ARZU SABANCI: “AİLEMİZ GENİŞLİYOR, BÜYÜYOR.”
ALEM dergisinin, ALEM TALKS podcast serilerinin bu seferki konuğu Sabancı ailesinin üretken kadınlarından biri Arzu Sabancı’ydı. Sabancı yeni markası Arzu Sabancı Stüdyo’dan, sosyal medyadaki başarısından ve özel hayatından bahsederken sosyal sorumluluk projelerine de değindi.
“Şuanda pasaportumun nerde olduğunu bile unuttum”
Instagramda geniş kitlelere ulaşan Arzu Sabancı bu yolculuğunu şu şekilde yorumladı “Hepimiz gibi bende çok alıştım bu dijital döneme. İlk resmimi instagrama 2012’de koymuşum. Ben zaten çok fotoğraf çeken, gezen, gezdiğim yerleri paylaşan biriydim. Instagram’da güzel bir mecra oldu. Birçok kişiye bunu gösterebiliyorum. Teknolojiye meraklıyım ondan faydalanıyorum. Müziğe meraklıyım video editliyorum ondan faydalanıyorum. Şu zamanlar çok fazla seyahat edemesem de seyahati seven biriyim. Şuanda pasaportumun nerde olduğunu bile unuttum ama eskiden hakikaten seyahat kıyafetlerim vardı. İyice rutine bindirmiştim. Hiç yorulmadan tak tak bavuluma koyar o kıyafetleri gezerdim. İnşallah o dönemler tekrar geri gelecek. Sanırım paylaşımlarım kişilerin hoşuna gitti ve takip edenler arttı. İlk başta çektiğim fotoğraflarla başladım. Daha sonra binlerce insan arkadaşınız dostunuzmuş gibi hissediyorsunuz sanki onlarla paylaşınca hayat daha güzel hale geldi. Bir süre sonra iş gibi de olmaya başladı. Özellikle koleksiyonlarımı çıkarttığımda, kişilere ulaştırmaya çalıştığımda çok etkin bir mecra görüyorum instagramı.”
“Ünlü bir dj olup performanslar yapmayı çok isterdim.”
Müzik tutkusunu ise Arzu Sabancı öncelikle bilgisayarda başladığını daha sonra çocuklarının ona bir ürün aldığını ve bir dj ile özel çalıştığını anlattı. Bahçeye dj seti aldığını ve dernek yararına canlı performans yaptığını söyledi. Sorulduğunda kendisine ne olmak isterdin diye “Ünlü bir dj olup performanslar yapmayı çok isterdim.” dedi. Pandemide tutkularının değiştiğini öncelikle örgü ile başladığını daha sonra ticari anlamda yeni bir marka kurduğunu ve onun satışlarının başladığını söyledi.
Sabancı “3. çocuğum olduğunda 30’lu yaşlarındaydım. Moda ile iç içe büyüdüm. Annem dikiş diktiği için küçükken çalışma hayatıma da böyle bir yerden başlamak istedim. O dönemde Sabancı’ya ait Adana’da fabrika vardı kumaş ve koleksiyon olduğu için minimum haftada 1 yada 2 Adana’ya gidip geliyordum. Fason üreticiler bilir. Üretici firma size sipariş verir yada siz elinizdeki kumaşlardan koleksiyon hazırlayıp markalara sunarsınız. İlk koleksiyonum H&M’e oldu zaten. Bu markayı çıkardığımda belki dediler ki popüler bir isim marka çıkardı. Aslında öyle değil ben zaten yıllardır yaptığım bir işti konfeksiyon ve koleksiyon hazırlamak. Sadece kendimi artık geliştirerek kendi adıma bir marka çıkardım. Aradaki fark bu.”
“Hiçbir şey pat diye olmuyor.”
Sabancı, Pinko markasının Türkiye distribütörü iken İtalya’ya çok gidip geldiğini ve o sıralar marka tarafındaki kişilere koleksiyonla ilgili görüşlerini belirttiğini ve markadan ilk kez bir kişiye koleksiyon hazırlamaları için teklif verdiklerini söyledi. Ve şöyle yorumladı “Herhalde bana güvendiler ki 4 sezon üst üste koleksiyon hazırladık.” Arzu Sabancı bunları anlatırken önemli bir şeyin altını çizmek istedi. “Hiçbir şey pat diye olmuyor. Bunun altını çizmek isterim. Uzun süre Adana’ya fabrikaya gitmek durumunda kaldım. Pinko’nun kumaşları için Palermo’ya gidip günü birlik kumaş seçimi yapıp 5-6 defalarca gidip yorulmadan üşenmeden yılmadan gittiğinizde başarı arkanızdan geliyor.”
“Üniversiteyi kazandığımda ev halkı bile şaşırmıştı Arkeoloji diye”
Arzu Sabancı tarih ile ilgili merakını şöyle dile getirdi. “Hep Arkeolojiye merakım vardı. Ankara’da okurken bir arkadaşım arkeolojiyi yazmıştı. Bende heves edip yazdım. Ne yazık ki o giremedi ben kazandım. Keyifle de okudum. Yıllar sonrada arkadaşlarımla bir dernek kurduk EPOS 7 diye. Dernekle beraber kültürel mirasımızı gelecek nesillere aktarmak için arkeolojik kazılarına destek veriyoruz”.
“Mayıs ayında yine herkesi şaşırtacağım.”
Sabancı yeni markası Arzu Sabancı Stüdyo ile ilgili “Benim bu markayı bile kurmam arkadaşlarımı heyecanlandırdı. Bu yaştan sonra marka mı kurulur diye yorumlar aldığımı bilirim. Ama Mimar Sinan ilk eserini 55 yaşında yapmış. Her zaman “Never to late” diyip hayallerin peşinden gitmek lazım. Ertelememek , ötelememek lazım hiçbir zaman. Marka çıkardığınızda bir sürü detayı var. Çocuklarım ticari anlamda başarılı olduğumu yeni markamla görünce “Anne bizde sana nasıl yardımcı olabiliriz” diye sormaya başladılar.” dedi ve ekledi “Ulaşılabilir fiyatlarla insanlara bu ürünleri ulaştırmak hayalim. Şuan Avusturalya’ya, İsrail’e, italya’ya, Almanya’ya giden kargolarımı gördükçe çok mutlu oluyorum. Sosyal medyanın çok büyük etkisi var. Takipçilerimin %30 yabancı birkaç yabancı siteye de ürünlerimi koymuştum. Mayıs ayında yine herkesi şaşırtacağım. 1 sene evveline dayanan başka bir çalışma ile karşınıza çıkacağım.” diyerek sürprizi az da olsa duyurdu.
“Ailemiz genişliyor büyüyor.”
3 erkek çocuk büyüten Arzu Sabancı çocuklarının küçüklük zamanlarıyla ilgili “Bizim evde hep bir aksiyon vardı. Tek kale maç yapılır, filmlerimiz bile aksiyondur. Ama şimdi hepsi büyüdü tabi. Haftanın 2 akşamı yemek yiyoruz. Belli kurallarımız var. Hacımız da Nazlı ile güzel bir birlikteliğe girdi. Ailemiz genişliyor büyüyor. Allah tamamını erdirsin.” dedi.