<b><i><span style="font-size: 18pt; color: red;"> </span></i></b>Hayatı edebiyat üzerinden görmek, ona edebiyat penceresinden bakmak, varolan ve olmayan herşeyi sayfaların arasında gezerek anlamlandırmaya çalışmak... Yan yana sıralanmış bu cümleler çok sık duyduduğumuz kalıplardan ibaret görünebilir ilk anda ama işin aslı, gerçekten böyle yaşamayı seçen okurlar ve yazarların olduğudur. Yekta Kopan gibi!<blockquote type="cite" style="color: rgb(34, 34, 34); font-size: 13px;"> <div dir="ltr"> <div dir="ltr"> <div dir="ltr"> <div dir="ltr"> <div link="blue" vlink="purple"> <div style="margin: 0px;"><img src="/images/upload/ipekli_mendil_1baski.jpg" width="280" height="436" alt="" /> </div> <div style="margin: 0px;">Kopan’ı bu kez editör koltuğuna oturtan <i>İpekli Mendil</i>, aslında bir sözlük. Fakat şimdiye dek görmediğimiz bir türü temsil ediyor. Anlamını arayan sözcüklerin karşılığı, Tanzimat döneminden bugünün genç yazarlarına yüzlerce ismi, öykülerinden alıntılanmış maddelerde bulunuyor. <i>“Bir öykü sözlüğü yapmak istiyorum, öykümüzün nesnelerini, renklerini, kavramlarını, anlarını, karakterlerini maddeleştiren bir sözlük olacak bu...”</i> diyen Yekta Kopan’ın dileği de bu kitapla gerçeğe dönüşüyor.</div> <div style="margin: 0px;"> </div> <div style="margin: 0px;">Yekta Kopan’ın <i>Eşik Cini</i> dergisinde başlayıp işinin ehli bir ekiple, uzun uğraşlar neticesinde genişlettiği bir çalışma <i>İpekli Mendil</i>. Sözlük disipliniyle bir araya getirilen metinler, tanıdığımız isimlere yeni bir gözle bakmamızı sağlarken gözden kaçırdığımıza hayıflanacağımız eski ustalarla tanıştırıyor ve nihayet bugünün genç ustalarını bize takdim ediyor.</div> <div style="margin: 0px;"><i><span style="color: red;"> </span></i></div> <div style="margin: 0px;"><i>İpekli Mendil</i>, Türkçe öykünün gelişim serüvenini, yüzyıllar içinde değişen çehresini, değişmeyen dertlerini 300 farklı öykücüden örneklerle gösteren bir başucu kitabı. Üstelik sadece öykü severler için hazırlanmadı bu sözlük, ‘yeni bir pencere’ arayan herkes için!</div> <div style="margin: 0px; text-align: justify; line-height: 14.7200002670288px;"><img src="/images/upload/yekta-kopan.jpg" width="600" height="399" alt="" /> </div> <div style="margin: 0px; text-align: justify; line-height: 14.7200002670288px;"><span style="color: rgb(128, 0, 128);"><b>Kitabın adını alış öyküsüne gelince...</b> </span>Burada sözü Yekta Kopan’a devretmek gerekiyor:</div> <div style="margin: 0px;"> </div> <div style="margin: 0px;">“Ortaokuldayım. On üç ya da on dört yaşında. Kısacık bir öykü okudum. Her satırında öykünün bana sunduğu dünyada bir adım daha ilerleyerek, her satırında biraz daha heyecanlanarak, her satırında yazıdan oluşmuş bir evrende nefes almanın güzelliğine hayran olarak. Son iki paragrafa geldiğimde çoktan bir yumruk oturmuştu boğazıma. Derken o satırlar çıktı karşıma...</div> <div style="margin: 0px;"><i> </i></div> <div style="margin: 0px;"><i>Ölmek üzereydi. Sımsıkı kapalı yumruğunu kapıcı açtı. Bu avucun içinden bir ipekli mendil su gibi fışkırdı.</i></div> <div style="margin: 0px;"><i> </i></div> <div style="margin: 0px;">Sonraki paragrafa geçmeden durdum, bir daha okudum bu satırları. Neredeyse benimle yaşıt bir hırsızın, sevdalısına söz verdiği ipekli mendil uğruna ölüme düştüğü sahnenin hüznünden daha güçlü bir duygu sarmıştı beni. İpekli mendilin, o çelimsiz avuçtan “su gibi fışkırmasına” vurulup kalmıştım. Yıllarca okuduğum her öyküde, her metinde o benzersiz fotoğrafı aradım. Sait Faik’in “İpekli Mendil” öyküsünde kaleminin gücüyle çektiği fotoğrafın görüntüsü her okuma ânımda zihnimdeydi. O sade ve güçlü benzetmeye vurulmuştum. Edebiyat bana sadece yeni dünyalar ve yeni hikâyeler sunmuyordu. Bu harika hikâyelerin içinde benzersiz karakterler, nesneler, renkler, coğrafyalar, duygular, anlar, kavramlarla büyütüyordu beni...</div> <div style="margin: 0px;"> </div> <div style="margin: 0px;">Öyküler bizi, bize anlatıyor. Anlatmaya da devam edecekler. Bütün o karakterler, diyaloglar, atmosferler, nesneler, renkler, sesler bize insan olmanın güzelliklerini ve çirkinliklerini anlatırken, bizim yapmaya çalıştığımız sadece göle bir damla temiz su bırakma çabasıdır. Dileriz o damlanın yarattığı dalgalar, yayıla yayıla okurlara ulaşır. Onlar okumaya devam <span style="font-size: 12px;">ettikçe öyküler yaşayacak. Öyküler yaşadıkça bizler dünyaya </span><span style="font-size: 12px;">daha korkusuzca dokunacağız.</span></div> <div style="margin: 0px;"> </div> <div style="margin: 0px;">“İpekli Mendil” öyküsünün son paragrafında şöyle diyor Sait Faik:</div> <div style="margin: 0px;"><i> </i></div> <div style="margin: 0px;"><i>Ya... İyi, halis ipekli mendiller hep böyledir. Avucunun içinde istediğin kadar sıkar, buruşturursun: sonra avuç açıldı mı, insanın elinden su gibi fışkırır.</i></div> <div style="margin: 0px;"><i> </i></div> <div style="margin: 0px;"><i>İpekli Mendil</i>’deki her bir maddenin de okurunun elinden su gibi fışkırması dileğiyle...”</div> <div style="margin: 0px;"><b> <img src="/images/upload/yektaKOPAN(1).jpg" width="400" height="262" alt="" /></b></div> <div style="margin: 0px;"><span style="color: rgb(255, 0, 0);"><b>YEKTA KOPAN</b></span></div> <div style="margin: 0px;"><b> </b></div> <div style="margin: 0px;">YEKTA KOPAN, 1968’de doğdu. Hacettepe Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. <i>Aşk Mutfağından Yalnızlık </i>Tarifleri adlı kitabı 2002 Sait Faik Hikâye Armağanı’na, <i>Karbon Kopya </i>adlı kitabı 2007 Dünya Kitap Yılın Telif Kitabı Ödülü’ne, <i>Bir de Baktım Yoksun </i>adlı kitabı</div> <div style="margin: 0px;">da 2010 Yunus Nadi Öykü Ödülü’ne ve 2010 Haldun Taner Öykü Ödülü’ne değer bulundu. Çocuk kitabı <i>Burun </i>2009’da yayımlandı. Kitapları çeşitli dillere çevrildi. Son olarak 2014 yılında <i>İki Şiirin Arasında</i> adlı öykü kitabını yayımlandı.</div> </div> </div> </div> </div> </div> </blockquote>