Buğra Karaçam, henüz genç bir yönetmen...Çektiği klipleri zirveye taşımayı başarmış bir yönetmen.. İzlenmeleri 300 milyonu geçmiş Burak King’in Koştum Hekime ve Yanıyoruz video kliplerini çekti. Ardından Melendiz grubunun Bana Bir Soru Sor şarkılarına son olarak ise Gökhan Bölükçü’nün Cehennemin Dibi adlı şarkısına klip çekti. Çektiği her klibe özgün hikayeler ekleyen genç yönetmenin neredeyse tüm klibi adeta sanat kokuyor. Sizler için genç yönetmen Buğra Karaçam’ı daha yakından tanımak için sorularımızı yönelttik. İşte Karaçam’la yaptığımız o söyleşi; Burak King’in Koştum Hekime ve Yanıyoruz kliplerinin yönetmeni olarak tanıdık seni. Öncesinde neler yapıyordun ? Öncesinde Ankara’da sokak fotoğrafçılığı yapıyordum. Baya uzun bir süre fotoğrafçılıkla uğraştım. Color ve edit konusunda kendimi geliştirdim. Bu konuda uzmanız diyebilirim. Şu an halen bu işlere devam etmekteyim. Çok standart hayatım varken şuanda daha profesyonel bir hayatım var. Artık kamerayla yatıp kalkıyorum diyebilirim. Bu sektörde mektepli olmak yoksa alaylı mı olmak daha önemli? Sen hangisisin , mektepli mi alaylı mı ? Düz olanını söylemek gerekirse bence alaylı olmak daha önemli. Kendim alaylı olarak öğrenmiş birisiyim .Grafik tasarım ve fotoğrafçılık okudum ama okulun bu zamana kadar birçok kişiye bir şey katacağına inanmıyorum. Okulda sadece temel bilgiler öğreniliyor. Temel bilgilerin dışındakilerde tamamen size bağlı bir durum. Bu yüzden alaylı olmaya daha ılımlı ve sıcak bakıyorum. Alaylı insanlar daha çok başarılı olabiliyor. Bunun için mektep okumanıza gerek yok! (gülüyor) Başarılı işlere imza attın ve kısa sürede yıldızın parladı. Bunu neye bağlıyorsun ? İstanbul piyasasında daha öncede çok fazla işlerim yoktu ama kısa sürede yıldızımızın parlama sebebi bizim genç olmamız ve yanımızda da hep genç insanlarla çalışmamızdan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Bu zamana kadar hep bu başarıyı yakalamak için çalıştık. Bilinmeyenlerim de var tabiki, bazen müzik altyapısına da karıştığım oldu. Birçok kişinin yükselmesi açısından yardımlarımız da dokundu. Tabiki haliyle benim için her proje başarılı değil fakat şuan çalıştığım projelerde bazı insanlarda başarıyı yakaladığıma inanıyorum ama tabiki halkın takdiri neyse başarı ona göre değerlendiriliyor. Başarıyı yakalamak için her zaman karşımdaki çalıştığım sanatçıyla ılımlı bir politika izlediğim zaman ,başarılı bir proje ürettiğime inanıyorum. Son olarak Gökhan Bölükçü’nün Cehennemin dibi klibini çektin. Klibin hikayesini anlatır mısın ? Klibi izleyenlerin neredeyse tamamı klibi çok beğendi. Nasıl bir araya geldiniz? Gökhan benim için yüreği çok temiz bir insan. Sanatçılığına kesinlikle laf söyleyemem, benim gözümde mükemmel bir sanatçı .Türkiye’de gerçekten saygı değer bir sanatçı diye eklemek istiyorum. Bunu söylememin sebebi , Cehennemin dibi’ nin bana ilk gelişinde karşımda oturan iki insan vardı ve ben bu iki insana gayet ısındım, benim anlattıklarımı dinlediler ve gerçekten projede pozitif bir enerji vardı. Aynı zamanda Tohum Otizm Vakfı’na yardım edilmesi de bu pozitif enerjinin 2-3 kat artmasına sebep oldu. Ben parçayı dinlediğimde mest oldum diyebilirim. Bana çok parça geliyor dinliyorum ama bu parçada dinlediğimde hissettiğim ruh çok ayrı olduğundan dolayı projesine de o pozitiflik yansıdı diyebilirim. Kendisine de buradan çok teşekkür ediyorum. En iyi anlaştığım sanatçı diyebilirim bu konuda. Arkadaşım Mustafa Kılıç ile de konuştuğumuz da o sağ olsun bize aracı olmuştu. Parçayı ilk dinlediğimde heyecanlandım ve dedim ki “evet bu parçayı ben yapmalıyım, buna Buğra Karaçam imzası atılmalı.“ Klibin hikayesini bizimle paylaşabilir misin? Bu hikayede bir model oynattık. Sürekli sokaklarda dolaşan etrafında birini arayan bir kız. Parçanın etkisini bozmamak için İstanbul teması kullandık. Aslında gece de çekebilirdik klibi ama biz gece çekmeyi değil de tam zıttı sabah gün ışığı sahnelerini çektik ve tam ters etki yaratmak istedik. Ben gayet memnunum ve Gökhan’a şimdiden başarılar diliyorum. Klip şuanda baya yol kat etti ve gidişatından memnunum. Eminim ki Türkiye’de herkesin beğenebileceği bir seviyeye gelecek.