Selim Akar - Melih Bendeli

Ünlü oyuncu Meli Bendeli, Your Medya yapımcılığında Selim Akar’ın hazırlayıp sunduğu “Selim Akar Sorarsa? “ programına konuk oldu.  Ahmet Melih Yılmaz, yeni ismiyle Meli Bendeli; "Ben kız gibi hissediyordum. Bebeklerle oynamazdım ama hep kadınların arasındaydım. İlk kez arabayla oynadığımda annem buna şaşırmıştı. Ben bunu unutmuyorum. Ahmet arabayla oynadı. Bu benim  bilinçaltımda kalmış ben travestiyim. Tırnak içinde 'pipili kızlar vardır'ı savundum ama gerçekten çok karanlık, bu karanlıkta kendimi kaybederim diye düşündüm.. Sonrasında kendime kavuştum. Yazık olmasın bana. Yani travestinin karanlığında kaybolmak ve gece üç ile beş arasında gelen adamların sevgilisi olmak çok istemiyorum. Eğer mümkün olsa cidden cebimde param olsa Tayland'a giderim. Ameliyat olup tamamen kadın olurdum." dedi.

Daha önce eline aldığı saç fırcası ile Seda Sayan'ın şarkısını seslendirerek taklidini yapan Ahmet Melih Yılmaz, trans birey olduğunu açıkladıktan sonra tüm dikkatleri üzerine çekmişti.

Cinsel yönelimini değiştirdikten sonra ismini Meli Bendeli yapan Ahmet Melih Yılmaz aldığı radikal kararın ardından yaşadığı değişimi Selim Akar'a anlattı:

"Ben aslında Allah’ın kuluyum. Rüzgara karşı bir Don Kişot'um. 60 kiloluk halimle dünya ile cebelleşmeye çalışıyorum. Elimde bir kılıçta yok bundan sonra olsa olsa bir yelpaze veya makyaj malzemesi olur.

Piyasa feminen birisini asla kabul etmezdi. Ben kimseyle savaşmak için kadın olmadım. Benim piyasada sevecek kimsem yok.. Benim filmlerde oynamam için trans, travesti rolü olması gerekmiyor. Ben travesti rolü oynamak için travesti olmadım. Ben kadın rolü oynamak istiyorum.

ŞAHMARAN HAKKINDA İLK KEZ KONUŞTU...

"Piyasanın durumu belli  bekleyecek bir piyasada kalmadı ortada. O yüzden Şahmaran benim için çok eşikte duruyor o noktada. 2.5 sene önce falandı. Korona tam bittiği zamandı. Ben Adana'daydım. Adana Altınkoza Film Festivalinde filmim gösterilecekti. Şahmaran ekibi de hazırlık için Adana’da kalıyordu. Adana'da çekileceği için Hilton’da aynı otelde kalıyorduk. Bana sözleşme geldi, kostüm provasına gittim. Her şey tamam ama herhangi bir aud yapılmadı. Yönetmen eski işlerime bakıp tamam 'bu oyuncu oynayabilir' dedi. Bizde yönetmen ile ertesi gün tanışacağız. Adana'yı gezeceğim fakat Adana'da o gün çok sıcak yapışık bir pantolon giymişim sürecim henüz başlamamış. Bu arada hiç hormon almamışım göğüslerim yok, epilasyonluda değilim. Saçlarım kısa ve Orada içimden hep şunu söylüyorum “Melih  bu senin son erkek rolün diyorum içimden” çünkü Netflix işi ilk defa Netflix'le çalışacağım. İyi bir kaşem var ve bununla bu son olsun artık erkek rolü zaten istemem diye düşünüyorum. Burada oynarım sürecimi başlatırım ve bu gelen parayla işim kolaylaşır.

Ne oldu gerçekten bilmiyorum. İşte yönetmen, ekipten birileri kimse beni akşam yemeğinde Hilton da etekle görünce biz rolü buna mı verdik? diye hani bir endişeye ikileme düştüler belli ki verdikleri rol için tekrar audition çekmek istediler. Tabi benim moralim çok kötü oldu, çünkü çok belliydi neden yapıldığı. Giydiğim de Adana’nın 20 liralık basma eteği, hâlâ evde duruyor. Ara ara bakıyorum bana 20 Tl’lik  basma etek, 50.000 ₺'ye mal oldu!"

"Çukur dönemi benim eski hayatımı tamamen kapattığım bir dönem, dünyadan da elimi ayağımı çekip maneviyata gömüldüğüm, 3.5 sene bir dergahta “Allah Allah” çekip sevdiğimi beklediğim bir dönemime denk geliyor. Sevdiğim o kadar yoktu ki çok uzaktaydı. Amerika'daydı  benim Çukur da ki 'Timsah Celil' sevdiğim adamın suretidir yani! Erkek halidir. Çukur dizisi benim için önemliydi. Hep şükrettiğim bir iş olmuştur.

Aileme bu konuyu 2017 yılında söyledim askerlik durumlarından dolayı  ama babam Türkiye ile birlikte gazetelerden internetten öğrenince kaldıramadı durumu, çok üzüldü. Çok eğlenceli bir çocuktum. Biz ablamla ikiz gibiydik,  anneme genelde iki kızınız mı var ? diye sorarlardı. Hani o kız değil o erkek derdi annem bunu bana küçüklükten beri toplum hep söylerdi. Annem Ankara’ya geldi . Görüştüm, bende kaldı. Annem bana kızım demeye başladı."

"PARAM OLSA TAYLAND'A GİDER, TAMAMEN KADIN OLURUM."

"Ben kız gibi hissediyordum. Bebeklerle oynamazdım ama hep kadınların arasındaydım. Anneannemin başörtülerini kafamdan aşağı indirmezdim. Yani babam gelirken onlar saklanır. Daha o zamandan burada kötü bir şey var algısı vardı. Daha çocukken babamla aramda problemler başladı. Annem "Baban o tülbenti kafana takmanı istemiyor, takarsan olmaz." derdi. Yine de hep kadınlar arasındaydım. İlk kez arabayla oynadığımda Annem buna şaşırmıştı. Ben bunu unutmuyorum. "Ahmet arabayla oynadı." Bu benim  bilinçaltımda kalmış. Ben travestiyim. Tırnak içinde 'pipili kızlar' vardırı savundum ama gerçekten çok karanlık bu karanlıkta kendimi kaybederim çok eminim. Yeni kendime kavuştum. Yazık olmasın bana. Yani travesti karanlığında kaybolmak ve gece üç ile beş arasında gelen adamların sevgilisi olmak çok istemiyorum. Eğer mümkün olsa cidden cebimde param olsa Tayland'a giderim. Ameliyat olup tamamen kadın olurdum."

BABAMIN SOYADINI TAŞIMAK İSTEMEDİM

"Babamın soyadını taşımak istemedim, onlara ve akrabalarımıza bir zeval gelmesin diye. 'Bendeli' olarak, hani sahne ismi öyle çıktı, ben de değiştirmedim eğer tamamen ameliyatın gerçekleşirse o kimliğe kavuşursam kimlik ismimi Elif yapacağım.

O dizi setlerinde çok güzel kadınlar, çok prenses gördüm. Onların toplamı var sanki içimde. Şuan o kadınların birleşimi var. Yani zamanında gördüğü prenseslerin halleri, enerjileri, tavırları, sesleri, kendini, bedenimde zuhur edikçe hoşuma gidiyor yani. Güzelleşiyorum.

Çok erkeksi kalın bir sesim vardı. Ses ameliyatına kadar gittim çünkü sesim problem yaratıyordu.. Ses ameliyatı olalı bir ay olmuştur, benim karanlık bir ses tonum vardı. Sonunda kurtuldum."

Bülent Ersoy yeni stiliyle dikkat çekti Bülent Ersoy yeni stiliyle dikkat çekti