GAFFAR OKKAN SUİKASTİ AKILLARA ZARAR 
Röportaj: Olcay Ünal SERT

TRT 1’de yayınlanacak 13 bölümlük ‘Tanıklar’ adlı tek bölümlük tv dizisi formatında ki filmlerde Devlet Bakanı Adnan Kahveci, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, gazeteci Uğur Mumcu, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, gazeteci Hırant Dink'in hayatından kesitler yer alacak. Orhan Kılıç ile Gaffar Okkan suikasti ve diğer önemli faili meçhulleri konuştuk…

-Yeni projenizden bahseder misiniz?
-TRT’nin çok güzel bir projesi, kimin fikri bilmiyorum ama çok güzel bir iş yapmışlar. Yakın tarihimizde faili meçhul cinayetleri konu alan 90 dakikalık tv filmleri yapılıyor ‘Tanıklar’ adı altında. Bu çerçevede Gaffar Okkan suikasti de konu edildi, ikinci filme.  Dolayısıyla bende burada Gaffar Okkan rolünü üstlendim. Çokta zevk aldım onu söyleyeyim. 
-Rolünüzü canlandırmadan önce gerekli araştırmaları yaptınız mı?
-Gerekli araştırmalar Türkiye de biraz hayal. Bende gazete haberlerinden araştırdım. 1,5 hafta sonra setteydim. Bana verilen bütün fotoğraflarla, yayınlanmış kitap ve haberlerden bilgi aldım. Rolü canlandırırken orada kendi kendinlesindedir, kimse kimseye yardım edemez. Gaffar Okkan gibi muhteşem bir insanı, halk kahramanını oynuyorsun. Güzel bir hazırlıkla gemimi kurtarabildiğimi sanıyorum. Gönül ister ki 1 sene önceden hazırlanalım her şey süper olsun, dört dörtlük olsun ama böyle bir şey yok çünkü sistem bunun üzerine kurulu değil. Bu TRT’de de böyle, özel sektörde de böyle. Buna hiç kimse bir şey yapamaz, yapımcı da yapmaz, oyuncu da yapamaz, yönetmende yapamaz böyle  bir silsile var Türkiye de.  Herkes bu silsileye karşı yüzmeye çalışıyor. Elimizden geleni yapmaya çalıştık.
 TV DİZİSİ ÇEKTİĞİ İÇİN TRT’YE TEŞEKKÜR ETMEK LAZIM
-90 dakikalık TV dizileri eskiden  çok sık yapılıyordu, sonradan kesildi. Günümüze gelirsek neredeyse her akşam 90 dakikalık, 120 dakikalık diziler çekilmeye başladı… Bu konuda neler düşünüyor sunuz?
-Tüm dünyada 45, 50 dakikalık diziler vardır. TV filmi dediğimiz sinema tadında çekilen filmler Avrupa da çok yaygın. Ve bunların gerçekten olması gerekiyor. Eğer bir tv camiamız varsa bizde de mutlaka olması gerekiyor. Bir oyuncu bir diziye başladığı zaman, 100 kişi o projede oynuyor. Dizide oynamayanlar için hayatlarını idame ettirmeleri  açısından tv dizileri çok önemli. Bunların devamlı yapılması lazım. Sinema yapılamıyor, dizi zaten yapılamaz ama tv filmi olarak çok iyi yapılabilir. Öbür taraftan yönetmen, oyuncu ve sanat tarafında olanlar içinde çok önemli. Düşünsene ben bir diziye başlıyorum ve 10 sene o karakteri oynuyorum ve başka hiçbir şey oynayamıyorum… Bu insanı köreltir, böyle bir şey olabilir mi? Bir oyuncunun isteği nedir değişik rollerde oynamak ki eğer gerçekten oyuncuysa! Parayı bulayım de götüreyim değil yani … Ben dizilerim sürerken de bu tür tv dizilerinde de oynamak isterdim.  Dizi devam ediyor ama tek bölümlük farklı bir karakterde oynamak çok isterdim ama maalesef bu bize çok görülüyor. Ama olması gereken elzem bir şey bence.  İnsanların kendilerini değişik karakterlerde denemeleri için çok önemli. Bence bütün tv kanallarının bu tür projeler yapması lazım. O yüzden TRT’ye teşekkür etmek lazım böyle bir olanak sağladığı için.


Orhan Kılıç, Akşam Gazetesi'nden Olcay Ünal Sert'in sorularını yanıtladı.
DİYARBAKIR’DA BÖYLE BİR ADAMIN HAKKINI VEREBİLECEK MİYİM DİYE STRESE GİRDİM ÜÇÜNCÜ GÜNDE KENDİMİ GAFFAR OKKAN GİBİ HİSSETTİM
-Gaffar Okkan’ı oynarken zorlandınız mı?
-Gaffar Okkan’ı oynarken 1,5 haftada hazırlandım. Biraz oyunculuğuna birazde kendine güveniyorsun. Ben Diyarbakır’a gittikten sonra nasıl zor bir işin altında elimi attığımı gördüm. Konuştuğum bütün insanlar, beni çok seviyorlardı. Gaffar Okkan’ı oynamaya geldiğimi söyleyince, beni sığdıracak, koyacak yer bulamadılar.  Ben Gaffar Okkan’ın hiçte medya tarafından abartılı bir adam olmadığını, gerçekten az anlatıldığını gördüm. Ve böyle bir adamı nasıl canlandıracağım stresine Diyarbakır’da düştüm. ‘Acaba hakkını verebilecek miyim?’ dedim. Çünkü Diyarbakırlılarda öyle bir beklenti oluştu ki, ister istemez strese girdim. Bir sıra dışı insanı ve bulunduğu yeri gül bahçesine çeviren bir insanı oynayabilecek miyim, tek başına bütün gayri meşrulara kafa tutan adamı nasıl oynarım telaşesine düştüm, ilk iki günde biraz sıkıntı çektim ama orada yönetmenim  Yasemin Türkmen’in çok yardımı oldu o karaktere girmemem. Bir şeyden korkmuyorsan yaparsın ama bu özgün bir karakter olduğu için hata yapmaktan korkabilirsin. Acaba böyle miydi diye çünkü yaşayan yakınları var. Üç günden sonra kendimle, Orhan ile Gaffar Okkan arasında ki bağlantıyı kurabildim. Üçüncü günde ben Gaffar Okkan olduğumu hissettim sette!
GAFFAR OKKAN SUİKASTİ TÜRKİYE’DE PLANLANMIŞ EN KORKUNÇ FAİLİ MEÇHULLERDEN BİR TANESİ
-Gaffar Okkan bombalı bir saldırı sonucu öldürüldü…
-Sadece bomba değil, bomba önden atılan şey. En az 30 kişinin olduğu bir suikast bu. El bombaları atılıyor. Önden giden motosikletli korumalar saf dışı bırakılıyor ve savrulan arabasına en az 30 kişi sayısız kurşun, kalaşnikof mermisi sıkıyorlar. Akıllara zarar bir suikast.  Belki de Türkiye de planlanmış en korkunç faili meçhullerden birisi!

BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopteri şaibeli bir şekilde düşmüştü...
MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN ÖLÜMÜ SUİKAST
-Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteri düştü, o kaza içinde suikast deniyor. Siz bu konuda neler düşünüyor sunuz?
-Bana sorarsanız suikast, bunu direkt söyleyeyim Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümü suikast. Bunu uzatmaya gerek yok, neden hâlâ bunu zorluyorlar ‘suikast mi, değil mi?’ diye anlamış değilim. Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü kesinlikle bir suikast bu kadar basit. Ben okuyan, ikiyle ikiyi çarpabilen bir insanım ve bunun bir vatandaş olarak suikast olduğuna eminim. Niye bu hâlâ tartışılıyor anlamış değilim, sanıyorum zaman geçirmeye yönelik şeyler, kime yarıyor onu da anlamış değilim,  Muhsin Yazıcıoğlu gibi bir insanı ortadan kaldırmak düpedüz direkt cinayet… Herkesin de sevdiği bir isim. Her kesin ortak paydası Muhsin Yazıcıoğlu. Çok müstesna bir isim iyice araştırılmalı o helikopter kazası…

Semra Özal, Başbakan Turgut Özal'ın zehirlenmiş olabileceğini gündeme taşıyınca uzunca bir süre bu konu konuşuldu. 

TÜRKİYE'DE HİÇBİR ŞEYİ İHTİMAL DIŞI BIRAKAMAM

-Zaman zaman gündeme gelir Turgut Özal zehirlendi diye, Semra Özal'ın da o yönde açıklamaları olmuştu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
-O senelerde ben Almanya'daydım. Biraz uzağındayım o konunun, çok yakından takip edemedim.  Turgut Özal sanıyorum 1993'te vefat etti, çok gençtimdö o zamanlar… O da çok muhteşem insanlardan biriydi Türkiye'ye. Katkısı farklı kesimlerce tartışılabilir ama pozitif anlamda getirisi olan bir insandır Turgut Özal'da. Bilemiyorum, herşey olabilir. Kalp ameliyatı olmuştu, By-Pass, olabilir…
-Son gezilerinden bir tanesi Türkmenistan'a olmuş, oralarda zehirlenmiş olabileceği öne sürülmüştü…
-Bilmiyorum olabilir. Türkiye de ben hiçbir şeyi ihtimal dışı bırakamam, otopsi dahi yapılmadı… Şaibeyi çağrıştıracak çok şey var. Dolayısıyla Türkiye'nin faili meçhul cinayetler silsilesi bitmez… Üçyüz, dörtyüz kişi çıkartabiliriz araştırsak. Biz bilinenlerden konuşuyoruz…
-Yıllar önce Org. Eşref Bitlis'in helikopteri de Güneydoğu'ya giderken düşürülmüştü…
-Kesinlikle suikast bunları konuşmaya bile gerek yok… Ben anlayamıyorum, bizim Devletimiz faili meçhullerin niye üstüne gidemiyor… Bz neden gidemiyoruz, neden korkuyoruz…

Gazeteci Hırant Dink
HIRANT DİNK'E YAPILAN ÜLKEM ADINA UTANÇ VERİCİ BİRŞEY…
-Gerçekten çok faili meçhuller var…
-Uğur Mumcular mı, Çetin Emeçler mi, peş peşe öldürülen profösörler mi, şu an isimleri hepsi aklıma gelmiyor ama çok var…

-Eski Başbakanlardan Nihat Erim, İşçi Partisi lideri Behice Boran bombalı saldırıda öldürüldüler…
-Tabi, tabi çok var. Çetin Emeçlerden yakın tarimizde işlenen Hırant Dink cinayeti, çok var. Siyasi görüşü hangi görüşte olursa olsun insan canı almak bu kadar kolay olmamalı… Siyaset üstüdür bu saydıklarımız. Bu adamlar eli silahlı insanlar değiller. Bunlar fikir insanları ve bunların fikirlerine fikirlerle karşı gelirsin! Hırant Dink'e yapılan bence utanç verici birşey, ülkem adına utanç verici birşey. Bütün faili meçhuller ülkem adına utanç verici birşey. Özellikle Muhsin Yazıcıoğlu ve Hırant Dink suikastide buna dahildir. Hırant Dink'in ölümünün suikast olduğunu hepimiz biliyoruz artık. Bunun üzerine hakkıyla gidilmemesi üzücü, hatta azmettiricilerden birisi serbest bırakıldı. Bunlar utanç verici şeyler, ben çok utanıyorum.

Evine gönderilen bombalı paketle öldürülen Behice Boran


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan

TÜRKİYE'DE BAŞBAKAN OLMAK DÜNYANIN EN ZOR İŞLERİNDEN BİR TANESİDİR…

-80 İhtilali öncesi eski Başbakanlardan Nihat Erim ve İşçi Partisi Lideri Behice Boran bombalı saldırıda öldürüldü…. Cumhurbaşkanı uzun süredir seçilemiyordu ve Ecevit-Demirel arasında koalisyonlar sürüyordu, sağ-sol ayrımıyla bu yaşanan faili meçhuller 12 Eylül darbesine zemin hazırladı deniyor… Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
-Ortadoğu da hiçbir zaman huzur olmadı. Dış mihraklar dediğimiz şey var ya onların taşeronları var bu ülkede. kesin… Onlar kendisi gelip yapmıyor, taşeronları var onlar gelip karıştırıyor ülkeyi … 70'li yıllarda ben tabi çok bebektim hatırlamıyorum o günleri, 80'ler öncesi sağ-sol olayları dense de tam anlamıyla o günler kitaplaştırılamadı…. İlber Ortaylı her zaman der ya "Cahilsiniz" diye,  biz çabuk unutan bir milletiz! Biz tarih yapan fakat tarih yazamayan bir milletiz, o yüzden tarih sürekli tekerrür ediyor. Ortadoğu'da hiçbirşey İsrail ve Amerika'ya rağmen olamaz! Bunun içine Almanlar da dahildir, Ruslar da dahildir.. Özellikle Türkiye coğrafyası kilit bir yerdir. Türkiye'de Başbakan olmak dünyanın en zor işlerinden bir tanesidir! İnan binlerce dengeyi aynı anda bir anda tutman gerekiyor! Develeride bazen ürkütebilirsin, fincanları kırabilirsin kolay değil! O kadar kolayda bir insanı Başbakan yapmazlar, yaptırmazlar Türkiye'de. Olduğun zamanda birçok şeye göğüs germek zorundasın. Bunlar kolay şeyler değil.
-Yakın coğrafyaya baktığımız zaman, Irak, İran, Suriye, Mısır, Libya, Ukrayna hemen her yer karışık, çok büyük değişiklikler oluyor...
-Daha da olacak. Gaffar Okkan'dan nerelere geldik ama bunlar birbiriyle bağdaşan şeyler. Gaffar Okkan'ında öldürülmesinin sebeplerinden bir taneside bu. Hatta çounluğu bu. Gaffar Okkan'ın Diyarbakır'a gelip, binlerce ipin ucunun birleştiği yerde, her türlü istihbarat örgütünün bulunduğu, işte buna askerin içinde çöreklenmiş çıkarcı grupların emniyetin içine sızması, PKK zaten bilinen bir örgüt, binlerce şeyit kesiştiği yerde bu bataklığı neredeyse kurutuyordu. Tek başına o bataklığı kurutuyordu, o kadar vahim bir olay ki bu Gaffar Okkan'ı öyle bir ortadan kaldırıyorlar ki, sayısız kurşun attıktan sonra kalaşnikofla, kapıyı açıp birde adamın kafasına sıkıyorlar! Hemde kaçtane, ortadan kalktığından iyice emin olmak için katliam yapmışlar resmen. Bir düşün bakalım bunu niçin yapmış olabilirler? Birilerine yaptıkları dokundu…

GAFFAR OKKAN KORKUSUZ BİR ADAMDI ...
-Ben hatırlıyorum, Diyarbakır da maça giden, halka sempatik gelen bir Başkomserdi…
-Aynen, aynen. Gaffar Okkan müthiş bir vizyonerdi. Birde korkusuz bir adamdı… Kendisine söylüyorlar, "Müdürüm, suikast olacak!" diye kaç defa, hatta suikastten 3 gün öncede söylüyorlar kendisine, diyor ki "Olacak, olur! Tedbir takdire mani değil. Kimseden korkum yok. Ellerinden geleni ardlarına koymasınlar." diyor, böyle bir adam. Doğru bildiği şeyin arkasında gidiyor. O kadar inanmış ki davasına "Ölürsekte Şehidiz" diye düşünüyor. Dolayısıyla Gaffar Okkan'ın, Uğur Mumcuların, dindar kesimden olsun hiç farketmez düşünen insanlara suikast beni çok rahatsız eden şeyler. Her türlü görüşe saygı duymak gerekir. Çünkü bize yazan insanlar lazım. Sağcıda yazsın, solcuda yazsın, bunlar bir masada tartışsınlar. Bunları  geliştirmek lazım. Biz aynı masaya oturduğumuz zaman bize kimse birşey yapamaz.
-Ne zaman gösterilecek?
-21 Mart Cuma akşamı 19.55'te TRT1'de yayınlanacak.
-Başka hangi filmler çekildi?
-İlk olarak Adnan Kahveci'nin filmi çekildi. O da suikaste uğradı tabi…
-Trafik kazasında öldü diye yazıldı yanlış hatırlamıyorsam…
-Evet malesef o da öyle yazıldı. O da pek çok kişiyi rahatsız demek ki. Adnan Kahveci'den sonra ikinci Gaffar Okkan. Muhsin Yazıcıoğlu, Hırant Dink, Uğur Mumcu gibi faili meçhul cinayete kurban giden 13 ayrı yaşanmış konu çekilecek.
-Kimler var filmde?
-Yönetmenliğini Yasemin Türkmenli'nin yaptığı filmde Şencan Güleryüz ve ben varım. Bazı tiyatro oyuncularıda yer alıyor.

ARAS DAĞLI SIRADIŞI BİR KARAKTERDİ ….
-Aras Dağlı karakteriyle şöhreti yakalamışsınız, bu dizinin diğer rollerden farkı neydi?
-Aras Dağlı ilginç sıradışı karakterlerden biriydi onun için sevildi. Kimi memleketine olan sevgisini, kimi bakışını, fiziğini sever, halkın neden tuttuğunu tam anayamazsın ama samimi geldi izleyiciye… O enerji halka geçti mi seni tutuyor. Çok severek oynadığım bir karakterdi. Kariyer basamaklarında benim için önemli bir rol oldu. O da sert bir karakterdi, istihbaratçıydı., dış mihraklara savaş açan bir kahramandı…Kısaca halk kahramanıydı.
8 YILDIR TÜRKİYE'DEYİM
-Berlin de eğitim almışsınız Güzel Sanatlar Akademisi'nde ….
-Evet. Ben doğma büyüme Almanyalıyım. Bana Türkiye de kaç sene kaldın diye sorman lazım bence…
-Öyle mi?
-Evet, 8 senedir Türkiye'deyim. 2005'te geldim ben Türkiye'ye.
-2005'te Türkiye'ye gelmişsiniz ama bayağı bir dizi ve sinema filminde yer almışsınız….
-10'u aşkın projede yer aldım. İlk önece Almanya da bir sinema filminde oynadım. Founder, Arkadaşlar demek. Ardından Türkiye'ye gelince Kanal 7'ye yaptığım Kalp Gözü, Mezar Arasında ve Gülün Çilesi adlı diziler kamera oyunculuğum için çok önemli oldu. Ardından Güz Yangını, 29-30 ve Sağır Oda'da yer aldım. Sağır Oda dizisini çekerken, 'İlk Aşk' adlı sinema filminide yaptım. Sağır Oda bitince Derdest, Elveda Rumeli, Aşk ve Hayal, Zehirli Sarmaşık adlı dizilerde oynadım. Sonrasında Ayça Varlıer ve Serkan Kuru ile birilkte Taş Mektep adlı sinema filminde oynadım.  Daha sonra Mehmet Akif Ersoy'u canlandırdım. Osmanlı da Derin Devlet'te oynadıktan sonra şimdi de Gaffar Okkan'ı canlandırdım.
TERCİH DEĞİL, TAMAMEN TESADÜF
-Tarihi yapımlardan mı teklif geldi hep?
-Tesadüf oldu hep. Belki sevdiğim için tarihe bir yatkınlığım vardır. Tarihi kitapları okumayı ve araştırmayı severim. Tercihten değil sadece kalbime göre geldi.
-En özeli hangisi sizin için?
-Şimdiye kadar oynadığım karakterlerin hepsi özelde en özeli beni tanıtan Sağır Oda'da canlandırdığım 'Aras Dağlı karakteri, Aşk ve Hayal ile Mehmet Akif Ersoy ve Gaffar Okkan karakterleri çok özel çok müstesna. Tabi Gaffar Okkan ve Mehmet Akif Ersoy gerçek karakterler olduğu için çok daha özeller.
-Bu karakterler sinema filmi olmalı aslında değil mi?
-Kesinlikle Gaffar Okkan ve Mehmet Akif Ersoy daha derinlikli karakterler olduğu için sinema filmi mutlaka çekilmeli. 
-Taş Mektep'i izleyenlerin çoğu ağladı… Sizi de etkiledi mi?
-Etkiledi tabi ki ama çekimler biraz sıkıntılı geçti o kareyi almaya çalışana kadar. Altan Dönmez çok başarılı bir yönetmen şu anda Güneşi Beklerken'i çekiyor. O filmi çekmek için çok büyük fedakarlıklar yaptı. Güzel şeyler ülkemizde malesef zor oluyor.
-Tarihi karakterlerden kimlerin çekilmesini istersiniz?
-Bizim ülkemizde o kadar çok karakter var ki durmaksızın film çekilmesi gerek. Biz çelişkiler ülkesindeyiz ve sanatta çelişkiden doğar. Filmler, şarkılar yaşanan gelgitlerden, çelişkilerden doğar. Böyle bir ülkede yaşıyoruz ve bizim sinemamız niye bu halde?

SANAT GÜNEŞİNİN ALÇAK OLDUĞU YERDE CÜCELERİN GÖLGESİ BİLE BÜYÜK OLUR!
-Çok film çekiliyor ama kalite düşük …. Neden böyle ?
-Hep söylediğim bir söz var. Sanat güneşinin alçak olduğu yerde cücelerin gölgesi bile büyük olur! Dolayısıyla Sanat Güneşimizin biraz yükselmesi lazım. Birinci sınıf gelişmiş ülkelerde senaryo bir, iki senede yazılıyor. Ama o senariste para veriliyor, en ince ayrıntısına kadar hazırlıyor. Bizim ülkemizde haftalık dizi senaryosu yazılıyor… Sinema filmlerinin senaryosu bir, iki ayda yazılıyor. Dizileri geçtim, sinema da daha hassas olunmalı.

ŞAHAN'IN SANAT YAPIYORUM DİYE BİR DERDİ YOK!
-Recep İvedik 4 çok izlendi diye gittim ama yarısında çıktım ben… Siz nasıl buldunuz?
-Bende gittim izledim bildiğimiz Recep İvedik maceraları, o bildiğimiz skeç yapıyor güldürmek için. Şahan'ın ben öyle sanat yapıyorum diye bir derdi yok bunun bilinciyle gitmeliyiz! Şahan Gökbakar anladığımız o Nuri Bilge Ceylan filmi yapmıyor! Oraya pop corn'unu alacaksın, oturucaksın güleceksin. Bir saat hoş zaman geçireceksin. Beklentin böyle olunca fazla hayal kırıklığına uğramıyorsun. Bana gayet güzel geldi. Bir kameranın olması sinema olduğu anlamına gelmiyor. Şahan'ın da böyle düşündüğünü sanıyorum. Bir sinema filminin oluşması için başka faktrler var.

10 NUMARA YANSITMIŞLARDIR KESİN!
-Russell Crowe'un setinide takip ettim ben çok Hollywoodvari bir setti. Gerek Haydarpaşa Garı'nın yanında, gerekse Sultanahmet Camii'nin yanında Osmanlı'nın son dönemi, İstanbul'un 1915'te ki işgal dönemini birebir yansıtıyordu…
-10 numara yansıtmışlardır kesin. Adam bu filmi yaparken paradan kısmıyor, parayı akıttığı içinde oluyor!
MUTLUYUZ!
-Sema (Denker) hanımla mutlu bir evliliğiniz var, nasıl gidiyor herşey?
-Çok iyi gidiyor,  çoluk çocuğumuz var mutluyuz.  5 seneye doğru gidiyor evliliğimiz. Sema yaklaşık 22 senedir medya sektöründe, evlendiğimiz için medyayı bırakmadı, gazetede röportaj yaptığı kişiler dön dolaş aynı kişiler olunca tv sektörüne geçti. 30'a yakın ödülü var.  Ben ödülleri görünce 'Sen bunları satın mı aldın?' dedim, inanamamadım!
YUNUS EMRE 'AŞK'I ÇOK GÜZEL ANLATMIŞ
-Size göre aşk nedir?
-AŞK'ın tarifi tarifsizlik olsada 'aşk'ı Yunus Emre'nin dizeleriyle anlatmak istiyorum:
"Aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni
Ben yanarım dünü günü, bana seni gerek seni"
Bence Yunus bunu dizeleriyle çok güzel anlatmış. Tasavvufi aşk da çok önemlidir! Ayrıca insan aşık olduğu zaman gözü hiçibr şeyi görmüyor. Yanımda olsun, ona dokunayım diye dünüşüyor. Onun kokusunu hissetmek… Belki ben aşkı çok güzel anlatamayabilirim ama Yunus çok güzel anlatmış. Röportaj: Olcay Ünal SERT, Akşam


Editör: TE Bilisim