ANNELİĞİ SEVDİM
Ahmet Mümtaz Taylan'ın 5 buçuk yaşındaki kızı Marisa'yı sorduğu Saaddet Işıl Aksoy: Anneliği sevdim. Seveceğimi tahmin ediyordum, tahminimden daha çok sevdim. 5 buçuk yaşında oldu. Çok çalışıp, çok boşluklar verebiliyoruz ya, onun dünyasına girme fırsatı yakaladım... Anneliğin oyunculuğuma katkısı oldu. Ebeveynlik hikayesi, insanın kendini de keşfettiği hikaye oluyor. Çocuğunu tanırken, kendini tanıyorsun. Kendine şefkat gösterebildikçe çocuğuna şefkat gösterebiliyorsun derken, bir alışveriş hali yaşanıyor. Mesleğinden daha önemli bir şey olması, insanı çok rahatlatıyor. Mesleğini kafana takmamaya çalışıyorsun
Saadet Işıl Aksoy, Ahmet Mümtaz Taylan'ın kadınlara destek verek, kadınların meslek hayatındaki yaşadıkları zorlukları hatırlatması üzerine, dikkat çeken şu cümleleri kurdu: Kadın olarak, doğduğunuz andan itibaren aslında kendinizi suçlayarak yaşıyorsunuz! Şimdi bu taciz konuları da oldu ya, sadece sokakta, sadece aile içinde, sadece meslek hayatında olmuyor ki! Her yerde bunu yaşıyorsunuz!
13 yaşımda karşıdan bir erkek geldiğinde kaldırımı değiştirmeyi öğreniyorsun, ya da minibüste giderken birisi aman sana dokunmasın, taciz etmesin diye, hemen sırtını cama doğru yaslayıp önüne doğru montunu kapatmayı öğreniyorsun. Ve bunları farkında olarak bile yapmıyorsun, bu otomatik yaşam tarzına dönüşüyor ve kabul ediyorsun!
Biz de böyle şeyler yaşamadık mı, meslekte de yaşadık hepimiz, aman bir şey demeyeyim de benden bilmesinler, çünkü kadından bilinirdi her şey! Bu seslerin yükselmesi çok umut verici. Benim kızımın nesli için umut veriyorlar.
Böyle bir şey okumuştum, dünyada olan bir şey, sadece Türkiye'de değil. Hayal farkı diye bir şey varmış, kız çocukları 7 yaşına kadar, erkek çocuklarıyla aynı hayalleri kuruyorlar, 7'den itibaren olan biteni anlamaya başladıkça gitgide hayallerini küçültüyorlarmış.