
Herkes bana "Neden yurt dışına tatile çıkmıyorsun?' diyor. Yurt dışına gitmiyorum çünkü ben ülkemin hayranıyım. Benim ülkemin yazı ayrı güzel, kışı ayrı güzel. Burada arkadaşlarımla olmak çok keyif verici üstelik.
KIYMA YİYEMEM!

Sabahları 45 dakika koşuyorum, bol bol yüzüyorum ve tabii ki voleybol oynuyorum. Hem de her gün!

Yemek yemeyi çok severim ama yemeklerin içinde kıyma olmamalı, yiyemiyorum. Başka yemek ayırt etmem.

Sinemayla aram çok iyi; Türk filmlerinin hepsini izliyorum ve çok beğeniyorum. Yapımcılar çok iyi, senaryolar çok başarılı. Son zamanlarda çıkan Türk filmleri beni çok mutlu ediyor, çok keyif alıyorum. Çok fazla yabancı film izleyemiyorum ama tabii ki sevdiğim aktörler var. Bunlardan biri de Nicolas Cage mesela...

Yıldız Tilbe dinlerim. Çok yakın arkadaşım, kardeşim gibi sevdiğim Erkan Özkaya'yı dinlerim. Sezen Aksu dinlerim. Yani kulağa hoş gelen her türlü müziği dinlerim.

Oyunculuk değil de reklam teklifleri çok alıyorum. Ancak orada da 5-10 saniye oynarım, o kadar. (Gülüyor) Herkesin bir mesleği var; ben oyunculuk yapabileceğimi sanmıyorum.

Bu konular kader kısmet işidir; ne zaman ne olacağı belli olmaz. Hiç girmeyeceğiniz bir yola girersiniz ve her şey orada başlar. Ben aşkın bir kader işi olduğuna inanırım.

Şu ana kadar hiç öyle bir şey başıma gelmedi. Bu tür şeyler özgüvenle alakalı değildir; bizim örf ve adetlerimize yakışacak şeyler de değildir aslında. Bu yüzden bir kızı çok beğensem de hiçbir zaman yanına gitmem. Örf ve adetlerimize yakışmaz çünkü.

Milli futbolcu Burak Yılmaz, Hakan Uç'a samimi açıklamalar yaptı.
KİMSEYİ KIRMAM

Alın terimle kazandığım parayla elimden geldiğince gayrimenkul almaya çalışıyorum.

Sürekli hareketlerinize dikkat etmelisiniz. Kötü görünecek bir şekilde davranamazsınız. Sizi seven kadar sevmeyenler de var; ben kimseyi kırmamaya çalışıyorum.
KENDİNİZE İNANIYORSANIZ HİÇBİR ZAMAN VAZGEÇMEYİN

Onlara da söylemek istediğim şeyler var tabii ama öncelikle ailelere söyleyeceğim bir şey var: Futbolcu olmak isteyen, top oynayan gençlerin aileleri, çocuklarının peşinden baskıcı şekilde koşmamalı. Onları biraz rahat bırakmalılar. Bana çocukken babamın söylediği bir söz vardı; "Babası arkasından koşan; hiçbir zaman futbolcu olmaz" derdi. Ben de önce bunu söylemek isterim. Gençlere gelince... Hiçbir zaman vazgeçmemeliler çünkü küçük yaşlarda bazı olumsuzluklarla karşılaşabilirler, hatta büyüyüp profesyonel hayata geçtikten sonra da başlarına kötü şeyler gelebilir. Ama eğer kendinize ve yeteneğinize inanıyorsanız; ne mücadeleyi bırakın, ne de inandığınız şeylerden vazgeçin. Bence vazgeçmemek çok önemli.
YALAN, HAKSIZLIK VE NANKÖRLÜK EN KÖTÜSÜ

Aynaya baktığımda kendime yakıştırdıysam, onu giyerim ama giyim konusunda özel olarak kimseyle çalışmıyorum.

Yalana, haksızlığa çok kızarım. Nankörlük edene de çok kızarım. Ve ne olursa olsun hayatta unutmam.

Trafikte kızmıyorum çünkü haklılar; İstanbul trafiğinde herkes bir yere yetişmeye çalışıyor.

Bir tane iPad'im var; onunla vakit geçiriyorum. iPad çıktığından beri kitap okuma alışkanlığımızı biraz unuttuk ama inşallah tekrardan kazanırız.

Twitter hesabım @ yilmazburak17, Instagram hesabım 17by. Sosyal medyayı; benimle ilgili çıkan yalan haberleri düzeltmek veya kendimle ilgili doğru bir haberi vermek için kullanıyorum. Bazen de fotoğraf paylaşıyorum.
ARKADAŞLARIM BENTLEY YAKIŞTIRDI

Spor arabaları seviyorum. Bentley marka bir arabam var. Aslında iki araba arasında kararsız kalmıştım; biri Ferrari 158'di, diğeri Bentley idi. Arkadaşlarım bana Bentley'nin yakıştığını söyledi. Bu zamana kadar kullandığım arabalarımın biri hariç hepsi beyazdı. Arabada beyaz renk daha asil duruyor. Siyah biraz daha agresif bir renk.

Burak Yılmaz Sabah Gazetesi'nden Hakan Uç'a konuştu.

Tabii ki bu lakapların takılması güzel. İki sezondur gol kralı olduğum için bana 'Kral' diyorlar, 'Katil' diyen de var. Selçuk'la biz birbirimize 'Kara' diyoruz mesela. Bunlar güzel şeyler; bizi sevenlerin taktığı lakaplar beni hep mutlu eder.

O bir hitap... Herkese, bütün yabancılara söyleniyor ama eğer o lakap ona takılmışsa bence yakışır; o da zaten baba gibi bir şey.

Genelde hep evdeyim, evden çıkmıyorum. Evde film izlemeyi çok seviyorum. Genelde haftanın beş günü Yeşilköy, diğer iki günü de Etiler tarafında oluyorum. Arkadaşlarımla yemek yeriz, sohbet ederiz; o kadar.
RÖPORTAJ: HAKAN UÇ / SABAH