İşte İzzet Çapa’nın yazısı;

“Bu kez lafı uzatıp kelime oyunlarına filan girmek hiç gelmiyor içimden... Çünkü dün sabah intenet sitelerine ve gazetelere şöyle bir göz atıp Ayşe ile ilgili haberleri görünce içim cızz etti. Onun boşandıktan sonra her şeyi bu kadar içine atmasını altında küçük bir kızın ruhuna pansuman yapmak çabaları olduğunu tahmin ediyordum. Ama şartların onu böyle bir patlamaya zorlayacağını hiç düşünemezdim. Okuduklarımıza göre Ayşe, Ali Taran'ın ofisini basmış, camlarını taşlamış filan falan... Sonra dün öğlen saatlerinde Ayşe'nin bu konuda son derece duygusal satırlarla yazdığı basın açıklaması geçti elime. "Önümde umutla beklediğim günlerim var. Ancak bazen huzurumu bozacak hareketlerle karşılaşıyorum. Bu hareketlere anlam veremediğim için de sabrım taşabiliyor. Fazla zorlanırsa sabrın sonu gelebilir değil mi? Eğer sabrımın taşması çevreye rahatsızlık verdiyse çevredeki insanlardan özür dilerim. Huzuru ararken huzur kaçırmak olmak."

DANANIN KUYRUĞU NEDEN KOPTU?
Peki Ayşe'nin sabır taşı neden çatlamış.... Bizim kız sekiz yıldır mahallesindeki aynı kadın kuaförüne gidiyor... Burası artık onun arkadaşlarıyla buluştuğu, kendisini rahat hissettiği dost bir mekân olmuş... Son günlerde Ayşe'nin bu huzurlu dünyasında bir çatlak belirmiş. Yeni boşandığı eşi Ali Taran da aynı kuaförde tıraş olmaya başlamış. İstanbul'da bu kadar kuaför varken onun neden burasını seçtiği ayrı bir konu. Hele de bir kadın kuaförüne. İş bu kadarla da bitmiyor. Ayşe evlendikten sonra yakın çevresinden izole etmişti kendini. Sadece kankası Yasemin Şefik ile görüşmeyi sürdürüyordu. Geçen gün PAL FM'deki radyo programı sırasında Ali, Yasemin'i ziyaret edip "Seni çok özledim" deyince dananın kuyruğu kopmuş. Ayşe iddia edildiği gibi Ali'nin ofisinin camlarını filan taşlamamış. Sadece oraya gitmiş ve aralarında tatsız bir konuşma geçmiş... "Bırak artık peşimi" diye bağırmış sonunda Ayşe.

AYŞE DE HATA YAPMIŞ
Yazılarımda insanlar hakkında yorum yapmaktan kaçındığımı bilirsiniz. Ama böyle hassas bir durumda, konu da Ayşe olunca bu parmaklar tuşlara objektif olarak basamıyor. Ayşe, kalbinin sesini dinledi ve her şeye gözlerini kapayarak yaptı bu evliliği. Ama evliliği süresinde de, ayrıldıktan sonra da yalnızdı. Ali'nin kişiliğine ise hep saygı duymuşumdur. Ama bu son davranışlarından sonra ben bile şüpheye düşmeye başladım. Başka kuaför mü yok gidilecek? Onlarca arkadaşın, eşin dostun var. Yasemin'e ‘Seni çok özledim' ziyareti yapacağına git onlarla makara yap keyfine bak... Ayşe zaten o evlilikten beri toplumsal bir baskı altında ve yargısız infaza uğramış durumda. Bari artık sen rahat bırak şu kızı. Bizim Ayşe kıza da bir lafım var bu arada. Senin gibi bu kadar göz önünde olan bir insan biraz daha sinirlerine hâkim olabilirdi. Asıl suçun ise bu kadar zamandır Ali'nin vicdanını temizlemesine izin vermen Ayşe..”

Editör: TE Bilisim