, taşınılmalı, tartışılmalı, planlanmalı, hesaplanmalı, unsurlar birbirleriyle ahenklendirilmeli, halka empoze etmek yerine, benimsetilmelidir.
Bugün dünyada, sahip olduğu yönetimden şikayet etmeyen hemen hiçbir ülke yoktur. Daha iyi bir sistem (Better Governance) aramak veya mevcut sistemi reforma tabi tutup, ıslah etmek her yerde tartışılıyor. Zorlayarak değil, halkın rızasını alarak bir neticeye ulaşılmalıdır.

Gündemdeki bir diğer başlık olan “Suriye ve patriot tartışmaları” ile ilgili düşüncelerini sorduğumda Demirel ;

Benim şahsi düşüncem; Türkiye’nin sorunlarını savaşarak değil, konuşarak çözmesidir. Diplomaside sonsuz imkanlar vardır. “Savaş, hayati mecburiyet olmadıkça cinayettir” der Büyük Atatürk. Yine; “Halkını, ulaşılamayacak gayelere sevk etmek, maceradır” der.
Türkiye’nin, komşularından herhangi birisiyle çatışmaya girmesinde bir mecburiyet yoktur. Menfaat de yoktur. Suriye ile münasebetlerimizin, Patriot kullanılmasını gerektirecek duruma gelmiş olması üzücüdür.
Savaşı, savaşmadan kazanmak lazımdır” der bir Çin düşünürü. Türk Milleti, savaşı sevmez, barışçıdır. Barışa ihtiyacı da vardır. Ülke güvenliği, buna göre korunmalıdır.
Yine de, Patriotları bulabilmesi, kısa zamanda getirebilmesi ve yerleştirebilmesi önemli bir hadisedir. Caydırıcılık etkisinin işlemesini temenni ederim. Savaşa sebep olmamalı, aksine savaş isteyenleri caydırmalıdır.

Demirel’in Muhteşem Yüzyıl tartışmalarına yönelik düşüncelerini de sormayı ihmal etmedim…
624 Sene hüküm süren bir imparatorluğun, 45 yıl-337 gün süren padişahlığı süresinde parlak bir dönem yaşamış ve yaşatmış bulunan Kanuni Sultan Süleyman’ın anlaşılması da, anlatılması da zordur. Tartışmalar buradan geliyor. Bir diziye sığar mı, sığmaz mı, hangi vasıfları ileri çıkarılırsa tarihe karşı dürüst davranılmış olur? Hangi vasıfları parlatılmazsa yanlış olur? Bunları ayırt etmek kolay değildir.
Diziyi, ülkemizde pek çok kişinin severek takip ettiğini biliyorum. Bu bir belgesel değildir, dizidir. Belgeselde olması lazım gelen her şey burada yoktur; olmasını beklemek de yanlıştır. Diyeceğim odur ki; belgesel diziye sığmamıştır, bu da normaldir. Ama dizinin senaryosu ve oyuncuları başarılı ki bu kadar çok kişi takip etmektedir.
Bu tartışmaların, tarihi iyi öğrenmek gereğini ortaya koyduğu kesindir. Tarihimizi iyi öğrenelim. Kanuni Sultan Süleyman, milletimizin gururudur.


Son olarak Süleyman Demirel’den 2013 yılı için Türk Halkına mesaj istediğimde ise Demriel’in mesajı şöyleydi;
2013 Yılı, milletimiz, memleketimiz ve bütün insanlık için hayırlı olsun. Ülkemizde ve dünyada, barış olsun. Adalet olsun. İnsanlık olsun. Dirlik, düzenlik olsun.
2013 Yılı’na, tedirginlik, gerginlik, rahatsızlık, endişe ve kaygılar içerisinde girilmiştir. Bir genel korku iklimi hakimdir. Dileğimiz O’dur ki; bunların hepsinin yerini, bugüne ve yarına güven duygusu alsın. Halkımız, birbirine, devletine ve demokrasiye güvensin. Geleceğe olan ümidini hiç yitirmesin.
Türkiye, huzur içinde yaşayan, başı göklere değecek kadar dik insanların ülkesi olsun. Endişelerin, vehimlerin yerini güven alsın.
Halkımız birbirini hoş görsün ve kucaklasın. Geçmişte değil, gelecekte yaşasın. Bir “Sevgi Türkiye”si yapalım. “Korkusuz ve Konuşan Büyük Türkiye” olsun..



Editör: TE Bilisim