Hakan Ural: Dünyada üç, dört tane yanardağ var bir de ben varım

Bu aralar verdiğiniz röportajlarda en çok Sibel Can’dan olan oğlunuz Engincan’ın tarzıyla alakalı çıkan haberler ve yapılan yakıştırmalar yüzünden çok dolu olduğunuz dikkat çekiyor…
Tabii biz neredeyse dizi çekiyor gibiyiz, onuncu bölümü gibi (gülüyor)...

Geçtiğimiz günlerde ‘İnsanlar uçmuş’ diye bir açıklamanız oldu. Neden? 
Allah kabul ederse bizim tasavvufçu hocalarımız var, ben artık beni falan geçtim. Belli yaşı geçtik, farkındalıklarımız var, evden çıkmıyoruz, spor yapıyoruz, duymuyoruz, görmüyoruz falan… Fakat milyonlarca genç var, bunlar bu temel değersizliklerle nasıl hayatlarını idame ettirecekler? Ayıp diye bir şey var değil mi? Ama bunun ne olduğunu bilmiyoruz şu an. Niye? Tarif edilemiyor; ayıp yok ki! Çünkü her şey normal geliyor, düşünebiliyor musun?  

Oğlunuz Engincan’la  bu konuları konuştunuz mu hiç?
Oğluyla konuşmayan insan var mıdır bu dünyada? Bu konuşulacak bir şey değil. Bizim değerlerimiz var. Biz insanların algıladığı gibi bir insan değiliz.

Niye bu kadar üstüne gidiliyor Engincan’ın?
Senin annen Sibel Can, baban Hakan Ural olursa gündemde bir adam olursun, bu da böyle bir şey. Toplumların içini boşaltırsan, ‘ondan bana ne’, ‘bundan bana ne’, ‘bana ne Hakan Ural öyle demişse, o da demesin!’ dersen, öyle bir toplum olmaz zaten. Sen sahip çıkacaksın, ben sahip çıkacağım. Onunla ilgili çamur atacaklar ben ‘ayıp değil mi?’ diyeceğim, sen ‘peki eleştir ama şurada dur!’ diyeceksin. Eskiden kendimizden büyük olanlar mahallede yanlışımızı gördüğünde kulağımızı bükerdi, annem değil, babam değil… 

Bir televizyon programında ‘Daha da üstümüze gelirlerse ağır sıkıntı veririm’ açıklamanız olmuş… 
Ben izlemiyorum televizyonları. Hayatı öyle yaşamıyorum. Ben düz yaşıyorum, eşim var, dostum var, çocuklarım var, evim barkım var, iş randevum var. Sonra bebeğimi sevmeye gideceğim, spordan çıktım… Magazin medyasının geçmişi 30 yıldır. Bizden büyük bu işe bedel ödemiş insan yok. Bizden çok bu ülkede malzeme olmuş adam yok. Yok, yok.  Bunun adı da tecrübe.  Dünyada üç, dört tane yanardağ var bir de ben varım (gülüyor)! Onlar 50 yıldır patlamıyor, her sene bizi bir patlatıyorlar. Bu toplum meselesi, ahlâk problemi var bizde!  Bizde kadına laf edilmez, öyle büyüdük biz. Şimdi dünyada kadınlar en çok Türkiye’de dayak yiyor.

Şiddetin yanı sıra kadın ölümleri de her yıl giderek artıyor…
İstatistikten bahsediyorum. Bunlar fikir, düşünce değil. Birer bilgi. Anneler kutsaldır, kadın kutsaldır, bizim ülke olarak takdirimiz bile küfürle, ‘Vay bilmem ne yaptığımın herifi ne okudu be!’ Artık bu yaşananları görünce şaşırmıyorum. ‘Allahım ben ekmeğimde, işimizde, çoluğumuzla çocuğumuzla’ diyorum. 

Babanız Selçuk Ural da son gelişmeler üzerine ‘Ben konuşursam olay olur’ dedi.
Amaan, benim bir tane de dedemin dedesi var, o da konuşursa yer yerinden oynar. Onun da bir amca çocuğu var o da konuşmaya başladı mı 7.2’yle konuşuyor. Hepimizin bir hayatı var, bir dünyamız var. Bunu değersizleştirirsek bir gün eğer o sistem hepimizi yutacak.  Temel ahlak çöküşü evlerin içlerinden başlar, toplum psikolojisidir bu. Siyaset yapandan sanatçısına kadar asgari müştereği biz yok edersek biz de yok oluruz. Her şeyin başı saygı!

Yeni projeleriniz var mı önümüzdeki sezonda?
Behzat Gerçeker ile birlikte ortak bir proje üzerine görüşüyoruz.  Çok yakında yeni  bir televizyon programı olabilir. Eş, dost, ahbap, sanatçı dostlarımızı ağırlamayı düşündüğümüz bir programın yanı sıra ayrıca bir yarışma programı da olabilir. Yıllarca başka programlara konuk olduk. Şimdi de biz konuk alacağız, sıcak samimi bir şeyler yapacağız. 5 konuk şimdiden hazırladık. Bülent (Ersoy) hanımı da çok konuk almak isteriz. 30 yıllık sanat hayatımda, kimseye yanlışımız olmadı, az buz zaman değil. Bizim belli bir duruşumuz var, ‘hayır’ diyen de olmadı.  

Bülent Ersoy ani çıkışları olan zor bir insan olsa da sevilen biridir halk tarafından da yıllardır…
Çok şekerdir Bülent sağ olsun. Bunlar memleketin değeri. İnsanları, sanatçıları negatif yönleriyle eleştirelim de eleştirirken de saygı duyalım. Hülya Hanım da bizim, Sibel de bizim, Bülent de bizim, Orhan ağabey de bizim, Ferdi Tayfur da bizim. Yunan’ın İtalyan’ın İspanyol’un değil ki, bak onlar nasıl sahip çıkıyor sanatçılarına. Onları beslemek, yüceltmek lazım…

Dizilerde rol almak hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizi ekranlarda görebilecek miyiz?
Dizi teklifleri var, görüşmeleri sürüyor şu an. Senaryoyu beğenirsem projenin içinde yer alırım.