Sinema, dizi ve tiyatroyu aynı anda başarı ile götüren güzel oyuncu Başak Parlak Quality of Magazine dergisine samimi açıklamalar yaptı. ‘Şevkat Yerimdar 2’ sinema filmi ile sevenleriyle yine buluşan güzel oyuncu  ile yeni dizisi ‘Kış Güneşi’nden, tiyatro oyunu ‘Siz Tek Ben Hepiniz’e, oyunculuk serüveninden özel hayatına geniş bir yelpazede konuştuk.

 
Röportaj: Olcay Ünal Sert / Fotoğraflar: Şahin Tuhan
Styling: Zeynep Öcal
Makyaj: Serhat Şen
Saç: Sezgin Mılık
Mekan: Radisson Blu Hotel, İstanbul, Şişli 

Fotoğraflar: Şahin Tuhan 
 
-‘Şevkat Yerimdar 2’ de nasıl bir rolü canlandırıyorsunuz?
‘Şevkat Yerimdar 2'de Pelin'i canlandırıyorum. Pelin aslında ilk filmde Şevkat'e aşık olduğundan bu yana bir hayli değişti. İlk filmde zengin bir ailenin tek çocuğu, kendisi dışında hiçbir şeyden haberi olmayan sosyetik ikoncan Pelin bu filmde kabuğundan çıkıp daha çok hayata karıştı. Şevkat onun dünyasını genişletti, hayata bakış açısını değiştirdi. 
 

İLK FİLMDEN DAHA KOMİK

-İlk filmden daha komik oldu diyebilir miyiz? Sinema filminin genel olarak konusu nasıl?
Bence ilk filmden daha komik oldu. Bu kez hikaye Ankara'da geçiyor. Şevkat ve Pelin evlenmeye karar veriyorlar. Şevkat, Ankara'ya babasından kalma evi satmak için gidiyor. Fakat orada kendini bir anda başka meselelerin ortasında buluyor. Şevkat dönemeyince Pelin de onun yanına Ankara'ya gidiyor. Kahramanlarımız kendilerini bir dizi garip ve komik olayların içinde buluyorlar.
 

ÖZGÜRCAN İLE ÇALIŞMAK ÇOK KEYİFLİ

 
-Özgürcan Çevik ile birlikte iyi bir ikili oldunuz? Filmin yine devamı gelir mi?
Özgürcan'la çalışmak çok keyifli. Tabii ki biz de Şevkat Yerimdar'ın maceralarına devam etmeyi isteriz; bizim için çok keyifli. İzleyicilerin de ilgisi oldukça yoğun. Merakla ve heyecanla beklediklerini söylüyorlar. Aynı ilgi ve merak devam ederse devamı da gelebilir tabii neden olmasın…
-Sette aranızda ki uyum önemli olmalı… Normalde de çok komik birisi midir Özgürcan Çevik, sette çekimlerde sizi de güldürdü mü çok?
Özgürcan çok iyi bir oyuncu olmasının yanı sıra  hem sette hem de setin dışında çok eğlenceli biri.  Öyle ki bazı sahneleri çekerken içimdeki gülme isteğini bastırmak benim için çok zordu. Çok keyifli bir çekim süreciydi. Zaten böyle güzel bir sinerji olunca onun enerjisi filme ve seyirciye de yansıyor. Seyirci o samimiyeti ve sıcaklığı hemen alıyor, hikayeyi ve karakterleri içselleştiriyor.
 
TRAKYALIYIM BEN, BİZİM OLAYIMIZ 9/8’LİK
 
-Ankara havası ile aranız nasıl? Ankara’nın Bağları çalsa hemen kolları kaldırıp oynayanlardan mısınız?
İtiraf etmeliyim ki bir Trakyalı olarak aramın pek iyi olduğunu söyleyemem… Biz Trakyalıların esas olayı 9/8'lik. Ama tabi ki Ankara'nın Bağları o kadar hayatımızın içine içlemiş ki duyunca diğer herkes gibi ben de neşeleniyorum. Doğal olarak Ankara havasına sokuyor insanı…
-Çekimlerde ilginç bir anınız oldu mu? Varsa bizimle paylaşırsanız seviniriz…
Ankara'da çekim yapmak hem çok değişik hem de çok keyifliydi. Ankara halkının ilgisi çok içten ve güzeldi. Sağ olsunlar bizi çok iyi ağırladılar, ne zaman bir şeye ihtiyacımız olsa anında yardımımıza koştular. İnsanlar çok sıcaktı ama hava çok soğuktu. Gerçekten çok soğuktu... Ben artık en son 23 Nisan'da kar yağmaya başlayınca isyan ettiğimi hatırlıyorum. 
 
'KIŞ GÜNEŞİ' SEVEREK YER ALMAYI TERCİH ETTİĞİM BİR PROJE
 
-Şubat ayında yapımcılığını Endomol Shine’ın yaptığı ‘Kış Güneşi’ adlı dizide başrolleri Şükrü Özyıldız, Aslı Enver ve Şenay Gürler ile paylaşıyorsunuz. Nasıl bir rolü canlandırıyorsunuz? Set ortamından biraz bahseder misiniz?
Evet şu sıralar çok yeni bir heyecan içindeyim. ‘Kış Güneşi’ benim çok severek yer almayı tercih ettiğim bir proje. Öncelikle hikayesi diğer dizilerden oldukça farklı;  yeni bir soluk bence. ‘Kış Güneşi’nde Seda karakterini oynuyorum. Büyük ihtimalle seyircinin dizide en sevmediği karakterlerden biri olacak. Seda, çok başarılı bir moda tasarımcısı. Bulunduğu yere tırnaklarıyla gelmiş, güçlü, çok hırslı ve tutkulu bir kadın. Öyle ki aşık olduğu adamla da beraber olabilmek için her türlü engeli aşıyor ve büyük riskleri göze alabiliyor. Benim için ilham verici bir karakter oldu. Set ortamımız da oldukça keyifli ve huzurlu. Herkes müthiş bir enerji ve özveri ile çalışıyor.
ŞÖHRET HAYATIMDA HİÇBİR ŞEYİ DEĞİŞTİRMEDİ

-Şükrü Özyıldız ve siz son dönemin parlayan yıldızlarındansınız. Şöhret hayatınızda neleri değiştirdi?
Şöhret benim hayatımda hiçbir şeyi değiştirmedi. Özümde halen aynı Başak’ım. Özel hayatımı önceden de olduğu gibi kendi halimde yaşamayı seviyorum. Hep yakınımda az ama her zaman ve her konuda güvenebileceğim kişiler olmasını tercih ettim. Hâlâ da öyle yapıyorum. Ama tabi hiç tanımadığınız insanların sizi sevmesi, karşılık beklemeden her zaman iyi dileklerini göndermesi, sizin oynadığınız projeleri izlemek istemesi müthiş bir duygu. Bundan çok keyif alıyorum. Bu ilgi ve sevgi kariyerimde bana daha da güç veriyor.
 
YAPTIĞIMIZ İŞE GÜVENİYORUM
 
-Set ortamı nasıl? Yeni diziniz ile iddialı mısınız?
Set ortamı çok eğlenceli. Aslı'yla da Şükrü'yle de çalışmak çok keyifli. Yönetmenimiz Murat Onbul'un çok güzel bir enerjisi var, bu da tüm ekibe yansıyor. Zamanımızın büyük bir bölümünü sette geçirdiğimiz için, set ortamının huzurlu ve keyifli olması bizler için en büyük motivasyon kaynağı. Bu güzel sinerji ile ortaya çıkarttığımız işe güveniyorum, ama maalesef günümüzde sektörel dinamikler o kadar çabuk değişkenlik gösteriyor ki iddialı olmak çok zor. Dizilerin izlenme oranlarını belirleyen çok fazla faktör var. Bunların hepsi yolunda giderse izleyicinin ‘Kış Güneşi'ni seveceğini düşünüyorum.
 
ÇOK SAYIDA DİZİ ÇEKİLMESİ AVANTAJ GÖRÜNMÜYOR
 
-Çok sayıda dizi çekilmesi sektör için avantaj diyebilir miyiz?
Bana çok avantaj gibi görünmüyor. Bir dizinin ön hazırlığı, bir ekibin bir araya getirilmesi, projenin ortaya çıkarılması göründüğünden çok daha ciddi ve uzun bir süreç;  çok fazla emek, zaman  ve para harcanıyor. Oysa bu kadar emeğin karşılığında dizilere çok az zaman ve şans tanınıyor. Daha bir sezonu bile tamamlayamadan bitmesine karar verilen pek çok proje oluyor ve hemen hemen hepsinin alternatifi de bulunuyor.
 
Başak Parlak, Olcay Ünal Sert'in sorularını yanıtladı.
 
SİNEMA, DİZİ VE TİYATRO’YU AYNI ANDA YAPMAYI TERCİH ETTİM
 
-Dizi ve sinemanın yanı sıra ‘Siz Tek Ben Hepiniz’ adlı tiyatro oyununda da rol alıyorsunuz. Burada ki rolünüz nasıl? Dizi, sinema ve tiyatroyu aynı anda götürmek zor olmuyor mu? Önceliğiniz hangisidir, neden?
‘Siz Tek Ben Hepiniz'i Cihangir Tatavla Sahne'de oynuyoruz. Bu ikinci sezonumuz. Tabii ki dizi, sinema filmi ve tiyatro oyunu aynı anda zor oluyor. Çok yorulabiliyorum ama bu benim özellikle tercih ettiğim bir tempo; kariyerime bu kadar konsantre olmayı seviyorum. Türkiye'de yaptığı işi seven ve keyifle yapan çok fazla insan yok bence. O yüzden hiç şikayet etmiyorum. Yaptığınız iş sizi mutlu edince yorgunluğunuz bile keyifli oluyor. Oyunu Şaft Tiyatro bünyesinde Giray Altınok yazdı ve yönetti. Bu sezon da oynamaya devam ediyor olacağız. Aslında birbirinden farklı gibi gözükse de, bir oyuncu olarak yaptığım iş hep aynı. Bir karakter yaratıp onun yaşaması için uğraşıyorum. Ama kamera önünde olmak ile sahnede olmak birbirinden çok farklı. Sahnede hata yapma şansınız yok, tekrar oynama şansınız yok ama seyirciden tepkiyi o anda alıyor olmak şahane bir duygu. Dizi ise bambaşka bir macera… Oynadığınız karakterin bir sonraki bölümde neler yaşayacağını bilmiyorsunuz, seyirci kadar biz de bir sonraki bölümü heyecanla bekliyor oluyoruz. Her biri oyunculuğumun farklı bir yönünü besliyor ve beni bütünlüyor. Hepsini bir arada yapabildiğim için de bir oyuncu olarak kendimi çok şanslı görüyorum.
SAĞLIKLI BESLENİYORUM, SPOR YAPIYORUM

-Başak Parlak gündelik hayatında nasıl birisidir?
Bu yoğun çalışma temposu içinde boş zaman konusunda sıkıntı yaşayabiliyorum. Çalışma saatleri çok düzensiz ve uzun olan bir iş yapıyorum. Genellikle önceliğim olan ailemle ve arkadaşlarımla zaman geçirmeye çalışıyorum. Bana kalan özel zamanı da mümkün olduğunca evimde daha huzurlu ve sakin geçirmeye gayret ediyorum. Sağlıklı besleniyorum, spor yapıyorum. 
 
KENDİMİ ŞANSLI HİSSEDİYORUM

-TNK grubunun yakışıklı solisti ile aşk yaşadığınız magazin basınında yer aldı. Ufukta evlilik gözüküyor mu? Özel hayatınız nasıl gidiyor?
Caner hayatımda olduğu için kendimi şanslı hissediyorum. Çok zeki ve çok yetenekli bir insan. Hayata başka bir pencereden bakmamı sağladı; ondan bir sürü şey öğreniyorum, birbirimizi ruhen beslediğimiz bir ilişkimiz var. Evlilik henüz gelecek planlarımızda yok… Bu üzerinde düşünülmesi gereken bir karar ve henüz bizim için çok erken olduğuna inanıyoruz. Şu anda daha çok işlerimize yoğunlaşmış durumdayız. Birbirimize ayırabildiğimiz zamanların tadını çıkartmaya çalışıyoruz.

(Kaynak: Olcay Ünal Sert / Quality Of Magazine, Şubat 2016)
Editör: TE Bilisim