Dünyaca ünlü sanatçı Selda Bağcan Posta gazetesinden Oya Çınar'a konuştu...

Hayatı kitap olsa zevkle okunur, film olsa zevkle izlenir… Çok renkli bir yolculuk onunki. O yolculukta defalarca şarkı sözlerinden yargılanmak, hapse girmek de var; tüm dünyaca alkışlanan başarılar da… Selda Bağcan son dönemde ‘Hayat’ adlı esere izinsiz klip çekmesi haberiyle gündemde. Hem bu konuyu hem de müziği ve hayatı konuştuk.

Nasılsınız? Nihayet yasaklar bitti. Nasıl hissediyorsunuz?

İyi hissediyorum. Bir yıldır Bodrum’dayız, İstanbul’a hiç gitmedik. Bu evi 30 yıl önce almıştım ama ilk defa bu kadar uzun kaldık. Temmuz konserlerini sırf denize girmek için kabul etmedim. Ama kaçış yok, Ağustos’ta başlıyoruz.  

Bu kadar zaman sonra sahneye çıkacak olmak ne hissettiriyor?

Açıkçası tekrar aynı tempoya girmekten biraz korkuyorum. Çünkü pandemiden önceki tempomuz korkunçtu. Ama yapacak bir şey yok. Başlayınca açılırım.

BENİM BİLİNİRLİĞİM YÜZDE 67 ÇIKIYOR, DİĞERLERİ DAHA AŞAĞIDA

Zaman zaman sosyal medyadan konser görüntülerinizi paylaşıyorsunuz. Geçen gün birine denk geldim. İzlerken “Tarkan mı, Selda Bağcan mı?” dedim. Öyle bir izdiham ve coşku vardı görüntülerde…

Vallahi bu doğru ama yılların birikimiyle olan bir şey tabii. Geride bir 50 sene var. Düştük kalktık fakat yıkılmadık ayaktayız. (Gülüyor)

Sizce hanginiz daha büyük starsınız? Tarkan mı, siz mi?

Şimdi bak; benim şarkılarımın modası hiç geçmiyor. Şarkıları tüm dünyada bilinen, en çok dinlenen bir ben varım. Amerikalı bir şirketle de anlaştık. Çünkü şarkılarım sürekli dijitalden indiriliyor. Özetle bütün dünyada şarkıları bilinen bir tek ben oldum. Her yerde, her ülkede varım. Ama Tarkan’ı çok sempatik buluyorum ve çok beğeniyorum.

Müziğinizin yurt dışında bu kadar ilgi görmesini neye bağlıyorsunuz?

Anonim türküleri modernize edip rock tarzında söyleyince tüm dünya şok oldu. Daha öncesi de var ama dünyaya yayılması 2010’dan itibaren gelişen bir durum. Bir de ben YouTube üzerinden yapılan anketlere bakıyorum; benim bilinirliğim yüzde 67 çıkıyor. Ötekiler daha aşağıda.

Peki ne oldu da bir anda tüm dünyanın dikkatini çektiniz? Belirli bir olay üzerine mi gelişti, hatırlıyor musunuz?

Ah hatırlamaz mıyım! 2006’da yurt dışında rock albümüm yayınlandı 2008 yılında, The New York Times Dergisi’nde adım ‘Efsane Kadın Şarkıcılar’ listesinde çıkınca başladı her şey. Bana ilk haber veren de 50 yıllık dostum Seyyal Taner. Sevinçten ağlayarak söyledi. Birbirimize sarılarak ağlaştık.

TELİF HAKKI ÖDENMEYEN ESER ZATEN YAYIN İZNİ ALAMAZ, MAHKEMELİK OLDUĞUMUZ HALDE ONA PARA KAZANDIRDIM

Geçtiğimiz günlerde tatsız bir durum yaşadınız. “Selda Bağcan’a telif cezası verildi” diye haberler çıktı. Konunun aslı nedir?

Şöyle anlatayım; bu eser sahibi olan kişi, 'Hayat' adlı eserine izinsiz klip çektiğim ve şarkının adını değiştirdiğim iddiasıyla dava açtı. Telif ödenmemesi diye bir şey söz konusu olamaz çünkü telif hakkı ödenmeyen eser zaten Kültür Bakanlığı’ndan yayın izni alamaz.

Eser sahibi Tunay Bozyiğit’ten bahsediyorsunuz…

Evet ama ben özellikle adını anmıyorum, bundan sonra da eser sahibi diye konuşacağım. Diyeceğim o ki; biz telif hakkını zaten ödedik. MESAM ile birlikte imza altına aldığımız sözleşmede aldığı ekstra para bile yazıyor. “Şarkının adını değiştirdi” diyor. Yahu kardeşim, şarkının zaten iki adı vardı. ‘Hayat’ ve ‘Düşen Hep Yerde Mi Kalır’. O da MESAM sözleşmesinde yazılı. Ama bunun için bizi 10 yıldır uğraştırıyor. Ama ben buna rağmen kin tutmadım. O süre içinde o kişiye para kazandırmaya devam ettim.

Nasıl para kazandırdınız?

Şarkıyı kullanmak isteyen diziler oldu. ‘Arka Sokaklar’da şarkıyı kullanmak istediler. “Eser sahibi kabul ederse benim için de sorun yok” dedim. Arka Sokaklar’da iki kere yayınlandı. Cenk Eren’in albümünde kullanıldı şarkı, onun için de para aldı. Ayrıca ‘Kardeşlerim’ dizisinde iki kere yayınlandı. Yani o süreçte 20 bin liradan fazla para kazandırdım bir de ona. Belgeleri var.

BANA KARŞI TÜM KİNİ, KARIŞIK KASET PROJESİNDE YER ALMADIĞIM İÇİN

Ne kadar ceza ödediniz?

İzinsiz klip için 14 bin lira ödedik, ayrıca hukuk mahkemesine başvurup hapis cezası istedi. Ona da 6 bin 80 lira adli para cezası verildi ve ertelendi. Yani o para ödenmeyecek. Herhalde hapis cezası verilse, izinsiz klip çekmekten hapis yatan ilk kişi ben olacaktım. Görülmüş duyulmuş şey değil. Kardeşim, klip çekmek eser sahibine de yaramaz mı!

Tüm bunlar sadece bu yüzden mi yaşandı gerçekten?

Asıl sebebini de söyleyeyim sana. 2004 yılında iki tane toplama kaset yapmış, üçüncüsünü yapmaya karar vermiş. Bana da teklif getirdi. Ben de kendisine toplama kasetlerde yer almadığımı, kariyerime uygun bulmadığımı söyledim. Bu, benim en doğal hakkım değil mi? Onun kini buna anlayacağınız. Ama nasıl bir kinmiş ki beni hapse attırmayı istedi. İnsaf yahu!

Aleyna Tilki & Selda Bağcan

HİÇBİR TARAFA YARANMAK ZORUNDA DEĞİLİM BİLDİĞİM YOLDA GİDİYORUM

Röportajımızdan önce biraz Twitter hesabınızda gezdim. Eskiden de yazdığınız her şey bu kadar dikkat çekiyor muydu?

Aslına bakarsanız ben internet kullanmayı çok bilmiyorum ama sosyal medyada her şeyin sonuçlarını anında görüyoruz. Ben bunu olumlu buluyorum. Olumlu eleştirileri dikkate alıyoruz. Kendimize çeki düzen veriyoruz. Nerede olduğumuzu görüyoruz.  

Şöyle bir yoruma rastladım mesela; “Selda Bağcan hiçbir zaman gerçek solcu olmadı.”

Şarkı sözlerimden üç kere hapse girdim yahu! Daha ne yapayım yani. (Gülüyor) Ayrıca hiçbir tarafa yaranmak zorunda değilim, kendi bildiğim doğrultuda gidiyorum. Hiçbir zaman, hiçbir yere şirin görünme çabasına düşmedim. Önümüzdeki günlerde bir vakıf kuracağım. Şimdi onun çalışmalarını yürütüyoruz. İhtiyacı olan insanlara, hayvanlara, devletin yetişemediği yerlere gücümüz yettiğince biz yetişmek istiyoruz.

20’Lİ YAŞLARIMDA 90-60-90’DIM, O ZAMAN DA AÇIK GİYİNMEZDİM

Bir önceki röportajımızda da “Ben muhafazakar solcuyum, açık giyinmeyi ayıplıyorum” demeniz çok eleştiri aldı.

Evet tam da olay oldu. Yahu ben böyle bir insanım. 50 yıllık sanat geçmişime bakın; bir tane çıplak fotoğrafım yoktur. Omuzları açık göremezsiniz. Kısa kollu bile yoktur. Bu benim tarzım. Biri Twitter’da demiş ki “Sanki 90-60-90 da giyebilecek.” Ona çok güldüm. Ben 20 yaşımda ünlü oldum. 1971’de müzik dünyasına paraşütle indim. Tabii ki 90-60-90’dım o zaman ama yine kapalı giyiniyordum.

‘KADIN OLDUĞUM İÇİN EZİLDİM’ LAFI BİR ŞABLONDUR, BEN HİÇ EZİLMEDİM

Yolculuğunuza bakınca, sadece kadın olmaktan kaynaklı zorluklar yaşadınız mı?

Hiç yaşamadım, tam tersine birtakım avantajları var. Toplum sizi daha çok gözetiyor. İlk günden bugüne değin hep el üstünde tutuldum. “Kadın olduğum için ezildim” anlayışı bir şablondur. Hayır, hiç öyle değil. Benim başıma hiç gelmedi. Ben hiç ezilmedim kadın olduğum için.  

Selda Bağcan, Amasya’da kuzeninin sünnet düğününde sahnede. (1969)

AŞK, ONUN ATMOSFERİNDE OLMAKTAN ZEVK ALMAKTIR, PLATONİK DE OLABİLİR 

Aşkın sizdeki tanımı ne?

O kadar zor ki… Herkes bir şey söylüyor. Ben bu konuda içine kapanığım biraz. Aşkı bir heyecan olarak görüyorum.

Gelip geçen bir duygu mu?

Sürekli de olabilir, gelip geçici de… Zaten heyecan biterse aşk da bitiyor. Aşk, onun atmosferinde olmaktan zevk almaktır. Platonik de olabilir. İlle birlikte olman gerekmiyor. Aşkın platonik olması daha da acı veriyor. Seversin, ulaşamazsın, olur adı aşk.

En son ne zaman aşık oldunuz?

Aşk her yaşta var. İlk aşk var ki ömür boyu unutulmaz orta yaşların aşkı var, bir de son aşk var. Her insan bu üçünü yaşamalı.  

Hiç aldatıldınız mı?

Şüphesiz… Aldatılmayan insan olur mu! Mutlaka olmuştur.

Sizde yarattığı en baskın duygu neydi?

Üzüntü ve kıskançlık.  

En son neye kahkaha attınız?

Vallahi bugün bile çok kahkaha attım. Konuşmanın başından beri seninle kahkaha atıyoruz karşılıklı. 

(Posta)

Editör: TE Bilisim