Hülya Koçyiğit, her pazar TRT-2 ekranlarında yayınlanan “Film Gibi Hayatlar” programının yeni sezonunun ilk bölümünde, oyuncu Berk Oktay’ı ağırladı.

Berk Oktay 2002 Photo Olcay Ünal SertBerk Oktay, 2002 yılında Best Model Of Turkey yarışmasında kazandığı derecenin ardından oyunculuğa adım attı. (Fotoğraf: Olcay Ünal Sert)

Çocukluk yıllarından başlayarak medya dünyasındaki serüvenini anlatan oyuncu Berk Oktay, çocukken çok yaramaz olduğundan bahsederek “Benim de on altı aylık bir evladım var. Doğmadan önce dua ettim. Tabi kız erkek benim için hiç fark etmez ama erkek olursa ve benim gibi bir çocuk olursa diye korkum vardı.” dedi.

Jeoloji mühendisliği okurken kariyerini mankenlik üzerinde şekillendirmeye karar verdiğini dile getiren Oktay, “Ben hep aynanın karşısında -çocukluğumdan beri- şapkalar takıp, tiplemeler yapıp annemleri güldüren bir çocuktum. Bu yönlendirmeyle de alakalı, insanın kendi içinde bir yönlenmeyle de alakalı. Tiyatroya ya da bir konservatuara hiç yönlenmedim ben. Fakat içimde bir şey olduğunu hep biliyordum. Model olmayı çok istiyordum, bunu meslek olarak istiyordum. Magazin figürü olmak için değil, meslek olarak istiyordum.” ifadelerini kullandı.

Hülya Koçyiğit Berk OktayModellik konusunda çok mücadele ettiğini, Lara Sayılgan ile tanışmasının kariyeri için bir dönüm noktası olduğunu ifade eden oyuncu, “Onun çektiği bir fotoğrafla İtalya’dan özel bir davet aldım. Sonra yurt dışı kariyerim başladı.’’ açıklamalarında bulundu.

Türker İnanoğlu’nun, sanatçının babasına verdiği sözden etkilendiğini ifade eden oyuncu, İnanoğlu ile tanışma hikayesini anlattı: “Bir gün ben Ankara’dayken bana ‘Türker İnanoğlu seninle tanışmak istiyor.’ diye telefon geldi. Tanışmak bile bana yeter diye düşündüm, o Türk sinemasının efsanesi. Bana, ‘Oğlum ben sana bu mesleği öğretmek istiyorum, var mısın yok musun?’ dedi. ‘Türker abi çok sevinirim, varım’ dedim. TÜRVAK’taki bütün hocalarla çalıştım. Daha sonra o büyük isimlerle aynı seti paylaşma şerefine nail oldum. Her şeyden önce bu sektörde setlerdeki edebi, adabı öğrettiler bana. Kamera nedir, lens nedir, fon bezi nedir, hepsini öğrettiler. Sonra Türker abi tuttu kolumdan sete fırlattı beni.”

Mesleği hakkında konuşan sanatçı, oyunculuk yapmak isteyenler için tavsiyelerde bulundu: “Kamera karşısına geçtiğiniz zaman o ufacık dikdörtgenin içinden kocaman bir yere açılıyorsunuz. O kadar kolay değil. Ben beşinci işimde aynaya bakmayı bırakabildim. ‘Kaşım, gözüm nasıl gözüküyor’ diye düşünmeyi beşinci ya da altıncı işimde bırakabildim. Ekip o kadar önemli ki... Biz bir çarkın dişleriyiz. Bir tanesi koparsa o çark dönmez.”

“THE FINAL PARTY” 25 TEMMUZ’DA SİNEMALARDA!
“THE FINAL PARTY” 25 TEMMUZ’DA SİNEMALARDA!
İçeriği Görüntüle

Sinema filminde yer almayan Oktay, bu konu hakkında “Sinema filminde oynamayı çok istiyorum. Benim şartlarım öyle el verdi ve ben hiç durmadan dizi çektim. Son iki senedir ilk defa bu kadar durdum. Bir dizi çekiyorsunuz, bütün sene çalışıyorsunuz. Yaz aylarına sarkıyor, eylüldeki yayın için ağustosta çalışmaya başlıyorsunuz. Bir yandan çalışmamın sürekliliği güzel bir şey oldu ama diğer yandan bu sebeple henüz sinemada yer almadım. Onu da çok istiyorum.” dedi.