Geçirdiği beyin kanaması nedeniyle 86 yaşında yaşamını kaybeden Ayla Algan İstanbul da son yolculuğuna uğurlandı.

Sunuculuğunu Eraslan Sağlam’ın yaptığı cenaze töreninde sırasıyla İBB Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever, damadı Erol Babaoğlu, Garo Mafyan, Bilge Katipoğlu, Sevinç Özer, Ayşenur Özturanlı, Nedim Saban, Orhan Alkaya, Emre Koyuncuoğlu, Halit Ergenç, Aliye Uzunatağan, Aslı Öngören, Uğurtan Atakan, Hilmi Zafer Şahin ve kızı Sevi Algan Babaoğlu söz aldılar.

Sanatçının dostları Ayla Algan ile nasıl tanıştıklarını, onun çok yönlü biri olduğunu, çok iyi bir eğitmen ve yeri doldurulamaz bir sanatçı olduğunu anlattılar.

Kürsüde söz alan Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever:


“Esprili, çok donanımlı, sahnede neredeyse aurasının rengi görünen, yaratıcılığı çok yüksek, enerjisi gerçekten çok yüksek, çağının çok ötesinde, özel bir oyuncuydu. Ayla abla ile tanışmam kişisel olarak televizyondan oldu. Onu TRT konserinde ailece oturup izledik. Bizim için Ayla Algan’dı, sonra Ayla ablamız oldu.

Ayla abla çok iyi bir oyuncu, aynı zamanda çok iyi bir insandı. Çok farklı bir kadındı. Bir gün ona ağlayarak telefon açtım. Provadayım ve rolümü çıkartamıyorum. Partnerim benimle sadece provalarda çalışıyor, dedim. 'Ben gelir gerekeni yaparım' dedi. 

Geldi, soyunma odalarından birine çıktık. 2,5 ay boyunca anlayamadığım şeyi 3 cümleyle anlattı. Biliyor musunuz çok uzun süre oynadım o rolü. Ayla abla donanımını genç meslektaşlarıyla paylaşmak için neredeyse çırpınırdı.
TAL’de onunla yaklaşık 1,5 ay çalıştık. O zaman şöyle bir şey hissetmiştim, şimdi daha iyi anlıyorum. Kendini sürekli anlatmak zorunda kaldı. Anlaşılamamaktan dolayı bir sıkıntı çektiğini hissetmiştim.

Ayla abla çok pozitif bir kadındı. Onu kötü bir şey konuşurken hiç hatırlamıyorum. Aynı sahneyi paylaşmadık ama Osman Sınav’ın bir dizisinde beraberdik. Bekleme sırasında çok güzel sohbetler ettik onunla.

Ayla ablacığım yattığınız yer incitmesin. Biz çok üzülüyoruz ama sizi çok güzel karşılayacak dostlarınız olduğunu biliyoruz. Seni her zaman sevgiyle anacağız,” dedi.

Tören, kürsüde söz alan dostlarının yanı sıra Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, İBB Kültür Daire Başkanı Tolga Volkan Aslan, Şehir Tiyatroları Müdürü Oytun Askeroğlu, Genel Sanat Yönetmeni Yardımcısı Emrah Özertem, Macit Koper, Bennu Yıldırımlar, Ragıp Yavuz, Bülent Emin Yarar, Bergüzar Korel, Ersin Sanver, Orhan Hızlı, Meral Çetinkaya, Suna Keskin, Hakan Altıner’in de aralarında olduğu sanat camiasının yoğun katılımıyla gerçekleşti.

ORHAN ALKAYA: AYLA'YA GİDELİM DEDİK, GİDEMEDİK

"Tören başlamadan önce büyük bir gürültü koptu. Bir arkadaşımız demir profile takılıp düşmüş. O anda hatırladım. Ayla’nın üstüne dekor düşmüştü. Ayla’nın şu sözünü hatırlıyorum: Önemli değil canım, tiyatroda olur böyle şeyler.  

Olağanüstü oyunculardandı. Sonsuz bir arayış, sonsuz bir yeni bir şey öğrenme istediği, bir şeyi tamamlama konusunda daimi bir kaygı… Ayla her şeyden heyecanlanabilen, her yeni ile yeniden düşünmeye başlayan, parçayı bütün olarak görenlerden biriydi. Çok acı artık onunla konuşamayacak olmak.

Çok saçma şeyler yapıyoruz. Macit ile otururken ‘Ayla’ya gidelim dedik’ bir türlü yapmadık. Sonra burada ağlıyoruz. Bu da bize özel bir şey galiba. Bir oyuncuyu, bir arkadaşı, bir dostu, anaç bir enerjiyi kaybettik. Sadece başımız sağ olsun demek yetersiz olacak. O yüzden susuyorum."

ALİYE UZUNATAĞAN: BAŞIM SIKIŞINCA KİME TELEFON EDECEĞİM BEN?

"Ben onu gülerek, severek, ona hayran büyüdüm. Aliye abla tam bir sanatçıydı. Bana ölümden korkmamayı Ayla Abla öğretti. Ölüm bir uyku bak Shakespeare’e kaç yıl öncesinden derdi. Sonra büyüdük, arkadaş olduk. Kadınca konuları konuşmaya başladı. İnsanın iyi bir oyuncu olmayı için egolarını yok etmesi gerektiğini söylerdi. Ben de yok ettim."

Aliye Uzunatağan kürsüden Ayla Algan'ı anlattı...

"O kadar çok soru sormayı öğretti ki.. O benim hem hocam oldu, hem ablam oldu. O kadar güzel sesi vardı ki…  O kadar iyi bir insandı ki… Saf insandı. Nurlarda uyusun. Ödülleri çok umursamazdı, bana da ‘umursama’ derdi. Bunlar bizi şımartabilir, egomuzu büyütebilir derdi. Ben de ortaya koymam ödüllerimi… O kadar çok şey öğrendim ki ondan. Seni çok çok özleyeceğim. Başım sıkışınca kime telefon edeceğim ben? Canım benim!"

SEVİ ALGAN (KIZI): BEN ANNEMİ HEP PAYLAŞMAK ZORUNDA KALDIM

“Ben annemi hep paylaşmak zorunda kaldım. Almanya’daki işçilerle, çocuklarla… Onlar da Türk tiyatrosunu öğrensinler derdi. Çok erken büyümek zorunda kaldım. 5 yaşında kendi başıma uçakla seyahat ediyordum. Hastanede hasta yatarken annem yanımda olurdu. Biri gelip anneme selam verdiğinde annem onlarla ilgilenmekten beni unuturdu..."

"Kolay tarafları da vardı, zor tarafları da. Sahne onun eviydi. Evliliği de tiyatro gibiydi. Yataktan kalktım. Zangır zangır titriyor.. Deprem oluyor herhalde diye düşündüm. Aşağıya indim annemle babam tiyatro kavgası yapıyorlar. Gündelik hayatı bile böyle yaşardı. En kötü kokan yere bile gül gibi kokuyor derdi. Ben de öğrendim büyüdükçe. Öğrenmek zorunda kalıyorsun… "

"Çok güzel bir yılbaşı geçirdik. İyi ki de geçirdik. Çok hızlı gitti. Belki de böyle olması gerekiyordu. Doktorlarla konuşmasını duysanız. Kendisini yatakta görmek olmazdı. Onun için böyle oldu galiba. İnşallah onun yolundan gidebildiğimiz kadar gideriz. İnşallah onun aktarıcısı olabiliriz. Başımız sağ olsun. Anneciğim… Onların sesini duyabiliyorum şuan annem, babam ve Muhsin Hoca çoktan tiyatro kavgasına başlamışlardır…”

Ayla Algan & Zeki Müren

 HALİT ERGENÇ: ALLAH KOLAYLIK VERSİN HEPİMİZE

"Benim için zor bir konuşma… ‘Kendimi onun yanındayken bir okyanusun yanındaymış gibi hissediyordum. Size bulaşmaması mümkün değil o bilginin, birikimin, insanlığın… Ne mutlu ki size bulaşabilmiş o su. Gecenin bir yarısı arardı bizi ‘Ali’ye şunu yapın’ derdi. ‘Merhaba, nasılsın’ demezdi. Direkt konuya girerdi. Çünkü çoktan sizin yerinize düşünmüş olurdu. Dizi çekerken arardım ‘Sıkışıklık hissediyorum, ne yapayım’ derdim. 2-3 cümle ile bana bir alan açardı.  Allah kolaylık versin hepimize. Çünkü telefonun ucunda değil artık. İnsan 3 kez ölürmüş, öldüğü zaman, toprağa verildiği zaman, üçüncüsü de ismi son kez zikredildiği zaman… Ben Ayla Abla’nın öleceğini düşünmüyorum"

NEDİM SABAN: BENİ BIRAK, AYLA ALGAN'A GİT

"Bugün sadece Ayla Algan’ı değil, Muhsin Ertuğrul’un çocuğunu uğurluyoruz. Kendisi ile 1982 yılında tanışmıştım.

15 dakika konuştum, hayatımı değiştirdi o konuşma benim.  Üniversitede hocalık yaptığımda öğrencime ‘Benim dersimden istediğin kadar kaç, Ayla Algan’a git’ dedim.

Muhsin Ertuğrul’un çocuğu olmak ne demek? Tiyatronun ışığını yansıtabilmek demek…  Ben öğrencilerine şunu söylemek istiyorum, Ayla Algan’ın yapmak istediklerini yaparak devam edin.

Buika "İstanbul'a taşınmak ve burada yaşamak istiyorum!" Buika "İstanbul'a taşınmak ve burada yaşamak istiyorum!"

Algan, öğlen vakti Teşvikiye Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verildi.. Törene, Orhan Gencebay, Barış Arduç gibi isimler katıldı.

Orhan Gencebay-Gökhan Gencebay ve Sevim Emre,  Ayla Algan için Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne bağışta bulundular. 

AYLA ALGAN KİMDİR?

Ayla Algan 29 Ekim 1937'de İstanbul'da doğdu. Babası Girit göçmeni tüccar Vedat Kasman, annesi ressam Nevzat Kasman'dı. 

Ailenin tek çocuğu olan Ayla Algan, çocukluğunda piyano, bale ve şan dersleri aldı. 5 yaşında başladığı piyano öğrenimini lise öğrenimi için Fransa'ya gidene kadar 11 yıl boyunca sürdürdü. Ortaokulu, İstanbul'daki Notre Dame de Sion'da, liseyi Fransa'daki Versay Lisesinde okudu. Lise öğrenimi devam ederken tanıştığı Beklan Algan (1933-2010) ile evlendi. Eşi Beklan Algan ile birlikte Amerika'da New York Actor Studio Actor’s Repertuary Theatre’s of Broadway'de sahne eğitimi alan sanatçı, Türkiye'ye döndükten sonra İstanbul Şehir Tiyatroları'nın kadrosuna girdi ve 1961'de Tarla Kuşu oyunu ile tiyatroda ilk rolünü oynadı. Aynı yıl Hamlet oyununda rol aldı; hem Ophelia hem de erkek rolü olmasına rağmen Hamlet karakterini canlandırmıştı. Bu nedenle "Erkek Hamlet" olarak anıldı. 1965'te Fizikçiler oyunuyla İlhan İskender En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'ne layık görüldü ancak tiyatronun kolektif bir sanat olduğu gerekçesiyle geri çevirdi. 1966'da Muhsin Ertuğrul'un istifası üzerine Şehir Tiyatroları'ndan ayrıldı, bir süre LCC Language and Culture Center Tiyatro Okulu'nda tiyatro öğretmenliği ve oyuncu çalıştırma dersleri verdi. Buradan Macit Koper, Taner Barlas, Cezmi Baskın, Meral Çetinkaya ve Rutkay Aziz gibi değerli oyuncu ve yönetmenler çıktı.

1964'te yönetmenliğini Ertem Göreç'in yaptığı, senaryosu Vedat Türkali'ye ait olan Karanlıkta Uyananlar filmi ile ilk kez sinema dalında çalışmalara başladı. 1966'da Atıf Yılmaz'ın yönettiği Ah Güzel İstanbul filmi ile ilk kez başrol oynadı.

1971'de Paris'in ünlü konser salonu Olimpia'da sahneye çıkan Algan, 1972 yılında Paris'te Jean L. Bazault yönettiği Recamier Tiyatrosu'nda, Peter Brook'un Tiyatro Atölyesi'ne davetli olarak katılmıştır. 1972-1979 yılları arasında Paris'te yaşadı ve müzikle ilgilendi. 1972'de Turizm Bakanlığının isteği üzerine Yunus Emre'nin 650. yıl dönümü için bir albüm hazırladı. 1975 yılında dünyaya gelen kızına Yunus Emre'den esinlenerek "Sevi" adını koydu. 1973'te Bulgaristan'daki Uluslararası Altın Orfe Şarkı Yarışması'nda savaş karşıtı bir şarkı söyleyerek ikincilik ödülünü alan Algan, "UNICEF Onur Ödülü"ne layık görüldü. 1977'de Polonya Sopot Festivali'nde Oda Kızılderililerinin sorunları üstüne bir şarkı ile dünya birinciliği kazandı.

1980'de Berlin'e gitti, Schaubühne Tiyatrosu'nda dört yıl boyunca Tuncel Kurtiz, Macit Koper, Şener Şen gibi sanatçılarla işçi tiyatrosu yaptı. 1984 yılında ise Erol Keskin, Beklan Algan, Prof. Cevat Çapan, Taner Barlas, Ahmet Levendoğlu, Macit Koper, Haluk Şevket, Yekta Kara, Müge Gürman, Metin Deniz, Ergüder Yoldaş, Prof. Süleyman Velioğlu, Oben Güney gibi meslektaşlarıyla BİLSAK Tiyatro Atölyesi'ni kurdu.

Ayla Algan- Sadri Alışık... Ah Güzel İstanbul (1960)


1988 yılında ise Beklan Algan, Erol Keskin, Haluk Şevket Ataseven ile birlikte Tiyatro Araştırma Laboratuvarı'nı (TAL) kurdu ve burada pek çok deneysel projeye imza atarak genç tiyatro oyuncularının eğitimine katkıda bulundu. Ayrıca 1996 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları'nda Genel Sanat Yönetmeni Yardımcılığı yaptı. 1999-2001 sezonunda Kenan Işık’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda sahnelediği Şeyh Galip’in "Aşk Hastası" oyununu oynadıktan sonra, Şehir Tiyatroları'ndan emekli oldu. Hâlen sanat hayatına devam etmekte olan Ayla Algan, "Seni Seviyorum Rosa", "Harem Suare", "O da Beni Seviyor" gibi onlarca filmde ve "Biz Size Aşık Olduk", "Üzgünüm Leyla", "Aliye" gibi çeşitli dizilerde rol almıştır. Ayrıca "Yaratıcı ve Çağdaş Tiyatro Teknikleri" kursu ile de ünlü oyunculara oyuncu koçluğu yapmaktadır.
Koroporte Sanat Grubu'nun hem tiyatro eğitmeni hem de anlatıcısı olarak, Koroporte'nin İş Sanat'ta sahnelenen "Hayvanlar Karnavalı 2005-2006-2007" ve "Bir Sergiden Tablolar 2007-2008" gösterilerinde rol almıştır. 2011 yılında İstanbul Drama Sanat Akademisi Genel Sanat Yönetmenliği ve bunun yanında, tiyatro ve yaratıcı drama metodu kullanarak yabancı dil eğitimi olan "İngilizce Tiyatro Sertifika Programı" ve "Sinema-Tiyatro Oyunculuk Atölyesi" eğitmenliği görevlerini üstlenmiştir. 

Ayla Algan 6 ocak 2024 de İstanbul da Aşiyan Mezarlığı

Editör: Olcay Ünal Sert