Türkiye'de son yıllarda yaşanan ve gün geçtikçe artan kadına şiddet, çocuğa şiddet, tecavüzler, ensest ilişkiler…Avaz avaz bağırsakta bu çirkin ve ahlaksız olaylara dur demek mümkün olmuyor. Uzmanlar, psikologlar, hukukçularda bu konularda çoğu zaman çaresiz kalıyor. Canı yananlar ve halk bu konuda yeni kanunların çıkarılması gerektiğini ifade ediyor. Umuyorum ki, hükümet bu konuda yeni kararlar almak için çalışma yapıyordur.
İnsan gibi yaşamayı beceremediğimiz müddetçe bu olaylar devam edecektir. Tek dileğimiz biran önce yeni bir kanun çıkarılmalı ve bu ahlaksız davranışlarda bulunanlara gerekli ceza uygulanmalıdır.
Başınızı fazla ağrıtmadan sizleri yıllar öncesine götüreceğim.
1990’lı yıllarda Kanal D Televizyonunda Fatma Girik ile birlikte “Söz Fato'da" isimli bir realite programı hazırlıyorduk. Yine programın mimarlarından usta televizyoncu aynı zamanda programın yönetmeni Taner Dileklen ile birlikte… Gerçekten yorucu ve meşakkatli bir işimiz vardı. Gecemiz gündüzümüze karışıyordu. Ama işimizi severek yapıyorduk. Şu da bir gerçek; yaşadığımız üzerine gittiğimiz konular inanın bizi çok şaşırdıyordu. Pavyonda zorla çalıştırılan genç kızların annelerinin “Kızımı ne olursunuz oradan kurtarın” şeklindeki feryatları.
Kocam bana yıllardır şiddet uyguluyor artık dayanamıyorum diyerek yardım bekleyen çaresiz kadınlar. Ne yazık ki, son günlerde sık sık duyduğumuz çocuğa cinsel taciz istismar ve ensest olaylar…
Özellikle korkudan ve baskıdan yıllarca saklanan aile içi cinsel istismarlar… Bir babanın, amcanın, abinin yada dayının öz evladına, öz yiğenine yaptığı ahlaksızlıkları duyunca çileden çıkıyorduk adeta… Böyle bir reziliik olamazdı…
Bu arada tabi ki haberciliğin etik kuralları doğrultusunda konuyla ilgili herkesin bilgisine başvuruyorduk. Bunların arasında aile fertlerine iftira atanlarda olmuyor değildi. Ama o ahlaksızlık sınırını aşanlar itiraflarıyla kanımızı donduruyordu.
Fatma Girik ve ekibi yani bizler bu haber dosyalarını ekrana yansıttığımız için birçok tehdit aldık. Herşeye rağmen bu işlerin peşini bırakmadık üzerine gittik. Çoğu yargılandı, bir çoğu serbest kaldı. Ne değişti, bu olayların benzerleri halen devam ediyor diyebilirsiniz. Bu konuda haklısınız ancak bizler ne hakimiz ne hukukçu kararı verecek olanlar devlet büyüklerimiz… İnşallah bundan böyle yeni kanunlar çıkar ve yeni kararlar alınıp insan gibi yaşamayı öğreniriz.
Saygı ve sevgilerimle…
Zafer Dinçer
ağzına beynine sağlık zafer çok doğru insanların düşünce yapısı ve yetiştirme tarzı bakış açısı değişmedikçe tarih tekerrür eder bu işte önce ailelere ve eğitim kurumlarına düşüyor ama eğitim teknolojide ne kadar ilerlesede dahada gerileme ver bizde bu facia bir drama ağaç yaşken eğilir demiş atalarımız tamamda eski zamanlarda örf adetlerimiz saygınlık içerirken modern zamanlarda neden böyle önce bunun araştırılması lazım eskidende eğitimi zayıf olan insanlar vardı ama edep ve terbiyede vardı şimdi ise 21 inci yüzyılda teknolojinin bütün nimetlerinden faydalanan eğitim sistemi bilimsel olarak dünya çapında herşeyiyle bilinen ve bilen nesiller yetişiyor ama cahillik ve yobazlığın içinde kişiliğini bulamamış insanlar insanlığın inanç ve ahlak kültürü almış eğitmenlerin bu denli içgüdüsel sapmalarına neden nedir bu insanlar nasıl yetişmiş geçmişte neler yaşamıştır ve geleceğin umudu olan çocuklarımıza hayvandan beter içgüdüsü nasıl oluşur bu konunun psikologlarla ortam kurup konuşulmalı