Doğruluk, dürüstlük, merhamet, yardım severlik, misafirperverlik… Ve tabii, hepsini içine alan en önemli erdem: “İyilik”… Bu kavramları kullanarak kurduğumuz cümlelerin kaç tanesi olumlu hiç düşündünüz mü?
Yaşadığımız çağ, hayat koşulları, iş güç telaşı, ilişkilerimiz, değişen insani durumlar… Ruhlarımızı, içimizdeki o sonsuzluğu ve ölümsüzlüğü en son ne zaman anımsadık? Yahut herhangi bir şekilde buna ikna olmuş durumda mıyız? O unuttuğumuz yanımızı; sonsuzluğumuzu, cömertliğimizi, ışıkla ve sevgiyle dolu olan özümüzü anımsamak ve ona daha fazla şans tanımak pek çok derdimize çare değil midir? O halde, bu kendisi küçük ama etkisi çok büyük kitapla “ruhumuza, özümüze” ulaşmak için biraz “erdemlere” bakmaya ne dersiniz?
Rosaio Gomez A.’nın pek çok ülkede Bestseller olmuş “Ruhu Olan Öyküler” adlı kitabı Ganj Yayınları etiketiye çıktı. “Yüreklerimizdeki Işıkla Bağlantı Kurmak” fikriyle yola çıkan Gomez, yıllar boyu topladığı hikâyeleri bir araya getirerek, bizlerin yüreğine su serpiyor. Bütün güzelliklerin aslında insanın içinde olduğunu, hikâyelerle beraber paylaştığı satırlarında bizlere fısıldıyor.
SORUN AĞACI
Eski çiftlik evini tamir etmesi için tuttuğum marangoz, zorlu çalışmanın ilk gününü tamamlamıştı. Elektrikli testeresi bozulmuş, bir saat kaybetmesine yol açmıştı ve şimdi de eski kamyonu çalışmıyordu.
Onu evine götürürken sessizce oturdu. Evine vardığımızda, ailesiyle tanışmam için beni eve davet etti. Sonra ön kapıya doğru yürürken kısa bir süre küçük bir ağacın önünde durdu ve iki eliyle dalların ağaçlarına dokundu.
Kapı açıldığında çarpıcı bir değişim oldu: güneşten yanmış yüzü kocaman bir gülümsemeyle aydınlandı; iki çocuğuna sarıldı ve karısını öptü. Daha sonra bana arabama kadar eşlik etti. Ağacın yanından geçerken, ona merakla biraz önce ne yaptığını sordum.
— O benim sorun ağacım, diye cevap verdi. Biliyorum ki işteyken sorunlardan kaçmanın bir yolu yok ama kesin olan bir şey var: sorunların evin dışında, karımdan ve çocuklarımdan uzakta tutulması gerekiyor. Bu yüzden her akşam eve geldiğimde sorunlarımı bu ağaca asıyorum. Sonra, ertesi sabah onları tekrar alıyorum.
Gülerek devam etti:
— Komik olan şu ki sabah onları almaya gittiğimde, bir önceki gün astığımı hatırladığım kadar fazla olmuyorlar!
GANJ YAYINLARI
Ganj Yayınları 2003 yılında kurulmuştur. Ganj Yayınları amatör ve samimi ruhunu kaybetmeden, okurlarını, güzellikleri paylaştığı dostları olarak görmektedir. Yayınlanan kitaplar her zaman okuyucuların hayatına pozitif bir katkıda bulunacağına inanarak seçilmektedir.
Sahip olduğu yayıncılık çizgisinde, okurlarına yeni ufuklar açacak, her düzeydeki farkındalıklarını artırmada ve yaşamlarını her yönden daha zenginleştirmelerinde onlara katkıda bulunacak
Editör: TE Bilisim
