-Öncelikle klasik olacak ama tanımayanlar için biraz Erkan Kara'yı tanıyabilirmiyiz?
Doğma büyüme İstanbul’luyum. Eğitimimi İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinde tamamladım. Okul hayatım devam ederken 16-17 yaşlarında dönemin popüler olan gündüz matineleriyle bende kendi imkanlarımla etkinlikler yapmaya başladım. Daha sonra 18 yaşında Etiler’de ilk gece kulübümü açtım ve işletme hayatım böylelikle başlamış oldu. Başarılı geçen sezonların ardından birçok yeni mekan teklifleri gelmeye başladı. Arka arkaya mekanlara ciddi cirolar yaptırdım. 26 yıldır da eğlence sektörüne yön veren, proje üreten isimlerden biriyim. Ben sadece işletmeci değil, dünya trendlerini takip ederek eventler düzenliyorum. Sektöre bir çok ünlü kulüp, beach, restaurant, cafe vs. kazandırdım ve severek devam ediyorum.

-Erkan Kara denince akla hemen gece hayatı ve eğlence sektörü geliyor? Bu imaj nasıl oluştu?
Bahsettiğim gibi 18 yaşında ilk gece kulübümü açtım. Mesleğe gece hayatıyla başlayınca adım hep öyle duyuldu. Halbuki Bodrum’da 2 tane rekor kıran beach işlettim aynı zamanda ortağıydım. Kalamış’ta çok ünlü bir restoranın da ortaklığını ve işletmesini yaptım. Ama ağırlıklı gece hayatından keyif aldım. Gece hayatı farklı bir kültür. Hele kaliteli gece hayatı; güzel müzik, güzel mekan ve doğru eventle birleşince gelen misafirlerimiz sayesinde fısıltı gazetesi başlıyor. Böyle böyle eğlence sektörü algısı da oluşuyor. 
 

-Pandemi süreci gece hayatını nasıl etkiledi? Aldığınız tedbirler ve çözümler neler?
Herkes gibi biz de de tabiiki kötü etkilendik. Normalleşme sürecinde en geç açılan sektörlerden biri de eğlence sektörü oldu. Yaz aylarının gelmesi ve yasakların hafiflemesi ile biraz olsun rahatlasak da insanlarda ciddi korku devam ediyor. Yarı kapasite de olsa çalışabiliyor olmak sadece istihdam sağlayabilmek açısından pozitif bir durum. Bu yaz çok büyük karlar beklemiyoruz. Hizmet verebiliyor olmak şuan için önemli.

Sağlık Bakanlığı ve Turizm Bakanlığı'nın aldığı kararlara bağlı kalarak mekanlarımızda insan sağlığı için önlemleri titizlikle aldık. Mekanlarımız da uygulamalar girişte başlıyor ve içeride ki oturma düzenleri sosyal mesafeye uygun ölçülerde tutuluyor. Mekan içlerinde de servis personelinin hijyen kontrolü her gün düzenli yapılıyor, yiyecek içecek servislerinde temasın aza indirilmesi için QR kodla siparişler alınıyor, servisler tek kullanımlık materyallerle yapılıyor. Her alanda dezanfektan ve koruyucu maddeler bulunuyor. Ancak bu bahsettiklerimizin hepsi bu sektörün kültüründen maalesef tamamen uzak şeyler... Eğlence sektöründe iç içe olmak, insanların rahat bir şekilde eğlenip sinerji yaratması var. Bu kadar fazla uygulamanın olduğu ortamda insanların istedikleri havayı yakalaması imkansız, bu şekilde hizmet veriyor olsak bile virüs tamamen yok olmadan insanların rahat edebileceğini sanmıyor. O yüzden biraz önce bahsettiğim gibi bu sezon büyük karlar yerine istihdam fırsatı ve hizmet verebiliyor olmak önceliğimiz.

-Açılan yeni mekanlar genelde sizin işletmeciliğinde açılıyor ve hemen bir anda en gözde mekan haline geliyor. Bu işinizdeki başarı ivmesini gösteriyor? Peki bu işin sırrı nedir? 
Yeni nesil cebindeki parayı çok bilinçli harcıyor. Dünya trendlerini takip ediyor, dünyayı geziyor ve güzel müzik dinlemeyi seviyor. Benim onlarla ortak noktam aynı fikirde olmamız ve aynı şeylerden keyif almamız. 26 yıldır bu sektörde olup bu kadar trend takip eden bir işletmeci daha olduğunu sanmıyorum. Mekanlarda düzenlediğim doğru eventler, sosyal medyayı çok aktif kullanıyor olmam, onların merakla takip ettiği influcerlarla çalışmam ve  hizmet sektörünün tanıtımı için noter olarak gördüğüm medyayı doğru kullanıyor olmak bu işin sırrı.
-Aynı zamanda yardımseverliğiniz çok ön planda genellikle çok özel organizasyonlara ana sponsorluk yapıyorsunuz? Son yaptığınız projelerden bahsedelim mi?
Sosyal sorumluluk her vatandaşın görevi. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyadaki ihtiyaç sahiplerine yetişebilmek isterim. Bunun için para içinde yüzmenize gerek yok. Yolda bir hayvana su vermek bile gece sizi rahat uyutur. Bu yaz Ganj Türkbükü’nü işletiyorum. Gelir gelmez yaptığım ilk iş “Tohum Otizm Vakfı” farkındalık projesi oldu. Ganj’ın bütün duvarlarındaşuan otizm vakfının posterleri var. Her hafta bir vakıf veya STK ile çalışıyorum. Misal önümüzdeki hafta “kadına şiddet suçtur” posterlerini mekanımın duvarlarında göreceksiniz. 

Geçen yaz ve kış sezonunda da bir çok yardım organizasyonun ana sponsorluğunu yaptım. Çocuklar ve sokak hayvanları ile ilgili. Böyle organizasyonların içinde yer almak beni çok  mutlu ediyor. Bence herkes elinden geldiğince sosyal sorumluluk projelerine ağırlık vermeli. Bizim Ganj Türk bükünde yaptığımız bu çalışma dilerim diğer işletmelere örnek olur. Sadece mesleğiniz ile ilgili değil, insanlığınızla da örnek olmak ve öncü olmak önemli.

-Sizin sektördeki karşılaştığınız zorluklar nelerdir ve bunların nasıl üstesinden geliyorsunuz deyip? sektördeki avantajlar ve dezavantajlar neler kısaca bunlardan bahsetsek?
Hizmet sektörü genel olarak zordur. Herkesi memnun edebiliyor olmanıza imkan yok. Ama ben mükemmeliyetçi bir insanım. Mekanımda yüzü asık bir kişi görsem memnun edene kadar uğraşırım. Misafirlerimin çoğu benim arkadaşım olarak ayrılırlar mekanlarımdan. Bu kadar sosyal olma zorunluluğu çalışmayı sevmeyene göre dezavantaj olsa da benim için muhteşem bir avantaj. 
Sektörel zorluklara gelirsek alkol zamları, yüksek kiralar, döviz artışları ve turist azlığı şuan için bizi zorluyor. Ama yavaş yavaş toparlanacağımıza inanıyorum. 


-Yaz sezonunun yavaş yavaş sonlarına doğru geliyoruz. Bu yaz sizce nasıl geçti? Neler yaptınız? Bundan sonraki süreçtede yapacaklarınızdanda biraz bahsedelim mi?  
Normal seneler için sezon sonuna yaklaşıyoruz cümlesi doğru. Fakat bu sene geç açıldığı için ben bir müddet uzayacağını düşünüyorum. Eylül ortasını göreceğiz. İnsanlar tatile henüz doymadılar. Kimisi de daha sakin olacak diye Eylül ayını bekliyor. 2. Dalga durumunda İstanbul’da değil tatil yerlerinde bahçelerinde kısıtlamaları yaşamak istiyorlar. 

Ganj Türkbükü geçen sezon, ağırlıklı canlı müzik performansları ile ilerlemişti. Ben ve ekibimin gelişi ile harika DJ line up lar yaptık. Murat Tokuz, Furkan Çavuş, Oğuz Saral, Emre Şenol, Kubilay Aydın gibi iyi isimler Ganj’da DJ kabininde bu sezon. Ayrıca Türkbükü’nde ilk olarak teknelere özel sushi servisi başlattık. Değerli sushi şefi Yunus Sipahioğlu ile çalışıyoruz. Sezonun uzunluğu değil verimliliği önemliydi biz çok iyi bir sezon geçiriyoruz.

Erkan Kara

-Kış ayları ile ilgili projeleriniz varmı? varsa birazda onlardan bahsetsek?
Bodrum sezonunu kapatınca Kuruçeşme’de harika bir mekanla karşılayacağım misafirlerimi. Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Türkiye’nin ilk Drag Queen’ni ve sahne sanatının öncüsü Seyfi Dursunoğlu anısına “Huysuz” isimli bir mekan açıyoruz. Huysuz Virjin Türk eğlence dünyasında önemli bir devirdi. Biz eğlence sektörüne hizmet verenler olarak bu devrin kapanması yerine devam etmesini önemsiyoruz.
“Huysuz” isimli mekanın yanı sıra Bebek’te büyük bir “Sushi House” geliyor. Konsepti Türkiye’de bir ilk olacak. İçeriği sürpriz olsun 
 

-Erkan Kara bu kadar eğlence sektörünün ve gece hayatının içindeyken acaba kendisini nasıl deşarj ediyor? Normal zamanlarda neler yapıyor? Nasıl yerleri tercih ediyor? Nerelere gidiyor? 
Erkan Kara özel hayatında sakinliği ve sessizliği tercih ediyor. Su beni çok dinlendiriyor. Yaz aylarında kürek çekmeyi ve yüzmeyi çok seviyorum. Askerliğimi de dalgıç olarak yapmıştım. Sabahın erken saatlerinde kalkıp kimse yokken doğanın bana ait olduğu hissi beni çok rahatlatıyor. Ama asıl meditasyonum benim sokak hayvanları.
Arabamın bagajında kilolarca mama ile geziyorum. Yaz-kış belirli günlerim var o günler Polonezköy, Beykoz gibi şehir dışında yerlere doğru gidip yolda onları besliyorum ve vakit geçiriyorum. O karşılıksız sevgi ve ilgi beni medite ediyor. Bu kadar kalabalığın ve zorluğun içinde aslında tüm gayem doğru insan kalabilmekte.

Erkancığım sana bu güzel ve özel röportaj için çok teşekkür ediyorum başarılarının devamını diliyorum…

Saygılarımla.
Sağlıcakla Kalın ama Sevgisiz Kalmayın…
KIVANÇ TERZİOĞLU

Editör: TE Bilisim