Türk müziğinin efsanevi sanatçısı Neşe Karaböcek'in hayatı kitap oldu. Sanatçı, "İşte Benim Masalım" adlı otobiyografisinde müzik hayatından özel hayatına her konuya değindi.
Neşe Karaböcek (ortada), Gülden Karaböcek (sağ altta) ve Atilla Alpsakarya (sol üstte) aynı karede görülüyorlar.
Sanatçı, eski eşi Atilla Alpsakarya ile kardeşi Gülden Karaböcek'in olay yaratan evliliği hakkında merak edilenleri de kaleme aldı. Kitap 22 Nisan da Doğan Kitap'tan yayınlandı.
NEŞE KARABÖCEK: KARDEŞİMİ AFFETMEDİM
Neşe Karaböcek, hayatını anlattığı 'İşte Benim Masalım' adlı kitabın tanıtımında kızgınlıklarını ve yaşadığı acı kayıpları açıklıkla paylaştı. Kardeşi Gülden Karaböcek'i affetmediğini belirten sanatçı, vefat eden oğlu Hasan Ali Yener'i anlatırken gözyaşlarına hâkim olamadı.
Neşe Karaböcek, İstanbul Şişli de Marriott Hotel'de otelde düzenlenen basın toplantısında, 'İşte Benim Masalım' adlı kitabıyla ilgili olarak gazetecilerin sorularını yanıtladı. Doğan Kitap Yayın Direktörü Cem Erciyes ile birlikte kameraların karşısına geçen Karaböcek, kitabıyla ilgili soruları yanıtlarken gözyaşlarını tutamadı.
"USTURUPLU BİR ŞEKİLDE YAZMAYA ÇALIŞTIM"
Kitabında eski eşi Atilla Alpsakarya ile kardeşi Gülden Karaböcek’in olay yaratan ilişkisine de değinen sanatçı, bu konudaki sorular üzerine; "Evet, ona da değindim. Küçük bir şey, çok ayrıntılı anlatmadım. Onun da çocukları var, bizim de çocuklarımız, torunlarımız var. Hepsini düşünerek usturuplu bir şekilde yazmaya çalıştım" dedi. Şarkıcı, "Kardeşinizi affettiniz mi?" sorusuna ise net bir şekilde "Yok" yanıtını verdi.
"OĞLUMU KAYBETTİKTEN SONRA YAZMAYI BIRAKTIM"
Oğlu Hasan Ali Yeter’in vefatıyla büyük bir acı yaşayan Neşe Karaböcek; "Kitapta oğlunuz Hasan’a da yer verdiniz. Yazarken neler hissettiniz?" sorusuna ise "Ağlayarak yazdım" şeklinde cevap verdi. Karaböcek; "Bu kitabın aslında 5 yıl önce bitmesi gerekiyordu. Oğlum Hasan’ı kaybettikten sonra yazmayı bıraktım. Şimdilerde yeniden ele aldım ve bitirdim. İnşallah hayranlarım da hayatımı okur, sizler de okursunuz ve benim kim olduğumu anlarsınız" diye konuştu.
FİLM TEKLİFLERİ ALIYOR
Neşe Karaböcek, "Kitabın filme aktarılması söz konusu olur mu?" sorusuna ise, "Film için teklifler var, neden olmasın? İnşallah çekilir ve beyazperdeye taşınır" yanıtını verdi.
"DÜNYAM BAŞIMA YIKILDI"
Karaböcek, uzun yıllardır konuşulan olay ilişkiyi kitabında şu sözlerle anlattı:
"İlk eşim Atilla beni aldatıyordu. Kiminle mi? Kız kardeşim Gülden’le. Bu olayı tesadüfen öğrendim ve dünyam başıma yıkıldı. Evliyken evimizde yüzüme riyakârca baka baka yıllarca bana ihanet etmişler. Biri mutlu koca, diğeri masum kız kardeş rolünde. Öğrenir öğrenmez boşanmak için hemen mahkemeye başvurdum. Alper'imin velayetini istedim. Sözde eşim olacak Atilla boşanmamak için telaşla dostların yardımını istedi. Kararımdan asla dönmeyeceğimi kesin bir ifadeyle söyledim. Bir gün kapıma geldi, açmadım. Ağlayarak af diliyordu. Mahallemizin bekçisi sevgili Mehdi Bey geldi, onu tutup götürdü. Şu önemli ayrıntıya dikkat edin lütfen: Kapıyı açsaydım, barışsaydım, ne yapacaktı? Kız kardeşim Gülden'i ortada bırakacaktı. Skandal malzemesi bir kurban olarak. Vicdana bakın."
HEM KARDEŞİMLE ALDAT HEM DE SERVET İSTE
Karaböcek, eski eşinin boşanmak için kendisinden bir servet istediğini de açıkladı: “Oğlum Alper’imin velayetini bana vermesi için şartları vardı. Sahibi olduğum Elenor Plak şirketini, Mercedes arabamı, ayrıca artık onun olacak plak şirketi için iki longplay doldurmamı istiyordu. Bu ne utanmazlık, ne pişkinlik, ne haysiyetsizlikti. Hem beni kardeşim Gülden’le aldat hem de oğlunun velayetine karşılık servet iste. Benden kopardıklarıyla yeni hayatını refah içinde sürdürecekti. Her şeyi verdim ve oğlumun velayetini üzerime aldım. İstesem hayatını zindan eder, zina suçundan cezaevine attırabilirdim. O tarihte yasa böyleydi.” Neşe Karaböcek, o dönem ortaya atılan bir iddiaya da yanıt verdi: “Güya annemler Gülden’i sokağa atmış, Atilla Bey de himayesine almış. Böyle bir şey asla olmadı.”
İşte Benim Masalım, 22 Nisan 2025 de Doğan Kitap'tan yayınlandı.
Hayatım boyunca insan gücünü aşan ağır yükleri taşıdım. Meleği de gördüm, iblisi de…
3,5 yaşındayken Muhsin Ertuğrul’un kucağında başlayan sanat yolculuğum, sakin denizlerden okyanuslara taşıdı beni. Dost rüzgârlarla yelkenlerim dolarken, aniden bastıran fırtınalarla da boğuştum.
Yıllar boyu perde hiç kapanmadı benim için. Tiyatrolardan konser salonlarına, spot ışıklarının altında bir ömür geçti. Ama her ışığın ardında bir gölge vardır. Sahne önünde bir yıldız, sahne arkasında bir savaşçı oldum. Güller içinde açan papatyaların yanı başında, zehirli dikenlerle de tanıştım.
Anılarım, acısıyla tatlısıyla bir mozaik gibi…
Zihnimde bir araya getirdiğimde ortaya çıkan bu tablo görkemli, şaşırtıcı, bilgilendirici, heyecanlı ve sürükleyici oldu. Eğer bu hatıralar gerçekten anlatılmaya değer olmasaydı, bu kitabı asla yazmazdım. Bu hazineyi sizlerle paylaşmamak, kendime saklamak bencillik olurdu.
Ve işte bir kez daha karşınızdayım… Şimdi sırada hayatımın şarkısı var; en içten duygularla yazıldı, sizin için…
Neşe Karaböcek
