YAPRAK DÖKÜMÜ...

Müzeyyen Senar’ın ardından yaprak dökümü devam ediyor… Peşi sıra sanat adına güzel yapıtlar ortaya koymuş büyük efsaneleri kaybediyoruz… Cumhuriyetin Divası Müzeyyen Senar’ın ardından, Fikret Şenes, Aytaç Yörükaslan, Yaşar Kemal, Erol Büyükburç, Kayahan, Zeki Alasya, Muzaffer Özpınar, Behiye Aksoy, Erol Simavi ve Sümer Tilmaç’ı kaybettik… Her biri birkaç döneme damga vurmuş büyük değerler.

KİMLER GELDİ KİMLER GEÇTİ…
Fikret Şenes deyince, Ajda Pekkan’ı Ajda Pekkan yapan şarkılar; Kimler Geldi Kimler Geçti, İki Yabancı, Bambaşkabiri, Haykıracak Nefesim Kalmasa Bile, Yeniden Başlasın, Hoşgör Sen Affet Gitsin Aldırma, Uykusuz Her Gece, Bir Hata, Ayten Alpman’ın seslendirdiği Memleketim, Ayla Dikmen’in okuduğu Anlamazdın gelir. Neredeyse tüm şarkıları hayatımızda izler bırakmış eserlerdir.
 
ATIN BENİ DENİZLERE YALAN DÜNYA SİZE KALSIN…
Kayahan deyince Nilüfer’i Nilüfer yapan şarkıları hatırlarız; Mor Menekşe, Kar Taneleri, Esmer Günler, Geceler, Yemin Ettim, Sen Mühimsin, Hep Karanlık, Gözlerinin Hapsindeyim… Kayahan’ın o müthiş yorumuyla kulaklarımızda çınlanan; Odalarda Işıksızım, Sarı Saçlarından Sen Suçlusun, Seni Seviyorum, Beni Anlamadın Ya, Bu Gece Sen Daha Güzelsin, Başıboş Saatlerde, Bir Aslan Miyav Dedi, E Bebeğim, Yoksun Sen, Hep Karanlık… Saymakla bitmez, iliklerimize işlemiş şarkılar bunlar…
 
TÜRK POPUNUN MİMARI KIRGIN GİTTİ…
Türk Popunun Mimarı Erol Büyükburç, döneminin 1 numaralı starıydı. Son yıllarda hakettiği ilgiyi görememekten yakınıyordu… Ne olur sanatçılarımızın yaşarlarken değerlerini bilelim, Özdemir Erdoğan’ın dediği gibi yaşarken gereken değeri vermediğimiz sanatçıların ardından iyi ‘tıngırtı’ çıkarıyoruz! Oysa sanatçıya yaşarlerken değer verilmeli!.. 

Rahmetli Erol Büyükburç ile enson Fikret Şenes’in vefatının ardından konuşmuştuk, efsane; Fikret Şenes’in çok önemli bir söz yazarı olduğunu belirterek, İngilizce olarak 'Little Lucy' şarkısının sözlerini kendisi için yazdığını söyleyerek; “Hayat işte, gelip geçiyor…” demişti… Bir röportajımızda da jüri üyesi olduğu programda söylediği “Ben saksı değilim, en çok bana soracaksınız” sözleriyle ilgili olarak; “Bozulan ahlâk yapısına akort çektim!” demişti…
 
TÜRK EDEBİYATININ ÇINARI
Türk ve Dünya Edebiyatı’nın tartışmasız en büyük yazarlarından Yaşar Kemal... İnce Memed, Ağrı Dağı Efsanesi, Üç Anadolu Efsanesi, Çakırcalı Efe gibi romanlarıyla hep yaşayacak olan ustayı da sonsuzluğa uğurladık… O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler... Yolları aydınlık olsun.
 
ÇOCUKLUĞUMUN STARLARI BİR BİR ELİMİZDEN KAYIYOR…
Salak Milyoner, Köyden İndim Şehire, Güler Misin Ağlar Mısın, Nereye Bakıyor Bu Adamlar, Deve Kuşu Kabare, Aslan Bacanak, Petrol Kralları, Akasya Durağı desem hemen Zeki Alasya dersiniz… Ne kadar da çok hayatımıza girmişler, ne izler bırakmışlar değil mi…?
 
EFSANE ŞARKILARIN BESTECİSİ ŞARKILARDA YAŞAYACAK…
Kahır Mektubu, Dost Bildiklerim, Tanrım Beni Baştan Yarat, Dünya Yansa Yorganım Yok İçinde, Neye Yarar Gelişin, Aldığım Her Nefesin Birisi Senin, Yollarda Kaldı Gözüm gibi efsane besteler ile; Bülent Ersoy'un başrolleri oynadığı; Acı Ekmek, Yüz Karası, İstiyorum, Emel Sayın'ın rol aldığı Düşman, Öztürk Serengil, Mine Mutlu ve Münir Özkul gibi efsanelerin buluştuğu 'Çulsuz Ali' sinema filmlerinin de müziklerini yapmıştı... O da çoktan unutulmazlar arasında ki yerini aldı... 

Cenaze töreninde Bülent Ersoy'un taktığı gözlüklerle gündeme gelmesi efsane besteci için ne hazin… Ersoy'un ustasına saygıdan en şık haliyle cenaze törenine katıldığını düşünüyorum zira Muzaffer Özpınar Bülent Ersoy için çok önemlidir... Sinema filmlerinin müziklerini yaptığı gibi, Adana'da kurşunlandığında da yanında o vardı...

DİVA KIRGIN GİTTİ
Gazino döneminde Zeki Müren ile baş edebilen tek assolist desem akla ilk onun adı gelir; Behiye Aksoy… Son yıllarını huzurevinde geçiren Maksim’in kırgın assolisti, Ayrılamayız Artık, At Kadehi Elinden, Elbet Birgün Buluşacağız, Bir Garip Yolcu, Kapın Her Çalındıkça gibi unutulmaz eserler ile daima hatırlanacak… O da tıpkı Fikret Şenes gibi son yıllarında Alzhaimer hastalığıyla boğuştu.. Işıklar içinde uyusun…

MEDYA DA BİR DEVİR KAPANDI…
1992 yılında Hürriyet Gazetesi’ne girdiğimde patronumuz kısa süre önce yitirdiğimiz Erol Simavi’ydi… Çalışanının hakkını veren bir patrondu. Yeni başlamıştım ve 5 gün sonra maaşımız peşin ödenmişti, ay sonunda yine yeni maaşımı aldım, 15 gün sonra ikramiye, bir 15 gün sonra da yeni maaş günü gelmişti peş peşe bir hayli şaşırtmştı Hürriyet beni, Migros çeki, 4 maaş ikramiye gibi sosyal haklarımız vardı… Eski çalışanların anlattıklarını dinlediğimde daha da şaşırmıştım, çalışanları için gazino kapatan bir patron ve çalışanlarının en iyi koşullarda yaşaması gerektiğini düşünen bir patron… Işıklar içinde uyu Erol Simavi… Erol Simavi ile gazetecilikte bir dönem kapandı aslında… Cağaloğlu Cemal Nadir Sokak’ta başladığımız Hürriyet yolculuğu, Cağaloğlu merkez binası ve İkitelli de ki plaza günlerinin ardından nihayetlenirken, köprünün altından çok sular akacak, 2003'te Erol Aksoy'a %25 hissenin satılmasının ardından 2004'te kalan hisselerini Aydın Doğan'a devrederek Erol Simavi medya sektöründen uzaklaşarak yaşamına Avrupa da devam edecekti… Belma Simavi’yi görürdük son yıllarında özel günlerde… Sıkılmıştı belki de herşeyden uzaklaşmak istemişti kim bilir… İkitelli de ki plaza bile yıkılmış, yerinde yeller eserken, Milliyet başka bir patrona satılıp yer değiştirince, Hürriyet de Kanal D’nin binasına taşınmıştı… Bunların her biri ayrı bir kitap konusu olur neredeyse… Erol Simavi, babası Sedat Simavi’ye kavuştu mekanları Cennet olsun…
 
DÜĞÜNDE ACI SON…
Son acı haber de dün akşam (12 Haziran 2015), 200’ün üzerinde filme imza atan Sümer Tilmaç’tan geldi… Rahmeti ile Türkan Şoray’ın Jüri Başkanlığı yaptığı Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde röportaj yapmıştık… Kırgındı biraz herşeye… Yanında Salih Güney de vardı… Birlikte sohbet edip, kahkahalar atıp güldük, eğlendik, geriye fotoğraflar ve tabi ki o filmler kaldı… Sümer Tilmaç deyince Kemal Sunal ve Şevket Altuğ ile birlikte oynadıkları filmler, 'Meraklı Köfteci' , 'Kanlı Nigar' , 'Yedi Kocalı Hürmüz' geliyor... Yine aynı şekilde, Gülden Karaböcek, Tuğrul Meteer, Erol Taş ve Dilek Saraç ile birlikte başrolleri paylaştıkları efsane film “Dilek Taşı” ile hatırlayacağım…  Gırgıriye, Ah Güzel İstanbul, Ben Topraktan Bir Canım, Ya Benimsin Ya Toprağın, Kanlı Nigar, Beyaz Ölüm, Kılıbık, Damga, Acıların Çocuğu, Erkek Milleti, Leke, Hababam Sınıfı Askerde, Hababam Sınıfı Üçbuçuk, Kahpe Bizans, Osmanlı Cumhuriyeti, Çakallarla Dans gibi sinema filmleri ile Cennet Mahallesi, Süper Baba gibi dizilerle unutulmazlar arasına girerken, düğünde kalp krizi geçirerek aramızdan ayrılması son derece üzücü... Hayatın kendisi film gibi aslında değil mi…
 
Ömürlerini sanata adamış ustaları yitirmenin acısını yaşadığımız şu günlerde üzüntümüz çok büyük… Uzun zamandır yazı yazmaya yeltendikçe her seferinde yeni bir acı haber gelişinde boğazım düğümlendi... Kolay değil aileden biri gibiydi onlar.
 
SELDA BAĞCAN EKŞİ FEST’TE MÜZİK ZİYAFETİ ÇEKTİ…
Geçtiğimiz günlerde usta sanatçı Selda Bağcan’ın Ekşifest kapsamında konserine gittim, Bahçeköy’de Life Park’da ki performansı muhteşemdi…  Özellikle Tel Aviv'li rock grubu Boom Pam ile uyumları müthişti... Selda; Yaz Gazeteci Yaz ile konserine başladı ve peşi sıra Acıları Bal Eyledik, Çemberimde Gül Oya, Yuh Yuh, Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi, İnce İnce Bir Kar Yağar Üstüne, Yalan Dünya gibi klasiklerini söyledi. Gecede bir de sürpriz yaşandı sanatçının Hollywood Starı hayranı ‘Yüzüklerin Efendisi’ sinema filminin Frodo’su Elijah Wood ile kucaklaştılar. Selda Bağcan, Gezi’nin 2. Yıl dönümüne gelen konseriyle ilgili olarak “umarım bu konseri bir daha ki seferine Taksim Meydanı’nda yaparız” dedi. Malumunuz iktidar iki yıldır Taksim’i istediği an açıp kapatıyor… Özgürlükler adına üzücü bir durum. Metrolar çalışmıyor, şehir hatları iptal… Sanırsınız olağan üstü hal ilan edilmiş… 2015’li yıllarda bu görüntü Türkiye’ye yakışmıyor… Selda Bağcan hayranları bu konserde iki şarkıyı bekledi, biri "Uğurlar Olsun" bir diğeri de "Sarı Saçlı Mavi Gözlüm". Konser sonrası sanatçıya bu iki şarkıyı niye okumadığını sorduğumda İsrailli rock grubunun bir sonraki konser için çalışmalara şimdiden başladığını söyledi.  
 
YAŞARLARKEN DEĞERLERİNİ BİLELİM…
Yine başa dönersek, yaşayan efsanelerimiz var. Selda Bağcan, Gülden Karaböcek, Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Nilüfer, Nükhet Duru, Gönül Yazar, Bülent Ersoy, Neşe Karaböcek, Ersen Dadaşlar, Yıldız Tezcan, Ayşe Mine, Bedia Akartürk, İbrahim Tatlıses, Emel Sayın, Ayşe Tunalı, Muazzez Abacı, Ümit Besen, Cengiz Kurtoğlu, Işıl Yücesoy, Özdemir Erdoğan, Zülfü Livaneli, Türkan Şoray … Her birinin yaşarken değerini bilelim, zira yitirdikten sonra bir anlamı yok… Gerçek sanatçıları yaşarken onore edelim… Yitirdikten sonra dövünmenin faydası yok !