Tolgahan Vurgun'un nehir söyleşisinde bu güne kadar bilmediğimiz merak edilen birçok konuyu samimiyetle yanıtlanmış sanatçı. Bende keyifle okudum.
 
Yarım asırı aşkın sanat hayatında çok sevilen isimlerin başında gelmektedir Bedia Akatürk. Çocukluk yıllarımda plaklardan ve radyodan hatırlıyorum o karakteristik sesi en başta. Sonrasında Gülhane Parkı konserleri, halk konserleri dahil birçok kez izledim efsaneyi. Röportaj yapıp tanışma şerefine de nail oldum çok şükür.
 
 
Bedia Akartürk'ü şöhrete kavuşturan "Eşref" ve "Zühtü" türküleri çok meşhurdu.
 
Kitabı okuduğumda "Mühür Gözlüm" ve "Eşref" türküsü ile ilgili olarak gazinolarda Zeki Müren ve Bülent Ersoy'la repertuvar yarışları yaşandığını da öğreniyoruz. Gazino döneminde mâlum assolistin repertuvarına aldığı eseri alt kadrosunda ki sanatçılar okuyamazdı...
İşte o kriz nasıl aşılmış,Tolgahan Vurgun'un kaleminden Bedia Akartürk'ün anlatımıyla...
 
"Ekici Över'deydik. Çok geniş bir kadro ile gittik. Bülent Ersoy, Cem Karaca, Adile Naşit, Münir Özkul, Nil Burak, Seyyal Taner, Fatma Girik, Yalçın Gülhan, Ali Poyrazoğlu, Sevda Karaca. Kadronun assolisti yine okumak istediği eserleri kapısına asıyor. Gazinoya bir girdim, Bülent Ersoy listeye 'Eşref'i yazmış. Çok sinirlendim. Eşref benim ismimle yıkılıyor çünkü. Sahne müdürünü çağırdım. Anlattım durumu. Bir müddet sonra döndü. "Tamam, siz okuyabilirsiniz. Bülent Ersoy kabul etti, kendi listesinden çıkarttı türküyü" dedi. Başkası olsa kabul eder miydi bilmiyorum, ama beni kırmamış Bülentciğim. Ender isimler vardır benim kadrosunda olmak istediğim, sesini çok takdir ettiğim. Bülent de onlardan biridir."
 
Zeki Müren'in 'Mühür Gözlüm'ü listeye yazdığının hatırlatılması üzerine Bedia Akartürk şöyle yanıt veriyor...
 
"Nasıl denir? O Zeki Müren. Benden yaşça ve hiyerarşi olarak üstün. Bülent benden küçüktür. Bir de ben o dönem Bedia Akartürk'üm yani. Ünlü assolistlerin ille de çalışmak istediği bir ismim. Ona söyledim, sağ olsun canım Bülent kırmadı beni..."
Kitabı okurken Bedia Akartürk'ün ne kadar titiz olduğunu, bebek koleksiyonundan kendisi için özel olarak oluşturulan müzeye ve de çok özel anılarının yanında özel fotoğraf arşivine de yer verilmiş. Fotoğrafları ilgiyle inceledim. Çok güzel kareler var. Anneannesi ve Dedesi ile ilgili detaylarda var kitapta. Hissettiği birçok şey de sanatçıya malum oluyor ve de çıkıyor.. Bu konularda ilgimi çekti. Kitabı almak isteyenlere sürpriz kalması için bu konularda çok fazla detay vermek istemiyorum, alın ve okuyun mutlaka.

Yıldıray Çınar, Şener Şen, Bedia Akartürk, Serpil Örümcer (Londra, 1984)

Londra turnesi'nde büyük şok!
Kitapta 1984 yılında yaşanan olaylı Londra turnesi de var, o da büyük ilgimi çekti. Kadroda Bedia Akatürk ile birlikte kimler yok ki... 
O konuya da şöyle değiniyor Bedia Akartürk; "1980'lerde Organizatör Ali Şakar, Londra'ya bir turne düzenledi. Kadroda ben varım, Şener Şen, Serpil Örümcer ve Yıldıray Çınar var. Fotoğraflar çekildi, çok az bir miktar avans verdi oranizatör, ama prosedüre uymayacak bir rakam. Sözüne güvendik, yola çıktık. Londra'ya gittik gördük ki, ne afiş ne tanıtım var. Nitekim ilk gece hepimiz sahneye çıktık, çok az sayıda seyirci vardı. Organizatör ilk gecenin yevmiyesini vermedi hiçbirimize..."
Akartürk, o konserde zarar ettiklerini, otel masraflarının bile kendilerine kaldığını, olayların basına yanlış aksettirildiğini detaylıca anlatmış kitapta. Bu konuların da ilginizi çekeceğinize eminim.
Akartürk'ün nereli olduğu başına iş açmış.
 
Bedia Akartürk'ü halk çok sevdiği için herkes kendi şehrinde doğduğunu iddia etmiş. Konyalı, Aydınlı, Bolulu diyenler olsa da sanatçı İzmir'de doğmuş ve Ödemişliyim diye anlatıyor bu durumu. Tabi köklerini anlatmayı da ihmal etmiyor, bu esnada başına gelen ilginç olaylar da var bunları da yeğeni Tolgahan Vurgun'a detaylıca anlatmış Usta.

Bedia Akartürk 70'li yıllarda bebek koleksiyonu ile.

 
Usta'nın en'leri!
Kitapta Bedia Akatürk'ün sevdiği ve korktuğu 'en'ler de var. En sevdiği şehir, en sevdiği ülke, en sevdiği türkü, en sevdiği yöre, en unutulmaz konserleri, en sevdiği çiçek, en büyük korkusu, en üzüldüğü durum hepsi bu kitapta mevcut. Akartürk'ün sanatçı dostları da ustayı anlatmış... Kapak fotoğrafı Safa Gülsoy'a ait. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.
 
Bedia Akatürk gibi efsane bir ismin biyografisini hazırlayan Tolgahan Vurgun'u da tebrik ediyorum. Başarılı bir çalışmaya imza atmış. Yüreğimizde derin izler bırakan o duygulu ses Bedia Akartürk'e ömrü boyunca güzellikler dilerim. İyi ki varsın Usta.
 
OLCAY ÜNAL SERT
 
18 Şubat 2020

Editör: TE Bilisim