Dış basının gözüyle Afganistan, Suriye ve Çin

'Normal bir adamdı'

İngiliz pazar gazetelerinden Observer, Afganistan'da 16 sivili silahıyla tarayarak öldürmekle suçlanan Amerikalı asker Robert Bales'in memleketi Washington eyaletindeki komşularının şok içinde ''O, normal bir adamdı.'' dediklerini aktarıyor.

Observer'in ifadesiyle 38 yaşındaki Robert Bales, ABD'nin Afganistan politikasını en ciddi kriz dönemlerinden birinin içine soktu.

Observer, komşularının çizdiği Robert Bales portresi ile Afganistan'da sivilleri katleden Amerikalı askerin aynı kişi olduğunu kabul etmekte zorlanıldığını bildiriyor.

Olay ardından Afgan yetkililerin Afganistan'da yargılanmasını istemesine karşın ABD'ye götürülen Robert Bales'in avukatı, ''cinnet geçirdiği'' öne sürülen askerin Afganistan'a isteksiz gittiğini ve bu ülkeye konuşlanmadan önce Irak'ta da üç dönem askerlik yapmış olduğunu söyledi.

Avukat, Robert Bales'in katliamdan bir gün önce yanıbaşındaki arkadaşının bacağının koptuğuna tanık olduğunu belirtti.

Artan vakalar
Geçen pazar günü meydana gelen olay Afganistan'daki ABD güçlerini zor durumda bıraktı.
Taliban, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 16 Afganın ölümü ardından barış görüşmelerini askıya alırken, Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ABD askerlerinin kırsal alanlardan çekilmesini ve bu alanlarda sorumluluğu Afgan güvenlik güçlerinin devralmasına izin vermesini talep etti.

Observer, ABD'nin 10 yıldır Irak ve Afganistan'da süregiden savaşlarında yer almış askerler arasında intihar ve travma sonrası stres bozukluğu vakalarının ''salgın halinde'' artış göstermesinin kaygı uyandırdığını bildiriyor.

Gazete, geçen hafta yaşanan bir başka olayda, Irak'tan dönmüş olan bir Amerikalı askerin 11 yaşındaki kız kardeşini ve annesini öldürdükten intihar ettiğini yazıyor.

Saldırıların ardında kim var?

Observer, Suriye'nin başkenti Şam'da patlayıcı yüklü otomobillere Esad hükümetinin güvenlik ve istihbarat binalarını hedefleyen saldırılar hakkında, ''Hükümet, ayaklanmanın ardındaki 'teröristlerin' sorumlu olduğunu söylüyor. Fakat saldırılarla hiçbir bağları olmadığını söyleyen isyancılar ise, patlamaların Esad'a bağlı birimlerin bir komplosu olduğunu belirtiyor.'' diyor.

Observer, saldırılarla aynı gün diplomatik kaynaklara dayandırılan haberlerde Suudi Arabistan'ın Suriyeli isyancıları silahlandırmaya hazırlandığı iddiasının gündeme düştüğünü bildiriyor.

Gazete, Suudi hablerinin bundan daha önce isyancılara Libya'dan silah gönderildiği yönündeki duyumları izlediğini yazıyor.

Sunday Telegraph, 27 kişinin ölümüne yol açan saldırıların ''Esad rejimini kalbinden vurduğunu'' bildiriyor.
Saldırılarda havacılık istihbarat kurumu ile polise ait binalar hedef alınırken, Suriye devlet televizyonu kavrulmuş cesetlerin, yanmış otomobillerin, sokaklardaki kan izlerinin ve hastanede tedavi altına alınan insanların görüntülerini yayınladı.

Esad, kendinden emin
Sunday Telegraph, Suriye'de tırmanan ölü sayısına karşın Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın kendinden emin durduğunu ve Arap Baharı'nın devirdiği diğer liderlerin aksine ülkesinde yeniden kontrol sağlayacağına inançlı olduğu imajını çizdiğini yazıyor.

Gazeteye konuşan Suriye konusunda uzman akademisyen, Oklahoma Üniversitesi öğretim görevlisi Joshua Landis, ''Suriye'deki rejim karşıtları Şam'da bir Tahrir Meydanı'na tanık olunmayacağını idrak etmeye başladı. Esad'a karşı uzun bir savaş vermeleri gerekiyor.'' diyor.

Landis, Sunday Telegraph'ın satırlarında, Suriyeli isyancıların vur-kaç yöntemleri ve gerilla taktiklerine başvurmak zorunda kalacağını ve mücadelelerinin giderek daha dini, daha İslamcı bir nitelik kazanacağını tahmin ediyor.

Kaddafi'nin 'Kasabı'
Gene Sunday Telegraph'ta yer alan bir başka haberde ise, ''Kaddafi'nin 'Kasabı' yakalandı'' deniyor.
Gazete, Libya'nın eski istihbarat başkanı Abdullah el-Senussi'nin Moritanya'da yakalanması ile birlikte, eski Libya rejiminin halen firarda olan en büyük isimlerinden birinin ele geçirilmiş olduğunu bildiriyor.
Sunday Telegraph, aynı zamanda Albay Kaddafi'nin bacanağı olan ve insanlığa karşı suçlarla itham edilen Senussi'yi yargılamak için hem Fransa'nın hem de Libya'daki yeni hükümetin Moritanyalı yetkililerle iadesi için temasa geçtiğini yazıyor.

Çin'de iktidar kavgası

Sunday Times ise, Çin'deki ''iktidar kavgasına'' işaret ediyor. Gazetenin deyimiyle, ''demir yumruk'' sıfatlı Bo Şilay'ın saf dışı bırakılması Komünist Parti'nin üst kademelerindeki iktidar çekişmesini gözler önüne serdi.
Sunday Times, Bo'nun görevden alınmasının, Komünist Parti'nin ''sol kanadına'' darbe indirdiği kanısında. Çin'in en önde gelen siyasetçilerinden olan Bo Şilay, Komünist Parti'nin Çonging sorumlusu iken geçen hafta ani bir kararla bu görevden alındığı duyuruldu.

62 yaşındaki Bo'nun Ekim ayında Çin yönetiminde yapılacak görev değişiminde üst görevlere aday olması bekleniyordu.

Ancak, Bo'ya bağlı bir eski emniyet müdürünün Amerika Birleşik Devletleri Konsolosluğu'nda bir gün geçirdiğinin ortaya çıkması üzerine, Çinli siyasetçinin kariyerinin büyük darbe alacağı söylentileri yayılmıştı.
Sunday Times, babası eski bir devrim kahramanı olan Bo'nun Çonging kentini ''demir bir yumrukla ve Maocu politikaların izinde'' yönetmesiyle nam saldığına dikkat çekiyor.

Çin'de 10 yılda bir yaşanan yönetim değişikliğinin bu yılın Ekim ayında başlaması bekleniyor. (BBC Türkçe)
Editör: TE Bilisim