Sinema ve tiyatronun usta isimlerinden Nedret Güvenç 90 yaşında yaşamını yitirdi. Usta sanatçının ölümü dostlarını yasa boğdu. Ünlü isimler Nedret Güvenç'in ölüm haberinin duyulmasının ardından duygularını sosyal medyadan yaptıkları paylaşımlarla dile getirdi.

Birbirinden önemli projelerde yar alan Güvenç 1998 yılında Kültür Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatçısı unvanını almıştı. Aynı zamanda Türkiye'nin 2009 Dünya Tiyatro Günü bildirisini de Güvenç yazmıştı.

NEDRET GÜVENÇ KİMDİR?

Nedret Güvenç, 5 Eylül 1930 tarihinde, İzmir Çeşme'de Çiftlik köyünde doğdu. İlkokulu Bornova'da okudu. Bornova Ortaokulunda okurken müzik ve tiyatroyla tanıştı. 14 yaşında bir öğrenciyken Karel Çapek'in "Yaşadığımız Devir" adlı savaş karşıtı bir oyunda başrol oynadı. İzmir'de öğrenimini tamamladıktan sonra Ankara Devlet Konservatuvarında şan ve piyano tahsili yaptı. O dönemde tiyatro oyuncusu olmaya karar verdi.

17 Şubat 1948 yılında, önce Portakal Kabukları adlı çocuk oyunuyla ve Hanımlar Terzihanesi oyunuyla 17 yaşında İzmir Şehir Tiyatrosu'nda profesyonel olarak sahneye ilk kez İzmir'de çıktı. İzmir Şehir Tiyatroları 1950 yılında kapatılınca ailesiyle birlikte İstanbul'a göç etti. 1950-1951 sezonunda İstanbul Şehir Tiyatroları'na katıldı. 1959-1960 yıllarında üç sezon boyunca Cüneyt Gökçer'in davetiyle Ankara Devlet Tiyatrosu'nda konuk oyuncu olarak sahneye çıktı.

Daha sonra yeniden İstanbul Şehir Tiyatrosu'na döndü. Bugüne kadar 200'den fazla tiyatro oyununda baş rol aldı ve pek çok ödül kazandı.

1974'te oyunculuğunun yanı sıra "En Büyük Kumar" oyununu sahneye koyarak, yönetmenliğe başladı.

Tiyatro çalışmalarının yanı sıra; pek çok film, radyo tiyatrosu, dublaj ve televizyon çalışması yaptı. Güvenç; bu dalda pek çok ödülün sahibi oldu.

1995'te İstanbul Şehir Tiyatroları'ndan emekli olunca, Gencay Gürün'ün kurduğu "Tiyatro İstanbul" tiyatrosu bünyesine katıldı.

200'DEN FAZLA TİYATRO OYUNUNDA OYNADI

200'den fazla Tiyatro oyununda oynadı. Bunlardan bazıları: Boş Beşik, Alcectis, Beyaz Güvercin, Cyrano de Bergerac, Rüya Gibi, Taruffe, Therese Raquin, İhtiras Tramvayı, Hile ve Sevgi, Macbeth, Eski Şarkı, Suların Altındaki Yol, Evcilik Oyunu, Kuru Gürültü, Yarış Bitti, Bozuk Düzen, Bir Kış Masalı, Vişne Bahçesi, Genç Osman, Masum Irene, Kanlı Düğün, Kralın Kısrağı, Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe, Hırçın Kız, Günden Geceye, Aşk Mektupları.

Sanatçının, öykü ve hikaye denemeleri bulunmaktadır. 1998 yılında Kültür Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatçısı unvanını almıştır. Türkiye'nin 2009 Dünya Tiyatro Günü bildirisini Güvenç yazmıştır.

Nedret Güvenç'ten 27 Mart (2009) Ulusal Bildirisi:

“Ben bir tiyatro oyuncusuyum. Bütün dünyam tiyatrodur. Gücümü sahne ışıklarından alırım.

Ben bir sahne işçisiyim, bir ağır işçi. İşim gereği gece-gündüz çalışırım; buradan sizlere en güzel, en doğru, en çağdaş ve gerçekçi bir oyunla ulaşmak için. Bir oyun, bir oyun daha, bir oyun daha…

Böyle mutlu geçen ömrüm, yeter ki siz burada olun ve birlikte kotaralım oyunumuzu.

Birlikte gülelim, birlikte ağlayalım, birlikte coşalım, şaşalım, sevinelim ve birlikte düşünelim. Oyunun sonunda tiyatronun o vazgeçilmez gizemi içinden, alkışlarınızla, birlikte uyanalım.

Güzel bir oyun sonrasının tatlı yorgunluğu içinde zevkle göz göze gelelim.

Bu gece oyunumuzu her zaman olduğu gibi gene sizin şerefinize oynuyoruz ve 27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nü birlikte kutluyoruz. Bize katıldığınız için sonsuz teşekkürler.

Şimdi biraz dertleşelim: Son yıllarda Türk Tiyatrosu adına olumlu-olumsuz pek çok konuşmalar yapılıyor.

Kimileri seyircinin giderek düzeysiz komedilere şartlandırıldığını, hele hele özel tiyatroların, gişe kaygısı nedeniyle, ucuz prodüksiyonlarla yetinmek zorunda kaldıklarını, bunun da sanatsal bir erozyon olduğunu savunuyor. Kısmen doğru olabilir ama tüm yokluklara karşın sanat heyecanı ile hala perde açabilen özel tiyatro yapımcılarımızın ve sanatçılarımızın verdikleri mücadele göz ardı edilemez.

Bazılarıysa, "Güldürü, güldürü, güldürü!" diyor. "Seyirci artık gülmek istiyor, düşünmek istemiyor" diyerek seyircilerimizi küçümsüyor.

Gene bazıları da, "Maaşlı memurdan sanatçı olmaz" diye ödenekli tiyatrolarımızı hedef alıyor.

Oysa onların "ana tiyatro" niteliğini ve Türk Tiyatrosu'nun kurucusu olduğunu unutuyor.

Oradan yetişen birbirinden değerli büyük sanatçıların varlığını görmüyor.

Bazı güzel insanlar da başlangıçtan bu yana Türk tiyatro sanatçılarının içinde çok büyük yetenekler olduğunu savunuyor ki aynı kanıdayım.

En ilginç olanı da, bazı çok bilirler, "Artık hiç kimse tiyatro yazmıyor, tiyatro yazarlarımıza ne oldu?" diye bir yanılgıdan yola çıkıyor. Bu çok önemli; çünkü yazarsız tiyatro olmaz.

Bence bunu birlikte çözeceğiz, ama önce yazarlarımızı dinleyerek. Çünkü çok değerli ve büyük tiyatro yazarlarımız var.

Bu arada bazı tiyatro severlerimiz, "Ah nerede o eski tiyatrolar! O eski oyunlar, o eski tiyatro sanatçıları!" diye yerinip yerinip duruyor. Oysa çevreye dikkatle baksalar gençleri görecekler. Bir değişimin, bir gelişimin yaşandığını fark edecekler. Genç tiyatrocular iş başında!.. Hepsi de yetenekli, yürekli ve cesur.

Bir araya gelip kendi özgün tiyatrolarını kuruyorlar. Yazıyorlar, oynuyorlar ve devamlı perde açıyorlar.

Ben onlara "safkan tiyatrocular" diyorum. Ve gene diyorum ki, günümüzün sanal ortamlarına karşın, Türk Tiyatrosu tüm gerçekliğiyle dimdik ayakta. Yeni ve çağdaş bir Türk Tiyatrosu hızla kendini bütünlerken, taptaze ve kararlı bir "jön Türk" tiyatronun müjdesini veriyor.

Çoğu tabuları yıkan bu özgür soluklu tiyatronun temelinde insanoğlunun gerçekleri var. Ama her şeyden öte, ülkemizin ve ülkemiz insanının iç güzelliği, kadirbilirliği, kaderciliği ama en umutsuz anlarda bile, o şaşmaz iradesi, kararlılığı ve sağlamlığı var.

‘Sanatçı alnında ışığı hisseden insandır’ diyor Büyük Önder… Bizler o ışığı sizlerden alıyoruz.

Ve dünya durdukça, kim ne derse desin, her söze verilecek en doğru cevap buradan olacaktır, tiyatro sahnelerinden. Çünkü sizler buradasınız.

O halde çalsın son ziller! Açılsın perdeler!”

ADINA TİYATRO SAHNESİ AÇILDI

9 Mart 2010 günü İzmir Bornova Çamdibi'de "Nedret Güvenç Tiyatro Sahnesi" adında bir tiyatro açıldı.

Dublajcı Hayri Esen ve tiyatrocu Orhon Murat Arıburnu ile evlenip ayrıldı. 45 yılı aşan bir süredir mimar Okan Bilgütay'la evli olan sanatçının; Müjde isimli bir kızı vardı.

KİTAPLARI

1989 - Kum Zambakları

1991 - Bir Zamanlar İzmir'de

2003 - Dinle Beni

2005 - Aşk Yoksunları

PLAKLARI

Memleket İsterim / Kara Koyun - Müzik: Bora Ayanoğlu, düzenleme: Esin Engin

Talih Kuşu - beste: Ali Ercan, düzenleme: Esin Engin

Kardelen-(şiir plâğı)

ÖDÜLLERİ

2012 - 16. Afife Tiyatro Ödülleri, Muhsin Ertuğrul Özel Ödülü

1997 - Afife Tiyatro Ödülleri, En Başarılı Kadın Sanatçı Ödülü: Eskimeyen Oyun

Altın Portakal: Kötü Tohum

Türk Film Dostları Derneği Ödülü: Kanlı Para

İlhan İskender Ödülü: Cyrano de Bergerac'daki Roxanne rolü ile

Kültür Bakanlığı Onur Ödülü: Günden Geceye

Avni Dilligil En Başarılı Kadın Oyuncu Ödülü: Günden Geceye ve Aşk Mektuptarı'ndaki rolleriyle iki kez;

Schiller Madalyası: Hile ve Sevgi

ROL ALDIĞI TİYATRO OYUNLARINDAN BAZILARI

Eski Şarkı (Eser: Reşat Nuri Güntekin, yönetmen: İ. Galip Arcan).

Cyrano de Bergerac (Eser: Edmond Rostand, çeviren: Sabri Esat Siyavuşgil, Yönetmen: Galip Arcan)

Suların Altındaki Yol, 1957-58, (Yazan: Jean Anouilh, Yönetmen: Max Meinecke)

Macbeth, 1962-63 (Eser: William Shakespeare, Çeviren: Sabahattin Eyuboğlu, yönetmen: Beklan Algan, Başrolü Agah Hün'le paylaşıyorlar)

Evcilik Oyunu, 1963 (Yazan: Adalet Ağaolu, Sahneye koyan: Tunç Yalman)

Yarış Bitti (Foto-finish), 1963-64 (Yazan: Peter Ustinov, çeviri: Gencay Sav (Gürün), sahneye koyan: Abdurrahman Palay)

Kuru Gürültü (Much Ado About Nothing), 1964 (William Shakespeare, çeviren: Hamit Dereli, Yönetmen: Zihni Küçümen)

Bozuk Düzen, 1964-65 (Yazan ve yöneten: Güner Sümer)

Editör: TE Bilisim